![]() |
![]() |
|
. | “RABBİMİZ,
BİZİM GÜNAHLARIMIZI BAĞIŞLA, KÖTÜLÜKLERİMİZİ ÖRT”
“…'dileğimiz
bağışlanmadır' deyin; (biz de) hatalarınızı bağışlayalım; iyilik yapanların
(ecirlerini) arttıracağız." (Bakara Suresi, 58) Allah’tan
bağışlanma dilemek, yani istiğfar etmek, bir insanın günahlarının örtülmesi
için Rabbimiz’e yalvarması ve O’nun sonsuz merhametine sığınmasıdır. Kuran'da müminlerin,
"Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi de
iyilik yapanlarla birlikte öldür" (Ali İmran Suresi, 193) diyerek Rabbimiz’e
yalvardıkları bildirilir. Karşılığında da Allah, şu vaadde bulunur: ...
Gerçekten ben sizinle birlikteyim. Eğer namazı kılar, zekatı verir, elçilerime inanır,
onları savunup-desteklerseniz ve Allah'a güzel bir borç verirseniz, şüphesiz sizin
kötülüklerinizi örter ve sizi gerçekten, altından ırmaklar akan cennetlere
sokarım. Bundan sonra sizden kim inkar ederse, cidden dümdüz bir yoldan sapmıştır.
(Maide Suresi, 12) İnsanların
hatasızlık arayışı içinde olması yanlıştır; her insan hata yapabilir, günah işleyebilir.
Kuran ayetlerinde Allah’ın kutlu peygamberlerinin de hata yaptıklarından söz edilir.
Hiç kimse kusursuzluk iddiasında bulunmamalı, kendini hata yapmaktan müstağni görmemelidir.
Bir ayette bu konuda şöyle buyrulur: Eğer
Allah, kazandıkları dolayısıyla insanları (azab ile) yakalayıverecek olsaydı,
(yerin) sırtı üzerinde hiçbir canlıyı bırakmazdı, ancak onları, adı konulmuş
bir süreye kadar ertelemektedir. Sonunda ecelleri geldiği zaman, artık şüphesiz Allah
kendi kullarını görendir. (Fatır Suresi, 45) Samimi
müminin yapması gereken, "Rabbinizden
bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Gerçekten benim Rabbim, esirgeyendir,
sevendir." (Hud
Suresi, 90) ayetiyle bildirildiği üzere, tüm hata ve
günahları için Allah'tan sürekli bağışlanma dilemesidir. Kuran'da,
Allah'tan bağışlanma dilemenin çok doğal bir mümin özelliği olduğunu görürüz.
Müminleri inkarcılardan ayıran en önemli özellik bağışlanma dilemek ve tevbe
etmektir. İnkarcılar kendilerinin hatasız ve günahsız olduklarını düşünürler.
Müminler ise kendilerini hatadan müstağni görmek gibi bir iddiada bulunmazlar. Elbette
ki hiçbir samimi mümin hata yapmak, günah işlemek istemez ancak kötülüğü emreden
nefsine bir an yenilebilir ya da ibadetlerinde gevşeklik gösterebilir. Ancak ardından
pişmanlıkla Rabbine yönelip bağışlanma dileyerek, Allah’ın sonsuz affediciliğine
ve rahmetine sığınır. Allah’tan
bağışlanma dilemek için mutlaka bir hata yapmış olmak gerekmez. Mümin bağışlanma
dileyerek kulluğunu, Rabbimiz karşısındaki acizliğini, O’nun yardımı olmaksızın
hiçbir şeye güç yetiremeyeceğini dile getirir. Bağışlanma dilememek ise
acizliğinin, hata ve günahlarının şuurunda olmamaktır. Bu gaflet içindeki ruh hali
zamanla kişinin kalbinin katılaşmasına, nefsinin bencil tutkularını
ilahlaştırmasına, şeytanın enaniyetli karakter özelliklerini taşımasına ve sonsuz
azabına sebep olabilir: Onlar,
hidayete karşılık sapıklığı, bağışlanmaya karşılık azabı satın
almışlardır. Ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar! (Bakara Suresi, 175) Allah'tan
bağışlanma dilemek bir müminin sürekli yaptığı bir ibadettir. İnsan, bilerek ya
da bilmeyerek yaptığı hata ve günahları için Allah'tan her an bağışlanma
dileyebilir. Dua etmek gibi, bağışlanma dilemenin de yeri ve zamanı yoktur. Ayrıca
bir mümin, diğer müminler için de bağışlanma dileyebilir. Bir ayette, Allah'ın
sonsuz merhamet ve bağışlayıcılığı tüm insanlara şöyle duyurulur: De
ki: "Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere ölçüyü taşıran kullarım. Allah'ın
rahmetinden umut kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O,
bağışlayandır, esirgeyendir." Azab size gelip çatmadan evvel, Rabbinize
yönelip-dönün ve O'na teslim olun. Sonra size yardım edilmez. (Zümer Suresi, 53-54) Bağışlanma
dileme, bilerek ya da bilmeyerek yapılan tüm hatalar için Allah'ın affediciliğine
sığınmaktır. Tevbe ise, belirli bir günah için yapılır ve tevbe eden mümin, yaptığı
hatayı düzeltmeye kesin karar verir, bir daha aynı hataya düşmemek için Rabbimiz’den
yardım diler.
