kalig007.gif (3006 Byte)

ERKAM B. EBI'L-ERKAM VE EVI

(V.h. 53 veya 55/m. 673-675)

Mekke'de müslüman olan Ilk sahâbîlerden biri. Erkam b. Ebi'l-Erkam b. Esed b. Abdullah b. Ömer b. Mahzûm; künyesi Ebû Abdullah'tir. Babasinin adi Abdü Menâf; annesinin adi Ümeyye binti Hâris'tir. Erkâm, Mekke'nin en zengin ve mûteber ailelerinden biri olan Mahzûm kabilesine mensuptu. Annesi Ümeyye, Huzâa kabilesindendi. Mahzûmîler, Hz. Peygamber'in muhâliflerinden olmakla beraber, Erkam onun sâdik bir sahâbîsi olmustur. Ibn Abdilberr'e göre (el-0stîâb, I, 31) Erkam, "Zâlime karsi, mazlumla birlikte hareket edecegiz" diye and içen ve Islâm tarihinde "Hilfü'l-Füdûl" cemiyeti diye bilinen fazîletli grup içerisinde zikredilir.

Erkam, Hz. Ebû Bekir'in tesvIkiyle, Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh ve Osman b. Maz'ûn ile ayni gün müslüman olmustu. Islâmî kaynaklar onu, müslüman olan Ilk onbes kisi arasinda saymaktadir. Oglu Osman'a göre ise, yedinci müslümandir. Onun, "Ben Islâm'da yedinci kisinin ogluyum. Babam yedinci kisi olarak müslüman oldu" dedigi nakledilir (Ibni Sâ'd, Tabakat, III, 242; Hâkim, el-Müstedrek, III, 502; Reckendorf, 0A, "Erkam " mad. IV, 3 1 6) . Resulullah (s.a.s.) ile birlikte basta Bedir ve Uhud olmak üzere, bütün savaslara kat Ilmistir. Medine'ye Ilk hicret edenlerdendir. Hz. Peygamber onu, Ensar'dan Ebu Talha ile kardes yapmistir. Hicretten sonra, Medine'de Zureykogullari mahallesinde bir evde oturmustur. Bu evin kendisine Hz. Peygamber tarafindan verildigi rivâyet edIlmektedir (Ibn Sâ'd, a.g.e. III, 244).

Erkam denilince akla gelen hususlardan biri de onun "evi"dir. Çünkü "Erkam'in evi", Islâm'da ayri bir özellige sahiptir. Sözkonusu ev; Kâbe'nin batisinda, Safâ ile Merve arasinda, Safâ tepesinin eteklerinde, hacilarin hacc görevini yapmak için gelip geçtikleri en islek bir yerdeydi. Erkam, Ilk müslümanlarin sIkintili günlerinde evini Resulullah'in ve dolayisiyla Islâm'in hizmetine sunmustu. Bu hareketiyle o, daima hakkin ve haklinin yaninda oldugunu göstermisti. Hz. Peygamber, kendi evini terkederek bu eve tasindi. Burasi Islâm'i teblige elverisli emin bir yerdi. Bir süre bu evde emniyet içerisinde Islâmî teblige devam etti. Ancak onun orada ne zaman ve ne kadar kaldigi konusu tartismalidir. Bununla beraber, 615-617 yillari arasinda kaldigi tahmin edIlmektedir. Peygamberliginin dördüncü senesinde tasindigi da söylenmektedir.

Erkam'in evi, Islâm'in Ilk yillarinda, Peygamberimize ve Ilk müslümanlara bir çesit siginak vazifesi görmüstür. Islâm'a gönül verenler orada toplanir, cemâat halinde namaz kilarlardi. Hz. Peygamber de onlara, peyderpey nazil olan Kur'an ayetlerini okur, dinî hükümleri teblig eder ve oraya gelenleri Islâm'a davet ederdi. Böylece bu ev, oraya gelen pekçok kimsenin müslüman olma serefine nâil oldugu bir yer olmustur. Hattâ, Hz. Ömer gibi Islâm tarihinin en mühim sahsiyetlerinin hidâyetine de sahne olmustur. Onun müslüman olusundan sonra Hz. Peygamber bu evden ayrIlmistir. Çünkü Hz. Ömer'in Islâm'a girisi, müslümanlara güç kazandirmis ve daha rahat hareket etmelerini saglamistir. O dönemde Mekkeli müsriklerin Ilk müslümanlara uyguladiklari amansiz baski ve iskence gözönünde bulundurulacak olursa, Hz. Erkam'in evini Islâm'in tebligi ugrunda Resulullah'in hizmetine sunmus olmasinin mana ve önemi daha kolay anlasilacaktir. Iste bu özelliginden dolayi ona "Dâru'l-Islâm ", "Beytü'l-Islâm " gibi isimler verIlmistir. Hattâ bu evin, Islâm ugrunda vakfedilen Ilk bina oldugunu söyleyenler de olmustur. Bu hizmetinden dolayi Erkam ve evi, müslümanlarca hep saygi ile anIlmistir. Evin diger bir özelligi de, Islâm'a Ilk girenlerin sirasini ve dolayisiyla Islâm'a girIste kimin kime sebkat ettigini tespit konusunda, tarih baslangici olarak kullanIlmis olmasidir. Tarihçiler bu hususa büyük önem vermislerdir. Ayrica bu ev Islâm'in yapilan gizli davetinde merkezi ve karargâhi olmustur.

Erkam b. Ebi'l-Erkam, bu mübârek evi sonradan oglunun ve yakinlarinin yararina vakfetmis ve vakfiyesinde söyle demistir.

