sarmapfl.gif (7512 Byte)                       varol.gif (3820 Byte)

Arka fonda Suudi Arabistan'in milli marsini dinlemektesiniz.


Suudi Arabistan

Giris

Suudi Arabistan, Islam'in kutsal beldelerini ve dogus topraklarini yönetimi altinda tutan bir devlet oldugundan bütün dünya Müslümanlarinin gündeminde olan bir devlettir. Hacc ve umre için bu devletin vizesine ihtiyaç duyulmasi sebebiyle bu ibadetlerini yerine getirmek isteyenlerin zorunlu olarak bu devletle bir irtibatlari da oluyor. Dünyaya "seriatla yönetilen ülke" olarak lanse edildiginden dolayi da sik sik tartismalara konu olmaktadir. Bütün bu özellikleri dolayisiyla bu sayimizda da "Islam Cografyasi" bölümünde Suudi Arabistan'i tanitiyoruz.

Suudi Arabistan Hakkinda Genel Bilgiler

Resmi adi: Suudi Arabistan Kralligi

Baskenti: Riyad

Diger önemli sehirleri: Mekke, Medine, Cidde, Taif, Demmam, Dahran, Bureyde.

Yüzölçümü: 2.150.000 km2

Nüfusu: 23,000.000 (2000 tahmini). Nüfusun % 77.5'i sehirlerde yasamaktadir.

Nüfus artis hizi: % 3.9

sarmapad.gif (6768 Byte)

Etnik yapi: Nüfusun % 94'ü Araptir. Kalan nüfusu da Güney Asyalilar, Türkistan Türkleri ve Huiler olusturmaktadir.

Dil: Resmi dil de konusulan dil de Arapça'dir.

Din: Resmi din Islâm'dir ve halkin % 99'u Müslümandir. Müslümanlarin çogu sünni ve büyük çogunlugu Hanbelidir. Az sayida da Sii vardir. Müslümanlarin disinda az sayida hiristiyan ve Dogu dinleri mensubu mevcuttur.

Cografi durumu: Ortadogu ülkelerinden sayilan ve Arap Yarimadasi'nin büyük bir kismini kaplayan Suudi Arabistan kuzeyden Ürdün ve Irak, kuzeydogudan Kuveyt, dogudan Basra Körfezi, Katar ve Birlesik Arap Emirlikleri, güneydogudan Umman, güneyden Yemen, batidan Kizildeniz'le çevrilidir. Topraklarinin % 1'i tarim alani, % 39'u otlak, kalani çöl ve kumsaldir. Suudi Arabistan'a sicak ve kurak bir iklim hâkimdir.

Yönetim sekli: Suudi Arabistan krallik rejimiyle yönetilmektedir. Kral oldukça genis yetkilere sahiptir. Yasama yetkisi de kralin elindedir. Anayasaya göre ülkede uygulanacak yasalarin seriata dayanmasi gerekir. Ancak pratikte bu konuda birçok pürüz mevcuttur. Anayasayi degistirme yetkisi kralin elindedir. Kral 1993'te 60 üyeli bir Danisma Meclisi olusturdu ve üyelerinin tamamini bizzat kendisi belirledi. Ancak bu meclisin yetkileri oldukça sinirlidir ve sadece kral istedigi zaman toplanmaktadir. Seriatin normalde bütün herkese karsi islemesi gerekirken Suudi Arabistan'da "siyade" denilen ve kralla onun çevresindeki kisilerin olusturdugu sinifin yargi dokunulmazligi vardir. Yönetim kadrosunu olusturanlarin büyük bir çogunlugu Suud ailesine mensuptur. Kendilerine "emir" denilen idari bölge yöneticilerinin tamami Suud ailesine mensuptur. Bütün üst kademe yöneticileri kral tarafindan tayin edilir. Onlar da kendi emirlerinde çalisacak kisileri tayin ederler. Dernek yöneticilerine varincaya kadar bütün yetkili kisiler tayinle belirlenir, hiçbir yerde seçim yoluna gidilmez. Yardim kuruluslari ve dernekleri kurma ve kurdurma yetkisi sadece devletin elindedir. Her ne amaçla olursa olsun toplanti ve tören için özel izin gerekir. Suudi Arabistan, BM, IKÖ (Islâm Konferansi Örgütü), Arap Birligi, Körfez Isbirligi Konseyi, OPEC (Petrol Ihraç Eden Ülkeler Teskilati), IMF (Uluslararasi Para Fonu), Islâm Kalkinma Bankasi gibi uluslararasi örgütlere üyedir.

