1. Ramazan ile
Yenilenmek
2. Gelin Imanlarimizi Tazeleyelim
3. Hayir ve Bereket Ayi Ramazan
4. Oruç ve Takva
5. Orucun Fazileti
6. Oruç Gerçek Bir Arinma Olmali
7. Iman Kardesligi ve Oruç
1. Ramazan ile Yenilenmek
Dünyada hareket halindeki her seyin zaman zaman tazelenmeye, silkinmeye, arinmaya ve
adeta hayata yeniden basliyormus gibi dinçlesmeye ihtiyaci vardir. Çünkü akip giden
zaman monotonlasmaya, durgunlasmaya sebep olur. Bu yüzden ara sira akip giden zamanin
farkina varmayi ve silkinmeyi saglayacak özel uygulamalarin ve dönemlerin olmasi
gerekir. Bes vakit namaz günlük hayatimizda bunu saglar. Cuma namazlari haftada bir
farkli bir ortamda, bizimle ayni inanci paylasanlarla bir araya gelerek silkinmemize,
belli bir ümmetin mensubu oldugumuzun farkina varmamiza vesile olur. Ramazan ayi da
yillik silkinmeyi, bir yil içinde tutan paslardan arinmayi, gevseyen vidalari sikmayi ve
böylece sahip oldugumuz inanç dogrultusunda bir dirilis gerçeklestirmeyi saglar.
Allah Teala, mübarek Ramazan ayini özel olarak seçmis ve onu on bir ayin sultani
yapmistir. Onu özel olarak seçtiginden dolayi da Kur'an-i Kerim'in indirilisi de bu ayda
gerçeklestirilmistir. Sonra da müminlerin bu ayda bütün nefsani paslardan arinarak din
ve inançta tazelenmeleri, kendilerine gelmeleri, adeta bir dirilis gerçeklestirmeleri için
bu aya özel bir ibadet koymustur.
Oruç, iman ve ihlasta samimiyeti simgeleyen müstesna bir ibadettir. Çünkü oruç
tamamen Allah'la kul arasinda olan bir ibadettir. Sevabini da Allah verecektir. Oruç
Allah ve ahiret inanci konusundaki samimiyetin de göstergesidir. Çünkü bu konuda
tereddütleri olanlar birtakim dünyevi hesaplarla diger ibadetleri yerine getirebilirler.
Ama oruç tamamen Allah'la kul arasinda oldugundan bu ibadeti Allah için ve sevabini
ahirette Allah'tan umarak yerine getirirler.
Oruç, ayni zamanda bir azim ve irade terbiyesidir. Bu ibadetle insan nimetler içinde
olsa da belli bir zaman süresince onlardan yararlanmayarak itaat konusundaki kararliligini
ve iradesine hakim olmadaki basarisini ortaya koyacaktir.
Orucun temel hikmetlerinden biri de açlik ve izdirap içinde olan Müslümanlarin
sikintilarini tatmak ve onlarin dertlerini anlamaktir. Iste bu hikmetin temelinde de
ümmet bilinci var. Yüce Allah tüm Müslümanlari tek bir ümmet kilmis, onlari kardes
ilan etmis ve birbirlerinin dertleriyle dertlenmelerini istemistir.
Sonuç itibariyle oruç bir tazelenme, iman tazeleme, nefis terbiyesi, iman kardesligini
ve ümmet bilincini iliklerine kadar hissetme çabasidir.
2. Gelin Imanlarimizi Tazeleyelim
Gerçekte bizim imanimizi güçlendirecek olan azigin kaynaklari çesitlidir. Bu
kaynaklarin ilki, en önemlisi ve hatta bu konuda yararlanabilecegimiz bütün kaynaklarin
kaynagi Kur'an-i Kerim'dir. Yüce Allah, Kur'an-i Kerim'i bizzat Kur'an-i Kerim'in içinde,
hidayet, nur, rahmet, ögüt, zikir, kalplerde olan için bir sifa, en dogru yola ileten
kitap olarak ve daha baska özellikleriyle anmistir. Kuran-i Kerim'i üzerinde düsünerek
okumak ve dinlemek kisinin imanini artirir. Yüksek seref sahibi ay olan Ramazan ayi da
imanlarimizi tazelememiz için bir vesiledir. Bu ayda da ruh için oldukça büyük azik
bulunmaktadir. Kuran-i Kerim'de Ramazan ayinin üstünlügünden söz edilirken bu
ayin Kuranin indirildigi ay olduguna vurgu yapilmasi imani tazelemede ve güçlendirmede
her ikisinin de tasidigi öneme isaret ediyor olsa gerek.
