9: NÝKAH BÖLÜMleri

bölüm: 1

Ø Evlenmeyi teþvik ve evlenmenin deðer ve kýymeti

1080- Ebû Eyyûb (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Dört þey tüm peygamberlerin sünnetlerindendir. Utanma duygusu, güzel koku sürünmek, misvak kullanmak ve evlenmek.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu konuda Osman, Sevbân, Ýbn Mes’ûd, Âiþe, Abdullah b. Amr, Ebû Necîh, Câbir ve Akkâf’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Eyyûb hadisi hasen garibtir.

Mahmûd b. Hýdaþ el Baðdadî Abbâd b. Avvam yoluyla Mekhûl, Ebûþ Þimal Ebû Eyyûb’tan, Hafs rivâyetinin bir benzerini rivâyet etmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis Hüþeym, Muhammed b. Yezîd el Vâsitî ve Ebû Muaviye ve pek çok kimse tarafýndan Haccac, Mekhûl ve Ebû Eyyûb’den rivâyet edilmiþ olup senedinde Ebûþ Þimal’i zikretmemiþlerdir. Hafs b. Gýyas ve Abbâd b. Avvam hadisi daha sahihtir.

1081- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Bir gün Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber çýkmýþtýk. Bizler hiçbir þeye gücü yetmeyen gençlerdik bize hitaben buyurdular ki: “Ey gençler grubu, sizden kimin evlenmeye gücü yetiyorsa evlensin çünkü evlilik gözü harama karþý iyi korur. Irz ve namusu da daha koruyucudur. Evlenmeye gücü yetmeyenleriniz ise oruç tutsun çünkü oruç þehveti azaltýr.” (Buhârî, Savm: 10; Müslim, Nikah: 1)

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadisin bir benzerini Hasen b. Ali el Hallâl, Abdullah b. Nümeyr vasýtasýyla A’meþ ve Umare’den bize aktarýlmýþtýr.

Tirmîzî: Pek çok kimse bu hadisi bu senedle A’meþ’den rivâyet etmiþtir. Ebû Muaviye ve Muhâribî bu hadisin bir benzerini A’meþ’den, Ýbrahim’den, Alkame’den ve Abdullah b. Mes’ûd’tan bize aktarmýþlardýr.

Tirmîzî: Her iki hadiste sahihtir.

bölüm: 2

Ø ruhbaniyet (evlenmemek) islamda yoktur

1082- Semure (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.), evlenmemek þeklindeki ruhbanlýk modelini yasakladý.” (Nesâî, Nikah: 4)

ž Tirmîzî: Zeyd b. Ahzem’in rivâyetinde þu fazlalýk yer almaktadýr: Katâde Ra’d sûresi 38. ayetini okudu: “Hiç þübhesiz senden önce de peygamberler gönderdik onlara da eþler ve çocuklar verdik…”

Tirmîzî: Bu konuda Sa’d, Enes b. Mâlik, Âiþe ve Ýbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Semüre hadisi hasen garibtir. Bu hadisi Eþ’as b. Abdulmelik; Hasan, Sa’d b. Hiþâm ve Âiþe’den benzeri þekilde rivâyet etmiþtir. Her iki rivâyetinde sahih olduðu söylenir.

1083- Sa’d b. ebî Vakkâs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), Osman b. Maz’un’un dünyadan el etek çekmek konumundaki, kadýnlardan uzak kalmak için yaptýðý yemini kabul etmeyip reddetmiþti. Eðer ona izin verseydi kendimizi hadým yapardýk.” (Buhârî, Nikah: 8; Müslim, Nikah: 1)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 3

Ø evlendirmede dindar olaný tercih edin

1084- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Dinini ve ahlakýný beðendiðiniz bir kimse, kýzýnýza talib olursa onunla kýzýnýzý evlendiriniz. Böyle yapmazsanýz yeryüzünde bir fitne ve büyük bir ahlakî bozulma meydana gelecektir.” (Ýbn Mâce, Nikah: 46; Buhârî, Nikah: 16)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Hatîm el Müzenî ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre’nin bu hadisinin senedindeki Abdulhamid b. Süleyman konusundaki farklý görüþler olup, Leys b. Sa’d bu hadisi Ýbn Aclan ve Ebû Hüreyre’den mürsel olarak rivâyet etmiþtir.

Tirmîzî: Muhammed diyor ki: Leys’in rivâyeti daha uygun olup Abdulhamid tarafýndan rivâyet edilen hadis makbul sayýlmaz.

1085- Ebû Hatîm el Müzenî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Dinini ve ahlakýný beðendiðiniz bir kimse size dünür olarak gelirse kýzýnýzý ona nikahlayýn. Böyle yapmazsanýz, yeryüzünde fitne ve bozgunculuk olacaktýr.” Ey Allah’ýn Rasûlü! Dediler: “Eðer o kimsede mal ve denklik olarak bir eksiklik olursa ne olacak? Buyurdular ki: Üç kere “Dinini ve ahlakýný beðendiðiniz size gelirse kýzýnýzý onunla mutlaka nikahlayýn.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir. Ebû Hatîm el Müzenî, Peygamberi görmüþ ve sohbet etmiþ bir kimse olup bu hadisten baþka rivâyetini bilmiyoruz.

bölüm: 4

Ø kadýn hangi özelliklerden dolayý nikahlanýr?

1086- Câbir (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Bir kadýnla üç özelliðinden dolayý evlenilir; Dini, Malý, ve Güzelliði, sen dindar olaný seçki devamlý bereketler içerisinde olasýn.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu konuda Avf b. Mâlik, Âiþe, Abdullah b. Amr ve Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Câbir hadisi hasen sahihtir.

bölüm: 5

Ø evlenilecek kadýna bakýlabilir

1087- Muðýre b. Þu’be (r.a.)’den rivâyete göre, kendisi bir kadýna dünür olmuþtu da Peygamber (s.a.v.) ona þöyle buyurdu: “Evleneceðin kadýna önceden bak çünkü anlaþabilmeniz ve birbirlerinizi sevebilmeniz için bu gerekli bir þarttýr.” (Müslim, Nikah: 12; Buhari, Nikah: 36)

ž Bu konuda Muhammed b. Mesleme, Câbir, Ebû Humeyd ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasendir. Bazý ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar ve evlenecek erkeðin kadýnýn haram olmayan (el ve yüz) yerlerine bakmasýnda bir sakýnca yoktur derler. Ahmed ve Ýshâk bu kanaattedirler.

Hadiste geçen: “Ahra en yü’deme beyneküma” ifadesinin manasý: “Birbirinizi sevebilmeniz için bu gereklidir” demektir.

bölüm: 6

Ø nikahýn gizli deðil ilan edilerek yapýlmasý

1088- Muhammed b. Hatýb el Cumahî’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Haram olan nikah: “Evlilikle helal olan evlilik arasýndaki ayýrýcý özellik def çalmak ve duyurmaktýr.” (Nesâî, Nikah: 72; Buhârî, Nikah: 49)

ž Bu konuda Âiþe, Câbir, Rubeyyi binti Muavviz’den de hadis rivâyet edilmiþtir. Tirmîzî: Muhammed b. Hatýb’ýn hadisi hasendir.

Ebû Belc’in adý Yahya b. ebî Süleym’dir. Ayný þekilde Ýbn Süleym’de denilir. Muhammed b. Hatýb küçük çocuk iken Peygamber (s.a.v.)’i görmüþtür.

