KAFKASYA DIRENISININ GÖSTERDIGI GERÇEKLER

Kenan GÜNAYDIN

Agustos ayinda Dagistan'da müslüman mücahidlerin baslattigi ve kisa vadede Kafkasya'da Birlesik bir Islam Cumhuriyeti kurmayi amaçlayan hareket Eylül ayi içinde Rusya'nin Çeçenistan'a saldirmasiyla yeni bir Rus Çeçen savasini baslatti. Rusya'nin Kafkasyada uzun süren hakimiyeti SSCB'nin dagilmasiyla birlikte sarsintiya ugramis ve 1 Kasim 1991 de Çeçenistan bagimsizligini ilan etti. Kasim 94 de Rus uçaklarinin baskent Grozni'yi bombalamasiyla baslayan savas ise Mayis 96 da yapilan anlasmayla kabul etmese de Rusya'nin yenilgisiyle sonuçlanarak ülkedeki fiili Rus hakimiyetini bitirmisti. Aslinda Kafkasyanin etnik yapisi ve tarihi geçmisine baktigimizda Çeçenistan ve Dagistan'in bölgeyi isgal etmeye çalisan Rusya'ya karsi verilen büyük direnisin merkezi oldugu görülecektir.

Etnik-Dini Yapi ve Tarihi Geçmis:

Çeçenistan ve Dagistan'in geçmisine baktigimizda bölgenin bir bütün oldugu ve ortak bir geçmise sahip oldugu görülecektir. Çok eski bir yerlesime sahip olan dogu Kafkasya büyük güçlerin mücadele ettigi ve kavimlerin büyük göçlerinin oldugu bir cografyadir. Kafkasya da yasayan kavimler göçler dolayisiyla son derece farkli kökenlidir. Uzun süren geçmis ise özellikle bölgenin ulasimi iyice zorlastiran daglik yapisi yüzünden bölgedeki kavimlerin kaynasmasini önleyip Kafkasya da güçlü devletlerin kurulmasini önlerken, gene ayni daglik arazi bölgeyi istila etmek isteyen büyük güçlerin istilasini güçlestirip engelleyen en önemli etkenlerden biri olmustur.

Çeçenistan'in 1.5 milyonluk nufusun 1 milyon'unu Çeçenler olusturmaktadir. Geri kalan nufus Rus'lar, Çeçenlerin akrabasi olan Inguslar ve Dagistan'da yasayan halk'lardan (Kumuklar, Nogaylar, Avarlar, Laklar, Darginlar,…) olusmaktadir. Ayrica az sayida Ukran, Ermeni ve Ahiska Türküde mevcuttur. Dagistan'daki etnik yapi ise Çeçenistandan'da karisiktir. Ülkede 30'a yakin farkli etnik halk vardir. Bunlarin en önemlileri Kumuklar, Nogaylar, Avarlar, Laklar, Darginlar, Çeçenler, Tabarasanlar'dir. Dagistan'dada sehirlerde Ruslar ve Ukraynalilar yerlesmistir.

Su an suni sinirlarla ayrilan bu cografya'da Islam, Hazarlarla yapilan savaslar sirasinda daha 7 yüzyilda yayilmaya baslamisti. Baslayan bu gelisme sonucu gerek Çeçen'ler ve gerek Dagistandaki kavimler Islamiyeti kabul etmislerdir. Su an bölgedeki müslüman olmayan unsurlar Rus istilasiyla bölgeye gelip yerlesmis bulunan slav kökenli ve diger gayri müslim kavimlerdir. Dogu Kafkasyadaki yerel halk bütünüyle islam dinini kabul etmistir.

Rusya güçlenmeye baslamasiyla birlikte sicak denizlere inmek istediginde karsisinda Osmanli ve Iran gibi iki büyük güç vardi. Fakat gelisen süreçte güneye yayilmak isteyen Rusya açisindan esas engeli bu güçlerden ziyade Kafkasya'daki müslümanlar olusturdular. Kafkasyanin batisinda Çerkesler Rus'lari ugrastirirken, dogu Kafkasyada ise su an çarpismalarin yasandigi Çeçenistan ve Dagistan topraklari zaman zaman kesintiye ugrasa bile, halen kararlilikla sürdürülen büyük bir direnise sahne olmaktadir.

