6: ORUÇ BÖLÜMLERÝ

BÖLÜM: 1

Ø RAMAZAN AYININ DEÐER VE KIYMETÝ

682- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ramazan ayýnýn ilk gecesi girince þeytanlar ve cinlerin þerli olanlarý zincire vurulur, Cehennem kapýlarý kapatýlýr ve hiçbiri açýlmaz. Cennetin kapýlarý açýlýr hiçbiri kapanmaz ve bir seslenen þöyle haykýrýr: “Ey hayýr isteyen, ibadet ve kulluða gel, Ey þer dileyen günahlarýndan vazgeç Allah’ýn ateþten koruduðu kimseler vardýr ve Ramazan boyunca bu iþ her gece yapýlýr.” (Müslim, Sýyam: 1; Ýbn Mâce, Sýyam: 2)

ž Tirmîzî: Bu konuda Abdurrahman b. Avf, Ýbn Mes’ûd ve Selman dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

683- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Her kim gerçekten inanarak ve sevâbýný Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutar gecesini de ibadetle geçirirse geçmiþ günahlarý affedilir. Her kim de inanarak ve sevâbýný Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini deðerlendirirse geçmiþ günahlarý baðýþlanýr.” (Buhârî, Terâvîh: 1; Müslim, Sýyam: 40)

ž Tirmîzî: Ebû Bekir, Ayyaþ’ýn, Ebû Hüreyre’den rivâyet ettiði hadis garibtir. bu hadisin Ebû Bekir b. Ayyaþ’ýn Ameþ’den, Ebû Salih’den, Ebû Hüreyre’nin rivâyeti olduðunu sadece Ebû Bekr’in kendi rivâyetinden bilmekteyiz. Muhammed b. Ýsmail’e bu hadisi sordum þöyle dedi: Hasen b. Rabi, Ebû’l Ahvas yoluyla A’meþ’den naklederek Mûcâhid’in þöyle dediðini bize haber verdi: “Ramazan ayýnýn ilk gecesi olunca…” diyerek hadisi aktarmýþtýr.

Muhammed diyor ki: Bu hadis bence Ebû Bekir b. Ayyaþ’ýn rivâyetinden daha sahihtir.

bölüm: 2

Ø ramazan orucunu birkaç gün önceden oruç tutarak karþýlamak

684- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ramazan ayýný bir gün veya iki gün önceden oruçla karþýlamayýn. Ancak o, bir iki günlük oruç devamlý tutmakta olduðunuz oruca rastlarsa tutulabilir. Ayý görerek oruç tutun ve onu görerek bayram yapýn. Eðer hava bulutluysa Ramazan otuz sayýn ve sonra bayram yapýn.” (Müslim, Sýyam: 3; Ýbn Mâce, Sýyam: 5)

ž Tirmîzî: Bu konuda Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu hadisle amel ederler ve birkaç gün önceden Ramazaný karþýlamayý, Aya bakarak baþlayýp boþlama, hükmüne güvensizlik olacaðý için hoþ karþýlamazlar ve kiþinin alýþýk olduðu bir oruca rastlarsa sakýncasý yoktur, derler.

685- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Ramazan ayýný birgün veya iki gün öncesinde oruçla karþýlamayýn. Ancak kiþinin tutmayý alýþkanlýk haline getirdiði oruç o güne rastlarsa onu tutsun.” (Müslim: Sýyam: 3; Ýbn Mâce, Sýyam: 5)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 3

Ø ramazan’dan bir gün önce oruç tutulmasý gereði

686- Sýla b. Züfer (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Ammâr b. Yâsir’in yanýndaydýk kýzartýlmýþ bir koyun getirildi ve yeyin dedi. Cemaatten bazý kimseler; “Ben oruçluyum diyerek kenara çekildiler” bunun üzerine, Ammâr dedi ki: “Þek günü denilen Ramazan’dan bir önceki gün oruç tutan kimse Ebûl Kâsým (s.a.v.)’e isyan etmiþ olur.” (Müslim, Sýyam: 37; Ýbn Mâce, Sýyam: 3)

ž Bu konuda Ebû Hüreyre ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ammâr hadisi hasen sahihtir. Sahabe ve tabiin dönemi ilim adamlarýndan pek çoðu bu hadisle amel ederler. Sûfyân es Sevrî, Mâlik b. Enes, Abdullah b. Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bunlardan olup “Þek günü” oruç tutulmasýný hoþ görmezler ve çoðunluk þek günü oruç tutar sonradan o günün Ramazan’dan olduðu ortaya çýkarsa tutmadýklarý o gün yerine bir gün oruç tutmalarý gerekir.

bölüm: 4

Ø Ramazan’ýn giriþini bilebilmek için þaban hilâlini de saymak

687- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Ramazan ayýnýn giriþini bilebilmek için önceki ay olan Þaban hilâlini de sayýp bilin.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Ebû Hureyre bu hadisi bu þekliyle sadece Muaviye’nin rivâyetinden bilmekteyiz. Sahih olan Muhammed b. Amr, Ebû Seleme ve Ebû Hüreyre’den rivâyet edilen ve “Ramazan ayýna bir ve iki gün kala oruç tutmayýn” hadisidir. Ayný þekilde Yahya b. ebî Kesir, Ebû Seleme, Ebû Hüreyre’den de Muhammed b. Amr el Leysî’nin hadisinin bir benzeri rivâyet edilmiþtir.

bölüm: 5

Ø ayý görerek oruca baþlayýp diðer ayý görerek bayram yapmak

688- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Ramazan’dan birkaç gün önce oruç tutmaya baþlamayýn, hilâli gözetleyerek oruca baþlayýn hilali görerek bayram yapýn. Hilâli görmenize bulut engel olursa orucunuzu otuza tamamlayýn.” (Müslim, Sýyam: 2; Ýbn Mâce, Sýyam: 7)

ž Bu konuda Ebû Hüreyre, Ebû Bekre ve Ýbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi hasen sahih olup deðiþik þekillerde de rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 6

Ø kamerî aylar yirmi dokuz da çekebilir

689- Ýbn Mes’ûd (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber Ramazan ayý orucunu yirmi dokuz gün tuttuðumuz otuz gün tutmamýzdan daha çoktu.” (Müslim, Sýyam: 4; Ýbn Mâce, Sýyam: 8)

ž Tirmîzî: Bu konuda; Ömer, Ebû Hüreyre, Âiþe, Sa’d b. Ebî Vakkâs, Ýbn Abbâs, Ýbn Ömer, Enes, Câbir, Ümmü Seleme, Ebû Bekre’den de “Bir ay yirmi dokuz gündür” þeklinde rivâyetleri de vardýr.

690- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), bir ay hanýmlarýna yaklaþmamaya yemin etmiþti ayrý bir odada yirmi dokuz gün bekledi sonra oradan indi. Rasûlullah (s.a.v.)’e bir ay diye yemin etmemiþ miydin? Diye soruldu da; bir ay yirmi dokuz gündür buyurdular.” (Müslim, Sýyam: 4; Ýbn Mâce, Sýyam: 8)

bölüm: 7

Ø müslüman bir kimsenin tek baþýna hilâli görmesiyle oruç tutulabilir

691- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, bir bedevi Rasûlullah (s.a.v.)’e gelerek: “Ben hilâli gördüm” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) Allah’tan baþka ilah olmadýðýný ve Muhammed (s.a.v.)’in de Allah’ýn elçisi olduðunu kabul ediyor musun? Buyurdu bedevî “Evet” dedi. Rasûlullah (s.a.v.)’de; Bilâl’e emrederek: “Müslümanlara yarýn oruç tutmalarýný bildir” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Savm: 14; Nesâî, Sýyam: 8)

ž Ebû Küreyb, Huseyn el Cu’fî, Zaide ve Simak’den de benzeri bir þekilde hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisinin rivâyetinde deðiþiklikler vardýr. Sûfyân es Sevrî ve diðerleri Simak ve Ýkrime’den aktardý diyerek mürsel olarak rivâyet ederler. Çünkü Simak’ýn arkadaþlarýnýn çoðu Simak’tan ve Ýkrime’den mürsel olarak rivâyet ediyorlar.

Ýlim adamlarýnýn çoðunluðu bu hadisle amel etmiþler olup “Müslüman tek kiþinin þâhidliði ile oruç tutulur” Ýbn Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Küfeliler bu görüþtedirler. Ýshâk diyor ki: “Ancak iki kiþinin þâhidliði ile oruç tutulur.” Oruç açmada iki kiþinin þâhidliði konusunda bir ihtilaf yoktur.

bölüm: 8

Ø iki bayram ayý (ramazan ve zilhicce) otuzdan eksik olmaz

692- Ebû Bekre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur; “Ramazan ve Zilhicce aylarý otuz günden eksik olmaz.” (Buhârî, Savm: 12; Müslim, Sýyam: 7)

ž Tirmîzî: Ebû Bekre hadisi hasendir. Bu hadis Abdurrahman b. ebî Bekre’den mürsel olarak ta rivâyet edilmiþtir.

Ahmed diyor ki: “Ýki bayram ayý eksilmez” hadisinin manasý þu demektir. Ramazan ve zilhicce aylarý bir yýl içerisinde ikisi birden eksik gelmez biri eksik gelirse diðeri tamam olur.

Ýshâk diyor ki: “Eksilmez” þu demektir: Yirmi dokuz çekse bile sevap bakýmýndan eksik olmayýp tamdýr. Ýshâk’ýn görüþüne göre bir yýl içerisinde bu iki ay otuz günden eksik olabilir.

bölüm: 9

Ø her bölge halkýnýn hilâli görmeleri kendilerini ilgilendirir

693- Küreyb (r.a.)’den rivâyete göre, Ümmü’l Fadl binti Hârise’yi, Muaviye Þam’a göndermiþti. Þöyle diyor: Þam’a geldim Ümmü’l Fadl’ýn isteðini yerine getirdim. Ben Þam’da iken Ramazan hilâli görülmüþtü. Cuma gecesi hilâli gördük ayýn sonlarýnda Medîne’ye geldim, Ýbn Abbâs bazý þeyler sordu ve hilâli ne zaman gördünüz dedi. Cuma gecesi gördük dedim. Cuma gecesi sen mi gördün dedi. Þam’lýlar görüp oruç tuttular Muaviye’de oruç tuttu dedim. Bunun üzerine biz Cumartesi gecesi gördük dedi. Böylece otuz günü tamamlayýncaya kadar veya hilâli görünceye kadar oruçlu kalacaðýz. Dedi. O zaman ben Muaviye’nin oruç tutmasý ve hilâli görmesini yeterli görmüyor musun? Dedim, hayýr dedi. Rasûlullah (s.a.v.) bize böylece emretti. (Müslim, Sýyam: 5; Ebû Dâvûd, Savm: 9)

ž Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi hasen sahih garibtir. Ýlim adamlarý bu hadise göre amel ederler ve “Her bölge halkýnýn hilâli görmeleri kendilerini ilgilendirir” derler.

bölüm: 10

Ø oruç nelerle açýlmalý?

694- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Hurma bulabilen hurma ile orucunu açsýn hurma bulamayan da su ile iftar etsin. Çünkü su temizdir.” (Ebû Dâvûd, Sýyam: 21; Ýbn Mâce, Sýyam: 25)

ž Tirmîzî: Bu konuda Selman b. Âmir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Enes hadisini; Saîd b. Âmir’den baþkasýnýn Þu’be’den bu þekilde rivâyet ettiðini bilmiyoruz. Bu rivâyet pek saðlam deðildir. Abdulaziz b. Suheyb’in, Enes’den rivâyeti hakkýnda elimizde bir belge yoktur.

Þu’be’nin arkadaþlarý bu hadisi; Þu’be, Âsým el Ahvel, Hafsa binti Sirin, Rebab, Selman b. Âmir yoluyla rivâyet ediyor ki bu rivâyet Saîd b. Âmir’in rivâyetinden daha sahihtir. Ayný þekilde Þu’be’den, Âsým’dan, Hafsa binti Sirîn’den, Selman’dan (Þu’be, Rebab’tan demedi) rivâyet edilmiþtir.

Sahih olan rivâyet: Sûfyân es Sevrî’nin, Ýbn Uyeyne ve baþkalarýndan, Âsým el Ahvel’den, Hafsa binti Sirîn’den, Rebab’tan ve Selman b. Âmir’in rivâyetidir.

Ýbn Avn diyor ki: Ümmür Raîh binti Suley’, Selman b. Âmir’den diyor “er Rebab” Ümmür Raih’in kendisidir.

695- Selman b. Âmir ed Dabbî (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Sizden biriniz orucunu açacaðýnda hurma ile açsýn.” Ýbn Uyeyne þu ilaveyi yapmýþtýr: “Çünkü o hurma bereketlidir. Hurma bulamayan su ile iftar etsin çünkü su temizdir.” (Ebû Dâvûd, Sýyam: 21; Ýbn Mâce, Sýyam: 25)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir.

696- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) orucunu namazdan önce birkaç yaþ hurma ile, yaþ hurma bulamadýðý hallerde kuru hurma ile onu da bulamaz ise birkaç yudum su ile iftar ederdi.” (Ebû Dâvûd, Savm: 21; Ýbn Mâce, Sýyam: 25)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir.

