34. RÜŞVET
|
Allah Teâlâ şöyle
buyurur:
“İnsanların mallarından bir kısmını, günaha
girerek, bile bile yemek için o mallarla yetkililere ulaşmayın.” (Bakara 2/188)
Rüşvet rişâ kelimesinden
alınmıştır. Rişâ ip demektir[1]. Rüşvet, ipi
kovaya bağlayıp kuyunun suyuna ulaşmaya benzer. Rüşvet alan, kova gibidir.
Rüşvet veren, onu kullanarak hakkı olmayan bir mala ulaşır.
Âyet rüşveti iki şarta bağlamıştır:
1-
Başkasının malını bile bile haksız yere yeme
amacı.
2-
Bu amaca ulaşmak için yetkililere mal verme
eylemi.
Kişi, kendi hakkını almak için yetkili kişiye
mal verirse bakılır: Yetkili, bir şey beklemeden görevini yapmışsa verilen mal
hediye olur. Görevini, hakkı olmayan bir malı alma şartıyla yapmışsa o mal,
alan için rüşvettir ama veren için değildir. Çünkü veren, bir hakkını almak
için vermek zorunda kalmıştır.
Mesela ev yapmak için gereken bütün işlemleri tamamladığı halde ilgili
makamdan hakkı olan ruhsatı alamayan kişi, rüşvet vermek zorunda kalırsa verene
değil, alana haram olur. Ama başkasının hakkını almak için olursa ikisine de
haram olur.