3. Hayir ve Bereket Ayi Ramazan
Ramazan ayi, hayir ve bereket ayidir. Senenin bütün aylarinin en hayirlisi olan bu mübarek
ayda yapilan iyiliklerin karsiligi kat kat fazlasiyla verilir. Bu ay her yil büyük
bereket ve hayirlarla gelir. Ramazan ayi ayni zamanda insanin salih amellerini ve
hayirlarini artirmasi için bir firsattir. Bu firsati iyi degerlendirerek, bu ayda salih
amellerini ve hayirlarini artiranlar Ramazan'in getirdigi bereketlerden ve hayirlardan
daha çok yararlanmis olacaklardir mutlaka. Böylece Resulüllah (s.a.v)'in da müjdeledigi
üzere rahmet, magfiret ve cehennemden kurtulus mükafatina kavusacaklardir.
Ramazan ayi içinde bin aydan daha hayirli bir gece bulunmaktadir ki o da Kadir gecesidir.
Allah Teala bu ayda kullari için rahmetinin kapilarini açar. Resulüllah (s.a.v) bir
hadisi serifinde söyle buyurmustur: "Bu ayi oruç tutarak, ibadet ederek ve hayir için
harcamada bulunarak geçirenlere ne mutlu!"
Resulüllah (s.a.v)'in bildirdigine göre: "Ramazan'in ilk gecesinden itibaren seytan
ve cinlerin azginlari baglanir. Cehennemin kapilari kapanir, artik (Ramazan'in sonuna
kadar) onun hiçbir kapisi açilmaz. Cennetin kapilari açilir ve artik (Ramazan'in sonuna
kadar) hiçbir kapisi kapatilmaz. Bir seslenici: "Ey hayirda öne geçen sen gel! Ey
kötülükte ileri giden sen dur!" diye seslenir. Allahin o zaman cehennemden
azat edilen kullari vardir. Bu her gece böyle olur" (Tirmizi).
Ramazan, ayni zamanda cömertlik, hayir için dagitma ve ihsan ayidir. Müminlerin annesi
Hz. Aise (r.ah)'nin bildirdigine göre Resulüllah (s.a.v) insanlarin hayir yolunda en cömert
olaniydi. En çok da Cebrail (a.s)'in kendisini çok sik ziyaret ettigi Ramazan ayinda
dagitirdi" (Buhari).
Ramazan ayi kisinin günahlarindan siyrilarak bayrama bagislanmis, günahlardan arinmis
bir sekilde girmesi için bir firsattir. Bunun yolu da Allah'a ihlasla ibadet etmek, onun
rizasi için oruç tutmak ve Yüce Peygamber (s.a.v)'in yolunu izleyerek zorda bulunan
müminler için tasaddukta bulunmaktir. Müslümanlarin, bu ayda Resulüllah (s.a.v)'i
örnek edinerek hayirlarini ve hayir yolundaki harcamalarini artirmalari, dünyanin çok
degisik bölgelerinde zulüm gören, degisik maddi sikintilarla karsi karsiya olan Müslüman
kardeslerini hatirlamalari gerekir.
Kuran-i Kerim'de Allah yolunda harcamak, Allah yolunda olanlara maddi destek
saglamak, hayir ve infakta bulunmak hakkinda pek çok ayeti kerime mevcuttur. Bunlardan
bazilari söyledir:
"Mallarini Allah yolunda harcayanlarin örnegi, her bir basaginda yüz tane olmak
üzere yedi basak çikaran bir taneye benzer. Allah diledigine kat kat verir. Allah lütfu
genis olandir, bilendir" (Bakara, 261).
