Abdulvehab Gazi ve Sivas Sehri

Yazan: Hüseyin Çelik

Içindekiler

TAKDIM
I - ABDULVEHHAB GAZI'NIN HAYATI
----A - ABDULVEHHAB GAZI KIMDIR?
----B - MANZUM BIR ESER
-------1 - Abdulvehhab Gazi Peygamberimizin huzurunda
-------2 - Abdulvehhab Gazi Battal Gazi ile
-------3 - Ahmet Turan
-------4 - Abdulvehhab Gazi'nin Sehadeti ve Defni
-------5 - Sivas Valisi Zarali Zade Mehmet Pasa
----C - ABDULVEHHAB GAZI SAHABI MIDIR ?
II - ABDULVEHHAB GAZI TÜRBESI
III - ABDULVEHHAB GAZI TEKKESI
IV - ABDULVEHHAB GAZI CAMII
V - SEHZADE BAYEZID

 


TAKDIM

Uzerlerinde dogup büyüdügümüz, temiz havasini teneffüs ettigimiz, yüksek daglarindan, yaylalarinndan siril siril akip gelen soguk sularini ictigimiz, münbit ovalarinda yetisen cesit cesit meyvelerini, sebzelerini yedigimiz, ecdad yadigari, göklere sehadet parmagi gibi uzanan minarelerinde ezan okudugumuz, camilerinde husu ve huzur icerisinde namaz kildimiz, Türbeleri önünde (kabirleri önünde) ellerimizi kaldirarak dua ettigimiz bu cennet ülke vatanimizdir.

Bu vatani bizlere, her karis topragini kanlariyla sulamis, sinirlani kanlariyla cizmis sehitlerimiz, gazilerimiz emanet etmislerdir.

Hangi sehre giderseniz gidin, hangi kasabaya ugrarsaniz ugrayin, hangi köye misafir olursaniz olun, muhakkak orada (Bir sehit mezari) bir türbe görürsünüz. Sivas ilimiz de sehitler diyari bir beldemizdir.

Sahabi olmasi muhtemel olan, degilse de Tabiiinden oldugu muhakkak bulunan Ilayi Kelimetullah icin Anadolu'ya gelip sehit olan, sehrimizin en hakim noktasinda türbesi bulunan Abdulvehhab Gazi Hazretleri bulunmaktadir. En cok ziyaretcisi olan bir türbedir.

Zaman zaman Müftülügümüze, sifahi olsun, yazili olsun gerek yerli ve gerekse yabanci ziyaretciler tarafindan, türbe hakkinda bilgi edinemediklerini bildirmekte idiler. Hakikaten bu büyük bir eksiklikti. Ben bu eksikligi gidermek icin Merkez Vaizimiz Hüseyin Celik beyefendiye rica ettim. O da benim bu ricami vazife telakki etti ve iste elinizdeki bu kitapcigi hazirladi. Kendisine tesekkür ederim.

Türkiye Diyanet Vakfi Sivas Subesi olarakta basimina karar verdik. Böylece o büyük sehidi (Sahabiyi) tanitmada katkida bulumnus oluyoruz.

Milletler, dinlerine, tarihierine, ecdadina, sehitlerine, gazilerine, hürmet ettigi, saygi duydugu müddetce yasarlar.

Bu vesile ile en güc, Sartlar ve mahrumiyetler icerisinde hayatlarini veren tüm sehitlerimizi, gazilerimizi sükranla anarim.

Ruhlari sad olsun. 14.12.1992

Mehmet GÜRLER Sivas Müftüsü

 


I - ABDULVEHHAB GAZI'NIN HAYATI

A - ABDULVEHHAB GAZI KIMDIR?

Abdulvehhab Gazi Hazretleri, Sivas'ta, Kilavuz mahallesi üzerinde Akkaya ismindeki bir tepede kendisi ici yaptirilan türbesinde medfundur. Mahalli rivayete göre, Sahabidir. "Lä ilahe illallah Muhammedürrasulullah" yazilli olan Peygamberimizin sancagini, cihad icin hazirlanan ordunun önünde tasimistir. Peygamberimizin sancaktari, bayraktari olarak bilinir.