Idari bölünüs: 13 idari bölgeye ayrilir.

sa1.jpg (9071 Byte)           sa2.jpg (10860 Byte)

Tarihi: Bilindigi üzere bugün Suudi Arabistan yönetiminin elinde olan topraklar Islâm'in besigi olan topraklardir. Bu itibarla bu topraklarin Islâmi tarihi Resulullah (a.s.)'in peygamber olarak ortaya çikmasiyla baslamis, rasid halifeler, Emeviler ve Abbasiler dönemleriyle devam etmistir. Bazi küçük karisikliklar ve ayaklanmalar müstesna tutulursa bu dönemlerde bu topraklar sürekli hilafeti temsil eden devletin yönetimi altinda olmustur.

1258'de Abbasiler'in Bagdat'taki varliklarina Mogollar tarafindan son verildikten kisa bir süre sonra Misir'da yönetimi ellerinde bulunduran Memlükler, Abbasi halifelerini yanlarina çagirmis ve hilafetin burada kendi himayelerinde devam etmesini saglamislardir. Böylece bu tarihten sonra bugünkü Suudi Arabistan'in hükmettigi Arap Yarimadasi'nin yönetimi Memlükler'in eline geçti. 1517'de Kanuni'nin Memlük saltanatina son vermesinden sonra hilafetin Osmanlilara geçmesiyle birlikte kutsal beldeleri içinde bulunduran Arap Yarimadasi'nin yönetimi de Osmanlilarin eline geçti.

Arabistan topraklarinin Osmanli yönetiminde oldugu dönemde 1740'larda bu bölgede Vehhabilik hareketi olarak bilinen itikadi hareket ortaya çikti. Hareketin öncüsü Muhammedu'bnu Abdilvehhab 1744'te Riyad yakinlarindaki Der'iyye kasabasina yerleserek orada bir kabilenin baskani olan Muhammedu'bnu Suud ile isbirligi yapti. Bu isbirliginden Vehhabi isyanlari dogdu. Isyancilar Osmanlilardan bagimsiz olarak kendi inançlarina ve düsüncelerine göre sekillenen bir devlet kurmak istiyorlardi. Muhammedu'bnu Suud'un 1765'te ölümü üzerine Vehhabi isyanlarinin askeri ve siyasi liderligini oglu Abdülaziz üstlendi. Isyan çok sürmeden Arabistan'a yayildi ve isyancilar 1803'te Mekke'yi ele geçirdiler. Osmanli Devleti bu isyanlari bastirmak için Misir valisi Mehmed Ali Pasa'yi görevlendirdi. Mehmed Ali Pasa'nin oglu Tosun'un komutasindaki bir ordu 1812-13'te Medine, Mekke ve Taif'i vehhabilerden geri aldi. Daha sonra Mehmed Ali Pasa bizzat kendisi Abdülaziz'in üzerine yürüdü. Baslangiçta direnen Abdülaziz 1814'te ani bir sekilde öldü ve kuvvetleri dagildi. Mehmed Ali Pasa'nin gönderdigi Kavalali Ibrahim Pasa 1818'de Der'iyye'ye girerek isyancilari yenilgiye ugratti. Muhammedu'bnu Abdülvehhab'in oglu Der'iyye kadisi Süleyman'i da öldürdü. Ibnu Abdilvehhab'in diger oglu Ali de haccda yakalanarak öldürüldü. Ibrahim Pasa Abdülaziz ibnu Suud'un oglu Abdullah'i ve çocuklarini yakalayarak Istanbul'a gönderdi ve bunlar 17 Aralik 1819'da burada idam edildiler. Ancak Vehhabi hareketi durmadi. Osmanli ordularinin önünden kaçan Türki ibnu Abdillah, Vehhabi kuvvetleri yeniden toparlayarak 1821'de Riyad'i baskent yapan bir Vehhabi devleti ilan etti. Bu yönetim baslangiçta askeri hareketlerle, 1843'ten sonra da Osmanli Devleti'ne tabi olmayi kabul ederek 1891'e kadar ayakta kalmayi basardi. 1891'de dagilan bu yönetimi II. Abdülaziz ibnu Suud 1902'de yeniden toparlayarak Riyad merkezli Vehhabi yönetimin kurulusunu ilan etti. II. Abdülaziz, Arabistan yarimadasinda gücünü artirmak için Ingilizlerle isbirligi yapti. Sonraki yillarda Arabistan'in diger bölgelerini de ele geçirerek topraklarini genisletti. Abdülaziz 26 Aralik 1915'te Ingiltere'yle özel bir anlasma imzaladi. Anlasmaya göre Abdülaziz'in ele geçirdigi topraklarin kesin yönetimi ona ait olacak, ondan sonra da yönetim çocuklarina geçecekti. Ancak bu topraklarin yöneticileri hiçbir sekilde Ingiltere'nin aleyhinde olmayacaklardi.

