SIRK
"Se-ri-ke" fiilinin masdari, ortak
olma demektir. Dinî anlamda sirk, Allah'a es ve ortak kosma manasina gelir.
Bu fiilin dört harfli "if'âl" babindaki
sekli "esrake"dir ve ortak tanima, ortak kosma demektir. Bu babin ismi faili
olan "müsrik" de, ortak kosandir (el-Isfahânî, el-Müfredât fi
Caribi'l-Kur'an, Misir 1961, II, 259, "se-ri-ke" md.)
Sirk, ayni kökten gelen kelimelerle
birlikte, Kur'an'da yüzelliyi askin yerde geçmektedir.
Kur'an-i Kerim'i inceledigimiz zaman, sirke düsen
insanlarin nefislerine tabi olarak tevhide karsi çikmalarinin neticesinde bu duruma düstüklerini
görüyoruz. Bütün müsrik toplumlarda, genellikle ahlaksizlik, nefis duygulari, zulüm,
hirs, azginlik, taskinlik ve menfaatperestlik hakimdir. Sirkin temeli, insanlarin Allah'a
tam manasiyle inanmamalari, O'nun emir ve yasaklarina gerektigi gibi uymamalari ve ondan
sonra yukarida arzedilen süfli bir duruma düsmelerine dayanir. Bu husus birçok âyette
dile getirilmistir (el-A'raf, 7/80, 81, 85, 86; Yusuf, 12/23, 25, 28, 29, 30, 31, 35;
el-Hicr, 15/3 vb).
Kur'an âyetlerinden baska, çesitli
hadislerde ve ilmî eserlerde de sirk konusuna genis yer verilmistir. Allah'in birligine
ortak kabul etmek sirk oldugu gibi, kudret ve tasarrufunda O'na ortak kabul etmek de
sirktir. Sirk'in diger bir çesidi de, yalniz Allah'tan beklenmesi gereken sonuçlari,
Allah'tan baska güç ve kisilerden beklemektir.
Sirk'in ziddi tevhiddir. O da, Allah'in
varligini ve birligini kabul etmekle beraber, O'nun tasarruflarinda tek kudret sahibi
oldugunu, hüküm ve irâdesinin her seyin üstünde bulundugunu kabul etmektir. Islâm
dininde tevhid esastir. Hemen hemen bütün ibâdetlerin ana gayesi çesitli konularda müslümanlarin
arasinda birligi saglamaktir. Dünyanin her yerindeki müslümanlarin ayni ezani
okumalari, ibadetlerinde ayni kibleye dönmeleri, tevhidin birer göstergesidir. Sirk
bunun tam ziddidir. Tevhid'in ana gayesi ve esas hedefi olan Allah'in birligi hususundaki
inanci zedelemek, O'na ortak kabul etmek, büyük sirk kabul edilmistir.
Yüce Allah Kur'an'da: "Muhakkak ki sirk
büyük bir zulümdür" (Lokman, 31/13) diye buyurarak, sirki bir zulüm olarak tanitmistir.
Nitekim sirke düsen insan, bu hareketiyle kendi nefsine zulmetmis olur (el-Maverd,
en-Nuketu ve'l-Uyunu, Beyrut, 1992, IV, 333). Ve yine sirk göklerin, yerin ve bunlarda
bulunanlarin, maddenin ve hayatin zorunlu olarak teslim oldugu küllî bir kanuna, yani
Allah'in tek ilah ve Rab oldugu gerçegine karsi gelinmekle Allah'in hakkini O'na teslim
etmemek bakimindan da bir zulümdür. Sirk'e düsen insanin kendi sahsina zulmettigini
destekler mahiyetteki diger bir âyetin meâli söyledir:
Allah'a ortak kosmadan, halis olarak Allah'i
birleyenler olun. Kim Allah'a ortak kosarsa, o sanki gökten düsmüs de kendisini kus
kapiyor veya rüzgâr onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir" (el-Hacc, 22/31 ) .
Sirk'e düsen insan o kadar perisan olur ki,
Yüce Allah ile baglari kopar; istikametini sasirir; iyi ile kötüyü ayird edemez hale
gelir ve kendi öz çocugunu öldürecek kadar saskin bir duruma düser. Onlarin bu aci
hali, Kur'an'da söyle haber verilmistir.
Yine ortaklari, müsriklerden çoguna
evlatlarini öldürmeyi süslü (güzel bir seymis gibi) gösterdi ki (böylece) hem
kendilerini mahvetsinler hem de dinlerini karistirip bozsunlar. Allah dileseydi bunu
yapamazlardi. O halde onlari, uydurduklariyla bas basa birak!" (el-En'am, 6/137).
