1- Tavla Oyununun Harrm Kılınması Babı
1- (2255)
Bize Amru'n-Nâkıd ile İbni Ebî Ömer ikisi birden İfcni Uyeyne'den rivayet
ettiler. İbni Ebî Ömer dedi ki: Bize Süfyân, İbrahim b. Meysera'dan, o da Amr
b. Şerîd'den, o da babasından naklen rivâyei etti. Şöyle demiş: Bir gün
ResûlüIIah (Sallallahü A leyhi ve Sellem) 'in terkisine bindim:
«Hatırında Umeyye b.
Ebi's-Salt'm şiirinden bir şey var mı?» diye sordu.
—Evet! dedim.
— Hîh! buyurdu. Ben de kendisine bir beyt
okudum. Yine:
— Hîh! dedi. Sonra kendisine bir beyit daha
okudum. O yine:
— Hîh! buyurdu. Tâ ki kendisine yüz beyit
okudum.
(...) Bana
bu hadîsi Züheyr b. Harb ile Ahmed b. Abde dahî hep birden İbni Uyeyne'den, o
da İbrahim b. Meyserâ'dan, o da Amr b. Şerid'den yahut Yâkub b. Âsım'dan, o da
Şerid'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve
Seliem) beni arkasına bindirdi... Râvi
yukarki hadîsin mislini nakletmiştir.
(...) Bize
Yahya b. Yahya da .rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Mu'temir b. Süleyman haber
verdi. H.
Bana Züheyr b. Harb
dahî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdurrah-man b. Mehdî rivayet etti. Her iki
râvi Abdullah b. Abdirrahman Et-Tâi-fî'den, o da Amr b. Şerîd'den, o da
babasından naklen rivayet etmişlerdir. Şöyle demiş: Resûlüllah (Sallallahü
Aleyhi ve Sellem) benden şiir okumamı istedi...
Râvi İbrahim b.
Meysera'nın hadîsi gibi rivayette bulunmuş, şunu da ziyâde etmiştir :
«Az daha müslüman
oluyordu,» buyurdu. İbni Mehdî'nin hadîsinde :
«Yemin olsun şi'rinde
az daha müslüman oluyordu.» buyurdu cümlesi vardır.
Kastalâni diyor ki:
«Ümeyye b. Ebi's-Salt câhiliyyet devri şairlerindendir. İslâm'ın ilk
devirlerine de yetişmiştir. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in hak
dinle gönderildiğini duymuş, fakat ona îmân etmek kendisine nasîb olmamıştır.
Câhiliyyet devrinde ibâdet ederdi. Şiirinde Allah'ın birliğine dâir çok- söz
etmiştir. Mânâların derinliğine dalar, hakikatlere dikkat gösterirdi. Bundan
dolayıdır ki: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem} onun şiirini beğenmiş,
okundukça daha fazlasını dinlemek istemiştir.»
Hıh kelimesinin aslı
ih'dir. Bundan murad anlattığın şeyi ziyâde et, daha anlat, demektir. Türkçede
de bu mânâda burundan konuşmak şar-tiyle hî denilir,
Hadîs-i şeriften
maksat Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in Ümeyye b. Ebî Sall'in
şiirlerini beğendiğini anlatmaktır. Çünkü bu şiirlerde Allah'ın birliğini
ikrar vardır. Bu hadîs içerisinde kötü sözler bulunmayan şiiri okumanın ve dinlemenin
caiz olduğuna delildir. Okunan şiirin İslâmiyet veya Câhiliyet devrine ait
olması hükmen müsâvîdir. Şiirin içerisinde kötü ve müstehcen sözler olmasa bile
fazlası mez-mumdur. Azını okuyup dinlemekte beis yoktur.
Bu hadîsteki «şey'en»
lâfzı bâzı nüshalarda «şey'ün» şeklinde merfu' olarak rivayet edilmiştir.
Mansub yâni «şey'en» okunduğuna göre cümlede mahzuf olduğu kabul edilir. Ve
«Hatırında bir şey var
mı ki, bana bir şey okuyasın.» şeklinde takdir olunur.
2- (2256)
Bana Ebû Cafer Muhammed b. Sabbah ile Alî b. Hucur Es-Sa'dî hep birden
Şerîk'den rivayet ettiler. İbni Hucur dedi ki: Bize Şerik, Abdü'l-Melîk b.
Umeyr'den, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)f den naklen haber verdi:
«Arabın söylediği
sözlerin en şâirânesi Lubîd'in şu sözüdür : Dikkat et ki Allah'dan başka her
şey bâtıldır.» buyurmuşlar.
3- (...)