"Besmele... Bu, Erkâm'in, Safâ'dan biraz ilerideki evi hakkinda yaptigi ahid ve vasiyyetidir ki: Onun arsasi Harem-i Serif'ten sayildigindan, ev de Harem'lesmis, dokunulmazlasmistir. SatIlmaz ve kendisine mirasçi olunamaz. HIsam b. As ve HIsam b. As'in azadli kölesi filan (ismi zikredIlmemistir) buna sâhittir." Erkam'in bu mübârek evi, içinde ogullari ve torunlari tarafindan oturulmak veya icarlarindan yararlanIlmak surdiyle Halife Ebu Câfer el-Mansur (v. 158 h.) zamanina kadar devam etti. Halife Mansur, hacc sirasinda, Safâ ile Merve arasinda sa'yederken, Erkam'in torununun develeri evin arkasindaki bir çadirda bulunurken Halife de onlarin alt tarafindan geçiyordu. Arada mesafe çok kIsa idi. Hattâ Halife'nin basindaki serpusu almak Isteseler elleriyle uzanip alabilecek derecede yüksekte idiler. Halife Mansur, Merve'ye inip tekrar Safâ tepesine çIkincaya kadar eve ve evdekilere bakti, durdu. Halife Mansur, Erkam'in torunu Abdullah'in, Muhammed b. Abdullah b. Hasan'a uyanlardan oldugu halde onunla birlikte hareket etmemis oldugundan ilgilendi. Medine vâlisine, Erkam'in torunu Abdullah b. Osman b. Erkam'i hapsetmesi ve zincire vurulmasi için emir yazdi. Bu emri de Kûfeli Sihâb adinda bir sahisla Medine valisine gönderdi. Abdullah b. Osman b. Erkam hapsedilip zincire vuruldugu zaman yasi sekseni asmis bir ihtiyardi. Bu durum onu son derece üzmüs ve bunaltmisti. Halife Mansur'un Medine vâlisine gönderdigi Kûfeli Sihâb b. Abdi Rabbin, Abdullah b. Osman'in hapsedildigi yere vardi ve ona, "Ben seni içinde bulundugun su halden kurtaririm, Dâr-i Erkam'i bana satar misin? Çünkü müminlerin emiri o evi istiyor. Eger satacak olursan, senin hakkinda halife ile konusurum, suçunu da affettiririm?" dedi. Abdullah b. Osman b. Erkam, "O ev vakiftir, sadakadir. Benim onda ancak bir intifâ' hakkim vardir. Buna da kiz kardesim ve baskalari ortaktirlar" dedi. Sihâb, "Sen kendine düsen hakkini bize ver, ondan ilgiyi kes, kurtul" dedi. Abdullah'in sabit olan hakki sehâdetle hesaplandi. On yedibin dinarlik bir satis senedi yazildi. Bunun pesinden kizkardesi de paranin çokluguna aldanarak hakkini satti. Halife Mansur, bu evde intifa' hakki olan herkesin haklarini satin alip ilisiklerini kesti.

Erkam'in evi, Halife Mansur'un ölümünden sonra oglu Halife Mehdi'ye geçti. O da esi Hayzûran'a bagisladi. Hayzûran, bu evin çevresindeki evleri ve arsalari satin alip ona katmak sûretiyle Dâr-i Erkam'i yeniden yaptirdi (Ibn Sâ'd, a.g.e., III, 243-244). Bu imardan sonra adi Dâr-i Hayzûran olarak anilan ev içinde namaz kilinan bir mescid haline getirildi (Ezrâki, Ahbâr-i Mekke, II, 260).

Bu ev daha sonra halife Ca'fer b. Mûsa'ya geçti. Bu evde bir müddet de Misir ve Yemenliler oturdular. Daha sonra Gassân b. Abbâd, Musa b. Ca'fer'in ogullarindan bu evin tamamini -veya büyük bir kismini- satin aldi (Ibni Sâ'd, a.g.e., III, 244). En sonunda bu evi, Misir-Kahire defterdâri 0brahim Bey, Sultan Ikinci Selim'e hediye etti. Üçüncü Murad da, hicrî 999 (1591) yilinda bu evi mescid tarzinda yeniledi. Bugün artik bu evi yerinde görmek mümkün degildir. Harem-i Serif için yapilan çevre düzenlemesinde yIkilmis, arsasi zaten Harem'in arsasina dahil kabul edilen bu ev aslina rucû etmistir (M. Asim Köksal, Erkam'in Evi, Diyanet Dergisi, Temmuz-Agustos-Eylül 1984, Cilt: 20, Sayi: 3, sh. 3-8). (Ayrica bkz. Ibni Hacer el-Askalâni, el-Isâbe JF Temyîzi's-Sahâbe, I, 28; Ibnü'l-Esir, Üsdü'l-Gâbeî Ma'rifeti's-Sahâbe, I, 74; Dâiratü'l-Maârifi'l-Islâmiyye, I, 630-631; Nedvî, Ashâb-i Kirâm, III, 18-23; Mahmud Esad, Islâm Tarihi (tic.), s.433, 548).

Erkam b. Ebi'l-Erkam, H. 54 veya 55'te seksen yasin üzerinde, Muâviye'nin hilâfeti döneminde vefat etmistir. Bedir ehlinin en son vefat edenidir. Vasiyyeti üzerine namazini sâdik dostu Sâ'd b. Ebi Vakkâs kildirmistir. Kabri Cennütü'l-Bakî'dedir.

Ahmet GÜÇ

Muhammed Faruk