1089- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur. Nikahý gizli deðil ilan ederek yapýn kalabalýk yerler olan mescidler gibi kalabalýklarla yapýn nikah yapýldýðý belli olmasý için def çalýn.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu konudaki bu hadis garib hasendir. Ýsa b. Meymun el Ensarî’nin hadis konusunda zayýf olduðu kaydedilmiþtir. Ýbn ebî Necîh’den tefsir rivâyet eden Ýsa b. Meymun güvenilen bir kimsedir.

1090- Muavviz kýzý Rübeyyi’ (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) gelin olduðumun ertesi günü gelip yanýma girdi senin þimdi oturduðun gibi yataðýmýn üzerine oturdu. Bu arada bazý kýz çocuklarý bizim için def çalmakta ve babalarýmýzdan Bedir günü þehîd düþen kimselerin kahramanlýklarýný dile getirmekte idiler. Bu kýzlardan birisi: “Þu anda aramýzda bir Peygamber var, yarýn ne olacaðýný bilir” dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) o kýza: “Bunu býrak da önceden söylemekte olduðun sözleri söyle” buyurdu. (Buhârî, Nikah: 48; Ebû Dâvûd, Edeb: 51)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 7

Ø evlenen kimselere tebrik için ne söylenir?

1091- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) evlenen bir kimseyi tebrik edeceði zaman; “Allah sana da ona da ömür amel ve rýzk yönünden bereketler versin. Hep hayýr içerisinde birlikte olasýnýz” derdi. (Ýbn Mâce, Nikah: 23; Nesâî, Nikah: 73)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ali b. ebî Tâlib’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.

bölüm: 8

Ø evli kimseler cinsel iliþki anýnda ne söylemeli?

1092- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Sizden biriniz karýsýna cinsel iliþkide bulunacaðý zaman þöyle desin: “Allah’ýn adýyla Allah’ým! Bizi þeytandan uzak kýl ve onun þerrinden koru bize vereceðin neslimizden þeytaný ve þerrini uzaklaþtýr” der ve o iliþkiden bir çocuk meydana gelirse þeytan ona zarar veremez. (Ýbn Mace, Nikah: 16)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 9

Ø Rasûlullah (s.a.v.), Âiþe anamýzla hangi ayda evlenmiþti?

1093- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) beni Þevval ayýnda nikahladý ve Þevval ayýnda zifaf yaptý.” Âiþe (r.anha) kadýnlara þevval ayýnda zifaf yapýlmasýný müstehab sayardý. (Nesâî, Nikah: 77)

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadisi sadece Sevrî’nin Ýsmail’den yaptýðý rivâyetiyle bilmekteyiz.

bölüm: 10

Ø düðün ziyafeti nasýl ve ne kadar olmalý?

1094- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.), Abdurrahman b. Avf’ýn üzerinde damat olanlarýn süründükleri sarý bir boya izi gördü ve “ne bu” diye sordu. Bunun üzerine Abdurrhman b. Avf: “Beþ dirhem aðýrlýðýndaki altýnla, bir kadýnla evlendim” dedi. Rasûlullah (s.a.v.): “Allah bu düðünü senin için mübarek eylesin bir koyunla bile olsa düðün ziyafeti ver” buyurdular. (Buhârî, Nikah: 68; Müslim, Nikah: 89)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Mes’ûd, Âiþe, Câbir, Züheyr b. Osman’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Enes hadisi hasen sahihtir.

Ahmed b. Hanbel diyor ki: Altýndan bir çekirdek aðýrlýðý: “Üç dirhem ve üçtebir dirhem aðýrlýðý kadardýr.” Ýshâk ise: Beþ dirhem ve üçtebir dirhem aðýrlýðý kadardýr.

1095- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.): “Huyey kýzý Safiyye için kavut ve hurmadan düðün yemeði vermiþti.” (Ýbn Mâce, Nikah: 24)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir.

1096- Muhammed b. Yahya Humeydî vasýtasýyla Sûfyân’dan bu hadisin benzerini bize rivâyet etmiþtir. Pek çok kimse bu hadisi Sûfyân b. Uyeyne’den, Zührî ve Enes’den rivâyet edip bu rivâyetlerinde; “Vâil’den babasýndan veya oðlundan” demiyorlar.

ž Tirmîzî: Sûfyân b. Uyeyne bu hadiste hile yapar duruma düþmüþtür. Yani bazý rivâyetinde “Vâil ve babasýndan” demekte bazý rivâyetinde de böyle dememektedir.

1097- Ýbn Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle buyurdu: “Düðünde ilk gün verilen yemek gereklidir. Ýkinci gün verilen yemekler sünnettir, üçüncü gün verilen yemekler ise gösteriþten ibarettir. Her kim bu dünyada düðün yemeðinde gösteriþ yaparsa Allah’ta ona kýyamet günü gösteriþ yapmasýna karþýlýkta bulunur.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Ýbn Mes’ûd hadisini merfu olarak sadece Ziyâd b. Abdullah’ýn rivâyetinden bilmekteyiz. Ziyâd b. Abdullah’ýn da kabul edilmeyecek ve garib rivâyetleri çoktur.

Tirmîzî: Muhammed b. Ýsmail’den iþittim Muhammed b. Ukbe’nin Veki’den þöyle naklettiðini bize haber vermiþti: “Ziyâd b. Abdullah saygýdeðer bir kiþi olmakla beraber hadis rivâyetinde yalan söylerdi.”

bölüm: 11

Ø davete icabet etmek gerekir

1098- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Çaðrýldýðýnýz zaman davete icabet ediniz.” (Buhârî, Nikah: 72)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ali, Ebû Hüreyre, Berâ, Enes ve Ebû Eyyûb’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Ömer hadisi hasen sahihtir.

bölüm: 12

Ø davetsiz düðün yemeðine giden kimse için ne yapýlýr?

1099- Ebû Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Ebû Þuayb adýndaki bir adam kasap olan kölesine bana beþ kiþiye yetecek bir yemek yap çünkü ben Rasûlullah (s.a.v.)’in yüzünden aç olduðunu anladým dedi. Bunun üzerine köle yemeði yaptý Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber oturanlarý davet etmek üzere haber gönderdi. Rasûlullah (s.a.v.) kalkýp giderken davet edildiði anda yanýnda olmayan bir kimse de ona uyup onlara katýldý. Rasûlullah (s.a.v.) davet edildikleri evin kapýsýna varýnca ev sahibine: “Davet ettiðin an bizimle beraber olmayan bir kimse de bize takýlýp gelmiþtir, izin verirsen o da girecektir” buyurdu. Ev sahibi de izin veriyoruz buyursun dedi. (Buhârî, Et’ýme: 57; Müslim, Eþribe: 19)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Ömer (r.a.)’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

bölüm: 13

Ø evlilikte bekar olanlarý teþvik ve tercih

1100- Câbir b. Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Bir kadýnla evlenmiþ ve Rasûlullah (s.a.v.)’e gelmiþtim, “ey Câbir evlendin mi? buyurdular. Bende “evet” dedim. “Kýz mý aldýn yoksa dul mu?” buyurdular. “Hayýr dul aldým” dedim. “Bekar bir kýz bulamadýn mý? sen onunla o da seninle oynaþýrdýnýz” buyurdu. Bende dedim ki: “Babam Abdullah öldü yedi veya dokuz çocuk býraktý onlarýn iþlerini yürütebilsin diye yaþlý ve dul birini tercih ettim” dedim. Bunun üzerine bana dua etti. (Buhârî, Nikah: 9; Ebû Dâvûd, Nikah: 3)

ž Tirmîzî: Bu konuda Übey b. Ka’b ve Ka’b b. Ucre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Câbir b. Abdullah hadisi hasen sahihtir.

bölüm: 14

Ø velisiz nikahýn uygun olmadýðý

1101- Ebû Musa (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Velisiz nikah asla caiz olmaz.” (Ebû Dâvûd: Nikah: 18; Ýbn Mâce, Nikah: 15)

ž Tirmîzî: Bu konuda Âiþe, Ýbn Abbâs, Ebû Hüreyre, Imrân b. Husayn ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

1102- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Hangi kadýna velisinin izni olmaksýzýn nikah kýyýlýrsa onun nikahý batýldýr onun nikahý batýldýr onun nikahý batýldýr. Þayet bu izinsiz nikahlanan kiþi o kadýnla beraber olursa kadýn için mehir verilmesi gerekir. Bu kadýnýn velileri iþi halledemeyip ihtilafa düþerlerse, yetkili devlet adamý bu tür velisi olmayan kimselerin velisidir.” (Ýbn Mâce, Nikah: 15)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasendir. Yahya b. Saîd el Ensarî, Yahya b. Eyyûb ve Sûfyân es Sevrî ve pek çok hadis hafýzý Ýbn Cüreyc’den bu hadisin benzerini rivâyet etmiþlerdir.