Tirmîzî: Rasûlullah (s.a.v.)’in kýþ günlerinde hurma ile, yaz günlerinde ise su ile orucunu açtýðýna dair rivâyetler vardýr.

bölüm: 11

Ø ramazan: oruca baþlanan, Bayram: oruç boþlanan; Kurban: kurban kesilen gündür

697- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ramazan: Oruca baþladýðýnýz gün; Bayram: Orucu bitirdiðiniz gün; Kurban bayramý da: Kurban kestiðiniz gündür.” (Ebû Dâvûd, Sýyam: 5)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir. Bazý ilim adamlarý bu hadisi tefsir ederek þöyle demiþtir: Oruç ve bayram halkýn çoðunluðu ile yapýlmalýdýr.

bölüm: 12

Ø gündüz bitip gece baþlayýnca oruçlu orucunu açar

698- Ömer b. Hattâb (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Gece gelip gündüz gidince ve güneþ kaybolunca orucunu açarsýn.” (Müslim, Sýyam: 10)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn ebî Evfâ ve Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ömer hadisi hasen sahihtir.

bölüm: 13

Ø iftar açmakta acele etmek

699- Sehl b. Sa’d (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Müslümanlar vakti girince iftar etmeye acele davrandýklarý sürece daima hayýrla beraberdirler.” (Müslim, Sýyam: 9; Ýbn Mâce, Sýyam: 24)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Ýbn Abbâs, Âiþe ve Enes b. Mâlik’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Sehl b. Sa’d’ýn hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönem ilim adamlarý bu hadisle amel ederek iftarda acele etmeyi müstehab görürler. Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

700- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: Allah buyurdu ki: “Kullarýmýn bana en sevimli gelenleri oruçlarýný açmakta acele edenlerdir.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

701- Abdullah b. Abdurrahman (r.a.), Ebû Âsým, Ebûl Muðîre ve Evzâî’den naklederek bu hadisin benzerini aktarmýþtýr.

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir.

702- Ebû Atýyye (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Ben ve Mesrûk, Âiþe’nin yanýna girdik ve: “Ey Mü’min’lerin annesi dedik, Muhammed (s.a.v.)’in ashabýndan iki adam var ki birisi hem iftarý acele ediyor hem de namazlarý acele kýlýyor diðeri ise iftarý da namazý da geciktiriyor dedik. Âiþe; Bunlardan hangisi namazda ve iftarda acele ediyor diye sordu. Biz de Abdullah b. Mes’ûd’tur. Cevabýný verdik. Âiþe (r.anha) ise; “Rasûlullah (s.a.v.) de iþte böyle yapardý” dedi. Diðer kimse ise “Ebû Musa’dýr.” (Müslim, Sýyam: 9; Ýbn Mâce, Sýyam: 24)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Atýyye’nin adý Mâlik b. Ebû Âmir el Hemdanî’dir. Onun Mâlik b. Âmir el Hemdanî olduðu da söylenmektedir. Bu ikinci rivâyet daha sahihtir.

bölüm: 14

Ø sahur yemeðinin geciktirilmesi

703- Zeyd b. Sabit (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber sahur yemeðini yedik ve sabah namazýný kýlmaya kalktýk, Enes diyor ki: Bu süre yani sahurla sabah namazý arasý ne kadardýr dedim. Zeyd elli ayet kadardýr dedi.” (Müslim, Sýyam: 9; Ýbn Mâce, Sýyam: 23)

704- Hennâd Vekî’ ve Hiþâm’dan bu hadisin benzerini rivâyet etmiþ ve “Elli ayet okuyacak kadar” demiþtir.

ž Tirmîzî: Bu konuda Huzeyfe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Zeyd b. Sabit hadisi hasen sahihtir. Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bu hadise uyarlar ve sahuru geciktirmek gerekir derler.

bölüm: 15

Ø yalancý fecr ve gerçek fecr hangisidir?

705- Talk b. Ali (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Yeyiniz içiniz, yukarýya doðru yükselerek parlayan yalancý fecr sizi rahatsýz etmesin yiyip içmenize engel olmasýn. Kýrmýzýlýk ortalýðý kaplayýncaya kadar yani gerçek fecr çýkýncaya kadar yiyip içiniz.” (Ebû Dâvûd, Sýyam: 17; Müslim, Sýyam: 8)

ž Tirmîzî: Bu konuda Adiyy b. Hatîm, Ebû Zerr, ve Semure’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Talk b. Ali hadisi bu þekliyle hasen garibtir. Ýlim adamlarý bu hadisle amel ederler. Fecri sadýk kadar (Gerçek fecr) denilen kýrmýzýlýk ortalýðý kaplayýncaya kadar yemek içmek serbesttir. Tüm ilim adamlarý bu þekilde amel etmiþlerdir.

706- Semure b. Cündüp (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Ne Bilâl’in okuduðu ezan nede yukarý doðru yükselerek parlayan yalancý fecr sizin sahur yemeði yemenize engel olmasýn. Fakat gerçek fecr denilen ortalýðýn kýrmýzýlýkla kaplanmasý yeme ve içmenize engel olabilir.” (Müslim, Sýyam: 8; Ebû Dâvûd, Savm: 17)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasendir.

bölüm: 16

Ø oruçlunun özellikle oruçluyken gýybet etmemesi gerekir

707- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Bir kimse yalan söylemeyi ve yalanla iþ görmeyi býrakmazsa, o kimsenin yemesini içmesini terk etmesine Allah’ýn ihtiyacý yoktur.” (Müslim, Sýyam: 29; Ýbn Mâce, Sýyam: 21)

ž Bu konuda Enes (r.a.)’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 17

Ø Sahur yemeði yemenin berekete sebeb olacaðý

708- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) buyurmuþtur ki: “Sahur yemeði yeyiniz, sahur yemeðinde bereket vardýr.” (Müslim, Sýyam: 9; Ebû Dâvûd, Sýyam: 15)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Abdullah b. Mes’ûd, Câbir b. Abdillah, Ýbn Abbâs, Amr b. As, Irbad b. Sariye, Utbe b. Abdillah ve Ebû’d Derdâ’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Enes hadisi hasen sahihtir.

Yine Rasûlullah (s.a.v.)’den þu þekilde de bir hadis rivâyet edilmiþtir: “Bizim orucumuzla ehli kitap denilen insanlarýn orucunun farký sahur yemeði yemektir.”

 709- Ayný þekilde bir hadisi Kuteybe (r.a.), Leys, Musa b. Ali, babasýndan, Amr b. As’ýn azatlý kölesi ve Amr b. As’dan bir hadis daha rivâyet edilmiþtir.

bölüm: 18

Ø yolculukta oruç tutmanýn hoþ olmayacaðý

710- Câbir b. Abdillah (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) Fetih yýlý Mekke’ye doðru yola çýkmýþtý. Küra-ül Gamîm denilen yere varýncaya kadar kendisi de ashabý da oruçlu idiler Rasûlullah (s.a.v.)’e þöyle denildi: “Oruç insanlara zor geliyor insanlar sizin yaptýðýnýza bakýp duruyorlar. Rasûlullah (s.a.v.) ikindiden sonra bir bardak su istedi ve insanlarýn gözü önünde içti. Bunu görenlerin bir kýsmý oruçlarýný açtýlar bir kýsmý ise oruca devam ettiler. Bir kýsým ashabýnýn oruçlarýna devam ettikleri haberi kendisine ulaþýnca onlar itaat etmiyorlar isyan etmiþlerdir” buyurdular. (Müslim, Sýyam: 15)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ka’b b. Âsým, Ýbn Abbâs ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Câbir hadisi hasen sahihtir.

Rasûlullah (s.a.v.)’den “Yolculukta oruç tutmak iyi Müslüman olmak demek deðildir” diye de bir hadis rivâyet edilmiþtir.

Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve baþkalarýndan bazý alimler yolculukta oruç tutulmasý taraftarýdýrlar hatta bir kýsmý yolculukta tutulan orucun kaza edilmesi görüþündedirler. Ahmed ve Ýshâk yolculukta oruç tutmamayý tercih etmiþlerdir. Ahmed ve Ýshâk yolculukta oruç tutmamayý tercih etmiþlerdir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve diðer bazý alimler ise “Gücü yeterde oruç tutarsa ne güzeldir ve deðerli bir iþ yapmýþ olur” derler. Sûfyân es Sevrî, Mâlik b. Enes, Abdullah b. Mübarek bunlardandýr. Þâfii diyor ki: Rasûlullah (s.a.v.)’in “Yolculukta oruç tutmak iyi Müslüman olmak demek deðildir” sözünün manasý ve “bazý kimselerin oruçlu kalmasý haberi ulaþýnca” onlar âsidirler sözünün manasý: Allah’ýn verdiði bu izni gönlü kaldýramayan kimseler içindir. Kiþi yolculukta oruç tutmayý mübah görür fakat dayanabileceði için oruç tutarsa bu benim hoþuma gider.

bölüm: 19

Ø yolculukta oruç tutulabileceði

711- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Hamza b. Amr el Eslemî Rasûlullah (s.a.v.)’e yolculukta oruç tutmanýn hükmünü sordu kendisi çok oruç tutmanýn hükmünü sordu kendisi çok oruç tutan biriydi. Rasûlullah (s.a.v.): “Ýstersen tut, istersen tutma” buyurdular. (Buhârî, Savm: 33; Müslim, Sýyam: 17)

ž Tirmîzî: Bu konuda Enes b. Mâlik, Ebû Saîd, Abdullah b. Amr, Ebû’d Derdâ, Hamza b. Amr el Eslemî’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âiþe (r.anha)’nýn: “Hamza b. Amr Rasûlullah (s.a.v.)’e sordu…” diye baþlayan hadisi hasen sahihtir.

712- Ebû Saîd el Hudrî’ (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte yolculuða çýkardýk da: “Oruç tutanýn tutmasý, oruç tutmayanýn da oruç tutmamasý ayýplanmazdý.” (Müslim, Sýyam: 15; Buhârî, Savm: 33)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

713- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte yolculuða çýkardýk kimimiz oruç tutar kimimizde oruç tutmazdý ne oruç tutan tutmayaný ayýpladý nede tutmayanlar tutan kimseleri ayýpladý. Kendisinde kuvvet bulup da oruç tutaný iyi ve hoþ karþýlarlar. Oruca dayanamayýp yiyen kimseleri de iyi ve hoþ karþýlarlardý.” (Müslim, Sýyam: 15; Buhârî, Savm: 33)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 20

Ø savaþta oruç tutulmayacaðý

714- Ýbn Müseyyeb (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre kendisine savaþta oruç tutmanýn hükmü soruldu da; Ömer b. Hattâb’ýn þöyle dediðini aktardý: “Ramazanda Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber iki savaþa katýldýk BEDÝR ve MEKKE FETHÝ ikisindede oruç tutmadýk.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Bu konuda Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ömer (r.a.)’in hadisini ancak bu þekliyle bilmekteyiz. Ebû Saîd (r.a.)’ýn Rasûlullah (s.a.v.)’den aktardýðýna göre Rasûlullah (s.a.v.) bulunduðu bir savaþta oruç açmayý emretti.

Ömer b. Hattâb’tan da buna benzer bir hadis rivâyet edilmiþ olup Rasûlullah (s.a.v.) düþmanla karþýlaþtýðýnda oruç yemeye izin verdi. Bazý ilim adamlarý da ayný þekilde söylerler.

bölüm: 21

Ø hamile ve emziren kadýnlarýn oruç tutmayabileceði

715- (Beþ Enes’den biri olan) Abdullah b. Ka’b oðullarýndan Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in atlýlarý bizim kabilemize baskýn yapmýþlardý, Rasûlullah (s.a.v.)’e geldim yemek yiyordu, yaklaþ sende ye buyurdular. Ben oruçluyum dedim. Bunun üzerine yaklaþ sana oruçtan bahsedeyim dedi ve: Allah yolculuk yapandan orucu ve namazýn yarýsýný kaldýrmýþtýr. Hamile ve emziren kadýndan da oruç tutmayý kaldýrmýþtýr. Vallahi Peygamber (s.a.v.) bu iki kadýndan (emzikli veya hamile) ikisini veya birini söyledi. Enes þöyle devam etti: O zaman Rasûlullah (s.a.v.)’in yemeðinden yemediðim için kendi kendime üzüldüm.” (Ebû Dâvûd, Savm: 43; Nesâî, Sýyam: 62)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Ümeyye’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Enes b. Mâlik hadisi hasendir. Bu Enes b. Mâlik’in Peygamber (s.a.v.)’den bu hadisten baþka bir hadis rivâyet ettiðini bilmiyoruz. Ýlim adamlarýndan bir kýsmý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar. Bazý ilim adamlarý ise; “Hamile ve emziren kadýnlar orucu tutmaz sonra kaza eder veya fidye verebilirler.” Sûfyân, Mâlik, Þâfii ve Ahmed bu görüþte olanlardýr. Bir kýsým alimler de diyorlar ki: “Hamile ve emziren kadýnlar orucu tutmaz fidye verir. Kaza lazým gelmez. Dilerse kaza ederler fakat bu sefer fidye vermeleri gerekmez.” Ýshâk bu görüþtedir.

bölüm: 22

Ø ölen kimse adýna borcu olan orucu tutulabilir mi?

716- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Bir kadýn Rasûlullah (s.a.v.)’e geldi ve “Kýz kardeþim peþ peþe iki ay oruç borcu olduðu halde vefat etti” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdular: “Ne dersin kardeþinin borcu olsa onu öder miydin?” Kadýn: “Evet” deyince; Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Allah’a olan borç ödenmeye daha layýktýr.” (Müslim, Sýyam: 27)

ž Tirmîzî: Bu konuda Büreyde, Ýbn Ömer ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

717- Ebû Küreyb (r.a.), Ebû Hâlid el Ahmer ve A’meþ’den de bu hadisin benzerini rivâyet etmiþtir.

ž Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi hasen sahihtir.

Tirmîzî: Muhammed’den iþittim þöyle diyordu: “Bu hadisi Ebû Hâlid el Ahmer, A’meþ’den en güzel bir senetle rivâyet etmiþtir.”

Muhammed diyor ki: Ebû Hâlid’den baþkalarý da A’meþ’den, Ebû Hâlid’in rivâyeti gibi rivâyet etmiþlerdir.

Tirmîzî: Ebû Muaviye ve pek çok kimse bu hadisi A’meþ’den, Müslim el Batîn, Saîd b. Cübeyr ve Ýbn Abbâs’tan rivâyet ettiler ve rivâyetlerinde; Seleme b. Küheyl demedikleri gibi Atâ ve Mûcâhid’i de söylemediler. Ebû Hâlid’in ismi; Süleyman b. Habban’dýr.

bölüm: 23

Ø oruç tutamadan vefat eden kimsenin orucunun keffâreti nasýl ödenir?

718- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Her kim ölür ve üzerinde bir aylýk oruç borcu olursa arkasýndaki kimseler her bir orucunun yerine bir fakiri doyursun.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Ýbn Ömer’in hadisini merfu olarak sadece bu þekliyle bilmekteyiz. Ýbn Ömer’den sahih olan rivâyet mevkuf olarak gelen þeklidir. Bu konuda ilim adamlarý deðiþik görüþler ortaya koymuþlar olup bir kýsmý: Ölen kimsenin borcu olan oruçlarý yerine baþkasý oruç tutabilir” derler, Ahmed ve Ýshâk bunlardan olup þöyle derler: “Ölü adak orucu býrakmýþsa baþkalarý onun yerine oruç tutabilir. Ölen kimsenin borcu Ramazan orucu ise onun yerine fidye verilir.”

Mâlik, Sûfyân ve Þâfii: “Kimse kimsenin yerine oruç tutamaz” derler.

Eþ’as; Sevvar’ýn oðludur Muhammed ise bana göre Ýbn Abdurrahman Ýbn ebî Leylâ’dýr.

bölüm: 24

Ø bile bile olmayarak kusan oruçlunun durumu

719- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Üç þey oruçlunun orucunu bozmaz; Kan aldýrmak, elde olmayarak kusmak ve ihtilam olmak.” (Ýbn Mâce, Sýyam: 16; Ebû Dâvûd, Sýyam: 32)

ž Tirmîzî: Ebû Saîd’in hadisi pek meþhur sayýlmaz.

Abdullah b. Zeyd b. Eslem, Abdulaziz b. Muhammed ve pek çok kimseler bu hadisi Zeyd b. Eslem’den, mürsel olarak rivâyet etmiþler ve “Ebû Saîd’den” dememiþlerdir. Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem’in hadis konusunda zayýf olduðu söylenmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Dâvûd es Sicezî’den iþittim diyor ki: Ahmed b. Hanbel’e, Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem’i sordum. Dedi ki: Kardeþi Abdullah b. Zeyd zararsýzdýr.

Tirmîzî: Muhammed’den iþittim Ali b. Abdullah el Medinî’nin þöyle dediðini bize aktarmýþtýr. “Abdullah b. Zeyd b. Eslem güvenilen bir kiþidir. Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem ise zayýftýr.” Muhammed: “Ben ondan bir þey rivâyet etmem” dedi.

bölüm: 25

Ø bilerek kusan oruçlunun durumu

720- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Kim elinde olmayarak kusarsa o orucu kaza etmesi gerekmez, bile bile kusan kimse ise orucunu kaza etsin.” (Ebû Dâvûd, Sýyam: 33; Ýbn Mâce, Sýyam: 15)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû’d Derdâ, Sevbân, Fedale b. Ubeyd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen garibtir. Bu hadisin Hiþâm b. Sirin’den, Ebû Hüreyre’den rivâyetini sadece Ýsa b. Yunus’un rivâyetiyle bilmekteyiz.

Muhammed diyor ki: Bu hadis Ebû Hüreyre’den deðiþik þekillerde rivâyet edilmiþ olup senedi pek saðlam deðildir. Ebû’d Derdâ, Sevbân, Fedale b. Ubeyd’den de Rasûlullah (s.a.v.)’in kusarak orucunu bozduðu rivâyet edilmiþtir. Bunun anlamý þudur: Rasûlullah (s.a.v.) nafile oruç tutuyordu, kustu zayýf ve güçsüz kaldýðý için orucunu devam ettirmedi bu konudaki bazý hadisler bu þekilde yorumlanmýþtýr. Ýlim adamlarý Ebû Hüreyre’nin “Kim elinde olmaksýzýn kusarsa kaza gerekmez kim de bile bile kusarsa o günün orucunu kaza etsin” hadisiyle amel ederler. Sûfyân es Sevrî, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

bölüm: 26

Ø unutarak yiyip içen oruçlunun durumu

721- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Her kim unutarak yer ve içerse orucunu bozmasýn devam etsin çünkü o Allah’ýn rýzýklandýrdýðý bir rýzýktýr.” (Ebû Dâvûd, Sýyam: 39; Ýbn Mâce, Sýyam: 15)

722- Ebû Hüreyre (r.a.)’den bu hadisin bir benzeri daha rivâyet edilmiþtir.

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Saîd, Ümmü Ýshâk el Ganevîyye’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarýnýn çoðunluðu bu hadisle amel ederler. Sûfyân es Sevrî, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Mâlik b. Enes der ki: Bir kimse Ramazan’da unutarak yerse o orucu kaza etmesi gerekir. Birinci görüþ daha sahihtir.

bölüm: 27

Ø bilerek orucu bozan kimsenin durumu

723- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Bir kimse Ramazan’da yolculuk hastalýk gibi bir durum olmaksýzýn bir oruç yerse bir yýlý oruçlu geçirse bile o orucu ödemiþ olmaz.” (Ebû Dâvûd, Sýyam: 38)

ž Tirmîzî: Ebû Hüreyre’nin bu hadisini sadece bu þekliyle bilmekteyiz. Muhammed’den iþitim diyor ki: Ebûl Mutavvisin adý Yezîd b. el Mutavvýstir. Bu hadisten baþka hadis rivâyet ettiðini bilmiyorum.

BÖLÜM: 28

Ø RAMAZANDA ORUCUNU BOZAN KÝMSENÝN KEFFÂRETÝ

724- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Peygamber (s.a.v.)’e bir adam geldi ve Ey Allah’ýn Rasûlü helak oldum dedi. Peygamber (s.a.v.) seni helak eden þey nedir dedir? Buyurdular. Adamda Ramazan ayýnda oruçlu iken hanýmýma yaklaþtým dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.): Bir köleyi hürriyetine kavuþturabilir misin? Buyurdular. Adam hayýr dedi. Peþ peþe iki ay oruç tutabilir misin? Buyurdular. Adam yine hayýr dedi. Altmýþ fakiri sabah ve akþam doyurabilir misin? Deyince, Adam yine hayýr cevabýný verdi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) otur bakalým dedi. O da oturdu. Bu arada Peygamber (s.a.v.)’e büyük bir kap dolusu hurma getirildi. Peygamber (s.a.v.) ise bu hurmalarý al götür ve sadaka olarak daðýt buyurdu. Adam Medîne’nin iki taþlýðý arasýnda bizden fakiri yok ki deyince Peygamber (s.a.v.) azý diþleri gözükünceye kadar güldüler ve þöyle buyurdular: “O hurmalarý al götür çoluk çocuðuna yedir.” (Ýbn Mâce, Sýyam: 14)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Ömer, Âiþe ve Abdullah b. Âmir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu hadisle amel ederek Ramazan’da bilerek cinsel iliþkide bulunan kimsenin durumuna göre bu hadisi uygulamaya koymuþlardýr.

Ramazan’da bilerek yiyip içen konusunda ise deðiþik görüþler ortaya koymuþlar bir kýsmý o kimseye hem kaza hem de keffâret gerekir diyerek yeme içmenin cezasýný cinsel iliþkinin cezasýna benzetmiþlerdir. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek ve Ýshâk bu görüþtedirler.

Bir kýsým ilim adamlarý ise: O kimse hakkýnda kaza lazýmdýr keffâret gerekmez derler çünkü Peygamber (s.a.v.) keffâreti cinsel iliþki için söylemiþtir, yeme- içme hakkýnda böyle bir þey gelmemiþtir. Dolayýsýyla yeme-içme cinsel iliþkiye benzetilemez. Þâfii ve Ahmed bu görüþtedirler.

Þâfii der ki: Rasûlullah (s.a.v.)’in orucunu bozan ve sadakayý alan o adama “Al çoluk çocuðuna yedir” sözü birkaç manaya gelebilir. Birinci olarak; Keffâret gücü yeten kimseye gereklidir. Bu adam ise keffârete gücü yetmeyen birisidir. Ýkinci olarak: Keffâret, yiyecek içecekten artarsa gereklidir. Bu kimse o hurmalarý alýnca burada bizden fakiri yoktur demekle çok fakir olduðunu ortaya koymuþ ve ondan çoluk çocuðuyla yemesi emredilmiþ.

Þâfii: “Bu durumda olan kimsenin eline geçen rýzký yemesi gerekir, keffâret ise üzerinde borç olarak kalýr. Ne zaman maddi imkana kavuþursa o zaman keffaretini öder demektedir.”

bölüm: 29

Ø oruçlu kimse misvak kullanabilir mi?

725- Âmir b. Rabia (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) oruçlu olduklarý halde misvak kullandýklarýný kaç kere gördüðümü sayamam.” (Ebû Dâvûd, Savm: 26; Buhârî, Savm: 27))

ž Tirmîzî: Bu konuda Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âmir b. Rabia hadisi hasen olup ilim adamlarý bu hadisle amel etmiþler ve oruçlunun misvak kullanmasýnda bir sakýnca olmadýðýný söylemiþlerdir. Ama bazý ilim adamlarý oruçlunun yaþ misvakla misvaklanmasýný ve gündüzün sonuna doðru misvak kullanmayý hoþ karþýlamamýþlardýr. Þâfii oruçlunun gündüzün öncesinde ve sonrasýnda misvak kullanmasý sakýncalý deðildir demekte, Ahmed ve Ýshâk ise gündüzün son zamanýnda misvak kullanmayý hoþ karþýlamamaktadýrlar.

bölüm: 30

Ø oruçlu kimse gözüne sürme çekebilir mi?

726- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Bir adam Rasûlullah (s.a.v.)’e geldi gözlerimden þikayetim var oruçlu olduðum halde sürme çekebilir miyim? Diye sordu. Rasûlullah (s.a.v.)’de “evet” buyurdular.” (Ebû Dâvûd, Sýyam: 31; Ýbn Mâce, Sýyam: 17)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Rafi’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Enes hadisinin senedi pek saðlam deðildir. Zaten bu konuda Rasûlullah (s.a.v.)’den saðlam bir hadis rivâyet edilmemiþtir. Ebû Atike’nin de zayýf olduðu kaydedilmiþtir.

Kimi ilim adamlarý oruçlunun gözüne sürme çekmesini Sûfyân, Ýbn’ül Mübarek, Ahmed ve Ýshâk gibi hoþ karþýlamazken, Þâfii gibi bazý ilim adamlarý ise sürmeye izin veriyorlar.

bölüm: 31

Ø oruçlunun hanýmýný öpmesi orucunu bozar mý?

727- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edilmiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) oruçlu olduðu aylarda hanýmlarýný öperdi.” (Ýbn Mâce, Sýyam: 19; Ebû Dâvûd, Sýyam: 33)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ömer b. Hattâb, Hafsa, Ebû Saîd, Ümmü Seleme, Ýbn Abbâs, Enes ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âiþe hadisi hasen sahihtir. Oruçlunun hanýmýný öpmesi konusunda sahabe ve tabiin dönemi ilim adamlarý deðiþik görüþler ortaya koymuþlardýr.

Bir kýsmý ihtiyar kimsenin öpmesine izin verirken orucunu tehlikeye düþürme korkusundan dolayý genç olanlara izin vermezler ve cinsel iliþki olmaksýzýn beraber olmayý ise daha tehlikeli bulurlar. Bazý ilim adamlarý ise öpmek orucu bozmaz fakat sevâbýný azaltýr derler. Kiþi kendisine hâkim olduðu zaman öpebilir derler, kendisine güvenemeyen kimsenin ise orucunu tehlikeye düþürmemesi için öpmeyi terk etmesi gerektiðini söylerler. Sûfyân es Sevrî ve Þâfii bunlardandýr.

bölüm: 32

Ø oruçlu iken kiþinin hanýmýyla münasebetinin sýnýrý

728- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) oruçlu iken beni sever ve okþardý. O sizden kendisine en güvenen kimse idi.” (Ýbn Mâce, Sýyam: 19; Ebû Dâvûd, Sýyam: 33)

729- Yine Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) oruçlu iken hanýmlarýný öper ve onlarla seviþirdi. Çünkü o þehvetine en çok güvenen, hâkim olandý.” (Ýbn Mâce, Sýyam: 19; Ebû Dâvûd, Sýyam: 33)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Meysere’nin ismi Amr b. Þurahbil’dir. Hadiste geçen “li irbihi” kelimesin manasý kendisine ve þehvetine demektir.

bölüm: 33

Ø gece oruca niyet etmeyen kimsenin durumu

730- Hafsa (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Bir kimse gündüz olmadan oruç tutmaya kesin karar verip niyet etmezse o kimsenin orucu yoktur.” (Ebû Dâvûd, Savm: 72)

ž Tirmîzî: Hafsa’nýn hadisini merfu olarak sadece bu þekliyle biliyoruz. Nafi’ yoluyla Ýbn Ömer’in sözü olarak rivâyet edilmiþtir ki bu rivâyet daha sahihtir.

