Kuduri

(362-428h. )

 

 

Ebu’lHasan Ahmed bin Muhammed bin Cafer el-Hemedânî

 

Asrında Irak’ta hanefî alimlerin reisliğini elde etmiş, takva sahibi kâmil bir üstad idi.

Münazara ve mübahasayı çok arzu ederlerdi. Hatta hayatının ekseriyeti bu suretle geçmiştir. Hanefî imâmlarından Ebu Hamid İsfahanî ile birçok sohbetlerde bulunmuşlardır.  Hanefî mezhep olup birçok büyük meşayihten hadîsi şerif rivayet eylemiştir. Hatip Bağdadî, kendisini büyük meşayihler zümresinde zikretmişlerdir. Çok güzel bir ifadeye malik olduklarından, tatlı beyanları ile birçoklarını fıkhı şerif’e ısındırmışlardır. Hicrî 362 senesinde dünyaya teşrif etmişlerdir. Kudûrî, “çömlek” manasında olan “Kuduri” kelimesinden gelmiştir. Kendisinin bu ada nisbet yönü anlaşılamamıştır. Samaî, bu hususta bir şey söylememektedir. Muteber tarihlerin beyanına göre «Kuduri Bağdat dolaylarında bir köy imiş. Orada doğmuşlar. Hatta, fıkha dair telif ettiği “Kudurî” adındaki meşhur kitabı bu isimledir. Adı geçen bu eseri “Hidaye” adlı eser sahibi “Muhtasar” ismindeki kitabına zemin olarak almış ve Hüsam’ın “Cami’us-Sağir”ini dahi birleştirip “Hidaye” namı altında telif etmiştir.

Kudûrî Hazretleri, fıkıh ilmini, Ebu Abdullah Muhammed bin Yahya el-Cürcani’den okumuştur. Birkaç tabakadan sonra İmâm Azam Hazretlerine varır. Kendisi dahi üçüncü tabakadan sayılır. Haiz olduğu imtiyazı kitabının önsözünde beyan etmişlerdir.

Fakihlerden “Akta’” denmekle maruf olan Ebu’nNasr Ahmed bin Muhammed ve Abdulvahid bin Ali, Kudûrî Hazretlerinden fıkhı şerif okumuşlardır.  Hazret, hayatının ekser vaktini Kur’an tilavetiyle geçirmiştir. “Muhtasar Sarhî” isimli muteber kitaba mükemmel bir şerh yapmışlardır. Fıkhı şerife yüksek hizmetleri geçen Kudûrî Hazretleri, Şafiî ile Hanefî mezhepleri arasında ihtilaf bulunan şeri meseleleri bir araya getirerek 7 ciltten ibaret olan “Tecvid” isimli mühim eseri telif etmiştir. Bununla iktifa etmeyen bu gayretli fakih, hanefî imâmları arasında vuku bulan ihtilafları toplayarak mükemmel eserlerine paha biçilmez bir yeri olan “Takribi” isminde bir kitap daha yazdı.  Bu kitabında İmâm Azam ve eshabı arasın’daki ihtilaf meselelerini delilsiz olarak beyan eder. Sonra başka bir takrib daha yazarak meseleleri delilleriyle birlikte zikreder. Muhtasar adlı eserini Muhammed ismindeki oğlu adına telif etmişlerdir.

Hicri 428. senede recep ayının perşembe günü bu fani âleme veda etti. Kaybından bilcümle irfan ehli hüzne gark olmuştur. Vefatında herkesin gözlerinden yaş akmış, mübarek naaşları Bağdad’a yakın bir köyde defnedilmiştir. Sonradan naşı çıkarılarak Bağdat Caddesinde Mansuriye kabristanında mağrifet toprağına tevdi olunmuştur.  Allah ona rahmet etsin. (Amin)

Yazan: Hilmizade İbrahim Rıfat - Akabe

Kaynak: www.davetci.com.tr

.