Dogal Gaz ve Sam Amca'nin Yardimi

Huzeyfe Kaya

Her seyden önce, Türkiye'nin basrolde oynatildigi dogal gaz projelerinin ne oldugunu kisa bir sekilde özetlemekte fayda var. Gündemde dogal gazla ilgili olarak Türkiye'yle irtibatli bes ayri proje bulunuyor:

1. Bakü-Ceyhan Boru Hatti Projesi: Azerbaycan'dan baslayip Erzurum üzerinden Ceyhan'a gidecek, oradan da Akdeniz'de, Misir-Türkiye dogal gaz boru hattiyla birlesecek.

2. Mavi Akim Projesi: Rusya'dan baslayip Karadeniz'in altindan Samsun'a, Ankara'ya, Izmir'e ve Gebze'ye kadar uzanan boru hatti.

3. Iran Dogal Gaz Boru Hatti Projesi: Iran'dan baslayip Erzurum'da, Bakü-Ceyhan Boru Hatti'yla birlesecek.

4. Türkmenistan Dogal Gaz Boru Hatti Projesi: Türkmenistan'dan baslayip Erzurum, Kayseri ve Ankara'ya kadar devam eden bir dogal gaz boru hatti.

5. Misir-Türkiye Dogal Gaz Boru Hatti Projesi: Bakü-Ceyhan boru hattinin devami.

Öncelikle su noktaya dikkat çekmek istiyorum. Bu projelerin hepsi uluslararasi projelerdir. Uluslararasi bir destek olmaksizin bu projelerin gerçeklesmesi mümkün görünmemektedir. Dolayisiyla böyle genis çapli çalismalarin üzerinde binlerce senaryo uydurmak mümkündür. Özellikle paralari olanlar, ya da paralari degerli olanlar tarafindan.

Dikkat edilmesi gereken ikinci husus su: Türkiye, Azerbaycan'in dogal gazini satin alip uluslararasi bir piyasaya satmayacak. Azerbaycan bunu kendisi yapacak. O Türkiye'den sadece bu amacina ulasabilmek için boru hattinin geçecegi toprak talebinde bulunuyor. Yani Azerbaycan Türkiye'ye toprak parasi ödeyecek. Boru hatti Türkiye'den geçtiginden dolayi, Türkiye de bu dogal gazdan faydalanmak için bazi merkezlerde istasyonlar açacak. Bu dogal gazin bir kismini satin alacak. Gerisi uluslararasi piyasaya akip gidecek.

Peki durum böyleyken, Türkiye'nin zaferi nerede? Aylardir zafer çigliklari atanlar neyin pesindeler.

Projeler dikkatle incelenirse, Türkiye kaynakli hiçbir boru hattinin olmadigi anlasilir. Olayin kahramanlari baska basrol oyunculari baskadir. Türkiye kendi ekonomisine katkisi çok az olan bu projelerle oyalanmamalidir. Bir an önce, hemen simdi, ekonomiyi düzeltecek ciddi adimlar atmalidir. Aksi taktirde deprem dolayisiyla gelen yardimlari memur maaslarini ödemede kullanmak zorunda kalir.

AGIT dolayisiyla Türkiye'ye gelen ABD lideri Bill Clinton, Türkiye'ye kesenin agzini açti (veya agzindan kaçirdi) ve bir milyar dolarlik yardim yapmayi taahhüt etti. Fakat bu yardim bizim bildigimiz yardimlar gibi degil. Yardim denince akla gelen, zor durumda bulunan birine karsilik beklemeksizin ya da sartsiz olarak bir seyler vermektir.

Aslinda Clinton'un taahhüt ettigi türdeki yardimlara çok alistik, ama her zaman da kabul ettik. Adam kendi ülkesinde bir fabrika açmis, para basiyor ve sizi o kagitlarla esir aliyor. "Sen bugün bunlari al, ben seninle on yil sonra görüsürüm" anlayisiyla verilen bu yardim taahhüdü derhal yüzüne firlatilmaliydi. ABD bununla da yetinmeyip verilen yardimlarin nasil kullanilmasi gerektigini de sarta bagliyor. Karsisinda böyle çabuk aldanan bir hükümet gören tilki niçin kurnazligini göstermesin!

Kaynak: Vahdet Dergisi

Hazirlayan: Musa Dogan

home-5.gif (38924 Byte)