Yine ayný þekilde bu hadis Zührî’den mevkuf olarak rivâyet edilmiþ olup sadece Yahya b. Eyyûb, merfu olarak rivâyet etmiþtir. Bir kýsým ilim adamlarýna göre hadisin anlamý þöyledir. Ramazan’da ve Ramazan’nýn kazasýnda ve adak oruçlarýnda geceden karar verip niyet etmeyenin orucu yoktur. Nafile oruç olursa fark etmez sabahladýktan sonra da niyet edebilir. Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedirler.

bölüm: 34

Ø nafile oruç tutan orucunu bozarsa ne olur?

731- Ümmü Hâni (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’in yanýnda oturuyordum bir meþrubat getirildi. Rasûlullah (s.a.v.) ondan içti ve bana da verdi bende içtim ve: “Günaha girdim benim baðýþlanmam için istiðfar et” dedim. “Neden?” buyurdular. “Oruçluydum orucumu bozmuþ oldum deyince, sen bir borcunu kaza mý ediyordun?” buyurdular. O da: “Hayýr” deyince, “Nafile ise zararý yoktur” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Savm: 73; Ýbn Mâce, Sýyam: 26)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Saîd ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

732- Þu’be’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Simak b. Harb’den, Ümmü Hâni’nin çocuklarýndan biri bana þöyle anlattý dediðini iþitirdim; Ben onlarýn en deðerlisiyle karþýlaþtým ismi Ca’de idi Ümmü Hâni, onun ninesi oluyordu. Ninesinden aktardýðýna göre Rasûlullah (s.a.v.) onun evine geldi ve bir içecek istedi. Kendisi içti sonra ona verdi o da içti sonra Ey Allah’ýn Rasûlü oruçtum. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Nafile oruç tutan kimse serbesttir; dilerse orucunu devam ettirir, dilerse bozabilir.”

Þu’be diyor ki: Ca’de’ye bunu Ümmü Hâni’den sen mi iþittin dedim hayýr dedi. Ebû Salih ve aile fertleri bize Ümmü Hâni’den aktardýlar. (Ebû Dâvûd: Savm: 73; Ýbn Mâce, Sýyam: 26)

ž Hammad b. Seleme bu hadisi Simak b. Harb’den rivâyet ederek senedini “Ümmü Hâni’nin kýzýnýn oðlu Harun’dan ve Ümmü Hâni’den” diyor. Þu’be’nin rivâyeti daha güzeldir. Mahmûd b. Gaylân bize Ebû Dâvûd’tan ayný þekilde rivâyet etmiþ olup “emirû nefsihi” veya “eminû nefsihi” diyerek þüphe üzerine bize aktarmýþtýr. Deðiþik þekillerde yine Þu’be’den þüphe edilerek emir ve emin þeklinde rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ümmü Hâni’nin hadisinin senedi hakkýnda söz edilmiþtir. Sahabe ve tabiin döneminden bazý ilim adamlarý bu hadisle amel etmiþler ve þöyle demiþlerdir: “Nafile oruç tutan kimse orucunu bozarsa kazasý gerekmez” fakat ben kaza etmesini severim. Sûfyân es Sevrî, Ahmed, Ýshâk ve Þâfii bunlardandýr.

bölüm: 35

Ø yiyecek birþey bulamayan oruca niyet edebilir mi?

733- Mü’minlerin anasý Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) bir gün yanýma geldi ve yanýmýzda yiyecek bir þey var mý? Dedi. Ben de yok dedim. O da “Ben oruçluyum” buyurdular. (Buhârî, Savm: 21)

734- Mü’minlerin anasý Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) bir gün yanýmýza geldi ve yanýnýzda yiyecek bir þey var mý? dedi. Ben de hayýr dedim. Bunun üzerine “Ben oruçluyum” buyurdular.

Bir seferinde bana geldiðinde “Ey Allah’ýn Rasûlü bize bir hediye getirildi” dedim. “Nedir o” buyurdular. Hays (Hurma yað ve peynir karýþýmýndan oluþan yemek)’tir dedim. “Ben oruçlu olarak sabahlamýþtým dedi ve o yemekten yedi.” (Müslim, Sýyam: 32; Ebû Dâvûd, Savm: 71)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasendir.

bölüm: 36

Ø nafile oruç tutan orucunu bozar ise ne gerekir?

735- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Ben ve Hafsa oruçluyduk, bize bir yemek getirildi. Yemek hoþumuza gitti ve ondan yedik Rasûlullah (s.a.v.) geldi, Hafsa babasýnýn kýzý olduðundan benden erken davranarak dedi ki: “Ey Allah’ýn Rasûlü! Ýkimizde oruçlu idik bize bir yemek çýkarýldý hoþumuza gitti ondan yedik” Rasûlullah (s.a.v.); “O orucunuzun yerine baþka bir gün oruç tutun” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Savm: 73; Müslim, Sýyam: 32)

ž Tirmîzî: Salih b. Ebil Ahdar, Muhammed b. Ebû Hafsa bu hadisi Zührî, Urve ve Âiþe’den ayný þekilde rivâyet etmiþlerdir. Yine Mâlik b. Enes, Ma’mer, Ubeydullah b. Ömer, Ziyâd b. Sa’d hadis hafýzý pek çok kimse Âiþe’den mürsel olarak rivâyet etmiþler olup, “Urve” yi zikretmemiþlerdir. Bu daha sahihtir. Çünkü Ýbn Cüreyc’in þöyle dediði rivâyet edilmiþtir. Zührî’ye sordum: “Urve Âiþe’den sana hadis aktardý mý? Urve’den bu konuda bir þey iþitmedim fakat Süleyman b. Abdülmelik’in halifeliði döneminde bu hadisi Âiþe’ye soranlarýn bir kýsmýndan iþittim. Dedi. Ali b. Ýsa b. Yezîd el Baðdadî bu hadisi bize Ralh b. Ubâde yoluyla Ýbn Cüreyc’den naklederek ayný hadisi bize aktardý. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonrakilerden bazý ilim adamlarý bu hadisle amel ederek; “Nafile orucu bozan kimsenin kaza etmesi gerektiði kanaatindedirler.” Mâlik b. Enes bunlardandýr.

bölüm: 37

Ø ramazan dýþýnda tümünde oruç tutulan ay hangisidir?

736- Ümmü Seleme (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in peþ peþe iki ay oruç tuttuðunu görmedim ancak Þaban ve Ramazaný tutardý.” (Ebû Dâvûd, Savm: 12; Nesâî, Sýyam: 70)

ž Tirmîzî: Bu konuda Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ümmü Seleme hadisi hasendir. Bu hadis ayný þekilde Ebû Seleme yoluyla Âiþe’den þu þekilde rivâyet edilmiþtir. “Peygamber (s.a.v.)’in hiçbir ayda Þaban’da tuttuðu oruçtan daha çok oruç tuttuðunu görmedim çoðunlukla oruçla geçirirdi veya Þaban’ýn tümünde oruç tutardý.”

737- Hennâd, Âiþe (r.anha)’dan ayný þekilde bir hadis daha rivâyet etmiþtir.

ž Bu hadis hakkýnda Ýbn’ül Mübarek’in þöyle dediði rivâyet edilmiþtir: Bu konu yani ayýn çoðunu oruç tuttuðu zaman bütün ayý oruçla geçirdi demek, Arapça’da caiz olan bir konuþma þeklidir. Filan kimse tüm geceyi ibadetle geçirdi denilir, o kimse akþam yemeði ve bazý iþlerini de o gecede yapmýþtýr. Yani Ýbn’ül Mübarek iki hadisin de ayný anlamda olduðu görüþündedir. Ve þöyle demek istiyor: “Ayýn çoðunu oruçla geçirirdi.”

Tirmîzî: Sâlim, Ebûn Nadr ve baþkalarýndan Ebû Seleme yoluyla Âiþe’den, Muhammed b. Amr’ýn rivâyetinin benzerini rivâyet etmiþtir.

bölüm: 38

Ø ramazanda dinç olabilmek için þaban ayýnýn onbeþinden sonra oruç tutmamak

738- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Þaban ayýnýn ikinci yarýsýnda oruç tutmayýn.” (Ebû Dâvûd, Sýyam: 12; Müslim, Sýyam: 37)

ž Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Bu hadisi bu þekliyle bu sözcüklerle biliyoruz. Bazý ilim adamlarýnca bu hadisin anlamý: “Ramazan ayýna dinç durumda çýkabilmek için þaban ayýnýn ikinci yarýsýnda orucu tutmaz” derler. Peygamber (s.a.v.)’den buna benzer bir hadis Ebû Hüreyre’den rivâyet edilmiþtir. Þöyle ki: “Ramazan ayýný oruçla karþýlamaya çalýþmayýn ancak tutmakta olduðunuz bir oruca denk gelirse tutabilirsiniz.” Oruç tutmanýn hoþ olmayýþý Ramazan’ý karþýlamak için olan oruçtan dolayýdýr. Dolayýsýyla kiþi Ramazan ayýnda dinç ve hazýrlýklý olmuþ olur.

bölüm: 39

Ø þaban ayýnýn on beþinci gecesinin deðer ve kýymeti

739- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Bir gece Rasûlullah (s.a.v.)’i yanýmda olmadýðýný görerek çýktým ve ararken Bakî’ mezarlýðýnda buldum. Allah ve Rasûlünün sana haksýzlýk etmelerinden mi korkmuþtun? Buyurdular. Bende dedim ki: “Ey Allah’ýn Rasûlü, hanýmlarýndan birisinin yanýna gittiðinizi zannetmiþtim.” Bunun üzerine; “Allah, Þaban ayýnýn yarýsýnda dünya semesýna iner ve Kelb kabilesinin koyunlarýnýn kýllarý sayýsýndan daha çok günahlarý veya günah iþleyenleri baðýþlar” buyurdular. (Nesâî, Cenaiz: 103)

ž Bu konuda Ebû Bekir es Sýddýk’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âiþe (r.anha)’nýn hadisini bu þekliyle sadece Haccac’ýn rivâyetinden biliyoruz. Muhammed’den iþittim bu hadisin zayýf olduðunu ve Yahya b. ebî Kesir’in, Urve’den iþitmediðini söylerdi. Haccac b. Ertae, Yahya b. ebî Kesir’den hadis iþitmemiþtir.

bölüm: 40

Ø muharrem ayýnda oruç tutmanýn deðer ve kýymeti

740- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ramazan ayýndan sonra en kýymetli oruç Allah’ýn ayý olan Muharrem ayýnda tutulan oruçtur.” (Müslim, Sýyam: 38; Ebû Dâvûd, Savm: 56)

ž Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasendir.

741- Ali (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: “Bir kimse Ali (r.a.)’e ramazan’dan sonra hangi ayda oruç tutmamý emredersin diye sordu da bunun üzerine Ali (r.a.) dedi ki: Bu soruyu ben Rasûlullah (s.a.v.)’in yanýnda oturuyorken bir kiþinin sorduðunu iþittim þöyle demiþti. Ey Allah’ýn Rasûlü, Ramazan’dan sonra hangi ayda oruç tutmamý emredersin? Buyurdular ki: Ramazan’dan sonra oruç tutacaksan Muharrem ayýnda tut çünkü o Allah’ýn aylarýndan ilk ayýdýr. O ayda bir gün vardýr ki o günde Allah bir toplumun tevbesini kabul edip baðýþlamýþtýr. Baþka bir toplumu da affedip baðýþlayabilir.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir.

bölüm: 41

Ø cuma günü oruç tutmak

742- Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) her ayýn parlak günlerinde üç gün oruç tutardý. Cuma günleri oruçlu olmadýðý çok azdý.” (Ebû Dâvûd, Savm: 52; Ýbn Mâce, Sýyam: 37)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Ömer ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Abdullah hadisi hasen garibtir. ilim adamlarýndan bir kýsmý Cuma günü oruç tutmayý müstehab görmüþlerdir. Sadece Cuma günü oruç tutmak, öncesinde ve sonrasýnda tutmamak mekruhtur. Tirmîzî: Þu’be bu hadisi Âsým’dan rivâyet ediyor ve Peygamber (s.a.v.)’e kadar ulaþtýrmamýþtýr.

bölüm: 42

Ø tek baþýna cuma günü oruç tutmanýn hoþ olmadýðý

743- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Biriniz tek olarak Cuma günü oruç tutmasýn önce ve sonraki günler tutulursa olabilir.” (Ebû Dâvûd, Savm: 52; Ýbn Mâce, Sýyam: 37)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ali, Câbir, Cünade el Ezdî, Cüveyriye, Enes ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu hadisle amel ederler. Sadece Cuma gününü oruca tahsis edip o günden önce ve sonra oruç tutmamayý mekruh görürler. Ahmed ve Ýshâk ta bu görüþtedir.

bölüm: 43

Ø cumartesi günü oruç tutmak

744- Abdullah b. Büsr (r.a.)’ýn kýz kardeþinden rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Cumartesi günü Allah’ýn size farz kýldýðý dýþýnda oruç tutmayýnýz. O gün oruçlu olmadýðýnýzý belirtmek için üzüm çubuðu kabuðu veya bir aðaç dalýndan baþka bir þey bulamasanýz bile onu çiðneyin veya emin.” (Ebû Dâvûd, Savm: 52; Ýbn Mâce, Sýyam: 38)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasendir. Bu hadisteki mekruh olmanýn manasý; Yahudilerin o günü büyük saymalarýndan dolayý o günü oruca tahsis etmektir.

bölüm: 44

Ø pazartesi ve perþembe günleri oruç tutmak

745- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), Pazartesi ve Perþembe günü oruçlarýný dört gözle beklerlerdi.” (Nesâî, Sýyam: 70; Ýbn Mâce, Sýyam: 42)

ž Tirmîzî: Bu konuda Hafsa, Ebû Katâde, Ebû Hüreyre, Üsâme b. Zeyd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âiþe hadisi bu þekliyle hasen garibtir.