Yakin zamana kadar Sivas ve havalisinde cereyan eden bu olay, Abdulvehhab Gazi'nin Peygamberimizin bayraktari oldugu kanaatinin ne kadar yaygin oldugunu göstermesi bakimindan cok manidardir.

Yapilan dügkün merasimlerinde, oglan tarafi gelini almak icin baslarinda bayraktarlari bayragi cekmis bir halde kizin bulundugu köye veya mahalleye yaksirlar. Bunlari kiz tarafi karsilar. Kiz tarafinin bayraktari, oglan tarafinin bayraktarina söyle seslenir:

Kitap üstünde yazi,

Okurlar bazi bazi

Pirimiz ABDULVEHHAB GAZI

Verelim Muhammed'e selavat,

Sallü alü Muhammed

Herkes salavati serife getirir. Salavati serifeden sonra, oglan tarafmin bayragi elinde tasiyan bayraktari, kiz tarafinin bayraktarina:

Bayraktar bayragini, kaldir

Yönünü kibleye döndür

Pirine bir salavat gönder

Verelim Muhammed'e selavat,

Sallü ala Muhammed

Yine herkes salavati serife getirir. Ve kiz tarafinin bayraktari oglan tarafnin bayraktarina maniler seklinde bilmeceler sorar. Bilirse oglan tarafina gelini almalarl icin yol verilir. Bilinmezse bayraktar:

- Bildigimin alimiyim, bilmedigimin talibiyim. Ben haddimi bilirim. Cevabi bilmiyorum. Söz söyleyin ögrenelim der. Kiz tarafinin bayraktan cevap verir ve oglan tarafina yine yol verilir.

Burada oglan ve kiz tarafindan, bayragi tasiyanlarin birbirine "Pirine salavat (dualar) gönder, Pirimiz ABDULVEHHAB GAZI" demeleri dikkat cekicidir. Zira halkin inancina göre Abdulvehhab Gazi, Peygamberirnizin bayraktari sayilmakta ve bayraktarlarin piri kabul edilmektedir.

Rivayete göre Abdulvehhab Gazi cok uzun yasamistir. Abdulmelik bin Mervan zamaninda seraskerli'ge Sivas'a gelmis ve burada sehid düsmüstür. (I.Hakki UZUNCARSILI, Sivas Sehri)

Evliya Celebi'ye göre Hz. Peygambere asik olup, onun huzurunda müslüman olmus, Hz. Ali kemerini baglamis, debbaglarin piri olmustur.

Türbesindeki kabir tasinda su ifadeler vardir.

"Hüvelbäki, Ashabi Kiramdan Haza Merkadül Magfur merhum hazreti Abdülvehhab Gazi (R.A.) Ruhuna fatiha H. 113, M. 732"

Taberi Battal Gaziden bahsederken, onun bulundugu muharebelerden ikisi hakkinda malumat verir. Bu muharebelerden biri Hicri 113 tarihinde olmustur. Bu savasta Battal Gazi'nin silah arkdaslarindan Abdülvehhab bin Buht sehit düsmüstür. (Islam Ansiklopedisi)

Abdulvehhab Gazi'nin, Battal Gazi destanindaki kahramanlardan ve onun silah arkadaslarindan biri oldugunu kabul ederek, su bilgilere sahib oluruz:

a) Abdulviehhab Gazinin dogum tarihi belli degildir.

b) Babasi Buht'tur.

c) Hicri 113 tarihinde Sivas yakinlarinda ve Battal Gazi'nin de bulundugu bir savasta sehid düsmüs ve bugünkü bilinen yere defnedilmistir.

