.


ENFAL 10 Yaşında


Prof. Dr. Osman Eskicioğlu*

 

Sevgili ENFAL okurları!

ENFAL MEKTEBİ’mizin 10 yaşına bastığı bugün sizleri hürmet ve muhabbetle selamlamanın sevinç ve gururu içindeyiz. Hep birlikte ürettiğimiz bu sevinç ve gururu yine hep beraber paylaşmaktan daha doğal ne olabilir. Onun için sizleri tebrik ediyor, ENFAL okuru ve müntesibi olduğunuz için sizleri kutluyor ve hepinize teşekkür ederek sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.

Evet, ancak emek verip üretime katkı yapan kimseler paylaşabilirler. Bize gelmekle, siteye uğramakla ve Enfal’e misafir olmak suretiyle üretime, fikir ve düşünce üretimine ve bilgi aktarımına katkıda bulundunuz, bize destek oldunuz ve oluyorsunuz. Onun için bu sevinç ve gururu birlikte ve sizlerle birlikte paylaşıyoruz ve sizlere gerçekten çok, hem de çok teşekkür ediyoruz.

Sizler, gerçekten sizler ENFAL ailesinin asıl omurgasını sizler teşkil ediyorsunuz. Sizin teveccühünüz bize yön veriyor ve biz size bakarak motive oluyoruz. Aslında çalışanlar, yazanlar, nakledenler ve aktaranlar, hepimiz ve hepimiz bu mektebin talebeleriyiz. Yeni bir hareket, yeni bir çalışma ve yeni bir araştırma herkesin değişip gelişmesine, ilerlemesine ve fikren yükselmesine sebep oluyor. Biz de sizin sayenizde yeni yeni şeyler öğreniyoruz. Bu mektepte hoca, talebe, yönetici ve yönetilen, çalışan ve ücretli diye bir ayrım yoktur. A’dan Z’ye kadar herkes ve herkes öğrencidir ve ENFAL MEKTEBİ’nin talebesidir.   

Bu bizim www.enfal.de adresi de ne kadar uğurlu ve ne kadar bereketli bir adresmiş ki, Allah’a şükür günlük ziyaretçilerimizin sayısı binleri geçti ve bin beş yüzlere doğru yaklaşıyor. Siz misafirlerimiz tabii ki paylaşıyorsunuz, tavsiye edip duyuruyorsunuz. Her halde siz Âşık Yunus’umuz gibi bulduklarını herkesle paylaşıyorsunuz, paylaşıyorsunuz:

“Canlar canını buldum bu canım yağma olsun;

Issı ziyandan geçtim dükkânım yağma olsun.

                 ………………

Yunus ne hoş demişsin, bal u şeker yemişsin

Ballar balını buldum, kovanım yağma olsun” 

Sanki siz de ben sitemi buldum mektebim yağma olsun, diyorsunuz gibi geliyor bize.

Sevgili kardeşlerimiz,

Biz, hepimiz, hakkın, hukukun, hakikat ve gerçeğin peşindeyiz. Üzülerek görüyoruz ve gördüğümüz için de söylüyoruz ki, bugün insan “hukuk eminliği” görevini yapmadığı için her tarafta zulüm kol geziyor. İnsan kendisine zulmettiği gibi, hayvan ve bitkilere de zulmetti. Her canlı varlık, çevresinden zarar görüp rahatsız oluyor. İşte biz bunları gördüğümüz için bu mektebin talebesiyiz. Biz bu ENFAL MEKTEBİ’nin öğrencileri olarak Rönesans medeniyetinin anlayışını, onun ortaya koyduğu terim, tarif ve tasnifleri asla kabul etmiyoruz. Çağın ilim anlayışının da doğru olmadığı ve insanın yerli yerinde bulunmadığı kanaatindeyiz. Bu nasıl ilimdir ki, halik ile mahlûk arsını ayırmış, insan merkezli bir dünya hezeyanlarına kapılmış gidiyor. Bu kâinatı kim kurmuşsa bunun sahibi de odur ve kâinatın da dünyanın da merkezinde o vardır ve her yerde onun istek ve arzuları yani onun koyduğu kanunlar yürürlüktedir. Onun koyduğu kanun ve kuralları terk ederek kendi heva ve heveslerinin peşinde koşanlar ancak kendilerine zulmetmiş olurlar. “Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlar-kanunlardır. Kim Allah’ın koyduğu kanunları çiğnerse işte onlar zalimlerin ta kendileridir.” (Bakara 2/ 229) “Kim Allah’ın koyduğu kanunları çiğnerse o aslında kendisine zulmetmiş olur” (Talak 65/ 1).