I. Dünya Savasi'nin Osmanli Devleti'nin aleyhine sonuçlanmasi üzerine Ibnu Suud yönetimi 1921'den sonra Hâil, Tâif, Mekke, Medine ve Cidde'yi de ele geçirdi. Abdülaziz ibnu Suud 5 Aralik 1924'te Necd ve Hicaz krali olarak ilan edildi. 27 Mayis 1927'de Ingilizlerle yapilan anlasmayla "Necd ve Hicaz Kralligi" bagimsiz bir devlet statüsü kazandi. 1932'de devletin adi "Suudi Arabistan Kralligi" olarak degistirildi. Abdülaziz ibnu Suud'un kralligi 9 Kasim 1953'e kadar sürdü. Onun arkasindan oglu Suud ibnu Abdülaziz kral oldu. Onun 2 Kasim 1964'te ölümünden sonra yerine kardesi Faysal ibnu Abdülaziz geçti. Onun 25 Mart 1975'te yegeni tarafindan öldürülmesi üzerine yerine kardesi Hâlid ibnu Abdilaziz geçti. Onun 13 Haziran 1982'de ölümünden sonra da yerine kardesi Fehd ibnu Abdilaziz geçti. Fehd ibnu Abdülaziz kardesleriyle arasindaki saltanat rekabetinde ABD'den destek gördü ve kralliga geçmesinden sonra da ülkeyi tamamen ABD güdümüne soktu. 17 Ocak 1991'de baslayan Körfez Savasi'nda da ABD'nin öncülügündeki müttefik kuvvetlere en büyük lojistik destegi Suudi Arabistan verdi.

sa3.jpg (9375 Byte)           pmosque2.gif (37574 Byte)

Dis problemleri: Suudi Arabistan'in Körfez krizinde takinmis oldugu tavir Irak'in yani sira Yemen ve Sudan'la da arasinin açilmasina yol açti. Suud yönetimi Yemen'in söz konusu krizde Irak'in tarafini tutmasi yüzünden ülkesinde çalisan 1 milyon Yemenliyi sinir disi etti. Fakat sonraki dönemlerde iliskilerde bir yumusama oldu. Benzer problemleri Sudan'la da yasadi.

Suud yönetimi içerdeki insan haklari ihlalleri ve baskici uygulamalari yüzünden çesitli uluslararasi insan haklari kuruluslarinin da hedefi haline geldi. 1993'te sürekli bu tür kuruluslarla basi dertteydi. Uluslararasi Af Örgütü ve daha baska insan haklari kuruluslari bu ülkedeki insan haklari ihlalleriyle ilgili oldukça kabarik raporlar yayinladilar.