Tirmîzî: Ebû Musa’nýn hadisinde ihtilaf vardýr. Bu hadisi Ýsrail, Þüreyk b. Abdullah, Ebû Avâne, Züheyr b. Muaviye, Kays b. Rabi’, Ebû Ýshâk’tan, Bürde’den ve Ebû Musa’dan bize rivâyet etmiþlerdir.

Yine Esbat b. Muhammed, Zeyd b. Hubab ise Yunus b. ebî Ýshâk’tan, Ebû Bürde’den ve Ebû Musa’dan bize aktarmýþlardýr.

Yine Ebû Ubeyde el Haddad, Yunus b. ebî Ýshâk’tan, Ebû Bürde’den Ebû Musa’dan benzerini rivâyet etmiþler olup bu rivâyetlerinde “Ebû Ýshâk’ý” zikretmemiþlerdir.

Yine Yunus b. ebî Ýshâk, Ebû Ýshâk’tan, Ebû Bürde’den, Ebû Musa’dan ayný þekilde rivâyet etmiþlerdir.

Þu’be ve Sevrî; Ebû Ýshâk’tan ve Ebû Bürde’den “Velisiz hiçbir þekilde nikah olmaz” diye rivâyet edilmiþtir. Sûfyân’ýn bazý arkadaþlarý Ebû Ýshâk, Ebû Bürde ve Ebû Musa’dan rivâyet ederler ki bu sahih deðildir.

Tüm Ebû Ýshâk, Ebû Bürde, Ebû Musa’dan yapýlan “Velisiz asla nikah sahih olmaz” rivâyetleri bence daha sahihtir. Bu hadisi Ebû Ýshâk’tan rivâyet edenlerin hepsinden daha saðlam ve daha kavrayýþlý olan Sevrî ve Þu’be deðiþik zamanlarda Ebû Ýshâk’tan iþitmiþlerdir. Benim yanýmda ötekilerin rivâyetleri daha uygundur. Çünkü Þu’be ve Sevrî bu hadisi Ebû Ýshâk’tan ayný anda iþitmiþlerdir.

Bu olaya delil olabilecek bir hadiseyi Mahmûd b. Gaylân þöyle aktarýr. Ebû Dâvûd’tan aktarýldýðýna göre, Þu’be þöyle haber vermiþtir. Sûfyân es Sevrî’den iþittim Ebû Ýshâk’a þöyle sormuþtu: “Ebû Bürde’nin Rasûlullah (s.a.v.)’in velisiz hiçbir þekilde nikah olmaz dediðini kendisinden iþittin mi? Ebû Ýshâk’ta “Evet” dedi.

Bu hadis Þu’be ve Sevrî’nin, Mekhül’den ayný zamanda iþittiklerine iþaret ediyor. Ýsrail’in Ebû Ýshâk’tan rivâyeti saðlam ve güvenilirdir.

Muhammed b. Müsenna’dan iþittim þöyle diyordu: Abdurrahman b. Mehdî’den iþittiðime göre, þöyle aktarýyordu: “Sevrî’nin Ebû Ýshâk’tan rivâyet ettiði hadislerden ne kaçýrdýmsa Ýsrail’e güvendiðimden dolayý kaçýrmýþýmdýr. Çünkü Ýsrail, Ebû Ýshâk’ýn hadislerini daha saðlam olarak getirmiþtir.”

Tirmîzî: Âiþe’nin bu konuda rivâyet ettiði “Velisiz hiçbir þekilde nikah olmaz” hadisi bence hasendir. Ýbn Cüreyc bu hadisi Süleyman b. Musa’dan, Zührî’den, Urve’den ve Âiþe’den rivâyet etmiþlerdir.

Haccac b. Ertae ve Cafer b. Rabia, Zührî’den, urve’de ve Âiþe’den rivâyet etmiþlerdir.

Yine Hiþâm b. Urve babasýndan ve Âiþe’den bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiþtir.

Bazý hadisçiler Urve ve Âiþe’den gelen Zührî hadisi hakkýnda söz etmiþlerdir.

Ýbn Cüreyc der ki: Sonra Zührî ile karþýlaþtýðýmda kendisine sordum rivâyet etmediðini söyledi ve pek hoþ karþýlamadý bu yönden hadis zayýf kabul edilmiþtir.

Yahya b. Main’in; Þöyle dediði nakledilir: Bu hadisi Ýbn Cüreyc’den sadece Ýsmail b. Ýbrahim zikretmiþtir.

Yahya b. Main: Ýsmail b. Ýbrahim’in, Ýbn Cüreyc’den iþittiði bu þekilde deðildir. O kendi notlarýný Abdülmecid b. Abdulaziz b. ebû Revvâd’ýn yazýlarýyla karþýlaþtýrarak düzeltmiþ ve Ýbn Cüreyc’den hadis iþitmemiþtir. Diyor. Yahya; Ýsmail b. Ýbrahim’in, Ýbn Cüreyc’den rivâyetini zayýf kabul etmektedir.

Peygamber (s.a.v.)’in “Velisiz hiçbir þekilde nikah olmaz” hadisi Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan Ömer b. el Hattâb, Ali b. ebî Tâlib, Abdullah b. Abbâs ve Ebû Hüreyre’nin de bulunduðu ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar. Tabiin fýkýhçýlarýndan da ayný þekilde rivâyet ederler; “Velisiz nikah olmaz” denilmiþtir. Saîd b. Müseyyeb, Hasan el Basrî, Þüreyh, Ýbrahim Nehaî, Ömer b. Abdulaziz ve baþkalarý da bu görüþtedirler. Sûfyân es Sevrî, Evzâî, Abdullah b. Mübarek, Mâlik, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’ta ayný kanaattedirler.

bölüm: 15

Ø þâhidsiz ve belgesiz nikah caiz deðildir

1103- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Þâhidsiz ve belgesiz evlenen kadýnlar fahiþelerdir.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Yusuf b. Hammad diyor ki: Abdul A’lâ bu hadisi tefsirinde merfu olarak rivâyet etti, Talak bölümünde ise mevkuf olarak aktardý.

1104- Kuteybe (r.a.), Gunder yoluyla Muhammed b. Cafer’den, Saîd’den, Ýbn ebî Arûbe’den benzeri þekilde hadis rivâyet edip mevkuf þekilde bize aktarmýþtýr ki bu rivâyet daha saðlamdýr.

ž Tirmîzî: Bu hadis pek saðlam deðildir. Bu hadisi merfu olarak aktaran kimseyi tanýmýyoruz sadece Abdul A’lâ, Saîd ve Katâde yoluyla merfu olarak bize aktarmýþtýr. Abdul A’lâ’dan, Saîd’den bu hadis mevkuf olarak ta rivâyet edilmiþtir. Sahih olan rivâyet Ýbn Abbâs’ýn kendi sözü olan “Nikah ancak þâhidli ve belgeli olur” hadisidir.