Ruslar 18. yüzyilda Kafkaslar'da iyice hissettirmeye basladiklari baskilarini, 1785 yilinda Kafkasya valiligini olusturmuslar ve 19 yüzyil baslarindan itibaren saldirilarini iyice artirarak isgal etmeye baslamislardi. Bunun için Iran ve Osmanli devletleriyle savasmis ve onlari yenilgilere ugratmislardir. 1927 yilinda baslayan savasta Iran'i yenen Rusya hemen ardindan 1928 yilinda baslayan savasta Osmanli devletini de yendi. Bölgedeki bu iki büyük gücün ard arda yenilmesi, Ruslar açisindan Kafkasyada süren direnisi bitirebilmek için büyük bir imkan dogurmustu. Bu savaslardan sonra Iran bir daha bu bölgeyle ilgilenemezken, Osmanli devleti ise Kirim savasina kadar, yani 25 yil süresi boyunca bu bölgeden uzak kaldi. Aslinda Osmanli devleti yardim ettigi sürede sadece Bati Kafkasyada mücadele eden Çerkezlere Karadeniz kiyilarindan yardim ulastirabilmisti. Cografi engeller yüzünden dogu Kafkasyadaki müslümanlar Rusyaya karsi son derece zor sartlarda sadece kendi imkanlariyla mücadelelerini yürütmek zorunda kaldilar.

O dönemde Çeçenistan ve Dagistan'daki duruma baktigimizda dogu Kafkasya da birbirlerine düsman hanliklar gibi küçük devletlerin hakim oldugunu görürüz. Bölgedeki Rus komutanlarina 19 yüzyil basinda bölgeye tam anlamiyla hakim olduklarini zannettiren de Ruslarla isbirligi içine giren bu devletçiklerdi. Ruslar kendilerine isbirligi içindeki bu devletçiklerle müslüman halkin üzerinde sergiledikleri agir katliamlarla diger farkli cografyalarda oldugu gibi halki yildirdiklarini hesap ediyorlardi. Bu sayede ovalik araziye hakim olan Ruslar karsisinda müslüman halk daglik araziye çekilmis ve uygulanan zulümler karsisinda sindikleri zannedilen müslümanlar iyice bilenmislerdi.

Aslinda müslümanlarin yürüttükleri kiyam daha 18 yüzyil sonunda Ruslarin Kafkasya valiligini olusturmasiyla birlikte Imam Mansur liderliginde baslamisti. Imam Mansur 1791 yilinda esir düsüp, 1794 yilinda katledilmesinden sonra mücadele Imam Gazi Muhammed liderliginde yürütüldü. Iste bu gelisen süreçte Iran ve Osmanli'yi yenen Rusya açisindan elbetteki Kafkasyali müslümanlar pek ciddiye alinacak bir güç olarak görülmüyordu. Fakat kafkasya'daki konumlarini güçlendirip ovalik araziye hakim olan ve müslümanlar üzerindeki baskilarini iyice artiran Rus'lar hiç de ummadiklari bir direnisle karsilastilar. Ruslari yer yer agir bozgunlara ugratan Imam Gazi Muhammed 1832 yilinda Ruslarla çarpisirken sehid düstü. Imam Gazi Muhammed'den sonra yürütülen Gazavat'in imamligi 1834 yilinda sehid düsene kadar sürdürme sirasi Imam Hamzat'daydi. Imam Hamzat'in sehid düsmesinden sonra ise yerine seçilen Imam Samil zamaninda Ruslar son derece agir hezimetlere ugradilar.

