35. TARIM TOPLUMU

 

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Bir ara şöyle demiştiniz: "Musa! Biz tek çeşit yemeğe katlanamayız. Haydi, bizim için Rabbine yalvar, bize yerde yetişen şeylerden çıkarsın; sebzesinden, hıyarından, sarımsağından, mercimeğinden ve soğanın­dan..." O da şöyle demişti: "Yani üstün olanı daha aşağı olanla değiştir­mek mi istiyorsunuz? İnin bir şehre, orada istediğiniz her şeyi bulursu­nuz”. Başlarına sefillik ve çaresizlik çöktü. Tekrar Allah’ın azabına çar­pıldılar. Evet, öyle! Çünkü Allah'ın âyetlerini görmezlikten geliyorlar, peygamberlerini haksız yere öldürüyorlardı. Evet, öyle! Çünkü isyana dalıyorlar ve aşırı gidiyorlardı. (Bakara 2/61)

"...Üstün olanı daha aşağı olanla değiştirme... “ gıdaların karşılaştırılması şeklinde yorumlanmıştır. Bize göre burada karşılaştırılan, tarım toplumu ile avcı ve göçebe toplumdur. Çünkü âyette yer alan istekler, Yahûdi leri tarım toplumu haline getirir. Halbuki kudret helvası ve bıldırcın avı onları avcı ve göçebe toplumu yapmıştı. Böyle toplumlar çok gezer ve çok şey öğrenirler. Canlı ve çevrelerine karşı duyarlı olurlar. Güvenliklerini de en üst düzeyde sağlarlar. Toprağa bağlı olanların dünyaları toprakları ile sınırlı olur. Gelişmeleri takip edemez, kolay sömürülürler. "Yerin bitirdiği sebze, hıyar, sarımsak, mercimek ve soğan"ı tercih edenlerin "... başlarına sefillik ve çaresizlik çökmüş...." olmasının sebebi bu olmalıdır. Çölde kalan Yahûdi ler ise Calut'u yenerek büyük bir başarı elde etmişlerdi.

Musa aleyhisselam onlara, “.. İnin bir şehre, orada istediğiniz her şeyi bulursunuz”  dedi. Yani istediğiniz yiyecekleri elde etmek için tarım yapmanız gerekmez. Hangi şehre inseniz onları bulursunuz, demiş oluyordu. Böylece onları ticarete de teşvik ediyordu.