Iç problemleri: Ülkedeki despotik kraliyet rejimine ve insan haklari ihlallerine karsi tepkiler son yillarda iyice su yüzüne çikmaya basladi. Bu yüzden çesitli üniversitelerde ve bakanliklarda görevli aydinlar 1993 Mayis'inda bir bildiri yayinlayarak yönetimi seriat ilkelerine dönmeye ve seriatin insanlara saglamis oldugu haklari güvenceye almaya çagirdilar. Ancak çok geçmeden bu bildiriye imza atanlarin hepsi görevlerinden uzaklastirilarak birçogu tutuklandi. Buna ragmen üniversite çevrelerindeki rahatsizlik devam etti ve ayni yilin Agustos ayinda 60 ögretim görevlisi kraldan, tutuklananlarin serbest birakilmalarini istedi. Çok geçmeden bazi imamlar ve din alimleri de yönetimin baskici ve Islâm'a aykiri uygulamalarindan duyduklari rahatsizligi dile getirdiler. Bu gelismeler üzerine de çok sayida imam görevden uzaklastirildi ve birçogu tutuklandi. Yönetim simdilik kendisine yönelik tenkitleri ve tepkileri zorla susturmaya çalisiyor. Ancak bu metodun uzun vadeli bir çözüm olmayacagi, gittikçe yayginlasan rahatsizligin ileride ciddi bir patlamaya yol açmasinin ihtimal dahilinde oldugu görülüyor.

Islami Hareket: Suudi Arabistan yönetiminin uyguladigi siki baski politikasi ve örgütlenmeye karsi getirilen yasaklar bu ülkede örgütlü bir Islâmi faaliyet yürütülmesine imkân vermemektedir. Hâlen faaliyet yürüten kuruluslarin tamami devlete baglidir ve devletin resmi politikasini savunmak zorundadir. 100 bin kisilik bir orduya sahip olan Suudi Arabistan'in 300 bin kisinin çalistigi bir istihbarat örgütünün bulunmasi sebebiyle cemaat çalismalari yürütülmesi de oldukça zor olmaktadir. Basta Müslüman Kardesler olmak üzere kendi ülkelerinde Islâm'i devlete hâkim kilmayi amaçlayan cemaatlerin Suudi Arabistan'da faaliyette bulunmasi yasaklanmistir. Ibnu Abdilvehhab'in görüslerine dayandirilan resmi davet çalismalarinin amaci ise Suud yönetiminin izledigi politikaya bir mesruiyet zemini olusturmak ve özellikle gençler arasinda resmi sansürden geçmemis fikirlerin yayilmasina firsat vermemektir.

Ekonomi: Suudi Arabistan ekonomisi birinci derecede petrole dayanir. OPEC ülkeleri arasinda 1993'te gerçeklestirilen anlasmadan sonraki günlük petrol üretiminin 8 milyon varil olmasi kararlastirilmistir. Bu miktarla OPEC ülkeleri arasinda birinci sirayi almistir. Bu miktar OPEC ülkelerinin 24 milyon 520 bin varil olan günlük toplam petrol üretiminin üçte birine yakindir. Yilda ortalama 33 milyar m3 miktarinda da dogal gaz üretmektedir. Petrol ve dogal gazdan elde edilen gelirin gayri safi yurtiçi hasiladaki payi % 35'tir. Suudi Arabistan hacdan da önemli miktarda gelir saglamaktadir. Suud yönetimi hacilardan ayakbasti parasi, özel hizmet parasi gibi çesitli vergiler almaktadir. Tarim son yillarda petrolden elde edilen gelirlerle nispeten gelistirilmistir. En çok üretilen tarim ürünlerinin basinda tahil ve çesitli sebzeler gelir. Son yillarda seraciligin yayginlastirilmasina çalisilmaktadir. Basta hurma ve üzüm olmak üzere bazi meyveler de yetistirilmektedir. Tarim ve hayvanciliktan elde edilen gelirin milli gelir içindeki payi % 6'dir.

Para birimi: Suudi Arabistan Riyali

Kisi basina düsen milli gelir: 7070 dolar

Sanayi: Suudi Arabistan'in sanayi kuruluslarinin basinda petrol aritma ve petrokimya tesisleri gelir. Üretime dayali sanayi pek gelismemistir. Ancak son yillarda bazi sanayi kollarinin olusturulmasi yolunda mesafe katedilmistir. Simdiye kadar kurulmus olan sanayi kuruluslari genellikle gida, mesrubat, sigara, tekstil, dericilik, konfeksiyon, mobilya, agaç isleri, kâgit ve kirtasiye malzemeleri imalati, plastik, çimento ve diger insaat malzemeleri üretimi, maden isleri, madeni ve toprak esya üretimi, büro malzemeleri ve çesitli mekanik ve elektrikli araçlar üretimi sektörleriyle ilgilidir.

Kaynak: Vahdet Dergisi

Hazirlayan: Ekrem Yolcu

home-5.gif (38924 Byte)