EZAN DINLEMEK

Müslüman bilim adamlarının konuşmacı olarak bulunduğu bir panelde, ezan için konuşmayı kesmemeleri dikkatimizi cekti. Yoksa Islâmı anlatan konuşmalar yapıyor olmaları, ezanı dinlemelerine ruhsat verir mi?

Normal ve anormal ölçülerinin bir şeyin alışagelmesiyle tespiti herhalde hoş olmayan avamca bir hüküm olmalıdır. Bu açıdan bakıldığında -tabir hoş değil ama- İslamın "Istiklâl Marşı" diyebileceğimiz ezan için durmayı ve dinlemeyi küçümsemek, entellektüelliğin değil avamlığın bir belirtisi olmalıdır.

Fıkıh kitaplanmıza baktığımızda "Ezana Icabet" konusunda söylenenler arasında şunlar da vardır: Ezana icabet aslında, ezanla çağrılan namaza gitmektir, naim bizzat ezanın sözlerini dinleyip müezzinin söylediklerini söylemek de icabetin bir parçasıdır. Hatta bu yüzdendir ki, cünup olan kimse ezan okunurken onun sözlerini tekrarlar ama, hayızlı ve nifaslı kadın tekrarlamaz; çünkü onlar o hallerinde ezana asıl icabet sayılan namaza ehil değillerdir.

Resulullah Efendimiz (sav): "Ezanı duyduğunuzda müezzinin dediği gibi deyin" buyurur.(Müslim, salat 7) Buna göre Hanefiler bunun, vacip olduğunu söylerler, çünkü emir "vücup" ifade eder. Malıki'lerden bazıları ve Zahirilerin mezhebi de budur. Imam Malık, Şafii, Ahmed ve Hanefilerden Tahavî'nin de içinde bulunduğu cumhura göre sözle icabet vacipdeğil, müstehaptır.(Davudoğlu NI/27; lbn Hacer, Fethu'1-Bârî, N/92-93; Aynî, IV/280)

Kendi kendine Kur'an okuyan ve tesbih çeken kimse de bunları bırakıp ezana icabet etmelidir. Ama mescidde (başkaları dinlerken) Kur'an okuyan, okumasına devam edebilir. Dini bir konuda konuşan ve vaaz eden de konuşmasına devam edebilir mi? Bunu açıklayan bir fıkıh ibaresine rastlamadım. Herhalde vaazlarda anlatılan şey Kur'an'ın açıklaması olduğu, daha doğrusu olması gerektiği için, ona kıyasla bu tür konuşmalar devam ettiriliyor olmalıdır. Bu açıdan bakıldığında İslam'ın her hangi bir müessesesini ya da bir meselesini inceleyen seminerler, ya da paneller de böyle sayılabilir. Zaten ezan esnasında konuşmanın mekruh olmadığı da söylenmiştir.(bk. Bilmen, Ilmihal 128) Ama okunmakta olan ezana hiçbir türlü icabet etmemek, bir an için olsun durup ona iştirak etmemek mahzursuzdur, denemez. Bunun için elbette ezanın, lahnsiz, tegannisiz, yani sünnet üzere okunan bir ezan olması gerekir. Böyle sünnet üzere olmayan ezanı dinlemek zorunlu değildir.(Tahtavî,162) Ayrıca, hepsini dinlemesi gerekir diyenler varsa da, sadece ilk duyduğu ezanı ya da sadece kendi mescidinin ezanını dinlemesi yeterli olur.(Hindiyye. I/57)