15. İÇİNDE OLANDAN SORUMLU OLMA

 

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

 “Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. İçinizde olanı açığa vursanız da, gizleseniz de Allah sizi ondan hesaba çekecektir. Sonra dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah’ın gücü her şeye yeter. (Bakara 2/284)

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dedi: “Bakın, vücutta bir et parçası vardır. O iyi olursa vücudun tamamı iyi olur, o bozulursa vücudun tamamı bozulur. İşte o kalptir[1].”

İçinde olan ile içinden geçen aynı değildir. İçinde olan; iman, küfür, sevgi, nefret, kin, iyi niyet gibi hayata yön veren şeylerdir. İçinden geçen ise genellikle şeytan vesvesesidir. Bazen içinize öyle şeyler gelir ki  “acaba kafir mi oldum?” dersiniz. Bu, doğru yolda olduğunuzu gösterir. Çünkü şeytan, Kıyâmete kadar süre alınca şöyle demişti:

“... And olsun onlar için, senin doğru yolunun üstünde oturacağım.

Sonra onlara; önlerinden, arkalarından, sağla­rından, sollarından sokulacağım. Onların çoğunu sana şükreder bulamayacaksın.” (Araf 7/16-17)

Şeytana izin verildiği için ves­vesesine engel olunamaz. Bundan peygamberler de kurtulamazlar. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Senden önce gönderdiğimiz bir tek nebi ve elçi yoktur ki, bir şeyi kursun da şeytan onun kurgusuna vesvese karıştırmış olmasın. Al­lah şey­tanın karıştırdığını giderir, sonra âyetlerini pekiştirir. Allah bilendir, hakîm­dir.” (Hac 22/52)

Şeytan vesvesesinden kurtulmaya güç yetmeyeceği için onun sorumluluğu olmaz. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Allah, kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklemez.” (Bakara 2/286)

 



[1] Müslim, Müsakât, 107.