Bütün bu mücadeleler sirasinda Ruslarla isbirligi içinde olan yerel han'liklarla mücadele edilmis ve Imam Samil zamaninda düzenli birlikler bile olusturulmustu. 25 yil süren ve Ruslarin agir kayiplara ugratildigi bu dönem Imam'in 25 Agustos 1859 günü esir düsmesiyle bitmistir. Imamlarin mücadelesi sirasinda sözde müslüman isbirlikçi hanliklari kullanan Ruslar, Imam Samil'den sonra bu siyasetlerindende vazgeçmis, örnegin yerel Avar hanligina 1862 yilinda son vermistir. Dogu Kafkasya askeri valiler eliyle idare edilmeye baslanmistir. Bu dönemde Kafkasya'dan Osmanli devletine dogru büyük göçler olmustur. Müslümanlarin 1877 ve 1905 yilinda yaptiklari isyanlar bastirildiktan sonra, Rus Çarliginin yikilmasi sirasinda 1917 yilinda Kuzey Kafkasya Halklarinin Daglik Cumhuriyeti kurularak 11 Mayis 1918 de Rusya'dan bagimsizlik ilan edilmistir.

SSCB ve Sonrasi

Rusya'ya hakim olup Çarlik yerine SSCB'yi kuran Bolsevikler, 1921 yilinda Kafkasyayi yeniden isgal ettiler. Temmuz 1924 yilinda ise asirlarca büyük bir kiyami sürdüren Müslüman halklari etnik açidan ayiracak bir sekilde Dagistan, Çeçenistan, Ingusistan ve Osetya otonom idarelerini kurarak Kafkasya'yi bugünki suni sinirlara böldüler. Bolsevikler daha sonra kendi olusturduklari bu suni sinirlarla zaman zaman oynadilar. 1944 yilinda Çeçenler sürgün edilmis ve bu sirada son derece agir katliamlara ugramislardir. Daha sonra topraklarina dönen Çeçenlere Ocak 1957 tarihinde eski otonom idarelerini kurma izni verildi.

Sovyetlerin dagilmaya baslamasiyla birlikte, 27 Ekim 1991 de yapilan seçimlerde parlemento seçimi yapilmis, ayrica halkin %85 oranindaki oyuyla Cahar Dudayev devlet baskani olmustur. Ve 1 Kasim 1991 de Çeçen Cumhuriyetinin Rusyadan bagimsizligi ilan edildi. Bunun üzerine Ruslarin planlarina göre çok kisa sürecegi hesapladiklari uçaklarin saldirisiyla baslayan savas, Cahar Dudayev'in sehadetiyle siddetlenmis ve zaman zaman süren görüsmeler ile iyice uzamis ve sonunda Rus kuvvetleri Çeçenistan'dan çekilmek zorunda kalmistir.

Dagistanda ise Çeçenistanin aksine Moskova'nin tayin etmis oldugu komünist idare alasagi edilemedi. Dagistanda halen idarede bulunan kadro halen bütünüyle eski Komünist Partisi kadrosundan ibarettir. Bu kadro, son derece hantal, kavmiyetçi, suç örgütleriyle isbirligi içinde ve bütünüyle yolsuzluga batmis bir durumdadir. Bütünüyle Moskovaya dayanan ve onun tarafindan finanse edilen bu isbirlikçi idareye ragmen ekonominin duraganligi ve ülkenin son derece kozmopolit bir yapiya sahip olmasi sonucu Dagistan'da dis görünüse göre bir istikrar ortami olusturmustur.

Rus savasindan sonra Çeçenistan'da Ocak 1997 baskanlik seçimini birinci bitiren Mashadov iktidara geldi. Seçimi ikinci bitiren, birkaç kezde Basbakan olarak görevlendirilen Rus savasinin basarili komutani Samil Basayev Çeçenistan içindeki mücadelenin Rusya'nin çikarina hizmet edecegini gibi bir yaklasimla Dagistan'a yönelmistir. Olusturulan Çeçen ve Dagistan halkari kongresi suni olarak bölünen Kafkasyayi birlesik bir Kafkas devleti altinda birlestirmeyi amaçlamistir. 1998 yilinda bu kongreye baskan seçilen Basayev kongre kararlari dogrultusunda 1999 Agustos basinda Dagistan'da harekete geçmistir.

