ZIYARET
Bir kimseyi görmeye gitmek.
Islâm müslümanlari; birbirlerinin kardesleri olarak ilan etmis ve onlarin birbirlerini
sevip saymalarini, yardimci olmalarini emretmistir. Insanlar arasinda sevginin
yerlesmesine yardimci olan en önemli sebeplerden birisi ziyaretlerdir. Bu bakimdan Islâm
ziyaretlere büyük önem vermistir. Hz. Peygamber bir hadisinde; Allah için bir hastayi
veya bir müslümani ziyaret eden kisinin Cennetteki yerini hazirladigini haber vermistir
(Tirmizî, Birr 64).
Ziyaretin; hasta ziyareti,
nezaket ziyareti, bayram ziyareti gibi çesitleri vardir. Kabirlere gidip Fâtiha okumaya
kabir ziyareti, umre veya hacc için Mekke'ye gidip Kâbe'yi ziyaret etmeye de Kâbe
ziyareti denilmektedir. Kisinin akrabalarini ziyaret etmesine: sila-i rahim * "
denilir. Bu ziyaretlerin her birinin kendilerine has adabi vardir.
Ziyaretin Sosyal Dayanisma Açisindan
Önemi
Bir hadis-i serifte, Rasûlüllah,
müslümanlara yedi seyi yapmalarini emretmis, yedi seyden de kaçinmalarini istemistir.
Yapilmasini istedigi seyler sunlardir: Cenazenin arkasindan gitmek, hastalari ziyaret
etmek, dâvete icâbet etmek, mazluma yardim etmek, verilen sözü, yapilan yemini yerine
getirmek, verilen selami almak, aksirana dua etmek (Buharî, Cenaiz, 2; Müslim, Selâm,
4-6).
Tamamen sosyal iliskileri düzenleyecek
özellikte olan, bu emirler içinde hasta ziyaretinin de bulunmasina dikkat edilmelidir.
Hz. Peygamber, asagidaki hadis-i serifinde de hasta ziyaretinin önemine isaret
buyurmustur:
"Esiri kurtariniz, açi
doyurunuz, hastayi ziyaret ediniz" (Tecrid, VIII, 404).
Hasta veya diger ziyaretler,
sevgi ve güven duygulan gelisen, bireyleri, birlik ve beraberlik içinde yasayan
toplumlarin dogmasina sebep olur. Müslümanlar, ziyaret yolu ile, birbirlerini daha yakindan
tanimak imkânini bulurlar. Sakintilarini, problemlerini ögrenirler. Pekçok konuyu
aralarinda görüsüp, birlikte karar verme imkânina sahip olurlar. Toplum içinde yalniz
olmadiklari duygusunu kazanir ve gelecege ümit ve güvenle bakarlar. Sevinç ve
üzüntülü anlarinda çevrelerinde gördükleri kardesleri, onlar için huzur kaynagi
olur.
Ziyaretler, dünyevî kazançla
birlikte uhrevî faydayi da temin eder ki, bu da Allah rizasina ulasmaktir. Rasûlüllah söyle
buyurmustur:
"Aziz ve Celil olan Allah
kiyâmette":
-Ey Âdemoglu! Ben hasta oldum
da sen beni ziyaret etmedin! buyurur. Kul:
-Ya Rabbi! Sen âlemlerin Rabbi
oldugun halde ben sana nasil hasta ziyareti yapabilirim? diye sorar. Allah:
-Sen bilmez misin ki, benim
filanca kulum hasta olmustu da sen onu ziyaret etmemistin. Yine bilmez misin ki eger sen
onu ziyaret etseydin, muhakkak beni onun yaninda bulacaktin (yani, benim sevabimi ve
ikramimi onun yanina bulacaktin) buyurdu" (Müslim, Birr vasila, 43).
Baska bir hadis-i serifte de,
Hz. Peygamber (s.a.s): "Hasta ziyareti yapan kisi, (hastanin yanindan) dönünceye
kadar, kendisini cennete ulastiracak bir yol üstündedir" (Müslim, Birr ve sila,
39) buyurmustur.
Su halde, ziyaretler,
özellikle hasta ziyareti, müslümani Allah rizasina ulastiracak ahlâkî davranislardan
biridir. Bu sebeple hasta ziyareti, vazgeçilmez bir görevdir. Bu ictimâî vazifeyi
yerine getirmeli ve baskalarina da tavsiye etmelidir.
Bir müslüman, anne ve babasindan
baslamak üzere, bütün yakinlarini, komsularini, tanidiklarini, arkadaslarini ve
dostlarini ziyaret etmelidir. Özellikle bayramlar ziyaret için uygun günlerdir. Dügün,
sünnet, ölüm gibi olaylardan sonra tebrik veya taziye (bas sagligi) de bulunmak için
de ziyaretler yapilir.