746- Âiþe (r.anha)’dan rivayete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) bir ayýn Cumartesi, Pazar ve Pazartesi günlerini diðer ayda da Salý, Çarþamba ve Perþembe günlerini oruçla geçirirdi.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasendir. Abdurrahman b. Mehdî bu hadisi Sûfyân’dan rivâyet ederek Peygamber (s.a.v.)’e kadar ulaþtýrmamýþtýr.

747- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ýnsanlarýn amelleri Pazartesi ve Perþembe günleri Allah’a arz olunur. Bu yüzden ben amelimin oruçlu olarak Allah’a arz olunmasýný severim.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Hüreyre hadisi hasen garibtir.

bölüm: 45

Ø çarþamba ve perþembe günü orucu

748- Ubeydullah b. Müslim el Kureþî (r.a.)’in babasýndan rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.)’e yýl boyu tutulan devamlý oruçtan soruldu (veya sordum) buyurdular ki: Senin üzerinde çoluk çocuðunun da hakký vardýr. Ramazan ayýnda, sonraki ay olan Þevval ayýnda ve Çarþamba ile Perþembe günleri oruç tut. Sen böyle yaparsan seneyi oruçlu geçirmiþ gibi sevap kazanýrsýn ve devamlý oruç tutmamýþ da olursun.” (Ebû Dâvûd, Savm: 57)

ž Tirmîzî: Bu konuda Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Müslim el Kureþî hadisi garibtir. Bazýlarý ise bu hadisi Harun b. Selman’dan, Müslim b. Ubeydullah ve babasýndan rivâyet etmiþlerdir.

bölüm: 46

Ø kurban bayramýndan bir gün önce oruç tutmak

749- Ebû Katâde (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Arefe günü tutulacak orucun önceki ve sonraki senenin günahlarýna keffâret olacaðýný ümid ederim.” (Müslim, Sýyam: 18; Ýbn Mâce, Sýyam: 40)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Katâde hadisi hasendir. Ýlim adamlarý Hac için arafatta olanlar hariç Kurban bayramý arefesinde oruç tutmayý müstehab görmüþlerdir.

bölüm: 47

Ø arefe günü arafatta oruç tutmanýn hoþ olmadýðý

750- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.), Arafat’ta oruç tutmadý Ümmü Fadl’ýn gönderdiði sütü içti. (Ýbn Mâce, Sýyam: 40; Ebû Dâvûd, Sýyam: 63)

ž Bu konuda Ebû Hüreyre, Ýbn Ömer ve Ümmü Fadl’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi hasen sahihtir. Ýbn Ömer’in þöyle dediði rivâyet edilmiþtir. Peygamber (s.a.v.) ile birlikte haccettim arefe günü oruç tutmadý. Ömer’le haccettim oruç tutmadý. Osman’la haccettim, oruç tutmadý. Ebû Bekir’le haccettim oruç tutmadý. Ýlim adamlarýnýn çoðunluðu bu hadisle amel ederler. Arafatta dua yapmaya kuvvet bulabilmek için o gün oruç tutulmamasýný müstehab görüyorlar bazý ilim adamlarý da Arafat’ta oruç tutmuþlardýr.

751- Ebû Nüceyh (r.a.)’ýn babasýndan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Îbn Ömer’e arefe günü Arafat’taki oruç hakkýnda soruldu da dedi ki: “Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte haccettim Arafat’ta oruç tutmadý. Ebû Bekir’le haccettim, o da tutmadý. Ömer’le haccettim o da tutmadý. Osman ile haccettim o da tutmadý. Bende o gün oruç tutmuyorum, tutulmasýný da emretmem, tutulmasýn da demem.” (Ýbn Mâce, Sýyam: 40; Ebû Dâvûd, Sýyam: 63)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasendir. Bu hadis Ýbn ebî Nüceyh’in babasýndan baþka bir adamdan ve Ýbn Ömer’den de rivâyet edilmiþtir. Ebû Nüceyh’in ismi “Yesâr” dýr.

bölüm: 48

Ø muharrem ayýnýn onuncu günü olan “aþûrâ” de oruç tutmak

752- Ebû Katâde’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdular: “Aþûrâ günü orucunun bir önceki yýlýn günahlarýna keffâret olmasýný ümit ediyorum.” (Ebû Dâvûd, Sýyam: 64; Müslim, Sýyam: 20)

ž Bu konuda Ali, Muhammed b. Sayfiy, Selemetübnül Ekvâ’, Hind b. Esma, Ýbn Abbâs, Rübeyyi’ binti Muavviz b. Afrâ, Abdurrahman b. Seleme el Huzaî’nin amcasýndan, Abdullah b. Zübeyr’den hadis rivâyet edilmiþ olup Peygamber (s.a.v.)’in aþûrâ orucunun tutulmasýný teþvik ettiðini söylemiþlerdir.

Tirmîzî: Peygamber (s.a.v.)’in “Aþûrâ günü orucu bir senenin keffaretidir” dediðini sadece Ebû Katâde rivâyetiyle biliyoruz Ahmed ve Ýshâk’ta, Ebû Katâde rivâyetiyle amel ederler.

bölüm: 49

Ø aþûrâ günü orucu farz deðildir arzu eden tutabilir

753- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Aþûrâ günü cahiliyye döneminde Kureyþ’in oruç tuttuðu bir gündü. Rasûlullah (s.a.v.)’de o günü oruç tutardý. Medîne’ye gelince yine o gün oruç tuttu Müslümanlara da oruç tutmalarýný emretti. Sonra Ramazan orucu farz kýlýnca farz oruç olarak Ramazan kaldý. Aþûrâ orucu býrakýldý. Ondan sonra dileyen tuttu dileyen de tutmadý.”(Müslim, Sýyam: 19; Ebû Dâvûd, Sýyam: 64)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Mes’ûd, Kays b. Sa’d, Câbir b. Semure, Ýbn Ömer ve Muaviye’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýlim adamlarý Âiþe hadisiyle amel ederler ve bu hadis sahihtir. Aþûrâ orucunun vâcib olmadýðý kanaatindedirler. Deðerli ve kýymetli bir gün olmasýndan dolayý dileyen o gün oruç tutulabilir.

bölüm: 50

Ø aþûrâ hangi gündür?

754- Hakem b. A’rec (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Zemzem kuyusu yanýnda elbisesini yastýk yapmýþ vaziyette duran Ýbn Abbâs’ýn yanýna varmýþtým. Dedim ki: “Aþûrâ günü hangi gündür bana haber ver o gün oruç tutacaðým. Dedi ki: Muharrem ayýnýn hilalini gördüðünde günleri say ve dokuzuncu günü oruçlu ol” dedi. Ben de: “Muhammed (s.a.v.)’de Aþûrâ orucunu böyle mi tutardý dedim. Ýbn Abbâs “Evet” cevabýný verdi. (Müslim, Sýyam: 19; Ebû Dâvûd, Savm: 65)

755- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.), Aþûrâ orucunun onuncu gün tutulmasýný emretti.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi hasen sahihtir.

Ýlim adamlarý Aþûrâ günü hakkýnda deðiþik görüþler ortaya koydular kimisi Muharrem ayýnýn dokuzuncu günü olduðunu söylerken kimileride onuncu günüdür demiþlerdir. Ýbn Abbâs’ýn þöyle dediði de rivâyet edilmiþtir. “Dokuzuncu ve onuncu günleri oruç tutarak Yahudilere muhalefet ediniz…” Ahmed, Ýshâk ve Þâfii’de ayný görüþtedirler.

bölüm: 51

Ø zilhiccenin, on gününün orucu

756- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Peygamber (s.a.v.)’i Zilhicce’nin on gününde hiç oruçlu görmedim.” (Ebû Dâvûd, Savm: 62; Ýbn Mâce, Savm: 39)

ž Tirmîzî: Pek çok kimse bu hadisi A’meþ’den, Ýbrahim’den, Esved’den ve Âiþe’den rivâyet etmiþlerdir. Sevrî ve diðerleri bu hadisi Mansur’dan ve Ýbrahim’den rivâyet ederek “Peygamber (s.a.v.)’in Zilhicce’nin on gününde oruçlu görülmediðini” söylüyorlar.

Ebûl Ahvas’ta; Mansur, Ýbrahim ve Âiþe’den rivâyet etmiþ olup “Esved” i zikretmemiþlerdir. Bu hadiste Mansûr hakkýnda ihtilaf edilmiþtir. A’meþ’in rivâyeti daha sahih isnad yönünden de daha güzeldir.

Tirmîzî: Muhammed b. Ebân’dan iþittim þöyle diyordu: Vekî’den iþittim þöyle diyordu: A’meþ, Ýbrahim’in hadisini Mansur’dan daha iyi bilendir.

bölüm: 52

Ø zilhiccenin on gününde yapýlan iþlerin deðer ve kýymeti

757- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: Hiçbir gün yoktur ki o günlerde iþlenen ameli salih bu Zilhicce’nin on gününde iþlenen iþlerden Allah’a daha sevimli olsun. Ya Rasûlullah! Dediler. Allah yolunda cihat etmekte mi? Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Allah yolunda cihat da daha sevimli deðildir. Ancak kiþi caný ve malý ile cihada çýkar ve hiçbiri ile geri dönmezse o hariçtir.” (Ebû Dâvûd, Savm: 61; Ýbn Mâce, Sýyam: 39)

ž Bu konuda Ýbn Ömer, Ebû Hüreyre, Abdullah b. Amr ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi hasen sahih garibtir.

758- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Zilhicce’nin on gününde iþlenen ameller diðer günlerde iþlenen ameller ve yapýlan kulluktan daha sevimlidir. Bu on günde tutulacak her oruç bir senenin orucuna denktir. Her gecesini namazla deðerlendirmekte Kadir gecesini deðerlendirme gibidir.” (Ýbn Mâce, Sýyam: 39; Ebû Dâvûd, Savm: 61)

ž Tirmîzî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Mes’ûd b. Vasýl’ýn Nehhas’ýn rivâyetinden bilmekteyiz.

Muhammed’e bu hadisi sordum. Bu þekilde ve bu rivâyetle bildiðini baþka türlü bilmediðini belirtti ve þöyle dedi “Katâde’den, Saîd b. Müseyyeb’den ve Peygamber (s.a.v.)’den mürsel olarak buna benzer bir þey rivâyet edilmiþtir.”

Yahya b. Saîd, Nehhas hakkýnda hafýzasý yönünde ileri geri konuþmuþtur.

bölüm: 53

Ø þevval içerisinde altý gün oruç tutmak

759- Ebû Eyyûb (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdular: “Kim Ramazan orucunu tutar ona Þevval’den altý gün daha eklerse tüm seneyi oruçlu geçirmiþ gibidir.” (Müslim, Sýyam: 39; Ýbn Mâce, Sýyam: 33)

ž Bu konuda Câbir, Ebû Hüreyre ve Sevbân’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Eyyûb hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarýndan bir kýsmý bu hadisle Þevval’de altý oruç tutmayý müstehab görmüþlerdir.

Ýbn’ül Mübarek der ki: Her aydan üç gün oruç tutmak güzel bir oruçtur. Bazý hadislerde bu orucun Ramazan orucuna ilave edileceðini ve bu ayýn ilk günlerinde tutulmasýný tercih ettiðini fakat deðiþik günlerde de tutulursa caiz olacaðýný söyler.

