6. TESBİH ve TAKDİS

 

 

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“… Melekler: Neylersen, güzel eylersin; biz bu sebeple sana  boyun eğeriz. Sen en temizini yaparsın.” dediler.  Dedi ki: “Ben sizin bilmediklerinizi bilirim.” (Bakara 2/30)

Tesbih, sebh kökündendir. Sebh, havada veya suda hızla akıp gitme, yüzme, yıldızların kendi yörüngelerinde dönmesi anlamlarına gelir. Hızla işe koşma veya atın hızla koşması anlamına da gelir. Tesbih, terim olarak, Allah’a kul olmada hızlı davranma anlamında kullanılmıştır[1].

Buna göre “nusebbihu bi hamdike” cümlesi, “Hamdin sebebiyle sana kul oluruz” demek olur. Hamd’in Türkçe[2] karşılığını katınca anlam şöyle olur: “Neylersen güzel eylersin, biz bu sebeple sana kul oluruz”.

Takdis, kuds kökündendir. Kuds, temiz olma anlamına gelir. Takdis ise, teksir kalıbında tertemiz saymak demektir. Kuddüs, Allah’ın isimlerinden, lekesiz, tertemiz demektir[3]. Allah’ın lekesiz ve tertemiz olduğunu, yaptığı işlere bakarak görebiliriz. “Nukaddisu lek” (seni takdis ederiz) sözünü, “en temizini yaparsın” diye tercüme etmemiz bundandır.

 



[1] Mufredât, سبح  mad.

[2] Bkz: "Hamd" başlıklı yazı.

[3] Mufredât, قدس  mad; Muhammed b. Yakub el-Firuzâbâdi, Besâiru zevi’t-temyiz, Beyrut tarihsiz,  قدس  mad.