Eskiden anne, baba ve çocuklar
tek bir çati altinda bulunuyorlardi. Günümüzde, genellikle, gençler evlenince yeni
yuva kurmakta ve baba evinden ayrilmaktadirlar. Anne ve babalarindan ayri yasayan, görev
ve baska sebeplerle onlardan uzakta bulunan kimselerin, hemen her firsatta onlari ziyaret
etmeleri, ellerini öpüp duâlarini almalari icabeder. Yakin akraba da böyledir. Onlarin
ziyareti de ihmal edilmemelidir. Bu tür ziyaretlerin sila-i rahim sayildigi ve Islâm'in
israrla üzerinde durdugu görevlerdendir.
Asagidaki hadisler, hasta olsun
olmasin, komsu veya tanidiklarin ziyaret edilmesi gerektigini göstermektedir.
Ashab-i Kiram'dan, Kays b.
Sa'd'in anlattigina göre, Rasûlüllah (s.a.s) bir gün kendilerini ziyaret etmis,
evlerinde bir müddet bulunmus, kendileri için duâ etmis ve evden ayrilmistir. Abdullah
b. Kays (r.a): "Rasûlüllah (s.a.s) Ensar'i, ya tek tek, veya topluca ziyaret
ederdi. Tek tek ziyaret ettigi zaman evlerine giderdi. Topluca ziyaret etmek istedigi
zaman Mescid'e gelirdi" (Y. Kandehlevî, Hadislerle Müslümanlik, III, 103, 1115)
demistir. Baska bir hadiste de yine Rasûlüllah'in Ensar'dan bir âileyi ziyaret ettigi,
evlerinde yemek yedigi, namaz kildigi ve kendilerine dua ettigi haber verilmistir (Buhârî,
Edeb, 65).
Ashabin büyüklerinden Hz.
Selman (r.a) Medâin'den Sam'a kadar gidip Ebû'd-Derdâ'yi ziyaret etmisti (Buharî,
Edeb, 65).
Kûfe'den Medine'ye kendisini
ziyaret etmek için gelen arkadaslari ile Abdullah b. Mes'ud (r.a) arasinda su konusma geçmistir:
-Oturup dertlesiyor musunuz?
-Bunu hiç terketmiyoruz.
-Birbirinizi ziyaret ediyor
musunuz?
-Evet, Ey Ebû Abdurrahman,
hatta bazilarimiz, müslüman kardesini bir müddet görmezse tâ Kûfe'nin öte basina yürüyerek
gidip onun halini hatirini soruyor.
-Siz böyle devam ettiginiz müddetçe
huzur içinde yasarsiniz (Y. Kandehlevî, a.g.e., III, 1038).
Yukaridaki hadisler, Peygamber
(s.a.s)'in müslümanlari sik sik ziyaret ettigini, onlarin hal ve hatirini sordugunu,
ayrica onun bu davranisini gören müslümanlarin birbirlerini ziyaretten geri
durmadiklarini, o devrin kisitli ulasim imkânlarini hiçe sayarak bir sehirden digerine
ziyaret için gittiklerini ve bunu toplum huzurunun vazgeçilmez bir unsuru olarak
gördüklerini göstermektedir.
Herseye ragmen, ziyaret deyince
akla hasta ziyareti gelir. Peygamber (s.a.s)'in hastalari ziyaret etmis, bunu, müslümanlara
da israrla tavsiye buyurmustur. Hasta ziyareti ile ilgili pekçok hadis-i serif vardir.
Rasûlüllah (s.a.s) yalniz müslüman hastalari degil gayr-i müslim hastalari da ziyaret
etmistir. Enes b. Mâlik (r.a) söyle demistir: "Bir Yahudi genci, Nebi (s.a.s)'e
hizmet ederdi. Bir ara hastalandi. Rasûl-i Ekrem onu hastaliginda ziyaret etti. Bas
ucunda oturdu. Gence müslüman olmasini teklif etti. O da babasina bakti. Babasi;
"Oglum, Ebu'l-Kâsim'a itaat et!" deyince müslüman oldu. Rasûl-i Ekrem hastanin
yanindan çikinca: "Su genci cehennem azabindan kurtaran Cenab-i Hakk'a hamd ü
senâlar olsun" buyurdu.
Bu hadis-i serif Islâm'in dost
düsman, tanidik-tanimadik, müslim, gayr-i müslim, her hastanin ziyaret edilmesini
bizden istedigini göstermektedir. Hatta yabancilar bile buna dahildir (Tecrid, IV, 349,
350).
Saglik gibi hastalik da
insanlar içindir. Hemen her yasta, insanlarin yakasina yapisan hastaliklar vardir.