Tirmîzî: Abdulaziz b. Muhammed bu hadisi Saffan b. Süleym’den, Sa’d b. Saîd’den, Ömer b. Sabit’den ve Ebû Eyyûb’tan bu þekilde rivâyet etmiþtir. Þu’be ise Verka b. Ömer’den, Sa’d b. Saîd’den bu hadisi rivâyet etmiþtir. Sa’d b. Said, Yahya b. Saîd el Ensarî’nin kardeþidir. Bazý hadisçiler Sa’d b. Saîd’i hafýzasý yönünden tenkit etmiþlerdir. Hennâd’ýn bize bildirdiðine göre; Huseyn b. Ali el Cufî, Ýsrail’den, Ebû Musa’dan, Hasan’ý Basrî’den aktardýðýna göre Hasan’ý Basrî’ye, Þevval’den tutulacak altý gün orucu hatýrlatýldýðýnda diyor ki: “Bu ayda tutulan oruçla Allah; Tüm seneyi oruçla geçirmiþ gibi razý olmuþtur.”

bölüm: 54

Ø her aydan üç gün oruç tutmak

760- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) bana üç þeyi tavsiye etmiþti: “Vitiri kýlmadan uyumamayý, her aydan üç gün oruç tutmayý ve kuþluk namazýný kýlmayý.” (Müslim, Sýyam: 36; Ebû Dâvûd, Sýyam: 68)

761- Musa b. Talha (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Ebû Zerr’den iþittim diyordu ki: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ey Ebû Zerr! Her aydan tutacaðýn üç gün oruç, o ayýn onüç, ondört ve onbeþinci günleri olsun.” (Müslim, Sýyam: 36; Ebû Dâvûd, Sýyam: 68)

ž Bu konuda Ebû Katâde, Abdullah b. Amr, Kurrete b. Ýyas el Müzenî, Abdullah b. Mes’ûd, Ebû Akreb, Ýbn Abbâs, Âiþe, Katâde, Ýbn Milhan, Osman b. ebil Âs ve Cerir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Zerr hadisi hasendir. Bazý hadislerde þöyle rivâyet edilmiþtir: “Her aydan üç gün, oruç tutmak tüm yýlý oruç tutmuþ gibidir.”

762- Ebû Zerr (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Kim her aydan üç gün oruç tutarsa bütün seneyi oruçla geçirmiþ gibi sevap kazanýr Allah bunun ölçüsünü kitabýnda þöyle bildirmektedir: “Kim Allah’ýn huzuruna iyi bir iþ ve davranýþla çýkarsa, bu yaptýðýnýn on katýný kazanacaktýr. Ama kim de kötü bir iþ ile Rabbinin huzuruna çýkarsa, onun aynýsýyla cezalandýrýlacaktýr. Ve kimseye de haksýzlýk yapýlmayacaktýr.” (En’âm: 160) Bir gün on gün sayýlýr. (Müslim, Sýyam: 36; Ebû Dâvûd, Sýyam: 68)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Þu’be bu hadisi Ebû Þimr ve Ebû-t Teyyah, Ebû Osman ve Ebû Hüreyre’den rivâyet etmiþtir.

763- Muâze (r.anha)’dan rivâyet edilmiþtir: “Âiþe (r.anha)’ya Rasûlullah (s.a.v.) her aydan üç gün oruç tutar mýydý dedim. Evet dedi. Hangi günler tutardý dedim. Hangi günde olursa olsun aldýrýþ etmezdi.” Dedi. (Müslim, Sýyam: 36; Ebû Dâvûd, Sýyam: 68)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Tirmîzî: Yezîd er Riþk, Yezîd ed Dubaî’dir. Yezîd el Kâsým ve Kassam’da yine o’dur. Basra halký dilinde Riþk el Kassam demektir.

bölüm: 55

Ø oruç tutmanýn deðer ve kýymeti

764- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Rabbiniz buyuruyor ki; Her iyiliðe on katýndan baþlayarak yedi yüz katýna kadar sevap yazýlýr. Oruç ise böyle bir deðerlendirmeye tabi olmayýp onun mükafatý bana ait olup onu ben mükafatlandýracaðým. Oruç ateþe karþý koruyucu bir kalkandýr. Oruçlunun aðýz kokusu Allah katýnda misk kokusundan daha hoþtur. Bilgisiz biri siz oruçlu iken size sataþýrsa ben oruçluyum desin baþka cevap vermesin.” (Buhârî, Savm: 2; Müslim, Sýyam: 30)

ž Bu konuda Muâz b. Cebel, Sehl b. Sa’d, Ka’b b. Ucre, Selame b. Kayser, Beþîr b. Hasasýyye ki adý Zahm b. Mabed’tir. Hasasýyye ise annesidir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi bu yönüyle hasen garibtir.

765- Sehl b. Sa’d (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Cennet’te Reyyan denilen bir kapý vardýr. Oruç tutanlardan o kapýdan çaðrýlacaklardýr. Kim gerçekten oruç tutanlardan ise o kapýdan Cennete girecektir. Kim de, o kapýdan girerse ebedi olaral susuzluk çekmeyecektir.” (Buhârî, Savm: 2; Müslim, Sýyam: 30)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahih garibtir.

766- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Oruçlunun iki sevinç zamaný vardýr; Birincisi iftar ettiði an diðeri Cennet’te Rabbiyle karþýlaþtýðý andýr.” (Müslim, Sýyam: 1)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 56

Ø yýl boyu oruç tutulur mu?

767- Katâde (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’e þöyle denildi: Yýl boyu oruç tutan kimse hakkýnda ne dersiniz? Buyurdular ki: “Böylesi bir kimse ne oruç tutmuþ nede iftar etmiþtir. Yahut oruçta tutmamýþtýr, iftarda etmemiþtir.” (Müslim, Sýyam: 36; Ebû Dâvûd, Savm: 5)

ž Bu konuda Abdullah b. Amr, Abdullah b. Þýhhîr, Imrân b. Husayn ve Ebû Musa’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Katâde hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarýnýn bir kýsmý yýl boyu oruç tutmayý hoþ görmezler. Bir kýsmý ise buna cevaz vermiþlerdir. Hoþ görmeyenler þöyle demektedirler: Bütün seneyi oruçla geçirmek demek Ramazan bayramý, Kurban bayramý ve Teþrik günlerini de oruçla geçirmek demektir. Kim bu günlerde oruç tutmazsa kerahiyet sýnýrýndan dýþarý çýkmýþ olur. Ve bütün seneyi oruç tutmuþ sayýlmaz. Mâlik b. Enes’den bu þekilde rivâyet edilmiþ olup Þâfii de ayný kanaattedir.

Ahmed ve Ýshâk’ta yaklaþýk olarak böyle söyleyip þöyle demektedirler: Rasûlullah (s.a.v.)’in yasakladýðý oruç tutulamayacak gün sayýsý beþtir. Ramazan bayramýnýn birinci günü ve Kurban bayramýnýn dört günü.

bölüm: 57

Ø devamlý oruç tutulur mu?

768- Abdullah b. Þakîk (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Âiþe (r.anha)’ya Rasûlullah (s.a.v.)’in orucunu sordum þöyle dedi: Öyle oruç tutardý ki bir daha býrakmayacak derdik. Bazen de hiç oruç tutmayacak deyinceye kadar oruç tutmazdý. Âiþe (r.anha) þöyle devam etti. Rasûlullah (s.a.v.), Ramazan ayýndan baþka hiçbir ay tam olarak oruç tutmadý. (Müslim, Sýyam: 34; Nesâî, Sýyam: 35; Ebû Dâvûd, Sýyam: 54; Nesâî, Sýyam: 70)

ž Bu konuda Enes ve ibn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âiþe hadisi sahihtir.

769- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, kendisine Rasûlullah (s.a.v.)’in orucundan soruldu da þöyle buyurdular: “Bir ayda o derece oruç tutardý ki o ayýn tamamýný oruçla geçirecek zannedilirdi. Bazý aylarda hiç oruç tutmazdý ki o aydan hiç oruç tutmayacaðý zannedilirdi. Onu gece namazý kýlarken görmek istersen mutlaka namazda görürdün, uykuda görmek istersen uykuda görürdün.” (Buhârî, Savm: 52)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

770- Abdullah b. Amr (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “En deðerli oruç kardeþim Dâvûd’un orucudur. Bir gün oruç tutar bir gün yerdi, düþmanla karþý karþýya geldiðinde ise kaçmazdý.” (Buhârî, Savm: 58; Müslim, Sýyam: 35)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Ebûl Abbâs, Mekkeli A’ma þairdir. Ýsmi Sâib b. Ferruh’tur. Bazý ilim adamlarý en deðerli oruç; bir gün oruç tutup bir gün tutmamaktýr. En aðýr olan oruç þekli budur.

bölüm: 58

Ø ramazan ve kurban bayramý günleri oruç tutma yasaðý

771- Abdurrahman Avf (r.a.)’ýn azâdlý kölesi Ebû Ubeyd’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Kurban bayramýnda Ömer b. Hattâb’ý gördüm hutbeden önce namaza baþladý ve dedi ki: “Rasûlullah (s.a.v.)’in þu iki günde oruç tutmaktan yasaklandýðýný kendisinden duydum. Ramazan bayramý günü ki orucunuzu býraktýðýnýz gündür ve Müslümanlarýn bayramýdýr. Kurban bayramýna gelince kestiðiniz kurbanlarýn etlerinden yeyiniz.” (Buhârî, Savm: 66; Müslim, Sýyam: 22)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Abdurrahman b. Avf’ýn azâdlýsý Ebû Ubeyd’in ismi Sa’d’týr. Kendisine Abdurrahman b. Ezher’in azatlýsý da denmektedir. Abdurrahman b. Ezher, Abdurrahman b. Avf’ýn amcasýnýn oðludur.

772- Ebû Saîd el Hudrî’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), iki oruçtan yasakladý. Kurban bayramý günü ve Ramazan bayramý günü.” (Buhârî, Savm: 66; Müslim, Sýyam: 22)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ömer, Ali, Âiþe, Ebû Hüreyre, Ukbe b. Âmir ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Saîd hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu hadisle uygulama yaparlar.

Tirmîzî: Amr b. Yahya, Ýbn Umare b. ebû’l Hasen el Mâzinî el Medenî’dir ve güvenilir bir kimsedir. Kendisinden Sûfyân es Sevrî, Þu’be, Mâlik b. Enes rivâyette bulunmuþlardýr.

bölüm: 59

Ø kurban bayramý günleri oruç tutmanýn hoþ olmayýþý

773- Ukbe b. Âmir (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Arefe günü, bayram günü ve teþrik günleri biz Müslümanlarýn bayram günleri ve yiyip içme günlerimizdir.” (Buhârî, Savm: 66; Müslim, Sýyam: 22)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ali, Sa’d, Ebû Hüreyre, Câbir, Nübeyþe, Biþr b. Suhaym, Abdullah b. Huzafe, Enes, Hamza b. Amr el Eslemî, Ka’b b. Mâlik, Âiþe, Amr b. As ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ukbe b. Âmir hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu hadisle amel ederler ve teþrik günleri denilen Kurban bayramý günlerinde oruç tutulmasýný hoþ karþýlamazlar. Ama Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonrakilerden bazý ilim adamlarý; Temettü haccý yapan ve kurban bulamayan kimselerin teþrik günlerinde oruç tutmalarýna izin vermiþlerdir. Mâlik b. Enes, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Tirmîzî: Iraklýlar: “Musa b. Ali b. Rebah” derler. Mýsýrlýlar ise: “Musa b. Ali” derler.

Tirmîzî: Kuteybe’den iþittim þöyle diyordu: Leys b. Sa’d’ýn þöyle dediðini iþittim: Babamýn adýný küçültme þeklinde söyleyen (Ali kelimesini Uley demek) hiçbir kimseye hakkýmý helal etmem.

bölüm: 60

Ø oruçlu kimse kan aldýrabilir mi?

774- Rafi’ b. Hadîç (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Kan aldýran kimsenin ve alan kimsenin orucu bozulmuþ demektir.” (Buhârî, Savm: 32; Ýbn Mâce, Sýyam: 18)

ž Bu konuda Ali, Sa’d, Þeddâd b. Evs, Sevbân, Üsâme b. Zeyd, Âiþe Ma’kýl b. Sinan (Makýl Ýbn Yesâr), Ebû Hüreyre, Ýbn Abbâs, Ebû Musa, Bilâl ve Sa’d tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Rafi’ b. Hadîç hadisi hasen sahihtir.

Ahmed b. Hanbel, þöyle demiþtir: “Bu konuda en saðlam rivâyet Rafi’ b. Hadîç’in rivâyetidir.”

Ali b. Abdullah’dan da þöyle dediði rivâyet edilmiþtir: Bu konuda en sahih rivâyet Sevbân ve Þeddâd b. Evs hadisidir. Çünkü Yahya b. ebî Kesir, Ebû Kýlâbe’den iki hadisin tamamýný rivâyet etmiþtir. Sevbân ve Þeddâd hadislerini…

Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve baþkalarýndan bir kýsým ilim adamlarý oruçlunun kan aldýrmasýný hoþ karþýlamamýþlar hatta bazý sahabîler geceleyin kan aldýrmýþlardýr. Ebû Musa el Eþarî ve Ýbn Ömer bunlardandýr. Ýbn’ül Mübarek’te ayný görüþtedir.

Tirmîzî: Ýshâk b. Mansur’dan iþittim þöyle diyordu: Abdurrahman b. Mehdî; “Her kim oruçlu iken kan aldýrýrsa o orucu kaza etmesi gerekir.” demiþlerdir.

Ýshâk b. Mansur: Ahmed ve Ýshâk’da ayný görüþtedirler. Za’feranî, Þâfii’nin þöyle dediðini bana anlattý: Rasûlullah (s.a.v.)’in “Oruçlu olduðu halde kan aldýrdýðý ayrýca kan aldýran ve alan kimsenin de orucunun bozulduðu” konusunda hadisler bize kadar gelmiþtir. Dolayýsýyla bu iki hadisten hangisinin sabit olduðunu bilemiyorum. Fakat oruçlu kimsenin kan aldýrmamasý bana daha sevimli gelir. Yinede zaruri olur da oruçlu kan aldýrýrsa orucunun bozulacaðýný sanmýyorum.