Yüce Allah'in sirke bakisini ve sirkin
Kur'an'daki tanimini sergileyen diger bazi âyetlerin meâli söyledir:
"Allah, kendisine ortak kosulmasini
elbette bagislamaz. O'ndan baska günahlari diledigi kimse için bagislar. Kim Allah'a
ortak kosarsa, büsbütün sapitmistir" (en-Nisa, 4/116).
"Onlar (müsrikler, sirk kosanlar
insanlari) atese çagirir. Allah ise izniyle Cennete (girmeye) ve magfirete çagirir"
(el-Bakara, 2/221).
"Kitâb ehlinden ve (Allah'a) sirk
kosanlardan kâfir olanlar, Cehennem atesindedirler. Orada ebedî kalacaklardir. Onlar,
halkin en serlileridir" (el-Beyyine, 98/6).
Tevhide aykiri olan, Allah'in ve Peygamber
(s.a.s)'in emirlerine ters düsen sirke, kimden gelirse gelsin, itâat etmemek gerekir.
Islâm dini annebabaya son derece itâat etmeyi, onlara saygida bulunmayi emrettigi halde,
sirk olan hususlarda, onlarin sözünü dinlememeyi ve onlara tabi olmamayi istemektedir.
Konu ile ilgili bazi âyetlerin meâli söyledir:
"Biz insana anne-babasina iyilik etmeyi
tavsiye ettik. Eger onlar seni, (gerçekligi) hakkinda hiçbir bilgin olmayan bir seyi,
bana ortak kosmani için zorlarlarsa, (bu hususta) onlara itâat etme. Dönüsünüz banadir.
O zaman size yaptiklarinizi haber veririm." (el-Ankebût, 29/8).
Biz insana anne-babasini tavsiye ettik. Anasi
onu zayiflik üstüne zayiflik çekerek (karninda) tasimistir. Onun (memeden) ayrilmasi da
iki yil içinde olmustur. (Bunlarin hepsi, güç seylerdir. Onun için biz insana) '-Bana
ve anne-babana sükret. Dönüs banadir, (diye ögüt verdik). Eger onlar seni hakkinda
bir bilgin olmayan bir seyi bana ortak kosman için zorlarlarsa, onlara itâat etme.
Onlarla dünyada iyi geçin ve bana yönelen kimsenin yoluna uy. Sonra dönüsünüz banadir.
(O zaman ben) size yaptiklarinizi haber verecegim" (Lokman, 31/14,15).
Allah'in Rasûlü Hz. Muhammed (s.a.v) de,
sirki helâk edici büyük günahlarin basinda saymistir: Bu hususu belirten bir hadiste söyle
buyurmustur:
Helak edici yedi seyden sakinin:
1- Allah'a sirk (ortak) kosmak;
2- Sihir (ve büyücülük gibi göz boyayan,
aldatip oyalayan seyler)le mesgul olmak;
3- Allah'in haram kildigi cana haksiz yere
kiymak;
4- Yetim mali yemek;
5- Savas alanindan kaçmak;
6- Faiz yemek;
7- Iffetli, namuslu, suçtan beri, mü'mine
kadinlara zina isnâd etmek" (Buharî, Vesaya, 23, Tib, 48, Hudud, 44; Müslim, Imân,
144; Ebû Davûd, Vesâya, 10; Nesâi, Vesâya, 12).
Sirkin disindaki günahlarin affedilecegi, imân
sahibi olan bir insanin bu gibi günahlari isledigi takdirde, cezasini çektikten sonra
mutlaka cennete gidecegi, ancak sirke giren insanlarin, tevbe etmeden öldügü takdirde,
affedilmeyecegi Rasûlüllah (s.a.v) tarafindan haber verilmistir:
"Cebrail bana gelerek su müjdeyi verdi:
"-Ümmetinden kim Allah'a serik (ortak) kosmadigi halde ölürse, Cennet'e
girer". Bunun üzerine ona
dedim ki: "-Zina da etse, hirsizlik da yapsa ..?" Cevap verdi: "Evet, zina
da etse, hirsizlik da yapsa..." Peygamberimiz (s.a.s)'in bildirdigine göre, Cebrâil
(a.s)'a bu soruyu üç defa sormus ve her seferinde ayni cevabi almistir (Buhârî,
Cenaiz, 1, Libas, 24, Isti'zan, 30, Rikak, 13,14, Tevhid, 33; Müslim, Imân, 153, 154,
Zekat, 32,33; Tirmizî, Imân, 18; Ahmed b. Hanbel, V, 152, 159, 161, VI, 166)
Bir de küçük sirk diye bir çesit sirk
daha vardir. O da, ibâdetlere riya ve gösterisi karistirmak, Allah'in rizasindan
sapmaktir. Kur'an'da bu hususta söyle buyurulmustur:
Kim Rabb'ine kavusmayi umuyorsa, artik salih
bir amelde bulunsun ve Rabb'ine ibâdette hiç kimseyi serik kilmasin (ortak
tutmasin)" (el-Kehf, 18/110).
