10. MÜNAFIK = İKİ YÜZLÜ

 

 

Münafık, önce inanan sonra Allah’ı görmezlik eden ama kendini inançlı gören veya gösteren kişidir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“O münafıklar sana geldiklerinde şöyle dediler: "Biz tanıklık ederiz ki, sen, gerçekten Allah'ın elçisisin." Allah biliyor ki, sen elbette kendi elçisisin. Ama Allah tanıklık eder ki, o münafıklar kesinlikle yalan söylerler. Yeminlerini kalkan edip Allah yolundan çekilirler. Ne kötü şey yapıp duruyorlar! Bu, şundandır: Onlar önce inandılar, sonra kâfirlik ettiler, sonra kalplerinde farklı bir yapı oluştu. Artık anlamazlar.” (Münafikun 63/1-3)

İnanmadığı halde kendini inançlı gösterenler de vardır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“İnsanlardan “Allah’a ve Ahiret gününe inandık” diyenler vardır. Oysa onlar inanmış değillerdir. Allah’a ve inanmış kimselere oyun kurarlar. Oysa oyunu sırf kendilerine karşı kurarlar da farkına varmazlar.” (Bakara 2/8-9)

Bakara 7. âyette, Allah’ı görmezlikten gelen kâfirlerin, gerçekleri görmeme alışkanlığı kazandığı ve bu yüzden gözlerinde perde oluştuğu bildirilmiştir. Aynı perde, münafıklarda da oluşur. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Onların durumu bir ışık yakmak isteyenin durumuna benzer. Işık çevresini aydınlatınca Allah göz nurlarını gidermiş ve onları karanlıklar içinde bırakmış da göremez hale gelmiş gibidirler. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık onlar vazgeçmezler.” (Bakara 2/17- 18)

 Ayet onların başlangıçta ilahi tebliğle aydınlanmaya istekli olduklarını gösterir. O tebliğ, gerçekleri ortaya çıkarınca rahatsız olur, onları görmezlikten gelerek tekrar karanlıklara dalarlar. Kendilerini sağır, dilsiz ve kör konumuna sokarlar. Doğruları; ne duymak, ne görmek, ne konuşmak isterler. Bundan vazgeçme niyetleri de yoktur.