Katâde’nin bazý arkadaþlarý Katâde, Câbir b. Zeyd ve Ýbn Abbâs’tan; “Nikah ancak þâhid ve belgeli olur” þeklinde rivâyet etmiþlerdir.

Pek çok kimse bu hadisi bu þekilde Saîd b. ebî Arûbe’den mevkuf olarak rivâyet etmiþlerdir.

Bu konuda Imrân b. Husayn, Enes ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan tabiin döneminden ve daha baþkalarýndan ilim adamlarýnýn görüþü bu hadis üzeredir ve derler ki: “Nikah ancak þâhidlerle gerçekleþir.” Geçmiþte ki ilk alimlerden bu konuda ihtilaf eden olmamýþtýr. Sadece sonraki alimlerden bir kýsmý ihtilaf etmiþ olup onlarýn ihtilafý da þâhidlerin ayný anda bulunmalarý konusundadýr.

Küfeliler ve ilim adamlarýnýn çoðunluðu: “Ýki þâhid nikah esnasýnda bulunmadýkça nikah caiz olmaz demiþlerdir.”

Medîneli bazý alimler: “Nikah ilan edilip duyurulur þâhidlerde arka arkaya getirilirse caiz olduðu” kanaatindedirler.

Mâlik b. Enes ve baþkalarý bu kanaattedirler. Ýshâk b. Ýbrahim Medînelilerden yaptýðý rivâyetle böyle söylüyor.

Bazý ilim adamlarý da: “Nikahta bir erkek iki kadýnýn þâhidliði de caizdir” demektedirler. Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

*** (Bu bölümden sonra on altýncý bölüm, Arapça orijinal nüshada atlandýðý için biz de aynen numaralandýrdýk)

bölüm: 17

Ø nikah esnasýnda konuþma yapýlýr mý?

1105- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) namazlarda ve diðer ihtiyaç anlarýnda yapýlmasý gereken teþehhüdü öðretti. Namazdaki teþehhüd þöyledir: “Dilimizle, vücudumuzla ve tüm mallarýmýzla yapýlan ibadetlerin hepsi sadece Allah’a mahsustur. Tüm kulluk ve ibadetler ondan baþkasýna yapýlamaz. En son Peygamber olan Muhammed (s.a.v.), Allah’ýn rahmeti bereketi selam ve selameti senin üzerine olsun. Yine Allah’ýn selam ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ýn hayýrlý iþler iþleyen kullarýna olsun. Ben kabul eder ve þâhidlik yaparým ki Allah’tan baþka gerçek ilah yoktur. Yine kabul eder ve þâhidlik yaparým ki Muhammed (s.a.v.), Allah’ýn kulu ve Peygamberidir.”

Diðer ihtiyaç alanlarýndaki teþehhüd ise þöyledir: “Eksiksiz tüm övgüler o Allah’a mahsustur. Daima ondan yardým diler, ondan baðýþlanmamýzý isteriz. Benliklerimizin þerrinden, iþlediðimiz iþlerin kötülüklerinden Allah’a sýðýnýrýz. Allah her kimi hidayet ve doðru yoluna iletirse onu saptýracak kimse yoktur. Kimi de saptýracak olursa onu hidayete getirecek kimse yoktur. Ve ben kabul eder ve þâhidlik yaparým ki Allah’tan baþka gerçek ilah yoktur. Ve yine kabul eder ve þâhidlik yaparým ki Muhammed (s.a.v.), Allah’ýn kulu ve peygamberidir.”

Ýbn Mes’ûd; Ve de üç ayet okunmalýdýr dedi.

Abser dedi ki: Sûfyân es Sevrî o üç ayeti þöyle açýkladý. 1- Ey iman edenler mutlaka yolunuzu Allah’ýn kitabýyla bulmaya çalýþýn ve ancak Müslüman olarak can verin (3 Âl-i Imrân: 102) 2- …Allah’a karþý daima sorumluluk bilinci duyun ve akrabalýk baðlarýný gözetin þüphesiz Allah sizler üzerinde daima gözetleyicidir. (4 Nisa: 1) 3- Ey iman edenler sizler yolunuzu daima Allah’ýn kitabýyla bulmaya çalýþýn ve her zaman hakký ve doðruyu söyleyin. (33 Ahzab: 70) (Ebû Dâvûd, Nikah: 31; Buhârî, Nikah: 48)

ž Tirmîzî: Bu konuda Adiyy b. Hatem’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Abdullah hadisi hasendir. Bu hadisi A’meþ, Ebû Ýshâk’tan, Ebûl Ahvas’tan ve Abdullah b. Mes’ûd’tan rivâyet etmiþtir. Þu’be ise: Ebû Ýshak, Ebû Ubeyde ve Abdullah b. Mes’ud’dan rivâyet etmiþtir. Þu’be ise: Ebnu Ýshak, Ebû Ubeyde ve Abdullah b. Mes’ud’dan rivâyet etmiþtir.

Her iki rivâyette sahihtir. Çünkü Ýsrail, her iki rivâyeti bir araya toplayarak Ebûl Ýshâk’tan, Ebûl Ahvas’tan, Ebû Ubeyde ve Abdullah b. Mes’ûd’tan rivâyet etmiþtir. Bazý ilim adamlarý: “Nikah konuþma yapýlmaksýzýn da caizdir” derler. Bazý ilim adamlarý ve Sûfyân es Sevrî bunlardandýr.

1106- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ýçerisinde Teþehhüd bulunmayan her konuþma çolak el gibi yarým ve noksandýr.” (Ebû Dâvûd, Nikah: 31; Buhârî, Nikah: 48)

bölüm: 18

Ø dul ve bakire’den nikah izni nasýl alýnýr?

1107- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Kendisiyle istiþare edilmedikçe dul kadýn, kendisinden izin alýnmadýkça da kýzýn nikahý kýyýlmaz, kýzýn izin vermesi ise susmasýdýr.” (Ýbn Mâce, Nikah: 11; Müslim, Nikah: 9)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ömer, Ýbn Abbâs, Âiþe ve Urs b. Amîra’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar. Dul kadýn kendisiyle istiþare edilmedikçe nikahlanmaz, babasý kendisiyle istiþare etmeksizin dul bir kadýný nikahlarsa o kadýnda bu nikahý istemezse ilim adamlarýnýn çoðunluðuna göre bu nikah hükümsüzdür.

Ýlim adamlarý bakire kýzlarýn babalarý tarafýndan evlendirilmesi konusunda ihtilaf ettiler. Küfeli ve diðer ilim adamlarýnýn çoðunluðu bir baba kýzýndan izin almadan kýzýný nikahlarsa kýz da bunu kabul etmez ise bu nikah geçersizdir. Medîneli alimlerden bir kýsmý ise kýz istemese de babanýn kýzýný nikahlamasý caizdir derler.

Mâlik b. Enes, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedirler.

1108- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Dul kadýn evleneceði kimseyi seçme konusunda kendisi velisinden daha hak sahibidir. Bekarýnda kendisinin evlendirilmesi konusunda izni alýnýr onun izni susmasýdýr.” (Ýbn Mâce, Nikah: 11; Müslim: Nikah: 9)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Þu’be ve Sevrî, Mâlik b. Enes’den rivâyet etmektedirler. Bazý kimseler velisiz nikahýn caiz olduðu hakkýnda bu hadisi delil göstermiþlerse de bu hadiste onlara delil olacak bir konu yoktur. Çünkü Ýbn Abbâs’tan çeþitli þekillerde “Velisiz nikah asla caiz olmaz” þeklinde hadis rivâyet edilmiþ olup Ýbn Abbâs da bu hadise göre fetva verip; “Velisiz nikah caiz olmaz” demektedir.