Abdulvehhab Gazi'nin menakibi (Hicrii 1100, Miladi 1688) senesinde ulemadan Sari Hatip Zade Ahmet Hamdi Efendi tarafindan nazmen kaleme alinmistir. (I.H. UZUNCARSILI)

 


B - MANZUM BiR ESER

1 - ABDULVEHHAB GAZI PEYGAMBERIMIZIN HUZURUNDA

Semsi Sivasi Hazretleri nakleder ki; Abdulvehhab Gazi, genclik cagina erismeinden itibaren Peygamberimizle beraber yapilan gazalara istirak etmis, daima O'nunla , sefere cikmistir. Seferlerde peygamberimiz ona tasimasi icin bayrak vermis ve:

Nice yerler gezesin, Allah sana uzun ömürler versin diye dua etmistir. Bu duanin bereketi üzerine Abdulvehhab Gazi cok uzun seneler yasamistir.

Bir gün iki cihan günesi, beseriyyet icabi kederlenir, mübarek yüzünde üzüntü alametleri görülür. Bu keder icerisinde etrafina toplanmis olan eshabina söyle der:

„Kim Allah tarafindan meydana gelen, gördügü tuhaf, acaib seylerden bahsetmek ister?"

Peygamberimizin bu talebi üzerine, Ashabdan Abdulvehhab Gazi kiyam eder, boyun büker ve utanarak söyle der:

„Ey Cihanin Fahri ....Ben nice yerler dolastim. Iran ikliminin cümlesini gördüm. Sehirlerini ve beldelerini seyrettim. Gördügüm bu yerler öyle güzel yerlerdi ki, Dünyada buralarin bir misli daha yoktu. Daglari agaclarla dolu idi. Bunlardan bir kismi da meyve agaci idi. Bag ve bahceleri de meyvelerle dolmustu. O yerin havasi cok hostu. Erkekleri Araba muhabbet eder, kadinlari ise gok güzeldi. Buralar ne kadar övülse, buna layiktir. Fakat bunlann bir kusuru vardi, o da, müslüman olmayislariydi, Ya Resulellah, nolaydi bu diyar bize müyesser olsaydi da, buralar, müslüman askerleriyle dolsaydi.

Abdulvehhab Gazinin bu sözleri üzerine peygamberimiz Allah'a dua etti ve:

„Ya Rabbi, bu diyari ümmetime nasib eyle" dedi.

Bu olay üzerine Cebrail (AS) gelerek peygamberimiz (SAV) efendimize:

„Ya Muhammed (SAV) Allah'in sana selami var. Bu Yerler senin ümmetine nasib olacak. Müslümanlar buralari fethedecektir. lkiyüz sene sonra senin neslinden adi CAFER olan bir yigit cikacak ve onun karargahi Malatya olacaktir. Allah yolunda Cihad edecek olan bu yigit cok yerleri fethedecektir."

Cebrail (AS)'in bu müjdesini peygamberimiz ashabina bildirdi. Ashab cok sevindi. Abdulvehhab Gazi söz alarak Peygamberimize:

„Ya Resulullah, acaba ashabdan bu zamana erisecek kimse olur mu?" dedi.

Bunun üzerine Cebrail (AS) Peygamberimize söyle buyurdu:

„Ya Muhammed (AS), sana bu soruyu soran o zamana erecektir. Sen Abdulvehhab Gaziye vasiyyet et. Emanet birak."

 


2 - AB DULVEHHAB GAZI BATTAL GAZI ILE....

Peygamberimizden ikiyüz sene sonra Abdülvehhab Gazi, Peygamberimizin vasiyyeti üzere, Cafer'i -ki Battal Gazi'dir- bulur. Ve emaneti ona teslim eder. Bütün savaslarda onunla birlikte olur. Birlikte cok yerler fethederler.