Tirmîzî: Þâfii’nin Baðdat’taki görüþü böyle idi. Fakat Mýsýr’da oruçlu kimsenin kan aldýrabileceði yönüne meyletmiþ, oruçlunun kan aldýrmasýnda bir sakýnca görmemiþ bu konuda da Rasûlullah (s.a.v.)’in veda haccýnda ihramlý iken kan aldýrdýðýný delil olarak göstermiþtir.

 bölüm: 61

oruçlu kimse kan aldýramaz mý?

775- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) ihramlý ve oruçlu iken kan aldýrmýþtýr” demiþtir. (Buhârî, Savm: 32; Müslim, Hac: 11)

776- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) oruçlu iken kan aldýrmýþtýr.” (Buhârî, Savm: 32; Müslim, Hac: 11)

ž Bu hadis bu þekliyle hasen sahihtir.

777- Yine Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) Mekke ile Medîne arasýnda ihramlý ve oruçlu olduðu halde kan aldýrmýþtýr.” Buhârî, Savm: 32; Müslim, Hac: 11)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Saîd, Câbir ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi hasen sahihtir.

Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve daha sonraki dönemlerden bazý ilim adamlarý oruçlunun kan aldýrmasýnda bir sakýnca görmemektedirler Sûfyân es Sevrî, Mâlik b. Enes ve Þâfii bunlardandýr.

Bölüm: 62

Ø iftar etmeden iki orucu birbirine baðlamak doðru mudur?

778- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.); “Orucu birbirine iftar etmeksizin birleþtirmeyin” buyurdu. Bunun üzerine Ey Allah’ýn Rasûlü sen bu iþi yapýyorsun dediler. Buyurdular ki: “Ben sizin gibi deðilim Rabbim beni yedirir ve içirir.” (Buhârî, Savm: 48; Müslim, Sýyam: 11)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ali, Ebû Hüreyre, Âiþe, Ýbn Ömer, Câbir, Ebû Saîd, Beþîr b. Hasasýyye’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Enes hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu hadisle amel ederek orucu birbirine iftar etmeksizin birleþtirmeyi hoþ görmemiþlerdir.

Abdullah b. Zübeyr’in günlerce iftar etmeden oruç tuttuðu da rivâyet edilmiþtir.

bölüm: 63

Ø cünüp olarak imsak vaktine ulaþan kimsenin orucu

779- Peygamber (s.a.v.)’in hanýmlarýndan, Âiþe ve Ümmü Seleme (r.anhüma)’dan bize bildirildiðine göre: “Rasûlullah (s.a.v.) hanýmlarýndan cünüp olmuþ iken fecr vakti girerdi de guslederek orucunu tutardý.” (Buhârî, Savm: 22; Müslim, Sýyam: 13)

ž Tirmîzî: Âiþe ve Ümmü Seleme hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönem ilim adamlarýndan çoðunluðu bu hadisle uygulama yapmýþlardýr. Sûfyân, Þâfii, Ahmed, Ýshâk bunlardandýr. Tabiin döneminden bazýlarý þöyle diyorlar: “Kiþi cünüp olarak sabahlarsa o günün orucunu kaza eder.” Birinci görüþ daha sahihtir.

bölüm: 64

Ø oruçlunun daveti kabul etmesi gerektiði

780- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Sizden biriniz yemeðe çaðrýldýðýnda daveti kabul etsin þayet oruçlu ise ev sahibine dua etsin.” (Müslim, Sýyam: 28; Ebû Dâvûd, Savm: 75)

781- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Biriniz oruçlu olduðunda yemeðe çaðrýlýrsa ben oruçluyum” desin. (Müslim, Sýyam: 28; Ebû Dâvûd, Savm: 75)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Hüreyre’nin iki hadisi de hasen sahihtir.

bölüm: 65

Ø kadýnýn kocasýndan izinsiz nafile oruç tutamayacaðý

782- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Kocasý yanýnda olan bir kadýn Ramazan ayý dýþýnda kocasýnýn izni olmadan bir gün bile oruç tutmasýn.” (Müslim, Zekat: 26; Ebû Dâvûd, Sýyam: 74)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Abbâs ve Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Bu hadis Ebû’z Zinad, Musa b. ebî Osman ve babasýndan Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

bölüm: 66

Ø ramazan orucunun kazasýnýn geciktirilebileceði

783- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in vefatýna kadar Ramazanlarda tutamadýðým oruçlarýn kazasýný Þaban ayýnda kaza ederdim.” (Buhârî, Savm: 39; Müslim, Sýyam: 26)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Tirmîzî: Bu hadisin bir benzerini Yahya b. Saîd el Ensarî, Ebû Seleme ve Âiþe’den rivâyet etmiþtir.

bölüm: 67

Ø yanýnda yemek yenen, oruçlu kimsenin deðeri ve kýymeti

784- Ümmü Umare (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Oruç tutmayan kimseler oruçlunun yanýnda yemek yerlerse melekler o oruçlu için dua ve istiðfar ederler.” (Ýbn Mâce, Sýyam: 46)

ž Tirmîzî: Þu’be bu hadisi Habib b. Zeyd’den, Leylâ’dan, ninesinden ve Ümmü Umare’den benzeri þekilde rivâyet edilmiþtir.

785- Ümmü Umare (r.anha)’nýn kýzý Ka’b el Ensarîyye’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) Ümmü Umare’nin evine geldi o da ona yemek ikram etti. Rasûlullah (s.a.v.)’de ona “Sende ye” buyurdular. Ümmü Umare; “Ben oruçluyum” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Oruçlunun yanýnda yemek yendiði zaman onlar yemeði býrakýncaya kadar veya doyuncaya kadar melekler oruçlu için dua ve istiðfar ederler.” ( Ýbn Mâce, Sýyam: 46)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

786- Ümmü Umare (r.anha)’nýn kýzý Ka’b’den, Muhammed b. Beþþâr bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiþ olup “Yemeði býrakýncaya veya doyuncaya kadar” bölümünü söylemedi. (Ýbn Mâce, Sýyam: 48)

ž Tirmîzî: Ümmü Umare, Habib b. Zeyd el Ensarî’nin ninesidir.

bölüm: 68

Ø hayýzlý kimsenin namazý deðil orucu kaza ettiði

787- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) zamanýnda hayýz görür ve temizlenirdik bize orucu kaza etmemizi emreder, namazý kaza etmemizi emretmezdi.” (Buhârî, Hayz: 21; Müslim, Hayz: 15)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasendir. Muâze ve Âiþe’den de ayný þekilde rivâyet edilmiþ olup ilim adamlarý bu hadisle amel ederler, hayýzlý kadýnýn orucu kaza edip namazý kaza etmemesi konusunda farklý bir görüþ olduðunu bilmiyoruz.

Tirmîzî: Ubeyde; Ýbn Muattýb ed Dabbî el Küfî’dir. “Ebû Abdulkerim” diye künyelenir.

bölüm: 69

Ø oruçlunun aðýz ve buruna su çekmede dikkatli olmasý

788- Lakît b. Sabre (r.a.)’in babasýndan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Ey Allah’ýn Rasûlü bana abdest hakkýnda bir þeyler söyle dedim.” Buyurdular ki: “Abdest organlarýný tam ve güzel bir þekilde dikkat ederek güzelce yýka parmaklarýnýn arasýna suyu geçir oruçlu olmadýðýn zamanlarda aðýz ve buruna su verirken içine iyice çek.” Ebû Dâvûd, Savm: 27; Nesâî, Tahara: 71)

ž Bu hadis hasen sahihtir. Ýlim adamlarý oruçlu kimsenin burnuna ilaç çekmesini hoþ görmemiþler ve bu iþin orucu bozacaðý kanaatindedirler. Bu konuda ve bu hadisle onlarýn bu görüþünü takviye eder mahiyettedir.

bölüm: 70

Ø misafir kimse misafir olduðu kimselerin izni olmadan nafile oruç tutmasýn

789- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Bir kimse bir kimseye misafir olursa misafir olduðu kimselerin izni olmadan nafile oruç tutmasýn.” (Ýbn Mâce: Sýyam: 54)

ž Tirmîzî: Bu hadis münkerdir. Bu hadisi Hiþâm b. Urve’den baþka güvenilir râvîlerin rivâyet ettiðini bilmiyoruz.

Musa b. Davut, Ebû Bekir el Medenî’den, Hiþâm b. Urve’den, babasýndan ve Âiþe’den benzeri bir hadis rivâyet etmiþtir ki:

Tirmîzî: Bu hadiste yukarýdaki gibi zayýftýr. Ebû Bekir el Medenî hadisçilerce zayýf görülür. Câbir b. Abdullah’tan hadis rivâyet eden Ebû Bekir el Medenî’nin adý Fadl Ýbn Mübeþþir’dir. Bu iki Ebû Bekir’den birincisi daha güvenilir olup tarih olarak ondan önce yaþamýþtýr.

bölüm: 71

Ø Peygamber (s.a.v.), itikafý nasýl yapardý?

790- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) vefat edinceye kadar Ramazan’ýn son on gününü itikaf ederek geçirirdi.” (Ýbn Mâce, Sýyam: 58; Ebû Dâvûd, Sýyam: 77)

ž Tirmîzî: Bu konuda Übey b. Ka’b, Ebû Leylâ, Ebû Saîd, Enes ve Ýbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiþtir. Tirmîzî: Ebû Hüreyre ve Âiþe hadisi hasen sahihtir.

791- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) itikaf edeceðinde Ramazan’ýn son on gününün ilk gecesinden önceki sabah namazýný kýlar ve itikaf edeceði yere girerdi.” (Buhârî, Ýtikaf: 7; Müslim, Ýtikaf: 9)

ž Tirmîzî: Bu hadis Yahya b. Saîd’den, Amre’den mürsel olarak rivâyet edilmiþtir. Mâlik ve pek çok kimse Yahya b. Saîd’den, Amre’den mürsel olarak rivâyet etmiþlerdir. Evzâî, Sûfyân es Sevrî ve baþkalarý Yahya b. Saîd’den, Amre’den ve Âiþe’den bu hadisi rivâyet etmiþlerdir. Bazý ilim adamlarý bu hadisle amel ederek derler ki: “Ýtikaf yapacak kimse sabah namazýný kýlar ve itikaf edeceði yere girer.” Ahmed ve Ýshâk b. Ýbrahim’de ayný görüþtedirler.

Bir kýsým ilim adamlarý ise: “Ýtikaf yapacak kimse itikafa girmek istediði geceden önce itikaf edeceði yere girmeli ve güneþ, o orada olduðu zaman batmalýdýr” demektedirler. Sûfyân es Sevrî ve Mâlik b. Enes bunlardandýr.

bölüm: 72

Ø kadir gecesi hangi gecedir?

792- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edildiðine göre: “Rasûlullah (s.a.v.), Ramazan’ýn son on gününde itikaf edeceði yere çekilir ve Kadir gecesini Ramazan’ýn son on gününde araþtýrýn” derdi. (Müslim, Sýyam: 40; Ýbn Mâce, Sýyam: 56)

ž Bu konuda Ömer, Übey, Câbir b. Semure, Câbir b. Abdillah, Ýbn Ömer, Feletan b. Âsým, Enes, Ebû Saîd, Abdullah b. Üneys ez Zübeyrî, Ebû Bekre, Ýbn Abbâs, Bilâl ve Ubade b. Sâmit’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âiþe hadisi hasen sahihtir. Hadiste geçen Yücâviru kelimesi itikafa girer anlamýndadýr. Peygamber (s.a.v.)’den gelen çoðu rivâyetlerde “Kadir gecesini son on günün tek günlerinde arayýn” þeklindedir.

Ayrýca Peygamber (s.a.v.)’den kadir gecesinin yirmi bir, yirmi üç, yirmi beþ, yirmi yedi, yirmi dokuz ve Ramazan’ýn son gecesi olduðu da rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Þâfii diyor ki: Allah daha iyisini bilir ama bence Rasûlullah (s.a.v.) sorularýn þekline göre cevap verdiðinden falan falan gecelerde araþtýrýn demiþtir. Bence bu konudaki rivâyetlerin en saðlamý yirmi birinci gece olduðu rivâyetidir.

Tirmîzî: Übey b. Ka’b, Kadir gecesinin yirmi yedinci gece olduðuna dair yemin eder ve þöyle derdi: Rasûlullah (s.a.v.), Kadir gecesinin alametlerini bize bildirdi bizde saydýk ve öðrendik. Ebû Kýlâbe’den þöyle dediði rivâyet edilmiþtir: “Kadir gecesi Ramazan’ýn son on günlerinde dolaþýr durur.” Ayný þekilde Abd b. Humeyd’te bize bunu Abdurrezzak’tan, Ma’mer’den ve Eyyûb’tan nakletmiþtir.

793- Zirr Ýbn Hubeyþ (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Übey b. Ka’b’a; Ey Ebûl Münzir, Kadir gecesinin yirmi yedinci gece olduðunu nereden bildin? Dedi ki: Evet biliyorum Rasûlullah (s.a.v.)’in bize haber verdiðine göre: “O öyle bir gecedir ki sabahýnda güneþ parlak olarak doðmaz” bunu böylece saydýk ve öðrendik.

