Gençlige "Akif asisi" yapmak: Istiklâlin istikbâli, istikbâlin istiklâli

Akif olmak, Akif hüviyetine bürünmek... Gençligi Akif'ler olarak yetistirebilmek... Istiklâl Marsini dogru dürüst terennüm edemeyen, milli - manevi hisleri her geçen gün biraz daha törpülenen, duygu karmasasi içindeki gençlige "Akif asisi" yapmak yani. Olur mu? Neden olmasin ki?

Hangi çilgin bana zincir vuracakmis? Sasarim!

Kükremis sel gibiyim: Bendimi çigner, asarim;

haykirisiyla kükreyen, gördügü bir zulmün derhal hasmi kesilerek,

Zülmü alkislayamam, zalimi asla sevemem;

Gelenin keyfi için geçmise kalkip sövemem...

Biri ecdadima saldirdi mi hatta bogarim...

-Bogamazsin ki!

- Hiç olmazsa yanimdan kogarim.

Üç buçuk soysuzun ardinda zagarlik yapamam;

Hele hak namina haksizliga ölsem tapamam

diyebilen, cesur, kararli ve îmânli bir gençlik için, Akif'in nesli için neler feda edilmez ki? Bu gençlik ülke ve insanimizin teminati, istiklâlin istikbâli, istikbâlin istiklâli olacaktir.

Necip Fazil Kisakürek'in Bir Gençlik, bir gençlik diye arayip durdugu, özlemini çektigi, gökleri çökertecek, ve yeni kurbaga diliyle bütün dikeyleri yatay hale getircek bir nida kopararak "mukaddes emaneti ne yaptiniz?" diye sorabilecek bir gençliktir bu.

Dîninin, dilinin, beyninin, ilminin, irzinin, evinin, kininin, öcünün da'vâcisi bu gençligi yetistirebilmek kolay hüner degildir. Kendi kültürünü ögrenmeden bati rüzgarlarina kapilip zatürre olan, sifa bulmasi için duâlar ettigimiz ancak çogu kez ümitsiz vak’alar olarak karsimiza çikan saskinlar güruhunun da harci degildir is. Büyük bir îmân, azim ve cesaret isteyen zor bir istir gençlige "Akif asisi" yapmak..

Zalimin hasmiyim amma severim mazlumu...

Irticâin su sizin lehçede ma'nâsi bu mu?

diye gürleyen, mürteci yaftasini müslümanlara yapistirmak isteyen millet düsmanlari ile mücadele eden ve sirf bu yüzden daha irtihalinin (vefatinin) hemen akabinde hakaretlere maruz birakilan Akif’i, bu günlerin benzer ortamina tasimak..

Çok yakin bir tarih: Irtihâlinin henüz ikinci yilinda, (28/12/1938) Çarsamba günü Akif'i anmak üzere Üniversite konferans salonunda toplanan gençler, Akif'sizlige aglarken bir baska asap bozucu olayla daha sarsilacaklar, belki tüm yasamlarina yansiyan bir menfilige sahit olacaklardi: Birileri ki - bunlar herkesin malûmudur - bu gençlerimize sorarlar, "baska Türk büyügü kalmadi da, Akif'i mi aniyorsunuz? Anacaksaniz meselâ bir Tevfik Fikret'i anin. Akif gibi bütün umdeleri dîne dayanan, mürteci bir sairi niçin aniyorsunuz?" Inanmayan ya da fazla bilgi isteyen, Esref Edib'in Mehmet Akif isimli eserine basvurabilir. Devrin Tan isimli gazetesini tedarik edebilirseniz ki, - bütün bu çirkinligin yuvasi o gün orasidir - daha ayrintili bilgiler de edinebilirsiniz. Edebsiz ve serefsiz insanlar,

Bu ezânlar ki sehâdetleri dînin temeli

Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli

misralarindan öylesine rahatsiz olmuslardir ki, kuduz salyalarini akita akita bunu, devrin verdigi cesaretle olacak; aleni bir sekilde ilân etmekten de imtina etmez, çekinmezler. Efendim bu misralar laiklige aykiri imis... Ilhamini dînden alan bir mars nasil olurda milli mars olurmus v.s.. Bu misralar ki, evet Milli Marsimizda geçiyor, saldirinin odagi yapilmistir. Günün idaresinden bu saldiriya en ufak bir müdahale dahi olmaz. Hatta zimni (açik etmeden, üstü kapali) olarak tesvik bile görür.. Valiler ayni zamanda CHP'nin il baskanlaridir zira.

Bütün bu olanlarin bizce asil sebebi zulme riza göstermek, Akif gibi, Necip Fazil gibi haykiramamak, kisik sesliliktir.. "Kim var?" Diye seslenilince, sagina ve soluna bakinmadan fert fert "ben varim" cevabini verecegi ve her ferdi "benim olmadigim yerde kimse yoktur" duygusuna sahip bir da'vâ ahlâkini pirildatici bir gençlik. Böyle bir gençlikten mahrum olmak yani.

Merhum Akif de eser-i millîsinde böyle demiyor muydu?

Beklesirken gökte yüz binlerce ervâh, intikam;

Yerde kalmis, na'sa benzer kavm için durmak haram!

Kahraman ecdadinizdan sizde bir kan yok mudur?

Yoksa: Istikbâlinizden korkulur, pek korkulur!..

Yarinlarda istiklâlimize halel gelmesin istiyorsak, ayagini yere saglam basmis, kendine güvenen, çagin ilerisine geçmis, ögrenmek askiyla yanan, îmân dolu gögsünü vatani, milleti ve devleti için siper etmekte tereddüt geçirmeyecek bir gençlik yetistirmeliyiz. Akif'in ve Akifler yetistiren büyük milletimizin mukaddes emaneti hamil gençlere bu günkü ihtiyaci zaruret derecesindedir. Aksi halde Sark, Akif'in dedigi gibi bir türlü uyanamayacak, Allah korusun izmihlâle sürüklenecektir.

Arkadas! Yurduma alçaklari ugratma sakin;

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsizca akin.

Dogacaktir sana va'dettigi günler Hakk'in..

Kim bilir, belki yarin, belki yarindan da yakin.

Allah’in rahmeti üzerine olsun ey Akif.. Gençlige "Akif asisi" yapmayi basarabildigimiz, basörtülerimizle gurur duydugumuz gün seni yine anacagim. Ve o gün baska türlü anacagim seni..

Yazi, Ramazan Ercan 'nin "Düzgün Yazilar" isimli kitabindan alinmistir. Kitap henüz yayinlanmadi. Seha Nesriyat tarafindan yayinlanmasi için girisimler sürmektedir.