"Hayir yolunda her ne harcarsaniz O (Allah) onun yerine baskasini verir. O rizik
verenlerin en hayirlisidir" (Sebe, 39).
"Hayir için ne verirseniz size karsiligi eksiksizce verilir ve siz haksizliga
ugratilmazsiniz" (Bakara, 272).
"Kendilerinin ona sevgi duymalarina (mala karsi gönüllerinde bir sevgi olmasina)
ragmen yiyecegi yoksula, yetime ve esire yedirirler" (Insan, 8).
"Artik kim (Allah için) verir ve (Allah'tan) sakinirsa ve en güzel olani
dogrularsa, ona en kolay olan(a ulasmay)i kolaylastiracagiz" (Leyl, 5-7).
Resulüllah (s.a.v) de bu konuda tesvikte bulunmus ve Allah yolunda harcamak, hayir için
infakta bulunmak hakkinda birçok hadisi serif serdetmistir. Bu hadisi seriflerden ikisini
asagida veriyoruz:
"Kim temiz kazançtan -ki Allah temiz olandan baskasini kabul etmez- bir hurma
degerinde bir sey tasadduk ederse Allah onu sag eliyle kabul eder. Sonra, birinizin tayini
büyütüp adeta bir dag gibi yaptigi gibi onu büyütür" (Buhari, Müslim).
"Bir hurmanin yarisiyla da olsa atesten korunun" (Buhari, Müslim).
Allah yolunda yapilan hiçbir iyiligi küçük görmemek gerekir. Herkes ancak gücünün
yettigi kadarini yapabilir. Allah yolunda bir hurma infak etmenin bile büyük karsiligi
vardir. Ancak kendisi iftar sofrasina çesit çesit yemekler koyarken, bin bir türlü sikinti
içinde olan mümin kardeslerini aklina getirmeyen, sonra da Allah yolunda harcama
yapmamasina çesitli mazeretler uyduran bir kimsenin yaptigi da yüce Islam dininin
kazandirdigi kardeslik anlayisiyla bagdasmaz.
4. Oruç ve Takva
Yüce Allah orucun farziyetini bildiren ayeti kerimede söyle buyurmaktadir: "Ey iman
edenler! Sizden öncekilere farz kilindigi gibi, (fenaliklardan) sakinirsiniz diye oruç
sizin üzerinize de farz kilindi" (Bakara, 183).
Bu ayeti kerimede orucun temel gayesi ortaya konuyor: Fenaliklardan sakinmak yani takva.
Takva, nefis terbiyesiyle kazanilan bir vasiftir ve tüm ahlâki güzellikleri samildir.
Çünkü takva Allahin yasakladigi her seyden sakinmanin ve Allahin emrettigi
her seyi yerine getirmenin genel adidir. Oruç da insana takvayi kazandiran etkili bir
nefis terbiyesi metodudur. Takva, kalplerin uyanikligini saglar. Kalplerin uyanikligi da
Allahin rizasini kazanmaya vesiledir. Kalplerin bozularak günaha yönelmesini
engelleyen sey takvadir. Günlük hayat, kisisel iliskiler, karsilasilan sikintilar
insanda bazen yipranmaya ve paslanmaya dolayisiyla takvasinin kismen de olsa tahrip
olmasina sebep olur. Yilda bir ay boyunca her gün tutulan oruç sayesinde iste bu
tahribat giderilir. Zarar gören yerler onarilir. Böylece takvanin yeniden kalbi
kusatmasi için gayret sarf edilir.
5. Orucun Fazileti
Orucun fazileti hakkinda Resulüllah (s.a.v)'den birçok hadisi serif nakledilmistir.
Bunlardan birkaç tanesini aktaralim:
"Adem oglunun her ameline on kattan yedi yüz kata kadar sevap verilir. (Ancak) Allah
(c.c) söyle buyurmaktadir: "Oruç bunun disindadir. O benim içindir ve onun sevabini
da ancak ben veririm. (Kulum) benim için sehevi arzusunu ve yemesini terk
etmektedir" Oruçlu için iki rahatlama vardir. Bir rahatlama orucunu açtigi sirada,
bir rahatlama da Rabbine kavustugu siradadir. Süphesiz oruçlunun agiz kokusu Allah
katinda misk kokusundan daha hostur" (Buhari).