Allah’a yemin ederim ki; Ýbn Mes’ûd, o gecenin Ramazan’ýn yirmi yedinci gecesi olduðunu mutlaka biliyordu. Fakat böyle bir söze güvenirler ve ibadetlerini azaltýrlar diye insanlara bu bu gecenin bu günde olduðunu söylemeyi hoþ karþýlamamýþtýr. (Müslim, Sýyam: 40; Ýbn Mâce, Sýyam: 56)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

794- Uyeyne b. Abdurrahman (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Babam þöyle anlatmýþtý: Ebû Bekre’nin yanýnda Kadir gecesinden bahsedildi de o da þöyle dedi: Benim, Kadir gecesini Ramazan’ýn son on gününde aramam Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittiðim bir hadisten dolayýdýr. Peygamber (s.a.v.)’den iþittiðime göre, þöyle buyurmuþtu: “Kadir gecesini son on günün dokuzunda, yedisinde, beþinde ve üçünde veya son gecede arayýn.” Ebû Bekre, Ramazan’ýn yirmi gününde normal olarak bir yýl içindeki kýldýðý namaz gibi namaz kýlar son on gün gelince olanca gücünü harcayarak Kadir gecesini bulmaya ve deðerlendirmeye çalýþýrdý. (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 73

Ø Rasûlullah (s.a.v.), Ramazan’ýn son on gününde ne yapardý?

795- Ali (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.), Ramazan’ýn son on gününde aile fertlerini ibadet etmeleri için uyandýrýrdý.” (Müslim, Ýtikaf: 3; Buhârî, Teravih: 6)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

796- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.); Ramazan’ýn son on gününde ibadet ve kulluk için gösterdiði çabayý baþka zamanlarda göstermezdi. (Müslim, Ýtikaf: 3; Buhârî, Teravih: 6)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahih garibtir.

bölüm: 74

Ø kýþýn kýsa günlerde tutulan oruç zahmetsizdir

797- Âmir b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Soðukta elde edilen ganimet kýþ günlerinde tutulan oruçtur.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis mürseldir. Çünkü Âmir b. Mes’ûd, Rasûlullah (s.a.v.)’e yetiþmemiþtir. Ýbrahim b. Âmir el Kureþî’nin babasýdýr. Þu’be ve Sevrî kendisinden hadis rivâyet etmiþtir.

bölüm: 75

Ø bakara sûresi 184. ayetinin tefsiri

798- Seleme b. Ekvâ’ (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Bakara sûresinin 184. ayeti olan: “… oruç tutmaya gücü yetmeyenlere veya zorla güç yetirip de orucu tutamayýp yiyen kimselerin üzerine bir yoksulu doyurmasý gereklidir.” Ayeti nazil olunca dileyenimiz oruç tutmaz fidye verirdi. Devamýndaki 185. ayet nazil olunca bu önceki ayeti hükümsüz kýlmýþ oldu. (Müslim, Sýyam: 25)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahih garibtir. Yezîd; Seleme b. el Ekvâ’nýn azatlý kölesi Ebû Ubeyde’nin oðludur.

bölüm: 76

Ø ramazanda yolculuða çýkarken yemek, yemek ve namazý kýsaltmak

799- Muhammed b. Ka’b (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Bir Ramazan günü yolculuða çýkmak isteyen Enes b. Mâlik’in yanýna geldim; biniti hazýrlanmýþ yolculuk elbiselerini de giyinmiþti. Yemek istedi ve yedi. Bende ona: “Bu yaptýðýn sünnet midir?” dedim. “Sünnettir” dedi ve binitine bindi. (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

800- Muhammed b. Ka’b’tan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Enes b. Mâlik’e Ramazanda geldim…” dedi ve önceki hadisin bir benzerini bize nakletti. (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasendir. Muhammed b. Cafer, Ebû Kesir’in oðlu olup, Medîneli ve güvenilir bir kimsedir. Ýsmail b. Cafer’in de kardeþidir. Abdullah b. Cafer ise Necîh’in oðlu ve Ali b. el Medinî’nin babasýdýr. Yahya b. Maîn onun hadis konusunda zayýf olduðunu söyler.

Bazý ilim adamlarý bu hadisle amel ederek: “Yolculuða çýkacak kimsenin çýkmazdan önce evinde yemeðini yemesi gerektiðini þehrin ve köyün duvarlarý görünmez oluncaya kadar da namazý kýsaltmasý gerektiðini” söylerler Ýshâk b. Ýbrahim el Hanzalî de ayný kanaattedir.

bölüm: 77

Ø oruçlunun armaðaný nedir?

801- Hasen b. Ali (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Oruçlunun armaðaný koku cinsinden sürünülecek þeyler, tütsülenecek malzemelerdir.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis garibtir. Senedi pek saðlam deðildir. Bu hadisi sadece Sa’d b. Tarif’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Sa’d b. Tarif’in hadiste zayýf olduðu söylenmiþtir. Umeyr b. Me’mûm da ayný þekilde zayýf görülenlerdendir.

bölüm: 78

Ø ramazan ve kurban bayramý ne zamandýr?

802- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Ramazan bayramý; Müslümanlarýn oruçlarýný açtýklarý gün, Kurban bayramý ise; Müslümanlarýn kurban kestikleri gündür.” (Ýbn Mâce, Sýyam: 9)

ž Tirmîzî: Muhammed’e sordum; Muhammed b. Münkedir, Âiþe’den hadis iþitmiþ midir? Muhammed “Evet” dedi ve rivâyetinde “Âiþe’den iþittim” diyor.

Tirmîzî: Bu hadis bu þekliyle hasen garib sahihtir.

bölüm: 79

Ø Rasûlullah (s.a.v.), on günden fazla itikaf yapmýþmýdýr?

803- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), Ramazan’ýn son on gününde itikaf yapardý. Bir sene itikaf yapmamýþtý ki; bir sonraki yýl, yirmi gün itikaf yaptý.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Enes b. Mâlik rivâyeti olarak bu hadis hasen sahih garibtir. Ýlim adamlarýndan bir kýsmý niyetine göre tamamlayamayan itikafýný bozan kimseye kaza etmesi gerekir derler ve þu hadisi delil olarak kullanýrlar: “Rasûlullah (s.a.v.) bir defasýnda itikaftan çýktý ve onun yerine Þevval ayýnda on gün itikaf yapmýþtý.” Mâlik bu görüþtedir.

Bir kýsým ilim adamlarý ise: Ýtikaf yapmayý adak olarak ortaya koyup kendine vâcib hale getirmemiþ ise nafile olarak yaptýðý bir ibadeti bozmuþ ise kaza etmesi gerekmez. Ancak kendi arzu ve isteði ile yaparsa olabilir. Ama böyle kaza etmek kendisine vâcib deðildir. Þâfii’nin görüþü de budur. Þâfii diyor ki: “Hac ve Umre ibadetleri dýþýnda yapmak mecburiyeti olmadýðýn bir ibadete giriþir sonra da ondan vazgeçer veya bozarsan kaza etmen gerekmez.”

Bu konuda Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

bölüm: 80

Ø itikaf yapan hangi ihtiyacý için mescidden çýkabilir?

804- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) itikafta iken mescide bitiþik olan odasýndan bana baþýný uzatýr ben de saçlarýný tarardým. Sadece tuvalet ihtiyacý için itikaf ettiði yerden çýkar eve girerdi.” (Buhârî, Hayz: 3; Müslim, Hayz: 3)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Pek çok kimse bu hadisi Mâlik, Þihâb, Urve, Amre ve Âiþe’den rivâyet etmiþlerdir. Bazý kimselerde Mâlik, Ýbn Þihâb, Urve, Amre ve Âiþe’den rivâyet etmekte olup sahih olan Urve, Amre, Âiþe rivâyetidir.

805- Leys b. Sa’d (r.a.)’in, Ýbn Þihâb’tan, Urve, Amre ve Âiþe’den rivâyet ettiði hadis-i þerife göre: Ýlim adamlarý; itikafa giren kimsenin sadece insanî ihtiyaçlarý olan küçük ve büyük abdestini gidermek için itikaf yerinden çýkabileceðine topluca karar vermiþlerdir.

ž Diðer konularda yani hasta ziyareti, cumaya katýlmak ve cenazeye katýlmak gibi durumlarda farklý görüþler ortaya koymuþlardýr. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonrakilerden bir kýsmý itikafa girerken cumaya katýlacaðýný, cenazeye katýlacaðýný ve hasta ziyaret edeceðini þart koþmuþ ise bu þart koþtuðu þeyleri yapabilir.

Sûfyân es Sevrî ve Ýbn’ül Mübarek bu görüþtedir. Bir kýsým ilim adamlarý ise bunlardan hiçbirini yapamaz diyorlar ve itikafa girecek kimsenin bir þehrin Cuma kýlýnan bir mescidinde girmesi gerektiðini söylüyorlar. Ýtikaf yerinden Cumaya gitmesini hoþ karþýlamýyorlar ve Cumayý terk etmesine de cevaz vermiyorlar ve “Ýtikafa sadece Cuma kýlýnan bir camide girmesi gerekir” diyorlar böylece sadece tuvalet ihtiyacý için çýkabileceðini diðerleri için itikaf yerini terk etmesinin itikafýný bozacaðý görüþündedirler. Þâfii ve Mâlik gibi; Ahmed; Âiþe’nin hadisine göre: “Hastayý ziyaret edemez cenazeye de katýlamaz” demektedirler.

Ýshâk ise: Ýtikafa girmeden önce þart koþmuþ ise; “Cenazeye de katýlabilir hastayý da ziyaret edebilir” demektedirler.

bölüm: 81

Ø ramazan gecelerini deðerlendirmek

806- Ebû Zerr (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber oruç tuttuk Ramazan ayýnýn son haftasýna kadar bize farz namazdan baþka bir namaz kýldýrmadý. Ramazan’ýn bitmesine bir hafta kala gecenin üçte biri geçinceye kadar namaz kýldýrdý altýncý gün namaz kýldýrmadý beþinci gün gecenin yarýsýna kadar bize namaz kýldýrdý. Bizde dedik ki: “Ey Allah’ýn Rasûlü bu gecenin geri kalan kýsmýnda da bize nafile namaz kýldýrsanýz?” Bunun üzerine þöyle buyurdu: “Her kim imam namazý bitirinceye kadar onunla namaz kýlarsa geceyi ibadet etmiþ gibi sevap yazýlýr.”

Sonra Ramazan ayýnýn son üç günü kalýncaya kadar bize namaz kýldýrmadý üçüncü gün kýldýrdý çoluk çocuðunu da çaðýrdý ve “Felah” geçirme korkusuna düþünceye kadar bize namaz kýldýrdý. Ebû Zerr’e “Felah” nedir? dedim. “Sahur” dedi. (Nesâî, Sehv: 103; Ýbn Mâce, Ýkame: 173)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Ramazan gecelerindeki ibadet konusunda ilim adamlarý farklý görüþler ortaya koymuþlardýr. Bir kýsmý vitr ile birlikte “kýrk bir” rekat kýlýnmasý görüþündedirler. Medîneliler bu görüþte olup Medîne’de bu uygulama geçerlidir. Ýlim adamlarýndan pek çoðu ise: Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan Ömer, Ali ve baþkalarý tarafýndan rivâyet edilen “yirmi” rekat kýlýnmasý görüþündedirler. Sevrî, Ýbn’ül Mübarek ve Þâfii’de bu görüþtedir.

Þâfii diyor ki: Memleketimiz olan Mekke’de ben “yirmi” rekat kýlýndýðýna þâhid oldum.

Ahmed ise: Bu konuda pek çok görüþler vardýr diyor ve hiçbiri hakkýnda bir hüküm ortaya koymuyor.

Ýshâk ise: Übey b. Ka’b’tan rivâyet edilen “kýrk bir” rekat kýlmayý tercih ederim demektedir. Ýbn’ül Mübarek, Ahmed ve Ýshâk Ramazan da gece namazýnýn imamla kýlýnmasý gerektiðini tercih etmiþtir.

Þâfii ise: Okumasý düzgün olan kimsenin kendi baþýna kýlabileceðini tercih etmektedir. Bu konuda Âiþe, Numân b. Beþîr ve Ýbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

bölüm: 82

Ø oruçlu kimseye iftar veren kimsenin deðer ve kýymeti

807- Zeyd b. Hâlid el Cühenî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Her kim bir oruçluya iftar yemeði verirse kendisine onun sevâbý kadar sevap vardýr oruçlunun sevâbýndan bir þey eksiltmeksizin.” (Ýbn Mâce, Sýyam: 45)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 83

Ø ramazan gecelerini ibadetle deðerlendirmeye teþvik

808- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre; Rasûlullah (s.a.v.) kesinlikle emretmeksizin Müslümanlarýn Ramazan gecelerini ibadetle geçirmelerini teþvik ederek þöyle buyururdu: “Her kim inanarak ve karþýlýðýný da Allah’tan bekleyerek Ramazan gecelerini ibadetle deðerlendirirse o kimsenin geçmiþ günahlarý baðýþlanýr.” Ramazan geceleri bu þekilde deðerlendirilirken Rasûlullah (s.a.v.) vefat etti Ebû Bekir (r.a.)’ýn halifeliði döneminde ve Ömer (r.a.)’ýn halifeliðinin baþlarýna kadar bu þekilde devam etti. (Müslim, Salatül Müsafirin: 25; Ebû Dâvûd, Ramazan: 1)

ž Bu konuda Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir. Bu hadis ayný þekilde Zührî, Urve ve Âiþe’den de rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.