Rasûlullah (s.a.v.)’in, dul kadýn evleneceðini seçme konusunda velisinden daha fazla hak sahibidir. Sözünün manasý ilim adamlarýnýn çoðunluðuna göre, þöyledir: Velisi dul kadýný ancak emri ve rýzasýyla evlendirebilir. Rýzasý olmadan evlendirirse Hýzâm’ýn kýzý Hansa hadisine göre nikahý geçersizdir. Þöyle ki bu kadýný babasý dul iken evlendirmiþti de kendisi bu evlenmeyi istemeyince Rasûlullah (s.a.v.) o erkeðin nikahýný reddetti.

bölüm: 19

Ø yetim kýzý nikahlamak için izin alýnýr

1109- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Babasýz kýzýn nikahlanmasý için kendisinin izni alýnýr.” Eðer susarsa bu, onun izni demektir. Kabul etmezse üzerine varýlmaz. (Yani evlenme konusu kendisine ulaþtýrýlýr ve kabul etmeyip reddederse anlamýndadýr.) (Ebû Dâvûd, Nikah: 22)

Tirmîzî: Bu konuda Ebû Musa, Ýbn Ömer ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Yetim kýzlarýn evlendirilmesi konusunda ilim adamlarý deðiþik görüþler ortaya koymuþlardýr; Bir kýsmý: Yetim kýz çocuðu küçük yaþta niþanlanýrsa bu nikah akýl balið oluncaya kadar durdurulmuþ demektir. Bülûða erince bu nikahý hükümsüz kýlma ve geçerli kýlma yetkisine sahiptir. Tabiin ve sonraki dönem alimlerinden bir kýsmý bu görüþtedir.

Bir kýsým alimler ise þöyle derler: Yetimin nikahlanmasý bülûða ermeden caiz olmaz. Nikahta seçim caiz deðildir. Sûfyân es Sevrî, Þâfii ve ilim adamlarýndan bir kýsmý bu görüþtedir. Ahmed ve Ýshâk diyor ki: Yetim kýz dokuz yaþýna vardýðýnda evlendirilebilir. Kendisi razý olursa nikahý caizdir. Ergenlik çaðýna ulaþýnca seçme hakký diye bir þey yoktur. Ahmed ve Ýshâk, Âiþe’nin dokuz yaþýnda Peygamber (s.a.v.) ile evlenmesini delil olarak kullanýrlar. Âiþe der ki: “Kýz dokuz yaþýna vardýðýnda kadýn sayýlýr.”

bölüm: 20

Ø iki veli tarafýndan nikahlanan kýz ilk nikahlandýðýna aittir

1110- Semure b. Cündüp (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Herhangi bir kadýný iki ayrý veli, iki ayrý erkeðe nikahlarsa o kadýn o erkeklerden ilk nikahlanan erkeðe aittir. Her kim de bir malýný iki ayrý müþteriye satarsa o mal o iki adamdan ilk satýþ yapýlan kimseye aittir.” (Ebû Dâvûd, Nikah: 21)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasendir. Ýlim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar bu konuda bir ihtilaf olduðunu bilmiyoruz. Ýki veli iki erkeðe bir kadýný nikahlar ise ilk nikah caiz, diðer nikah hükümsüzdür. Ýki veli ikiside ayný anda nikah kýyarlarsa ikisinin de nikahý da geçersizdir. Sevrî, Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedirler.

bölüm: 21

Ø kölenin efendisinden izinsiz evlendirilmesi?

1111- Câbir b. Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Herhangi bir köle efendisinin izni olmadan evlenirse o zina etmiþ sayýlýr.” (Ebû Dâvûd, Nikah: 16)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Câbir hadisi hasendir. Bazýlarý bu hadisi Abdullah b. Muhammed b. Akil’den ve Ýbn Ömer’den rivâyet etmektedirler ki sahih deðildir. Sahih olan rivâyet Abdullah b. Muhammed b. Akýl’in, Câbir yaptýðý rivâyettir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve daha sonraki dönemlerden ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar ve derler ki: “Kölenin nikahý efendisinin izni olmadan caiz olmaz.” Ahmed, Ýshâk ve baþkalarý ihtilafsýz böyle düþünürler.

1112- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Herhangi bir köle efendisinden izinsiz evlenirse o zina etmiþ sayýlýr.” (Ebû Dâvûd, Nikah: 16)

ž Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 22

Ø evlilik için verilecek mehir miktarý ne kadardýr?

1113- Âsým b. Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Abdullah b. Âmir b. Rabia’nýn babasýndan iþittiðime göre Fezare oðullarýndan bir kadýn bir çift ayakkabý karþýlýðýnda evlendi. Rasûlullah (s.a.v.): “Bunca malýn ve kendin için bir çift ayakkabýya razý oldun mu?” Buyurdular. Kadýn ise “Evet” dedi. Rasûlullah (s.a.v.)’de onun nikahýný caiz saydý. (Ýbn Mâce: Nikah: 17)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ömer, Ebû Hüreyre, Sehl b. Sa’d, Ebû Saîd, Enes, Âiþe, Câbir ve Ebû Hadred el Eslemî’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âmir b. Rabia hadisi hasen sahihtir. Mihrin miktarý konusunda ilim adamlarý deðiþik görüþler ortaya koymuþlardýr. Bazýlarý: “Her iki tarafýn razý olduklarý miktardýr” demektedirler. Sûfyân es Sevrî, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Mâlik b. Enes der ki: Mehir çeyrek dinardan az olamaz.

Bazý küfeliler ise: Mehir on dirhemden aþaðý olamaz derler.

bölüm: 23

Ø Kur’ân öðretmek mehir yerine geçer mi?

1114- Sehl b. Sa’d es Saidî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’e bir kadýn gelerek; “Ben kendimi sana hibe ettim diyerek uzun süre bekledi.” Bunun üzerine bir adam: “Ey Allah’ýn Rasûlü! O kadýna ihtiyacýn yoksa onu bana nikahla” dedi.

Rasûlullah (s.a.v.): “O kadýna mehir olarak vereceðin bir þeyin var mý? buyurdu. Adam: “Sadece þu elbisem var” dedi. Rasûlullah (s.a.v.): “Elbiseni o kadýna verdiðinde sen elbisesiz kalacaksýn bir þeyler bulmaya çalýþ” buyurdu. Adam: “Bulamam” dedi. Rasûlullah (s.a.v.): “Bir demir yüzük bile olsa bulmaya çalýþ” buyurdu. Sehl b. Sa’d diyor ki: Adam arandý fakat bir þey bulamadý. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): “Kur’ân’dan ezberinde olan bir þey var mý? dedi. Adam: “Falan falan sûreler ezberimdedir” dedi ve isimlerini saydý, Rasûlullah (s.a.v.): “Kur’ân’dan ezberinde olan sûreleri o kadýna öðretme karþýlýðýnda o kadýný sana nikahladým” buyurdular. (Müslim, Nikah: 13; Nesâî, Nikah: 69)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Þâfii uygulamalarýný bu hadisle yapar ve þöyle der: “Erkeðin kadýna mehir olarak vereceði bir þeyi yoksa Kur’ân’dan öðreteceði bir sûre karþýlýðýnda nikahlarsa nikahý caizdir.”

Bazý ilim adamlarý da: “Nikahý caizdir fakat sonradan eline geçerse benzeri mehir miktarý bir mehir vermesi gerekir” derler.

