Allah Teâlâ
şöyle buyurur:
“Bir gün Musa ulusuna dedi ki: “Allah size bir sığır
kesmenizi emrediyor”. "Sen bizimle eğleniyor musun?" dediler.
"Kendini bilmez biri olmaktan, Allah'a sığınırım" dedi.
Dediler
ki: "Bizim için Rabbine sor, o nasıl bir şeydir, bize açıklasın".
Dedi ki: "O bir sığırdır, diyor. Ne yaşlı, ne körpe. İkisinin ortası bir
şey”. “Haydi, emri yerine getirin!"
"Bizim
için Rabbine sor, o ne renktir, bize açıklasın" dediler. Dedi ki: "O,
sarı bir sığırdır, diyor. Sapsarı renkte. Görenlere zevk verir”.
"Bizim
için Rabbine sor, o nasıl bir şeydir, bize açıklasın! Bize göre, sığır sığıra
benzer. Allah dilerse, hedefi tam tuttururuz" dediler.
Dedi
ki: “O bir boğadır” diyor. "Ne koşulup toprağı sürmüş, ne de ekin
sulamıştır. Sapasağlam, alacası da yok”. "Tamam! Şimdi doğru açıklamayı
getirdin, dediler”. Nihâyet onu kestiler. Neredeyse yapmayacaklardı.” (Bakara
2/67-71)
بَقَرَةٌ (bakara),بَقَر = bakar‘ın tekilidir,
sığır demektir. Erkeğine
(ثور = sevr) denir[1]. Âyetteki (تُثِيرُ
الأَرْضَ = tusîru’l-arda) ifadesi bu sığırın erkek olduğunu gösterir. Çünkü (ثور = sevr) ile (تُثِيرُ =
tusîru) aynı köktendir. (وَلاَ
تَسْقِي
الْحَرْثَ =
velâ tesqi’l-hars) ikinci kanıttır. Yani öyle
bir sığır ki; "Ne koşulup toprağı sürmüş, ne de ekin sulamıştır.” Bunları yapacak kabiliyette ama yapmamıştır. Bu bir boğadan başkası olamaz. Fiillerin müennes olması بَقَرَةٌ nın müennes-i lafzî olmasından dolayıdır.
Memfis’te Apis adı verilen boğaya tapılırdı. Memfis, Kahire. ’nin
"Mısır'da bildirin, Migdol'da duyurun, Nof'ta[3], Tahpanhes'te duyurun: Yerini al, hazırlan, çünkü çevrendekileri yiyip bitiriyor kılıç!
İlahın Apis neden kaçtı?
Boğan neden ayakta kalamadı? Çünkü Rab onu yere serdi." (Yeremya 46/14)
Bakara’nın âyetleri Apis
özelliğinde bir boğanın kesilmesini emretmektedir. Böylece o batıl inanç
ortadan kalkacaktı. Çünkü Musa aleyhisselam, 40 günlüğüne Tur’a gidince İsrail
oğulları, Harun aleyhisselama rağmen buzağı heykeli yapıp
tapmışlardı. “...buzağı tutkusu onların
içlerine işlemişti...” (Bakara 2/93) Böyle
olmasa, o sığırı kesmemek için bahane aramazlardı.
Hindular, ineğe saygı
gösterirler. Bir inek camiye girse çıkarılması sıkıntı doğurur. Hindistan’da
250 milyon kadar inek olduğu belirtiliyor. Hint yönetiminin, ineği asıl
konumuna getirmek için uğraştığı ama başarılı olamadığı bildiriliyor[4].
Müslümanların her yıl
kutladığı kurban bayramı bu bakımdan önemlidir. İnsanların bir kesimi tarafından
kutsanan hayvanları kurban kesen Müslümanlar bu tür inançlardan sürekli uzak
kalmaktadır. Kurbanla ilgili şu âyet pek anlamlıdır:
“O kurbanların ne etleri, ne de kanları Allah’a erişecektir. Ona
erişecek olan, sizin (şirkten) korunmanızdır.” (Hac 22/37)
Kurban bayramı kurbanında önemli olan hayvanın
kanını akıtmaktır. Etin yenmesi veya fakirlere dağıtılması şart değildir. Bu
sebeple kurbanı kesip etini kendi yiyen veya öylece bırakıp kimseye yedirmeyen
kişi de kurban kesmiş olur. Ama kurban kesmeden tonlarca eti fakir fukaraya ve
eşe dosta dağıtan kişi kurban kesme görevini yerine getirmiş olmaz.
[1]
Müfredât, بقر mad.
[2]
Büyük Larousse Sözlük Ve Ansiklopedisi, c. II, s. 712.
[3]
Nof, Memfis'in diğer adıdır. Bu husus, Tevrat'ın dipnotlarında ve ekindeki haritada yer almaktadır. (Kutsal
Kitap, Yeni Çeviri, İstanbul, 2001)
[4]
Günay Tümer, Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, Ankara 2002, s. 145.