 


3 - AHMED TURAN

Sivas yakinlarinda Soguk Cermik civarinda cok siddetli bir savas olur. Bu savasta Hz. Cafer, Ahmed isimli bir kafirle cenge tutusur ve onu yener. Hz. Cafer'in yigitligi ve mertligi karsisinda Ahmed sehadet kelimesini getirerek müslüman olur. Müslüman olan Ahmed, Hz. Cafer'e BATTAL ismini verir. Hz. Cafer bundan sonra Battal Gazi ismiyle söhret bulur. Battal Gazi de, Müslüman olan Ahmed'e Turan ismini verir. Ahmet Turan müslüman olduktan sonra Battal Gazi ve Abdulvehhab Gazinin yaninda, müslümanlarin safinda savasa girer. Savas siddetlenir. Gazilerin cogu sehid düser. Bu arada Ahmet Turan'da sehid olur. Ahmet Turan'in mübarek cesedini bulurlar ve Soguk Cermikteki yüksek yere, kayanin Üstüne defnederler.1

Dipnot:

1 Sivas 'ta yaygin bir inanc vardir. Cocuklari yasamayan, ölen kadinlar, Ahmet Turan'i ziyarete giderler. Kabri basinda cocuklarinin yasamasi icin Allah'a dua ederler. Bu sekilde hareket etmekle cocuklarinin yasiyacagina inanirlar. Ahmet Turan'in kabrinin ziyaret edilmesi ve yaptiklari duadan sonra dogan cocuklarina da Ahmet Turan ismini korlar. Bu sekilde cocuklarina Ahmet Turan ismini koyan aileler bir hayli coktur. Bu sebepledir ki Sivas ve havalisinde cok sayida Ahmet Turan ismi vardir

 


4 - ABDULVEHRAB GAZININ SEHADETI VE DEFNI

Soguk Cermik civarinda meydana gelen siddetli savasta Ahmet TURAN'la birlikte, Abdulvehhab Gazi Hazretleri de sehid olur. Sehid olan Abdülvehhab Gazi suya düser, Sel sulari Abdulvehhab Gazi'nin mübarek cesedini Yukari Tekkedeki Akkayanin eteklerine kadar getirir. Burada kumlarin altinda senelerce kalir. Sivas'ta bulunan büyük bir zat Abdulvehhab Gaziyi rüyasinda görür. Abdulvehhab gazi rüyasinda o zata:

„Gel beni buradan cikar," der.

Sabah olunca o zat, gördügü rüya üzerine, ileri gelenlerle birlikte Abdulvehhab Gazinin bulundugu yere giderler. Cesedini kumlarin altindan cikarirlar. Mübarek ceset kana bulanmis ter-ü tazedir, Sanki yeni sehid olmus gibidir.

Kumlarin arasindan cikarilan ceset, Akkayanin üstüne, simdiki yerine defnedilir. Cesedi cikaran zat, Abdulvehhab Gazi'ye güzel bir türbe yaptirir.

Eskiden Sivas halki yagmur duasi icin Yukari Tekkeye, Abdulvehhab Gazi türbesinin yanina gelirler, burada dua ederlerdi.

 


5 - SIVAS VALISI ZARALI ZADE MEHMET PASA

Bircok devlet adami, Abdulvehhab Gazi' ye itibar etmisler, saygi ve hürmette kusur etmemislerdir. Bunlardan biri de, Mahmud Han zamaninda , Sivas Valisi olan Zarali Zade Mehmet Pasadir.

Zarali Zade Mehmet Pasa Abdulvehhab Gazi'ye itimat etmis ve ona cok tazimde bulunmustur. 1160 Hicri senesinde Abdulvehhab Gazi türbesini tamir ve insa ettirmis, demir parmakliklar yaptirmistir. Türbedara maas baglanmistir ve Abdulvehhab Gazi türbe ve Camisi icin yapilan vakfi genisletmistir. Ayrica camiyi genieletmis minare yaptirmistir. Buraya birde su getirmistir.

 


C - ABDULVEHHAB GAZI SAHABI MI DIR?

Resulullah (SAV) ahir hayatinda yatsi namazini kildirdiktan sonra ayaga kalkti ve:

„Bu geceyi görüyorsunuz ya, iste bu geceden itibaren yüz sene basinda (bu gün) yeryüzünde olanlardan hicbir kimse kalmayacaktir, buyurdu." (Tecrid 1/113, Müslim Terceme ve Serhi 10/459). Muhaddislerin beyanina göre bu hadisten maksat, ashabin devri yüz sene sonra nihayete erecek demektir. Peygamberimiz bu sözleriyle o gece doganlar dahil, dünyada bulunan herkesin yüz sene icinde öleceklerini aciklamistir. Hadisi serif bir mucizedir.