Bundan sonra yasananlar tekerrür eden tarih'den ibarettir. Müslüman mücahidler Dagistan'da köyleri ele geçirirken. Geçen yüzyilin yerel hanliklari gibi çikarlari geregi Ruslar'la beraber hareket etme sirasi isbirlikçi Dagistan idaresindeydi. Müslümanlar Dagistan'da ilerleyip Islam devletini ilan ettiler. Bu sirada Rusya içinde bazi Ruslarin bile Kremlin'deki idareyi suçladiklari ve müslüman mücahidlerin kesinlikle reddettikleri sivil halka yönelik katliam boyutuna varan bombali saldirilar oldu.

Yasananlari ordaki müslümanlardan sonra en iyi Ruslar farkindadir. Çünkü yürütülen bu mücadele Imam Mansur'dan beri yürütülen Islami kiyamin yani Gazavat'in bir devamidir. Elbetteki Rusya 1785'den beri yasananlardan sonra bölgede zaman zaman küllenip sogumasina ragmen, tekrar alevlenen Gazavat'in getirecegi sonuçlarin farkindadir Bu nedenle süren gelismelerin önünü alabilmek için bütün gücüyle harekete geçmis ve 214 yildir halen yapamadigi gibi müslümanlari gerçek manada yenmek için Dagistan'la birlikte Çeçenistan'ida içine alan bir hareket baslatmistir. Rusya içinde yapilan bombalamalarla birlikte bu savasa katilabilecek onbinlerce Kafkas kökenli müslüman tutuklanmistir. Tutuklamalardan sonra saldirilari bahane ederek Çeçenistan'da sivil halkida içine alan agir bombardimanlarla büyük bir katliam baslatilmistir. Ovalik araziye giren büyük Rus kuvvetleri baskent'e dogru ilerlemeye baslamis ve Çeçenistandaki yönetim Rusya tarafindan yasadisi ilan edilmistir. Bu gelismeler aslinda bombalamalarin arkasindaki iradeyide anlayabilenler açisindan tam anlamiyla göstermektedir.

Sonuç

Ruslarin askeri planlarina bakildiginda 214 yildir uygulayageldiklerinin hemen hemen aynisidir. Önce son savasta ve daha önceden'de yapildigi gibi ovalik arazi isgal edilecektir. Bu hareket su an yürürlüktedir ve Rus kuvvetleri sahip olduklari ve kiyaslanamayacak ölçüdeki büyük güçleriyle ilerlemektedirler. Bu sirada önde gelen Çeçen komutanlarla görüsülüp kendi yanlarina çekilmeye çalisacaklar ve böylece yalniz birakilacak olan asiri dinciler (yani müslümanlar) güneydeki daglara sikistirilacaklar. Önümüzdeki kisin agir sartlari ve sürdürülecek araliksiz hava bombardimaniyla birlikte müslüman mücahidler yenilerek teslim olmaya zorlanacaklar. Yani daha önceki gibi Ruslar cok büyük güçlerine ve kendilerinden çikar umacak olan isbirlikçilere bel baglayarak çok kisa sürecek bir savasin hayalini kurmaktadirlar. Elbetteki müslüman mücahidlerden tarihte oldugu gibi tekerrür eden bu sürecin farkindadirlar. Geçen yüzyilda ve son savasta bizzat yaptiklari gibi uzun soluklu bir savasa hazirlanmakta olduklari dogrultusunda beyan vermektedirler.