Ancak
unutulmamalıdır ki, bağışlanma dileme de tevbe de samimi ve içten olmalıdır. Allah’ın
"Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin..." (Araf Suresi, 55) buyruğu, bağışlanma dilerken de, tevbe ederken
de müminin yaşaması gereken ruh halidir. Kur’an’da,
"Allah'ın (kabulünü) üzerine aldığı tevbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük
yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerin(kidir). İşte Allah, böylelerinin
tevbelerini kabul eder..."
(Nisa Suresi, 17) ayetiyle, içten tevbe eden bir kimsenin tavrının nasıl olması
gerektiği haber verilir. Bir başka ayette ise samimi müminler, "Ve 'çirkin bir
hayasızlık' işledikleri ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı hatırlayıp
hemen günahlarından dolayı bağışlanma isteyenlerdir. Allah'tan başka günahları
bağışlayan kimdir? Bir de onlar yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar
etmeyenlerdir." (Al-i İmran Suresi, 135) ifadesiyle tarif edilirler. Bir
Kuran ayetinde, “Arş'ı yüklenmekte olanlar ve çevresinde bulunanlar, Rablerini
hamd ile tesbih etmekte, O'na iman etmekte ve iman edenlere mağfiret dilemektedirler:
"Rabbimiz, rahmet ve ilim bakımından her şeyi kuşatıp-sardın, tevbe edenler ve
senin yoluna tabi olanlara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru." (Mü'min
Suresi,7) ifadesiyle, Meleklerin,
Allah’ın buyruğuna uygun olarak hem arşı taşıdıkları, hem Allah’ı tesbih
ettikleri, ayrıca iman edenler için de bağışlanma diledikleri haber verilmektedir.
Birinin bağışlanma diliyor olması, bağışlanma dilenenin riskli durumda olduğu
anlamına gelir. Meleklerin bağışlanma dilemesi ise insan için büyük bir lütuftur.
Onlar göğü tutup, hamd edip, bağışlanma dilerken, insanın büyüklenerek yüz
çevirmesi büyük gaflettir. İnsan, tatmin bulmuş olan bu varlıkların bağışlanma
dilemesine de layık davranışlar içinde olmalıdır. Allah,
insanlara karşı sonsuz merhametli ve bağışlayıcıdır. İnsan doğru yola yönelmesi
için Allah’ın bir rahmet olarak verdiği süreyi iyi kullanmaz, vakit varken tevbe ve
bağışlanma dileyerek Rabbimiz’e yönelmezse sonuç kaçınılmaz bir azap olabilir.
Kendisi için belirlenen sürenin ne zaman dolacağını bilemeyen insan, imanını güçlendirmek
ve ahlakını güzelleştirmek için çaba göstermelidir. Henüz yaşıyorken, insan için
Allah'tan bağışlanma dileme ve tevbe yolu her an açıktır. Elif
Alaca- Tevhid Yolunda
|
. |
![]() |
![]() |