En son vefat eden sahabi Leys'dir. Vefati icin hicri yüzden yüzona kadar muhtelif tarihler beyan edilir. Bu sebeple hicri 110 tarihinden sonra yasayan bir kimsenin sahabiligi reddedilir. Hicri 110 tarihinden sonra sahabi oldugunu söyleyen kisi ülemaya göre bilittifak yalancidir. (Tecrid, Muk/17, 29).

Peygamberimizin mezkur hadisine ve ulemanin bu hükmüne göre tarihen Abdulvehhab Gazi'nin sahabi olmasi mümkün gözükmemektedir.

Evliya Celebi, Abdulvehhab Gazi'den sahabi olan Süheybi Rümi olarak bahsediyorsa da, Süheybi Rümi hicri 38 de Medine'de vefat etmistir. Süheybi Rümi olmasi da mümkün degildir.

Corum tarafindan Ali Izzet Efendinin "Tezkire-i Makamat" isimli Osmanlica bir risalesi vardir. Corum ve, havalisindeki 200 kadar zevatin isim ve makamlarindan bahseder. Bu risalenin bas tarafinda su ifadeler vardir:

"225 tarihinden ilel an bihasbil kader seyahat ve kest-i güzär eyledigim mealiki Islamiyyede:

A- Enbiyai Izamdan Ergani sancaginda Hz. Zülkifl (AS) merkadi serifiyle, Tarsus'ta Hz. Lokman (AS) ve Danyal (AS) in makami latifelerini ve,

B - Ashabi Kiramdan Derseadette Hz.Halid b. Zeyd ve Cafer ve Ali beytinden Kayseride Zeynel Abidin ve,

C - Tâbiinden -Sivas'ta Abdulvehhab Gazi (R.Anhüm) hazeratiyla evliyai kiramdan beldei mezkurelerde ve biladi sairede de nice zevat rahimehümüllah mekabir ve makaâmâtlarini ziyaret müyesser oldu..."

Görüldügü gibi bu risalede Abdulvehhab Gaziden Tabiin olarak söz edilmektedir.

Anadolunun fethinde tasavvufun dolayisiyla Allah dostu dervislerin cok büyük bir rolü oldugu tarihi bir vakadir. Bu mana erlerin islama hizmetlerini iki sekilde yerine getirmislerdir:

1 - Barisci Dervisler: Bunlar daha cok dua ve himmetleriyle gönül fetheden, ruh hakimi olan evliya ve erenlerdir. Bu maneviyat adamlari Anadolu'nun islamlasmasinda birinci derecede rol almislardir.

2 - Savasci Dervisler : Bunlar lslami kiliga yayma vazifesini üstlenmis, kendilerini Allah'a adamis evlenmeyen yigit, cesur, kahramanlardir. Düsmanla daima savas halinde olan bu yigitlere "Gaziyani Rum =Rum Gaziler " , "Alp Erenler" denir. Anadolu ve Balkanlar Türkiyesinin her sehri bunlardan bir hatira tasir. "Melik Gazi", "Aslan Gazi", "Musa Gazi", "Seyyid Gazi", "Abdulvehhab Gazi"... gibi bir gazinin türbesiyle süslenmeyen bir sehir yok gibidir. Serhadlerde ölmek, harpte en ön saflarda savasirken sehid olmak, sehid olduklan yerde defnedilmek, böylece oralarin Diyari Islama ait oldugunu belgelemek bu idealist dervisIerin kudsi bir hedefi idi. (Bak: Süleyman Uludag, Tasavvuf Tarihi Ders Notlari, I. H. Uzuncarsili: Sivas Sehri, sh. 38)

Tabiinden olan Abdulvehhab Gazi de, Battal Gazi'nin silah arkadaslanndan, kendini Allah'a adamis bu savasci dervislerden aziz bir sehid olsa gerektir. Allahu Alem. Allah ondan razi olsun.