"Yüce Allah buyurmaktadir ki: Ademoglunun her ameli kendi içindir. Oruç hariç. O
benim içindir ve mükafatini da ben veririm. Benim için yemesini, içmesini ve sehevi
arzusunu terk etmektedir" (Ibn Huzeyme).
"Her iftar vaktinde Allah'in (cehennemden) azat ettigi kisiler vardir. Bu, her gece böyle
devam eder" (Ibn Mace).
"Oruç bir kalkandir" (Nesai).
"Oruç sizden birinin çarpisma esnasinda kullandigi kalkan gibi bir kalkandir"
(Nesai).
"Allah buyurmaktadir ki: Oruç, kulun atesten korunmasina yarayan bir kalkandir. O
benim içindir ve sevabini da ben veririm" (Ibn Hanbel).
"Oruç ve Kur'an kiyamet gününde kul için sefaat ederler. Oruç der ki: Ey Rabbim!
Ben onu yemekten ve sehevi arzusundan alikoydum, beni onun için sefaatçi kil. Kur'an da
der ki: Ben onu gece uyumaktan alikoydum, beni onun için sefaatçi kil. Böylece onlar
sefaat ederler" (Ibn Hanbel).
6. Oruç Gerçek Bir Arinma Olmali
Son yüzyilda zihinleri kusatan maddeci anlayisin bizde biraktigi izlerden biri
hayatimizin çok önemli bir parçasi ile, oruç, Kur'an, ibadet, itikaf, sadaka ve
Allah'a yaklasma ayi olan Ramazan ayimizla ilgilidir. Bu ay birçoklari açisindan türlü
türlü yiyeceklerle bedeni sisirme ayi haline geldi. Ramazan ayinda yiyecek için yapilan
harcamalar diger aylardakine oranla daha da artiriliyor.
Pek çok kimse de orucu sadece Ramazan ayinda kendini yeme içme ve cinsel iliskiden uzak
durma olarak görmekte göz, kulak, dil, el, ayak gibi diger organlarini ise Allah'in
haram kildigi isleri isleme konusunda serbest birakmaktadirlar. Bu sekilde neyin orucu
tutulur?
Ramazan'i yeniden eski Rabbani ve ruhani havasina kavusturmak gerekir. Kisiler o ayda
Kur'an okumak, teheccüt namazi kilmak, Allah'i zikretmek, fakirlere ve düskünlere yardim
etmek, Allah'in gadabini gerektirecek ve orucun güzelligini bozacak her isten kendini
sakindirmak suretiyle hayatlarina yeni bir canlilik kazandirmalidirlar.
7. Iman Kardesligi ve Oruç
Daha önce ifade ettigimiz üzere orucun en önemli hikmetlerinden biri açlik ve izdirap
içinde olan kardeslerimizin acilarini hissetmek, onlarin sikintilarini paylasmaktir.
Bunun fiiliyata dökülmesi için Ramazan'a özel olarak fitir sadakasi adinda bir sadaka
uygulamasi da getirilmistir. Bu sadaka sembolik de olsa tüm Müslümanlarin birbirlerinin
dertleriyle dertlenmelerini saglama açisindan büyük anlam ve önem tasimaktadir. Ayrica
"damlaya damlaya göl olur" sözünde ifade edildigi üzere bu küçük damlalar
bir yerde toplaninca büyük havuzlar olusabilmekte ve sikinti içinde yasayan pek çok
mümin kardesimizin yarasina merhem olabilmektedir. Ancak mümin olarak ilgi alanimizi
daraltmamamiz, ümmet bilinci içinde tüm Müslümanlarin dertleriyle dertlenmemiz
gerekir. Maddi imkanlarimiz sikinti içindeki tüm Müslümanlara el uzatmamiz için
yeterli olmayabilir. Ama hiç olmazsa düsünce ve ilgi sinirlarimizi daraltmayalim. Dünyanin
neresinde olursa olsun Müslüman kimligi tasiyan herkesin bizim kardesimiz oldugunu
unutmayalim.
Kaynak: al-islam.com
@ Ekrem Yolcu |