Öte yandan geçmislerinde son derece büyük bir kiyami sürdürmüs bulunan bölge halkinin tekrar alevlendirdigi Gazavat'i disardan yapilan yani yeni dünya düzeninin bas düsmani köktendincilerin tahrikleri sonucu çiktigi gibi bir mesaj Ruslar tarafindan yayilmaya çalisilmaktadir. Böylece komsu ülkelerinin isbirlikçi idarelerine gönlü yürütülen kiyamin yaninda olan halklarinin mücadele sürecine yardim etmesini engelleme bahanesi olusturulmaya çalisilmaktadir. Elbetteki ümmet bilinci geregi sanli bir kiyami sürdüren Kafkasyali müslümanlara suni sinirlarla ayrilmis Islam cografyasindaki mümin kardeslerinin ellerinden gelen bütün çabayla yardim etmeleri Rabbimizin bir emridir. Eger gerekirse müslümanlarin kardeslerini zulme karsi bilinçlendirip örgütlemeleride bir müslüman için sadece bir kulluk görevidir. Fakat geçmislerine baktigimizda Kafkasyali müslüman kardeslerimizin bu noktada diger kardeslerinden ögreneceklerinden ziyade öretecekleri oldugu gerçegi de gün gibi ortadadir.

Kafkasyada tekerrür edip duran tarihe baktigimizda uzun süreli bir kiyamin tekrar alevlendigi gerçegiyle karsi karsiyayiz. Sürecek mücadele elbetteki Rabbimizin ayetlerinde açikladigi bir sinav sürecinden baska bir sey degildir. Bu sinav sürecinde ayagi sabit kilinanlar ve zalimlerle isbirligi içinde olacak olanlar açiga çikacaktir. Böylece sözlerinde duranlar ile yalancilar ve zalimler ile mazlumlar ortaya çikacak insanlarin kimlikleri bütünüyle netlesecektir.

Bu açidan baktigimizda içinde yasadigimiz ve geçen yüzyildan beri Kafkasyadan çok sayida göç alan ülkemizdeki hakim olan sistemin sahipleri kimliklerinin gereklerini simdiden yerine getirmeye baslamislardir. Ruslar savasin basindan beri daha önceden yaptiklari gibi savasi savunmasiz sivil halkin katliamina çevirmislerdir. Ruslar'in geçmislerine ve bütün uygulamalarina ragmen aslinda müslümanlarin yürüttükleri kiyam mesru müdafadan baska bir sey degildir. Içinde bulundugumuz günlerde kendilerininde çok iyi bildigi bu gerçeklere ragmen, laik basin ve medyada Rus propagandasi bile yapilmaktan bile çekinilmemektedir. Bunun için savasin Kafkasya disindaki köktendincilerin tahrikiyle çiktigi ve onlar tarafindan desteklendigi gibi Rus savlarini bahane ederek daha mücadele alevlenir alevlenmez alelacele Rusya'nin yanindaki yerlerini aldilar. Laik medyanin gazetelerindeki ve televizyon kanallarindaki haberlerinin verilis tarzi vu uslubuna baktigimizda sanki Rus basin, yayin ve medyasini takip ettigimiz izlenimi uyanmaktadir.

Örnegin: Rus silahli kuvvetlerinin yukarda açikladigimiz senaryosu olacagi kesin gözüyle bakilan bir üslupla yayinlanip, adeta simdiden müttefiklerinin zaferini ilan etmislerdir. Gene onca kani dökülen savunmasiz müslüman gerçegiyle karsi karsiya oldugumuz halde, utanmadan Rus istihbaratindan aldiklarini açiklamaktan bile çekinmedikleri nasil ve nerden saglandigi yani dogrulugu meçhul olan müslümanlarin esir Rus askerlerini vahsice katlederken gösteren yayinlarini diger bir örnek olarak gösterebiliriz.

Dahada artiracagimiz bu örnekler Kurani espiriye sahip müminler açisindan baktigimizda sasilacak bir sey yoktur. Dünyada oldugu gibi ülkemizde de müslümanlari birinci tehdit ilan eden ve yasam olanaklarini yok etmeye çalisan sistem sahiplerinin baska bir cografyadaki müslümanlar için hayirli düsünmelerini beklemek çok büyük bir gaflettir.

kaynak: haksöz dergisi

Hazirlayan: Musa Dogan

 arrow1b.gif (1872 Byte)