 


II - ABDULVEHHAB GAZI TÜRBESI

Abdulvehhab Gazi türbesinin kim tarafindan ve kac tarihinde yapildigini bilemiyoruz. Fakat bu türbeyi ilk defa vakif yapan meshur Cakirhan oglu Serafeddin Ahmed Beydir. Bu zat 726 Saban'inda (Milsdi 1325) vakfiyesini tesbit ettirmistir. Vakfinin mütevelliligini de, Seyh Muiniddin Ahmed bin Seyh Abdulaziz'i tayin etmistir. (Vakfi esi Vakiflar Genel Müdürlügü Arsivinde, 607 nolu defterde kayitlidir).

Ikinci Beyazit zamaninda Ahmet Pasa türbenin yanina bir mescit yaptirirken, türbeyi de yeniden yaptirmistir, Türbenin bakimi icin görevlendirilme yapilmis, ve bu vazifedarlara kafi miktarda gelir vakfedilmistir.1160 senesinde Sivas Valisi bulunan Zarali zade Mehmet Pasa tarafindan Abdulvehhab Gazi vakfi tevsi ve kabri yanindaki Mescit genisletilerek bir minare, bir zaviye ve bir de cesme ilave edilmistir. Bu arada Türbe tecdiden tamir görmüs ve ayrica türbedara maas baglanmistir.

Ahmed Hamdi Efendinin oglu Müfti Numan Efendi, Zarali zade Mehmet Pasa hakkinda tanzim eyledigi bir kasidesinde:

"Sim ile oldu müzeyyen, mamur

Merkadi pakii Abdulvehha"

Yani: "Abdulvehhab Gazinin kabri, türbesi imar edildi, gümüs1e süslendi" beytiyle Abdulvehhab Gazi türbesinin tamirine isaret etmistir, (Bu bilgiler icin bak: I.H. Uzuncarsili, Sivas Sehri)

Evliya Celebi'nin Seyahatnamesinde bahsettigine göre, Bagdat Fatihi 4. Murat Sivas'a gelip Abdulvehhab Gazi türbesini ziyaret etimis ve türbenin duvarrna sikeste talik yazisiyla su beyti yazmistir

„Su denlü devr ede bu carhi devvar

Ne ben kala, ne hat kala, ne divar"

Bu günün diliyle: Bu dönücü dünya o sekilde dönüyor ki, ne ben kalirim, ne yazi kalir, ne de duvar, demektir.

ABÜLVEHHAB GAZININ SIVAS'TAKI TÜRBESI

Yine 4. Murad Han bu örtülü kabri ziyaret edip,

„ lza tehayyertüm fil umuri festeinü min ehlil kuburi" -Islerinizde güclüge ugrayinca, kabirlerden ibret alip onlari ziyaret etmek suretiyle Allah'tan) yardim isteyiniz." hadisine uyarak ruhaniyetlerinden yardim dilerken, Murat Hanin gönlüne Alleh'in ilharni ile "Fetehna'l-idrak" terkibi gelip Bagdat'in eski fethi tarihi düser. (Fetehna'l-Irak) arapca Iraki fethettik demektir. Arapca cümlenin lebcet hesabiyla karsiligi 941 eder ki, Bagdat'in Kanuni Sultan Süleyman tarafindan fethi tarihidir. Miladi olarak Osmanli ordusu Bagdat'a 28 Kasim 1434'te girmistir." Bu sevincle Murat Han, Abdulvehhab'in örtülü kabrinden disari cikarak Silahtar Melek Ahmet Agadan bir kisa kargi alir. Sehre bakan kaya üzerinde ceevreye göz atarken Allah'in emriyle bir kara kartal kusunun ucmakta oldugunu görür. Murat Han, "Bagdat'i fethedebileceksem su kus avim olsun ey Seyh" diye niyet tutarak kargiyi savurur (ve tefe'ül eder). Kusa isabet edince Allah'a hamdolsun, Bagdat benimdir. Imami Azam'in kabrini tahkirden kurtaracagim" diye sevinir. (Imami Az'am Siilerce sevilmedigi icin Bagdat'taki kabrine hor bakiliyordu. (Seyahatname).