Ahmed, Ýshâk ve Küfeliler bu kanaattedirler.

1114/a- Ömer b. Hattâb (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Bakýn! Kadýnlarýn mehirlerini çok yükseltmeyin. Mehirleri çoðaltmak bu dünyada bir þeref ve Allah katýnda da iyi bir Müslümanlýk modeli olsaydý. Allah’ýn Rasûlü buna hepinizden daha layýk olurdu. Halbuki Rasûlullah (s.a.v.)’in on iki okýyye’den fazla mihir karþýlýðýnda, kadýnlardan hiçbirini kendisine nikahladýðýný ve kýzlarýndan hiçbirini de baþkalarýna nikahladýðýný bilmiyorum.” (Ebû Dâvûd, Nikah: 28; Ýbn Mâce, Nikah: 17)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebûl Acfa es Sülemî’nin adý Herm’dir. Ýlim adamlarýna göre bir Ukýyye kýrk dirhemdir. On iki Ukýyye ise dört yüz seksen dirhem eder.

bölüm: 24

Ø cariyeyi hürriyetine kavuþturup sonra onunla evlenmek

1115- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre: “Rasûlullah (s.a.v.), Safiyye’yi hürrüyetine kavuþturdu ve onunla evlenerek hürriyetine kavuþturmayý mehir saydý.” (Müslim, Nikah: 14; Nesâî, Nikah: 65)

ž Tirmîzî: Enes hadisi hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve daha sonraki dönemlerden bazý ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar. Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedir. Bazý ilim adamlarý ise cariyenin azâd edilmesinin mehir sayýlmasýný pek hoþ görmezler ayrýca mehir verilmesi gerekir derler. Fakat birinci görüþ daha sahihtir.

bölüm: 25

Ø cariyeyi hürriyetine kavuþturarak evlenmenin deðer ve kýymeti

1116- Ebû Musa (r.a.)’nýn babasýndan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.): “Üç kiþi vardýr ki onlara mükafatlarý iki kat olarak verilir;

1- Bir köle ki hem Allah’a olan kulluðunu yerine getirir hem de efendisinin hakkýný güzelce yerine getirirse karþýlýðý iki kat olarak verilir.

2- Güzel bir cariyesi bulunan kimse o cariyesi güzelce terbiye edip hürriyetine kavuþturur ve sonra da onunla evlenirse ve bu yaptýðý iþi de Allah’ýn rýzasýný kazanmak için yaparsa iki kat mükafat alýr.

3- Önceki kitaba inanan sonra kendisine ulaþan diðer Kitab’a da inanan kimseye de mükafatý iki kat olarak verilir. (Müslim, Nikah: 14; Nesâî, Nikah: 65)

ž Ýbn ebî Ömer, Sûfyân vasýtasýyla Salih b. Salih’den (ki adý Ýbn Hay’dýr.) Þa’bi’den, Ebû Bürde’den, Ebû Musa’dan mana olarak bu hadisin benzerini bize rivâyet etmiþtir.

Tirmîzî: Ebû musa hadisi hasen sahihtir. Ebû Bürde b. ebî Musa’nýn ismi Âmir b. Abdillah b. Kays’týr. Þu’be ve Sûfyân es Sevrî bbu hadisi Salih b. Hay’den rivâyet etmiþlerdir. Salih b. Hay ise Hasen b. Salih b. Hay’ýn babasýdýr.

bölüm: 26

Ø nikahlandýðý kadýnla iliþki kurmadan boþayan, o kadýnýn kýzýyla evlenebilir mi?

1117- Amr b. Þuayb (r.a.)’in babasýndan ve dedesinden rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Her hangi bir kimse bir kadýný nikahlar ve onunla iliþki kurarsa o kadýnýn kýzý o adama helal olmaz nikahlanmýþ fakat iliþki kurmadan boþamýþsa o kadýnýn kýzýný nikahlayabilir. Bir adam bir kadýný nikahlar onunla cinsel iliþki kurar veya kurmaz o kadýnýn anasýyla nikahlanmasý asla helal deðildir.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

Tirmîzî: Bu sened yönünden sahih deðildir. Çünkü bu hadisi Amr b. Þuayb’den sadece Ýbn Lehia ve Müsenna b. Sabbah rivâyet etmiþlerdir. Müsenna b. Sabbah ve Ýbn Lehia’nýn hadis konusunda zayýf olduklarý kaydedilmiþtir.

Ýlim adamlarýnýn çoðunluðu uygulamalarýný bu hadisle yaparlar ve derler ki: Bir kimse bir kadýný nikahlar ve onunla cinsel iliþkiden önce onu boþarsa o kadýnýn kýzýný kendisine nikahlamasý caizdir. Fakat bir kimse bir kadýnýn kýzý ile nikahlanýr cinsel iliþki yapmadan onu boþarsa o kýzýn annesiyle nikahlanmasý helal olmaz. (4 Nisa: 23. ayette bildirildiðine göre)

Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedirler.

bölüm: 27

Ø boþanan bir kadýn ikinci kocasýný beðenmezse ilk kocasýna dönebilir mi?

1118- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Rifâa el Kurazî’nin karýsý Rasûlullah (s.a.v.)’e geldi ve þöyle dedi: Rifâa’nýn karýsý idim beni üç talakla boþadý ve boþamayý kesinleþtirdi. Ben de Abdurrahman b. Zübeyr ile evlendim fakat bunun tenasül uzvunu elbise saçaðý gibi gevþek buldum. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): “Rifâa’ya tekrar dönmek mi istersin? Hayýr sen onun balcaðzýndan oda senin balcaðzýndan tatmadýkça ona tekrar dönemezsin.” (Nesâî, Talak: 12; Müslim, Nikah: 17)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Ömer, Enes, Rumeysa veya Gumeysa ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âiþe hadisi hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve daha sonraki dönemlerden pek çok ilim adamlarýnýn uygulamalarý bu hadisledir. Yani bir erkek karýsýný üç talakla boþarsa o kadýnda baþka bir kocayla nikahlanýr ve zifaf olmadan tekrar ondan boþanýrsa bu kadýn ilk kocasýna ikinci kocasýyla cinsel iliþkide bulunmadýkça helal olmaz.

bölüm: 28

Ø hulle yapmak ne demektir?

1119- Hâris ve Ali (r.anhüma)’dan rivâyete göre, þöyle demiþlerdir: “Rasûlullah (s.a.v.), hulle yapana da yaptýrana da lanet etmiþtir.” (Ebû Dâvûd, Nikah: 15; Ýbn Mâce, Nikah: 33)

(Hulle: Boþanan bir kadýnýn tekrar kocasýna dönebilmesi için geçici olarak baþka bir erkekle evlenmesi demektir.)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Mes’ûd, Ebû Hüreyre, Ukbe b. Âmir ve Ýbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ali ve Câbir hadisinde hastalýk vardýr. Bu hadisi ayný þekilde Eþ’as b. Abdurrahman, Mûcâlid’den, Âmir’den (Þa’bî), Hâris’den, Ali’den, Âmir ve Câbir b. Abdullah’tan rivâyet edilmiþ olup senedi pek saðlam deðildir. Çünkü Mûcâlid b. Saîd’i, Ahmed b. Hanbel’in de aralarýnda bulunduðu bazý hadis alimleri zayýf görmüþlerdir.

Abdullah b. Numeyr ise bu hadisi Mûcâlid’den, Âmir’den, Câbir b. Abdullah’tan, ve Ali’den rivâyet etmiþ olup Ýbn Numeyr bu rivayetinde vehme kapýlmýþtýr. Birinci rivâyet daha saðlam ve daha sahihtir. Muðîre, Ýbn ebî Hâlid ve pek çok kimse bu hadisi Þa’bi’den, Hâris’den ve Ali’den rivâyet etmiþlerdir.