Bana Muhammed b. Hatim b. Meymûn da rivayet etti. (De di ki) : Bize İbni Mehdî
Süfyân'dan, o da Abdül-Melîk b. Umeyr'den nak len rivayet etti. (Demiş ki) :
Bize Ebû Seleme, Ebû Hüreyre'den rivâye etti. Şöyle demiş: Resûlüllah
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Şâirin söylediği en
doğru söz Lebîd'in şu sözüdür: Dikkat et ki, Al lah'dan başka her şey bâtıldır.
Umeyye b. Ebi's-Saft ise az daha müslüma oluyordu.» buyurdular.
4- (...)
Bana İbni Ebî Ömer de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Süfyân Zâide'den, o dâ
Abdü'I-Melîk b. Umeyr'den, o da Ebû Seleme b. Abdir-rahman'dan, o da Ebû
Hürcyre'den, o da Kesûlüllah (Sailaliahü Aleyhi ve Seliem)den naklen rivayet
etti.
«Şâirin söylediği en
doğru beyt: Dikkat et ki, Allah'dan başka her şey bâtıldır, beytidir. İbni
Ebi's-Salt ise az daha müslüman oluyordu.» buyurmuşlar.
5- (...)
Bize Muhammed b. Müsennâ da rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Muhammed b. Cafer
rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Şube, Abdü'l-Melik b. Umeyr'den, o da Ebû
Seleme'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (Sallaltahü Aleyhi ve Sellem)
'den naklen rivayet etti:
«Şâirlerin söylediği
en doğru beyt: Dikkat et ki, Allah'tan başka her şey bâtıldır, sözüdür.»
buyurmuşlar.
6- (...)
Bize Yahya b. Yahya dahî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Yahya b. Zekeriyyâ,
İsrail'den, o da Abdü'l-Melik b. Umeyr'den, o da Ebû Seleme b. Abdirrahman'dan
naklen haber verdi. (Demiş ki) : Ben Ebû Küreyre'yi şunu söylerken işittim;
Ben Resûlüllah (Sailaliahü Aleyhi ve Sellem)
«Gerçekten bir şâirin
söyleyeceği en doğru söz Lebîd'İn : Dikkat et ki, Allah'dan başka her şey bâtıldır,
sözüdür.» buyururken işittim.
Râvi bundan fazla bir
şey söylememiştir.
Bu hadîsi Buhârî
«Eyyâmü'l-Câhiliyye» ve «Edeb» bahislerinde tahrîc etmiştir. Lebid İbni Rabia
te'l- Ârnirî, As-hâb-ı kiram'dandır. Aynî 'nin beyânına göre yüz elli dört sene
yaşamış; Hz. Osman'in hilâfeti devrinde vefat etmiştir. Kendisi Muhad-ramînin
(yâni hem câhiliyet, hem de İslâmiyet devirlerinde yaşamış olan şâirlerin) en
büyüklerindendir. Resûlüllah (Sailaliahü Aleyhi ve Sellem)'m Lebîd'in sözünü
bir şâirin söyleyebileceği en doğru söz diye vasıflandırması:
«Yeryüzünde olan her
şey fânîdİr.» [1] Âyet-ı kerîmesine uyduğu
içindir.
7- (2257)
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Hafs ile Ebû Muâviye
rivayet ettiler. H.
Bize Ebû Küreyb dahî
rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ebû Muâviye rivayet etti.
Her iki râvi A'meş'den
rivayette bulunmuşlardır. H.
Bize Ebû Saîd El-Eşecc
de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Veki' rivayet etti. (Dedi ki) : Bize A'meş,
Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivayet etti. Ebû Hüreyre şöyle
demiş: Resûlüllah (SailaliahüAleyhi ve Sellem) :
«Bİr kimsenin içinin
onu bozacak irinle dolması şiirle dolmasından daha hayırlıdır.» buyurdular.
Ebû Bekr: «Şu kadar
var ki Hafs (onu bozacak) ifâdesini söylemedi.» dedi.
8- (2258)
Bize Muhammed b. Müsennâ ile Muhammed b. Beşşâr rivayet ettiler. (Dediler ki) :
Bize Muhammed b. Cafer rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Şu'be, Katâde'den, o da
Yûnus b. Cübeyr'den, o da Muhammed b. Sa'd'dan, o da Sa'd'dan, o da Peygamber
(Salhüahü Aleyhi ve Seliem) den naklen rivayet etti:
«Birinizin içipin onu
bozacak irinle dolması, şiirle dolmasından daha hayırlıdır.» buyurmuşlar.
9- (2259)
Bize Kuteybe b. Saîd Es-Sekafî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Leys,
İbnü'l-Hâd'dan, o da Mus'ab b. Zübeyr'in azatlısı Yuhannis'-den, o da Ebû Saîdi
Hudrî'den, naklen rivayet etti. Ebû Saîd şöyle demiş: Bir defa biz Arc denilen
yerde Resûlüllah (SaUallahü Aleyhi ve Sellem) le birlikte yürürken aniden
önümüze şiir okuyan bir şâir çıktı. Bunun üzerine Resûlüllah (SaUallahü Aleyhi
ve Sellem):
«Bu şeytanı alın!