 


Abdülvehhab Gâzi'nin Sivas'taki türbesi (Yukari Tekke)

Abdulvehhab Gazi türbesi, bugünkü haliyle sekizgen planli olup tamamen kesme taslardan yapilmistir. Üzeri tek kubbelidir. Türbenin icinde sadece Abdulvehhab Gazi'nin mezari vardir.

 


III - ABDULVEHHAB GAZI TEKKESI

Zaviye Tekkenin kücügüne denir. Tekke ise, tarikat mensuplarinin oturup kalktiklari, zikir ve dua ile mesgul olduklari, ilim ve fen tahsis ettikleri yer demektir. (Osmanli Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlügü)

Abdulvehhab Gazi türbesinin yanina Hicri 1160 senesinde Zarali Zade Mehmet Pasa'nin zaviye yaptirdigini biliyoruz.

Abdulvehhab Gazi tekkesinin zamaninda mamur, varidatinin fazla ve müridaninin kalabalik oldugunu kaynaklardan ögreniyoruz.

Hicri 1302 yilina ait Sivas salnamesinde de o gün icin Abdulvehhab Gazi tekkesinin acik ve mamur oldugu, türbei seriflerinin ise ziyaretcilerle dolup tastigi, ruhani feyizlerinin acikca görüldü kayitlidir.

Evliya Celebi Seyahatnamesinde, Sivas halkinin gayet dindar olmasi nedeniyle her mahallede birer ikiser zaviyenin ve 11 (On bir) tane de Tekkenin bulundugundan bahseder. Iste bu tekkelerden biride Abdulvehhab Gazi Tekesidir. Mamur olmasiyla, gelirleri'nin fazlaligiyla, zikir, dua ilim ve fenle mesgul olan müritlerinin kalabaliklariyla meshur olan Tekke, bulundugu yerin bu adla anilmasina sebep olmustur.

Burada yeri gelmisken su bilgiyi de verelim:

2 Eylül 1925 ' te ilan edilen bir kararname ile Tekke ve Zaviyeler kapatilmistir. Tekke ve Zaviyeler hakkindaki kararnamenin birinci maddesi aynen söyledir.

Madde 1 - Türkiye Cumhuriyeti dahilinde gerek Vakif suretiyle insa edilmis ve gerek Seyhin mülkü olarak tapu ve taht-i temlikinde bulunmus olan bilumum Tekava (Tekkeler) ve Zevaya (Zaviyeler) bila istisna kamilen kapatilmistir.

Bu kararname üzerine sahipsiz kalan tekke ve zaviyeler zaman icerisinde yok olmuslardir. Abdulvehhab Gazi Türbesinden de bugün bir iz kalmamistir. Varligi ve özellikleri eserlerde, ismi ise Yukari Tekke olarak hala dillerde dolasmaktadir.

 


IV - ABDULVEHHAB GAZI CAMII

Ilk yapildiginda Türk mimarisinde olan bu binayi ikinci Beyazid zamaninda Ahmet Pasa isminde bir zat yaptirmistir. Hicri 1160 senesinde Mahmud Han zamaninda Sivas Valisi bulunan Zarali Zade Mehmet Pasa tarafindan Abdulvehhab Gazi Mescidi genisletilerek, bir minare ilave edimistir. Mescit kitabesindeki yazi söyledir:

"Gad ensee Haza-l- Mescidi-s-Said Fi eyyami

devleti-s-Sultan Bayazid bi Emir Ahmed...........

Yani: Bu Mübarek Mescit Sultan Bayazid zamaninda Emir Ahmed tarafindan yaptirilmistir......" (I.H.U. Sivas Sehri).