1120- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), hulle nikahýyla evlenen kocaya ve kendisi için hulle yapýlan kocaya lanet etmiþtir.” (Nesâî, Talak: 13; Ebû Dâvûd, Nikah: 15)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Kays el Evdî’nin ismi Abdurrahman b. Servan’dýr. Bu hadis Peygamber (s.a.v.)’den pek çok þekilde rivâyet edilmiþtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar. Ömer b. Hattâb, Osman b. Afvân, Abdullah b. Amr ve baþkalarý bunlardandýr. Tabiin dönemi fýkýhçýlarý da ayný kanaattedirler. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’ta bunlardandýr.

Tirmîzî: Carûd b. Muâz’dan iþittim. Veki’den naklederek onunda bu görüþte olduðunu ve ictihat taraflarýnýn bu konudaki görüþlerinin atýlmasý gerektiðini söylemiþlerdir.

Carûd diyor ki: Vekî’, Sûfyân’dan naklederek der ki: Bir erkek bir kadýnla hulle yapmak üzere geçici bir süre için evlenir sonra da o kadýný yanýnda tutmak arzusu belirirse o kadýný yeni bir nikahla nikahlamadýkça yanýnda tutmasý helal olmaz.

bölüm: 29

Ø mut’a (geçici) nikah yasak mýdýr?

1121- Ali b. ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) kadýnlarý geçici olarak kýsa süre nikahlanmayý, ehlî eþek etlerinden yemeyi, hayber günü yasakladý.” (Ebû Dâvûd, Nikah: 13; Nesâî, Nikah: 71)

ž Tirmîzî: Bu konuda Sebre el Cühenî ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

ž Tirmîzî: Ali hadisi hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve daha sonraki dönemlerden ilim adamlarýnýn uygulamalarý bu hadise göredir. Ýbn Abbâs’tan geçici nikahýn caiz olduðuna dair bir rivâyet varsa da Rasûlullah (s.a.v.)’in geçici nikah hakkýndaki hükmü kendisine bildirilince bu sözünden dönmüþtür.

Ýlim adamlarýnýn çoðunluðu geçici nikahýn haram olduðu üzerinde birleþmiþlerdir. Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’ta bunlardandýr.

1122- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Geçici nikah Ýslam’ýn baþlangýcýnda vardý. Bir erkek tanýdýðý bulunmayan bir memlekete gidince orada kalacaðý kadar bir süre içerisinde bir kadýnla evlenirdi. O kadýnla o erkeðin eþyalarýný muhafaza eder ve gerekli hizmetlerini yaparlardý. Mü’minün sûresi 6. ayet olan: “Ancak ailelerine ve elleri altýndaki cariyelere…” ayet nazil olunca bu tür nikah kaldýrýlmýþ oldu.

Ýbn Abbâs der ki: Bu iki kadýndan baþka tüm kadýnlarla yapýlacak her türlü iliþki haramdýr. (Ebû Dâvûd, Nikah: 13; Nesâî, Nikah: 71)

bölüm: 30

Ø mehir alýp vermemek için karþýlýklý kimselerle evlenmek

1123- Imrân b. Husayn (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ýslam da celeb, ceneb ve þýðar modeli nikah yoktur. Kim zorla birinin malýný gasbederse bizden deðildir.” (Ebû Dâvûd, Nikah: 14;Ýbn Mâce, Nikah: 16)

Celeb: Zekat toplayan memurun zekat mallarýnýn yanýna gitmeden zekatý ayaðýna getirtmesi veya yarýþ yapan kimsenin atýnýn daha hýzlý gitmesi için baþkasýný hayvanýný hýzlandýrmasý için görevlendirmesi demektir.

Ceneb: Zekat verecek kimsenin zekat malýný ölçüm yapýlacak yerden uzaklaþtýrmasýdýr veya at yarýþlarýnda yarýþmayý kazanmak için yedek at bulundurmaktýr.

Þýðar: Mehir alýp vermemek için iki kiþinin birbirinin yakýnlarýndan birer kadýnla evlenmeleridir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Tirmîzî: Bu konuda Enes, Ebû Reyhane, Ýbn Ömer, Câbir, Muaviye, Ebû Hüreyre ve Vâil b. Hucr’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

1124- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.), Þýðar modeli nikahlanmayý yasaklamýþtýr.” (Ebû Dâvûd, Nikah: 14; Ýbn Mâce, Nikah: 16)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ýlim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar. Þýðar nikahýn sahih olmadýðý görüþündedirler.

Þýðar: Aralarýnda mehir olmaksýzýn bir kimsenin kýzýný nikahlamasýna karþýlýk karþý tarafýn kýzýný veya kýzkardeþini nikahlamasýndan ibarettir.

Bazý ilim adamlarý þýðar usulü nikahýn ikisi için de mehir tayin edilse bile geçersiz olduðunu ve caiz olmadýðýný söylerler. Þâfii, Ahmed ve Ýshâk böyle düþünürler.

Atâ b. ebî Rebah’tan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Her iki tarafýn da nikahlarý kabul ve tasdik ettirilerek o günkü deðerler kadar mehir takdir edilir. Küfelilerin görüþü budur.

bölüm: 31

Ø bir kýz halasýyla ve teyzesiyle birlikte bir kiþinin nikahý altýnda toplanamaz

1125- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.): “Bir kadýnýn halasý veya teyzesiyle birlikte nikah edilmesini yasakladý.” (Nesâî, Nikah: 14; Buhârî, Nikah: 28)

ž Ebû Hüreyz’in ismi Abdullah b. Huseyn’dir.

Nasr b. Ali; Abdul Â’la yoluyla Hiþâm b. Hassân’dan, Ýbn Sirin’den, Ebû Hüreyre’den bu hadisin benzerini rivâyet etmiþtir.

Tirmîzî: Bu konuda Ali, Ýbn Ömer, Abdullah b. Amr, Ebû Saîd, Ebû Umâme, Câbir, Âiþe, Ebû Musa ve Semura b. Cündüp’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

1126- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, “Rasûlullah (s.a.v.), kadýnýn halasýnýn üzerine; halanýn kardeþinin kýzýnýn üzerine veya kadýnýn teyzesinin üzerine veya teyzenin kýzkardeþinin kýzýnýn üzerine nikahlanmasýný yasakladý. Küçükler büyükler üzerine (yani kýzlar hala ve teyzeleri üzerine) büyükler de küçükler üzerine (yani hala ve teyzeler kýzlar üzerine) nikahlanmaz.” (Nesâî, Nikah: 14; Buhârî, Nikah: 28)

ž Tirmîzî: Ýbn Abbâs ve Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarýnýn çoðunluðu uygulamalarýný bu hadisle yaparlar. Aralarýnda ihtilaf olduðunu bilmiyoruz. Þöyle ki: Bir erkeðin bir kadýnla o kadýnýn halasýný ve teyzesini nikahý altýnda toplamasý caiz deðildir. Þayet bir kadýný halasýnýn üstüne veya teyzesinin üstüne veya halayý kardeþ kýzýnýn üzerine nikahlarsa sonrakinin nikahý geçersizdir. Ýlim adamlarýnýn çoðunluðu bu görüþtedir.

Tirmîzî: Þa’bî, Ebû Hüreyre’ye yetiþmiþ ve ondan hadis rivâyet etmiþtir.

Muhammed’e bu hususu sorduðumda “Doðrudur” dedi.

