el-HAKKA SÜRESI hac3-2.jpg (16341 Byte)


Kur'ân-i Kerîm'in altmis dokuzuncu sûresi. Mekke döneminin sonlarina dogru nâzil olmustur. Elli iki âyet, dörtyüz seksen kelime ve bin dörtyüz elli harften ibarettir. Fasilasi te, he, mim, nun ve lâm'dir. Sûre, adini birinci ve ikinci âyette geçen "el-Hakka" kelimesinden almistir. el-Hakka, kiyamet veya o vakit hadise mutlaka vuku bulacaktir ve bu haktir' demektir.

Sûrenin içeriginden Rasûlullah (s.a.s.)'e yapilan muhalefetin basladigi bir zamanda ve Hz. Ömer müslüman olmadan önce nâzil oldugu tahmin edilmektedir.

Sûrenin birinci bölümünde âhiret hakkinda bilgi verilmekte, ikinci bölümünde ise; Kur'ân-i Kerîm'in Allah tarafindan gönderildigi ve Peygamber (s.a.s.)'in yine Allah'in görevlendirdigi son elçi oldugu açiklanmaktadir.

Sûre, kiymet ve âhiretin mutlak gerçek oldugunun beyâniyla insanlarin uyarilmasi gerektigi mesajini tasir. Dördüncü âyetten, on ikinci âyete kadar Âd, Semûd, Lût gibi geçmis kavimlerin bazilarinin âhireti inkâr ve red ettikleri için Allah'in azabina ugratilip cehennem ehli olduklari anlatilmaktadir. Ayrica onyedinci âyette, kiyâmetin gelisinin tablosu çizilmektedir: "O gün, gök yarilacak ve bütün baglantisi kopacaktir. Melekler onun çevresindedir. O gün, Rabbinin arsini sekiz melek tasiyor olacaktir" (16,17). Onsekiz ile otuz sekizinci âyete kadar, âhiret hayatinin gerçekligi üzerinde durulmakta ve bu dünyadan sonra ebedî, gerçek hayatin yasanir olacagi vurgulanmaktadir. Daha sonra ise kiyamet gününde insanlarin, Allah'in huzurunda ve hiç bir gizliligin görülmeyecegi bu âlemde, her insanin dünya hayatinin sinavini verecegi, amel defterini elinde tasiyan insanlarin güzel âmel isleyenlerinin karsiligi olarak cennet verilecek ve onlarin, sonu olmayan ebedî hayata konulacagi belirtilmektedir. Buna karsilik dünya hayatinda Allah'in emir ve yasaklarini degil de hevâ ve heveslerine uyarak seytan yolundan ayrilmayan insanlar ise, ellerinde bulunan amel defterlerinin göstermis oldugu dogrultuda Allah'in cezâsina müstahak olarak cehenneme atilacaklardir. Böylece gerçek adalet yerini bulmus, Islâm inancini benimseyerek Allah yolundan ayrilmayan insanla, seytanin yolunda yürüyen insanlarin haklarinin verildigi bir mizan yasanmis olacaktir. "O gün huzura götürüleceksiniz. Hiçbir gizliniz Allah'a gizli kalmayacaktir. O gün amel defteri iyi olanlari, "Okuyun defterimi de" (...), amel defteri kötü olanlar ise; "Keske amel defterim bana verilmeseydi" der" (18, 19 ve 25. âyetler).

Sûrenin son bölümünde, Kur'ân-i Kerim'e "bir sâir veya bir kâhinin sözüdür diyorsunuz, oysa Allahu Teâlâ tarafindan gönderilmis ve Kerîm bir Rasûl tarafindan size bildirilmis bir kitaptir. Rasûl, bu Kelâm da hiçbir eksiklik ya da arttirma yapmaya yetkili degildir. Eger o böyle yapacak olsa O'nun kalp damarlarini keser, boynunu koparirdik. Muhakkak bu hak Kelâmdir. Kim Onu yalanlarsa sonunda hüsrana ugrayacaktir" denilerek Mekkeli müsriklere cevap verilmektedir. El-Hakka sûresi bir bütün olarak ele alindiginda tevhîd'le sirkin durumlari gözler önüne serilmekte, sirkin Âd, Semûd ve Lût kavimlerine Firavun vb. yönetici ve hükümdarlar tarafindan yürütülmekteyken, Hz. Peygamber (s.a.s.) zamaninda da Mekke müsrikleri tarafindan devam ettirilmis oldugu gözlemlenmektedir. Bu gerçek, insanlik tarihiyle beraber süregelmis, tarihi olaylar hak-batil, tevhid-sirk mücadelesi seklinde geçmistir. Müstekbirlerin tasallutundan kurtulma mücadelesi görevini cihâd suuruyla daima yasatmak zorunda olan müslümanlar, her çagda oldugu gibi günümüzde de bütün dünya tagutlarinin zulmünden kurtulma savasini vermektedir. Hz. Musa'ya Firavun bir engel teskil etmekteyken günümüzde de çagdas Firavunlar ayni safta onun yolundan giderek Allah'i inkâr edenler için hazirladigi cehennemi onlar için de hazirlamistir. Ama Allah'in vaâdi tagutlarin hükümranliginin bosa çikacagi müjdesini vermektedir "Zulmedenler nasil bir inkilabla yikilacaklarini elbet bileceklerdir" (es-Suarâ,, 69/227).

Naci YENGIN

Kaynak: Sâmil Islam ansiklopedisi

Sâmil Islam ansiklopedisi tarihi programini Enfal Shop'tan temin edebilirsiniz...spar.jpg