Yahut bu şeytanı tutun! Bir adamın içinin İrinle dolması, şiirle dolmasından
kendisi için daha hayırlıdır.» buyurdular.
Bu hadîsi Buhârî
«Kitâbü'l-Edeb»'de tahrîc etmiştir.
Bu babda birçok
hadîsler rivayet olunmuştur. Tâhâvî bunların bir kısmını tahrîc ettikten sonra
: «Binâenaleyh bir cemaat şiiri kerih gor-müş ve bu eserlerle ihticac
etmişlerdir. Bir takımları da bu hususta onlara muhalefet etmiş ve içerisinde
çirkin sözler bulunmayan şiirin rivayet edilmesinde bir beis görmemişlerdir.»
diyor. Tahâvî'nin şiiri kerih gördüklerinden bahsettiği cemâat: Mesrûk,
îbrâhim Nehâi, Sâlin b. Abdilah, Hasan’ı Basrî ve Amr b. Şuayb'dır. Aynı kavil
Hz. Ömer’le oğlu Abdullah 'dan, Sa'd b. Ebî Vakkâs ve Abdullah b. Mes'ud
(Radiyallahuanh.) hazretlerinden nakledilmiştir. Tahâvî'nin bunlara muhalefet
edenlerden maksadı da Şa'bî, Âmir b. Sa'd, Muhammed b. Şîrîn, Saîd b. Müseyyeb,
Kasım, Sevrî, Evzâî dört mezhebin imamları, îshâk b. Rahuye, Ebû Sevr ve Ebû
Ubeyd 'dir. Bu zevata göre içerisinde hiciv, müslümanların ırzına taarruz ve
fuhşiyât bulunmayan şiiri rivayet etmekte beis yoktur. Bu kavilde "Ebî
Bekri Siddik, Ali b. Ebî Tâlib, Bera' b. Âzib, Enes b. Mâlik, Abdullah b.
Abbâs, Amr b. Âs, Abdullah b. Zübeyr, Muâviye b. Ebî Siifyân, İmran b. Husayn,
Esved.b. Seri' ve Âişe (Radiyallahüanha) hazerâtından rivayet olunmuştur.
Ulemâ : «Şiir güzeli
güzel, çirkini çirkin olan sözdür.» demişlerdi! ki : Nevevî bunu beğenmiş ve
«Doğrusu da budur» demiştir.
Hadîs-i şerîfdeki
«içini doldurmak...» tâbirinden murad, hadîsin zahirine göre insanın içindeki
kalbi ve diğer uzuvlarıdır. Maamafih bundar yalnız kalbin murad edilmiş olması
da muhtemeldir.
Resûlüllah (Sallalkthü
Aleyhi ve Sellem)'in şiir okuyan adam için şeytar tâbirini- kullanması, ya bu
adam kâfir olduğu için, yahut şairliği sana edindiğinden veya kötü şiirler
okuduğundandır. Ne olursa olsun bu hü küm o hâdiseye mahsus olup umumî
değildir. Umumî olmuş olsa'kendis şiir dinlemez, Hz. Hasan'a okutmaz. Ashâb-ı
kiramı dahî seferlerde harblerde şiirler okumazlardı.
Arc : Medine'ye seksen
yedi mil uzaklığında bulunan büyük bir köyün ismidir.
10- (2260)
Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Al durrahman b. Mebdî,
Süfyan'dan, o da Alkame b. Mersed'den, o da Süleyman b. Büreyde'den, o da
babasından naklen rivayet etti ki: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):«Her
kim tavla oynarsa, elini domuz eti ve domuz kaniyle boyamış gibi olur.»
buyurmuşlardır.
Nerdeşir, Farsçadan
alınma bir kelimedir. Tavla oyunu demektir. İbni Ferişteh diyor ki: «Burada eli
boyamaktan murad yemek olduğu söylenir. Çünkü eli ete daldırmak ekseriyetle
yemek yerken olur. Binâenaleyh, tavla oynamak haramdır. Çünkü Peygamber
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onu haram olan bir şeye benzetmiştir. Ulemâ
tavlanın haram olduğuna ittifak etmişlerdir.»
Nevevî de : «Bu hadîs
tavla oynamanın haram kılındığına kail olan cumhur ulemâ ile Şâfiiyye delildir.
Bizim ulemâmızdan Ebû îshâk Mervezî haram değil, mekruhtur, demiştir. Satranç
oyunu ise bizim mezhebe göre mekruhtur. Haram değildir. Tabiinden bir cemâatin
da buna kail oldukları rivayet edilir. îmam Mâlik 'le İmam Ahmed
satrancın haram olduğuna kaildirler.» diyor.
Hanefîler'e göre
tavla, satranç ve buna benzer oyunlar mekruhtur.