Bize göre insan din ile bilimin kesiştiği noktadan geçen bir düzlemde yaşayan varlıktır. Böylece bilim hayatın her alanında olduğu gibi din de yine hayatın tarafında vardır. Biz varlıkta ikili sistem uygulayarak önce Halik ve mahlûk deyip işe başlıyoruz. Yoksa tarafların bir tarafını alıp diğer tarafını atmak bizim işimiz değildir. Onun için bizim terim tarif ve tasniflerimiz farklıdır. O sebeple din dünya ve din devlet ayrımcılığı tam bir ayrımcılık ve hatta bölücülüktür diyebilirsiniz. Biz bu tasniflerin doğru olmadığı, aksine yanlış ve hatta çok zararlı olduğu görüşündeyiz. Bizim tasnifimiz, din-bilim, birey-toplum, fert-devlet, dünya-ahiret, yöresel-küresel, sermaye-emek, kadın-erkek ve karı-koca şeklinde olup bunlar birbirinin fonksiyonu olduğu için biri diğerinden yararlanır.      

Din denilince, irade ile yaptığımız her hareketin hesabını bir gün bizden isteyeceklerini kesin bilmeliyiz. Yoksa din sadece namaz, oruç, hac, zekât veya dua ve iyi niyet değildir. Özgür irademizle serbest bir şekilde yaptığımız bütün hareket ve davranışlar dini alan içersinde olup sorumluluğu gerektirir.

Yerdeki olanlar ve göklerdeki bulunanların hepsi Allah’ındır prensini bir öz ve esas kabul eden bizler, kendimizin bile bizlere emanet edildiğine inanarak bütün çalışmalarımızı bu inanç ve duygu ile yapmaya çalışıyoruz. Şunu kesin bilmenizi isteriz ki, ENFAL MEKTEBİ’nin bütün çalışanları gece gündüz demeden, akşam ve sabah tanımadan bütün çalışmalarını ibadet aşkıyla yapıyorlar. Onların tek amacı sizlere layık olabilmek ve siz okurların huzuruna en kaliteli ürünlerle en iyi bir şekilde çıkabilmektir. Çeşitli fikirlerin, her türlü acayip düşünce ve mülahazaların, kötü niyet ve teorilerin dünyayı kapladığı bu gece karanlığı bir zamanda ENFAL ayın on dördü gibi insanlık semasına doğdu, o şimdi 10 yaşında. Önümüzde hedefe varıncaya kadar daha çok uzun ince bir yol var. Her gelecek yakındır felsefesine inanarak uzak yakın demeden biz yolumuza devam edeceğiz. İnşallah bir gün bu mavi küremizi cennet haline getirmiş olacağız.    

Sevgili kardeşlerimiz,

Son olarak sizlere hitap etmenin zevkini duyduğumuz şu anda sizlerden isteğimiz bize e-maillerinizle soru sormanız ve isteklerde bulunmanızdır. Daha doğrusu çalışmalarımızda daha başarılı olabilmek için bize yol gösterip önümüzü açmanızdır. Sizlere tekrar teşekkür ederken dualarınızı bekler ve hepinizi Allah’a emanet ederiz.

ENFAL  AİLESİ adına

Prof. Dr. Osman Eskicioğlu

 


*DEÜ İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Öğretim Üyesi


 

emailrol.gif (21439 bytes)

arrow1b.gif (1866 bytes)

.