Allah Teâlâ şöyle
buyurur:
“İman etmiş olanlar; Yahûdi ,
Hıristiyan ve Sabiî olanlar; bunlardan kim Allah'a
ve Ahiret gününe inanır ve iyi işler yaparsa, onların
ödülleri Rableri katındadır. Üstlerinde ne bir korku olur, ne de üzülürler.” (Bakara
2/62)
Kendine peygamber
tebliği ulaşmayan kişi,
Yukarıdaki âyetin
bir benzeri Mâide suresinde geçer. O âyet, öncesi ve sonrasıyla şöyledir:
“De
ki: "Ey kitap ehli! Tevrat'ı,
İncil’i
ve Rabbinizden size indirilmiş olanı uygulamadıkça bir değeriniz olmaz. (Ya Muhammed)
Rabbinden sana indirilenler, onların çoğunun azgınlık ve inkârını kesin
artıracaktır. Onun için bu kâfirler topluluğuna üzülme.
İman etmiş
olanlar; Yahûdi , Sabiî veya
Hıristiyan olanlar; işte bunlardan kim Allah'a ve Ahiret gününe inanır ve iyi işler yaparsa üstlerinde
ne bir korku olur, ne de üzülürler.
İsrail
oğullarından kesin söz aldık ve elçiler gönderdik. Ama onlar, canlarının
istemediği bir şey getiren elçilerden kimini yalanlamışlar, kimini de öldürmüşlerdir.” (Mâide
5/67-70)
Konu ile ilgili bir âyet de şöyledir:
“Yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı bulacakları ümmi Peygambere
uyanlara; işte onlara o Peygamber iyiliği emreder, kötülüğü yasaklar. İyi
şeyleri helal, pis şeyleri haram kılar. Sırtlarından ağır yükleri,
boyunlarından demir halkaları kaldırır atar. Kim ki ona inanır, onu saygıyla destekler,
ona yardım eder, onunla birlikte gönderilen o Nur’a uyarsa; işte onlar
umduklarına kavuşurlar.” (A’raf 7/157)
Bu üç dinde; Yahûdi , Sabiî ve
Hıristiyanlarda Allah’ın varlığı ve
birliği inancı ile Ahiret inancı
vardır. Ayette geçen “iyi işler” kavramı, kişilerin bilgisine göre değişir.
Yukarıdaki âyetlerin açıkça gösterdiği gibi onlardan kim, son peygamberin
tebliği ile karşılaşırsa ona inanmak ve orada belirtilen iyi işleri yapmak zorundadır.
Allah, bu konuda peygamberlerden kesin söz almıştır:
"Size kitap ve hikmet veririm de, sonra sizdekini doğru sayan bir
elçi gelirse, ona muhakkak inanacaksınız ve yardım edeceksiniz! Bunu kabul
ettiniz mi? Bu hususta ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?" demişti. Onlar:
"Kabul ettik" demişlerdi. "Öyleyse şahit olun, ben de sizinle
beraber şahit olanlardanım" demişti.” (Al-i
İmran 3/81)
Sonuç olarak
yukarıdaki ayeti şöyle anlamak gerekir.
“İman etmiş olanlar; Yahûdi ,
Hıristiyan ve Sabiî (olup kendilerine Son Elçi’nin tebliği ulaşmış)
olanlar; işte bunlardan kim (şirk koşmadan) Allah'a
ve Ahiret gününe inanır ve iyi işler yaparsa, onların
ödülleri Rableri katındadır. Üstlerinde ne bir korku olur, ne de üzülürler.” (Bakara
2/62)