Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. İçinizde olanı
açığa vursanız da, gizleseniz de Allah sizi ondan hesaba çekecektir. Sonra
dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah’ın gücü her şeye yeter.” (Bakara
2/284)
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dedi: “Bakın, vücutta bir et parçası vardır. O iyi
olursa vücudun tamamı iyi olur, o bozulursa vücudun tamamı bozulur. İşte o
kalptir[1].”
İçinde olan ile içinden geçen aynı değildir. İçinde olan; iman, küfür, sevgi, nefret, kin, iyi niyet gibi
hayata yön veren şeylerdir. İçinden geçen ise genellikle şeytan vesvesesidir. Bazen içinize öyle şeyler gelir
ki “acaba kafir mi oldum?” dersiniz. Bu, doğru yolda olduğunuzu gösterir. Çünkü
şeytan, Kıyâmete kadar süre alınca şöyle demişti:
“... And olsun onlar için, senin doğru yolunun
üstünde oturacağım.
Sonra
onlara; önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım.
Onların çoğunu sana şükreder bulamayacaksın.” (Araf
7/16-17)
Şeytana
izin verildiği için vesvesesine engel olunamaz. Bundan peygamberler de
kurtulamazlar. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Senden
önce gönderdiğimiz bir tek nebi ve elçi yoktur ki, bir şeyi kursun da şeytan onun kurgusuna
vesvese karıştırmış olmasın. Al
Şeytan vesvesesinden kurtulmaya güç yetmeyeceği için onun
sorumluluğu olmaz. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Allah, kimseye gücünün yettiğinden
fazlasını yüklemez.” (Bakara 2/286)