Hastalik, üzüntü ve sikinti kaynagidir. Bu durumda insan, esini dostunu çevresinde
görmek, onlarin tatli sözleri ve yardimlari ile teselli bulmak ister.
Ziyaretlerde uyulmasi gereken
kurallar
Gerek hastalari, gerek
baskalarini ziyaret ederken bazi hususlara dikkat etmek, ziyaret kurallarini titizlikle
yerine getirmek gerekir. Bunlara uyulmamasi durumunda çogu zaman ziyaretten beklenen
yararlar elde edilemez. Memnun edilmek istenilen insanlarin üzüntü ve sikintiyâ
sokulmasina sebep olunur. Bunun için ziyaret kurallarina titizlikle uyulmalidir.
1- Ziyaret için uygun bir
zaman seçilir. Uyku, yemek ve is saatlerinde ziyarete gidilmez.
2- Temiz ve derli toplu bir
kiyafet giyilir, kir-pas içinde, daginik elbiselerle ziyarete gidip baskalari rahatsiz
edilmez.
3- Mümkünse önceden ziyarete
gidilecegi haber verilir ve bildirilen saatte mutlaka gidilir.
4- Ziyarete gidilen eve kapi
çalinarak, selâm verilerek girilir. Ev sahibinin hal ve hatiri sorulur, sevinç ve
kederi paylasilir.
5- Ziyaret fazla uzatilmaz.
Ziyaret edilen yaslilar sabirla dinlenir. Onlari sikacak ve üzecek söz ve davranislardan
sakinilir, onlari sevindirecek haberler verilir, güler yüz ve tatli sözle gönülleri
alinir.
Bu genel ziyaret kurallari
disinda, hasta ziyareti sirasinda uyulmasi gereken hususlar da vardir ki, bunlar kisaca söyle
özetlenebilir.
1- Peygamber (s.a.s)
"Sizden biriniz hasta ziyaretine gittiginizde elini onun eli veya alni üzerine
koysun ve "nasilsiniz?" diye hatirini sorsun" (Tecrid, IV, 351)
buyurmustur. Görüldügü gibi Rasûlüllah (s.a.s) hasta ile yakindan ilgilenilmesini
tavsiye etmistir. Yalniz, doktorun bu konudaki tavsiyeleri ve salgin hastaliklardaki özel
durum her zaman göz önünde bulundurulur.
2- Hastayi yorucu, moralini
bozucu söz ve davranislardan sakinilir. Ziyaret kisa tutulur. Doktor, hastanin yanina
girilmesini, onunla konusulmasini yasaklamissa bu yasaga uyulur.
3- Hastaya bir istegi olup
olmadigi sorulmali, gerekirse malî yardimda bulunmali, kendisine zarar vermeyecekse
yiyecek ve diger hediyeler götürülmeli, çiçek takdim edilmelidir.
4- Bazi hastalar, hastaliklari
sirasinda hep ölümü düsünür, rahatsiz olurlar. Böyle kimseleri uygun sözlerle
tesellî etmek, ölümün insan için kaçinilmaz bir sey ve Allah'in emri oldugunu
anlatmak, her hastaligin insani ölüme götürmeyecegini hatirlatmak faydali olur.
5- Hastaya dua etmek, saglik ve
sifa dileginde bulunmak ziyaret kurallarindandir. Bu konuda Rasûlüllah (s.a.s)'den
pekçok hadis rivâyet edilmistir. Abdullah b. Ömer (r.a)'in rivayetine göre
Rasûlüllah; "Sizden biri hasta ziyaretine gittigi zaman; Allah'im, bu kuluna sifâ
ver" diye dua etsin" buyurmustur. Hz. Âise de: "Rasûlüllah (s.a.s) bir
hastayi ziyarete gittigi zaman, "bismillah" diyerek, elini hastanin agriyan
yerine' kor ve "Geçmis olsun" buyururdu" demistir. Hz. Selman (r.a)
"Peygamber (s.a.s) ben hasta iken ziyaretime gelmisti. Çikarken söyle buyurdu:
"Selman! Allah sifâlar versin. Günahini affetsin. Ölünceye kadar bedenine sihhat,
dinine kuvvet versin" demistir (Y. Kandehlevî, Hadislerle Müslümanlik, III, 1114).
6- Uzaklik ve baska sebeplerle
bizzat gidilip hasta ziyaret edilemiyorsa, bir baskasi araciligi ile veya mektup, telefon
gibi haberlesme araçlari ile selam saglik ve sifâ dileklerinin iletilmesi de güzel bir
davranistir. Bu da ziyaret yerine geçer.
Samil Islam Ansiklopedisi

|