Hicri 901 de yapilan ve 1160 da genisletilerek bir de minare ilave edilen dami, bugünkü haliyle tamamen yeniden insa edilmistir. Hicri 1394, Miladi 1974 yilinda cemiyetin ve halkin yardimiyla tamamen yeniden insa edilen cami iki katlidir. Türbe seviyesinde olan asil caminin bir de zemin kati vardir. Burasi ziyarete, gelen kadinlar icindir. Vakit namazlannda kadinlar burada namaz kilarlar. Cami kesme taslardan yapilmis olup kubbelidir. Caminin ilk yapildigi zamandaki kitabe yazisi bazi kücük degisikliklerle bir mermere islenerek Caminin ön tarafindaki zemin kat giris kapisi üzerine konulmustur. Kitabenin asli yoktur. Cami ile birlikte, tek serefeli olan minare de yeniden insa edilmistir. Mermer bir tas üzerine yazilip minare duvarina yerletirilen su kita minarenin yapilis tarihini ve ustasini göstermektedir.

Tanri Kulu Hasan eyledi insa

Duanizi bekler, ki ola ihya

Rahmeti cok Rabbimden ümit kesmem

Cümle günahlarimizi eyler imha

Caminin mülkiyeti vakiflara aittir. Arsa alani 311,40 m2 dir. Cami alani ise 191,40 m2 dir. Cemaat kapasitesi 800 kisi olup, lojmani yoktur. Müezzin kadrosu olmayan Caminin bir Imam-Hatib kadrosu bulunmaktadir.

 


V - SEHZADE BAYEZID

Sehzade Bayezid, Kanuni Sultan Süleyman' in ogludur. Hicri 902 senesinde dogmustur, Kanuni'nin diger oglu Selim'le ana baba bir öz kadestirler. Bunlar daha babalari hayatta iken taht kavgasina tutusmuslar, uzun mücadeleler sonucunda, Kanuni Sultan Süleyman'in, oglu Selimi desteklemesi sonucunda ne acidir ki, Sehzade Beyazid öldürülmüstür.

Sehzade Bayezid'in, Orhan, Ayse, Abdullah, Osman, Mehmet ve Murad isimlerinde bes oglu kizi v bir kizi vardi. Dört büyük erkek kardes ve bir de babalariyla beraber Iranda katledilirken, daha üc yasinda bulunan en kücük kardes Bursa'da öldürülmüstür. Abdulvehhab Gazi Camiinin icinde iki büyük iki kücük olmak üzere dört tane kabir vardir. Bunlar caminin kuzey dogu kösesindedir. Bu kabirlerin, bulundugu bölümde, kabirlerin bas tarafinda duvara asilmis bir levha ve bu levhada da su ifadeler yazilidir:

„ Sehzadeler Kanuni Sultan Süleyman'in oglu Bayezid ve ogullan, Osman, Orhan, Abdullah burada medfundur. Sehit masumlara fatiha, 23 Temrnuz 1562"

Bu ifadelere göre Sehzadeler birada yatmaktadirlar. Halbulki kaynaklar Sehzadelerin burada yattigindan bahsetmiyor. Aksine Sehzadelerin, Cayiragzi mahallesindeki dokuz loglu evler karsisinda, tarlanin icinde bulunan Melik Acem Zaviyesine defnedikleri kaydedilir.

23 Temmuz 1562 tarihinde Iran'da katledildikten sonra Sivas'a getirilip Cayiragizi'ndaki Melik Acem zaviyesine defnedilen Sehzade Bayazit ve dört cocugunun türbesi yine kaynaklarin ifadesine göre harap ve münderis olmustur. Yani izi eseri kalmamistir.(Bak: I.H.Uzuncarsili, Sivas Sehri)

Bu gün Abdulvehhab Gazi Camiindeki sehzadelere ait oldugu söylenen kabirler Melik Acem zaviyesinden mi nakledilmislerdir, yoksa kabirleri kaybolan bu sehzadelerin anisina makamlar mi yapilmistir? Anlayamidik.

Sehzade Bayezid sairdi. Siirde Sahi mahlasini kullanirdi. Türkce ve Farsca divani vardir.

Su beyit onundur:

Ey seraser aleme Sultan Süleyman'im baba

Tende canim, canimin icinde canamm baba

Bayazitine kiyar misin? Benim canim baba

Bi günahim Hak bilir benim sultanimn haba.

SIVAS, 1992