Bu âyette geçen, ibâdette Allah'a sirk
kosmaktan gaye, ibâdette ihlasli ve samimi olmamak, Allah'in rizasinin disindaki riya, gösteris
ve benzeri menfaat duygularini tasimak demektir (el-Beydâv, Envanu't-Tenzil ve
Esranu't-Te'vîl, Misir 1955, II, 14).
Hz. Muhammed (s.a.s)'in de bu hususta söyledigi
hadislerden bazilari söyledir:
Sizin için en çok korktugum sey, küçük
sirktir." Hazir bulunanlar: "Ya Rasûlüllah! Küçük sirk nedir?" diye
sorduklari zaman, Rasûlüllah (s.a.s) söyle devam etmistir: "Küçük sirk, riya
yani gösteristir. Ahiret gününde insanlara amellerinin karsiligi verildigi zaman, Allah
diyecek ki: "- Dünya hayatinda iken, kendileri görsün diye riya ve gösteris
yaptiginiz kisilerin yanina gidin, bakin, onlarin yaninda herhangi bir karsilik bulacak
misiniz?" (Ahmed b. Hanbel, V, 428, 429).
"Ümmetim için en çok korktugum sey,
Allah'a sirk kosmaktir. Ama dikkat edin; Ay'a, Günes'e veya puta tapacaklar, demiyorum.
Fakat, Allah'in rizasinin disindaki gayeler için harekette bulunacaklar ve gizli sehvet,
yani riyâ ve gösteris duygularini tasiyacaklar (demek istiyorum)" (Ibn Mâce,
Zühd, 21).
Ebu Hureyre (r.a) dedi ki, ben Rasûlüllah
(s.a.s)'i söyle söylerken isittim:
"Kiyamet günü aleyhine hükm olunacak
halkin birincisi sehid edilen bu adam olacaktir. O kimse, (Allah'in huzuruna) getirilir;
Allah ona verdigi nimetlerini bir bir anlatir. O da bunlari bilir ve hatirlar. Yüce
Allah:
-Bu nimetlerin arasinda ne
yaptin?" diye sorar. O kisi:
-"Senin rizan için savastim ve nihâyet
sehid oldum " diye cevap verir. Yüce Allah:
-Yalan söylüyorsun. Fakat sen, hakkinda
kahraman denilsin diye savastin. Bir rivâyete göre, Allah'in emri üzerine o kisi yüz
üstü sürüklenerek Cehennem'e atilir.
(Ikinci olarak) Ilim ögrenmis, baskalarina
da ögretmis ve Kur'an okumus biri huzur'u ilâhiye getirilir. Yüce Allah ona da verdigi
nimetlerini tek tek anlatir. O da bunlari anlar. Allah ona:
-"Bu nimetlerin arasinda bulunurken, ne
yaptin " diye sorar. O su cevabi verir:
-Senin rizan için Kur'an'i, ilmi ögrendim
ve baskasina ögrettim." Yüce Allah ona da söyle der:
-Sen yalan söylüyorsun. Fakat sen
Kur'an'i, ilmi riya ve gösteris için, sana alim, güzel okuyor, densin diye okudun, ögrendin.
Nitekim senin için bu övgüler yapildi." Allah'in emri üzerine o da sürüklenerek
Cehennem atesine atilir.
(Üçüncü olarak) Allah'in kendisine genis
çapta zenginlik ve çesitli maldan verdigi biri getirilir. Allah, buna da verdigi
nimetleri ayri ayri anlatir. O da, bu nimetleri kabul eder, hatirlar. Yüce Allah ona da
sunu sorar:
-"Bu nimetlerin arasinda bulunurken, ne
gibi hayirli isler yaptin ? O da söyle cevap verir:
-"Senin rizan için, sevdigin her türlü
yola para harcadim. Maddi yönden, yardimda bulunmadigim hiç bir seyi birakmadim. " Yüce Allah ona da ayni
sekilde cevap verir:
-Sen yalan söylüyorsun. Aslinda sen
bunlari, sana cömert denilsin diye yaptin. Riya ve gösteriste bulundun. Beklendigin
medih ve övgülere de kavustun." O da Allah'in emri üzerine yüzüstü
sürüklenerek Cehennem atesine atilir" (Müslim, Imâre, 152; Nesef, Cihâd, 22;
Ahmed b. Hanbel, II, 322).
Bu hadiste ifâde edildigi gibi, sehid olmak,
alim olmak ve hayir yollarina maddi yardimda bulunmak, son derece güzel seylerdir. Ancak
bunlar Allah rizasi için degil, riya, gösteris veya baska herhangi bir menfaat duygusu
ile olunca, hiç bir kiymeti ve degeri yoktur.
Nureddin TURGAY
Samil Islam Ansiklopedisi

|