Tirmîzî: Þa’bî; bir adam vasýtasýyla Ebû Hüreyre’den hadis rivâyet etmiþtir.

bölüm: 32

Ø nikah esnasýnda þart koþmak

1127- Ukbe b. Âmir el Cühenî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Þartlarýn yerine getirilmeye en layýk olaný kadýnlarý kendinize helal kýldýðýnýz þartlardýr.” (Buhârî, Nikah: 54; Nesâî, Nikah: 42)

ž Ebû Musa, Muhammed b. Müsenna, Yahya b. Saîd vasýtasýyla Abdulhamid b. Cafer’den bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan bazý ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar. Ömer b. Hattâb’ta onlardan olup þöyle der: “Bir erkek bir kadýnla onu memleketinden çýkarmamak üzere evlenirse onu memleketinden çýkaramaz.” Bazý ilim adamlarý da ayný kanaattedirler. Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr. Ali’den þöyle rivâyet edilmiþtir: “Allah’ýn þartý kadýnýn þartýndan öncelikli olarak yerine getirilir.” Böyle söylemekle Ali (r.a.) sanki kadýnýn bu þartý üzerine (zaruret hicret) gibi bazý zorunluluklar çýkarsa erkek çýkabilir demektedir. Bazý ilim adamlarý da ayný zorunluluklar çýkarsa erkek çýkabilir demektedir. Bazý ilim adamlarý da ayný þekilde düþünürler. Sûfyân es Sevrî ve bazý küfeliler gibi.

bölüm: 33

Ø on tane karýsý olan bir kimse müslüman olursa ne yapmalý?

1128- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre: “Cahiliyye döneminde Gaylân b. Seleme es Sekafî’nin on karýsý vardý. Kendisiyle beraber hepside Müslüman oldular. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.), dördünü seçip diðerlerini býrakmasýný emretti.” (Ýbn Mâce, Nikah: 40; Ebû Dâvûd, Talak: 24)

Tirmîzî: Ayný þekilde Ma’mer, Zührî’den, Sâlim’den ve babasýndan bu hadisi rivâyet etmiþlerdir.

Tirmîzî: Muhammed b. Ýsmail’den iþittim þöyle diyordu: Bu hadis pek saðlam deðildir. Sahih ve saðlam olan rivâyet; Þuayb b. Ebû Hamza ve baþkalarýndan, Zührî’den ve Hamza’dan rivâyetleridir ki: “Muhammed b. Süveyd es Sekafî’den bana nakledildiðine göre Gaylân b. Seleme on kadýnla evli iken Müslüman oldu.”

Muhammed diyor ki: Zührî’nin, Sâlim’den, babasýndan rivâyeti þöyledir: “Sakifli bir adam karýlarýný boþamýþtý bunun üzerine Ömer o adama þöyle demiþti: “Ya (Haksýzlýkla) boþadýðýn karýlarýna dönersin yada kabri taþlanan Ebû Riðal gibi senin kabrini taþlarým.”

Tirmîzî: Hadisçilerin bir kýsmý bu Gaylân b. Seleme hadisine göre uygulamalarýný yaparlar. Þâfii, Ahmed ve Ýshâk da bunlardandýr.

 bölüm: 34

Ø iki kýz kardeþle nikahlý olan kimse müslüman olursa ne yapmalý?

1129- Feyrûz ed Deylemî (r.a.), babasýndan aktardýðýna göre, þöyle demiþtir: “Peygamber (s.a.v.)’e geldim ve þöyle dedim: Ey Allah’ýn Rasûlü ben Müslüman oldum, nikahým altýnda iki kýzkardeþ bulunmaktadýr. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): Ýkisinden hangisini istersen seç diðerini býrak” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Talak: 25; Buhârî, Nikah: 27)

1130- Feyrûz ed Deylemî (r.a.), babasýndan aktararak þöyle demiþtir: “Ey Allah’ýn Rasûlü ben Müslüman oldum nikahýmýn altýnda iki kýz kardeþ var ne yapmalýyým? “Ýkisinden birini seç” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Talak: 25; Ýbn Mâce, Nikah: 39)

bölüm: 35

Ø satýn aldýðý cariye hamile çýkarsa o kimse ne yapmalý?

1131- Rüveyfi’ b. Sabit (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kimsenin satýn aldýðý veya savaþta ele geçirdiði bir cariyeyi temizlenmesini beklemeden veya hamile olup olmadýðý açýklýða kavuþmadan kendi döl suyu ile onu sulamasýn.” (Ebû Dâvûd, Nikah: 44)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasendir. Rüveyfi’ b. Sabit’den deðiþik yollarla rivâyet edilmiþtir. Ýlim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar ve hamile olarak elde ettiði cariyesiyle doðum yapýncaya kadar cinsel iliþki kurmamasý görüþündedirler. Bu konuda Ebû’d Derdâ, Ýbn Abbâs, Irbad b. Sariye ve Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

bölüm: 36

Ø harbte esir alýnan kadýn evli ise ne yapýlmalýdýr?

1132- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Evtas gazvesinde payýmýza düþen esir kadýnlarýn kendi kocalarý vardý. Bu durum Rasûlullah (s.a.v.)’e bildirildi de 4 Nisa: 24. ayeti nazil oldu: “Savaþta esir olarak elinize geçen cariyeler dýþýnda tüm evli kadýnlarla evlenmeniz de Allah’ýn yasasýyla size haram kýlýnmýþtýr…” (Ebû Dâvûd, Nikah: 44)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasendir. Sevrî bu hadisi Osman el Bettî’den, Ebûl Halil ve Ebû Saîd’den rivâyet etmiþtir. Ebûl Halil’in ismi Salih b. ebî Meryem’dir.

Hemmâm bu hadisi Katâde’den, Salih b. ebî Halil’den, Ebû Alkame el Haþimî’den ve Ebû Saîd’den rivâyet etmiþtir. Bu þekilde Abd b. Humeyd bize Hemmâm’dan ve Habban b. Hilâl’den aktarmýþtýr.

bölüm: 37

Ø zina’dan elde edilen para haramdýr

1133- Ebû Mes’ûd el Ensârîyye (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), köpek alým satýmýndan elde edilen parayý, zinadan elde edilen geliri ve falcýlýktan kazanýlan parayý yasaklamýþ haram kýlmýþtýr.” (Buhârî, Büyü: 113; Müslim, Müsakat: 9)

ž Tirmîzî: Bu konuda Rafi’ b. Hadîç, Ebû Cuhayfe, Ebû Hüreyre ve Ýbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiþtir. Tirmîzî: Ebû Mes’ûd hadisi hasen sahihtir.

bölüm: 38

Ø müslüman, din kardeþinin dünür olduðuna o vazgeçmedikçe dünür olamaz

1134- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edilen bu hadis: Kuteybe, Rasûlullah (s.a.v.)’e kadar ulaþtýrarak, Ahmed b. Hanbel ise Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu diyerek bize aktarýyorlar ki hadis þöyledir: “Müslüman, Müslüman kardeþinin satýþý üzerine satýþ yapmasýn ve Müslüman kardeþinin evlenme talebinin üzerine evlenme talebinde bulunmasýn.” (Ýbn Mâce, Nikah: 10; Nesâî, Nikah: 20)

ž Tirmîzî: Bu konuda Semure ve Ýbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.

Mâlik b. Enes diyor ki: Kiþinin kardeþinin dünürlüðü üzerine dünürlük yapmasýnýn yasaklanmasýndaki hoþ olmayan taraf þudur: Bir erkek bir kadýný ister o kadýnda o erkekten hoþlanýrsa bu durumda kimsenin o kadýna gitmesi uygun olmaz.

Þâfii diyor ki: Bu “Kardeþinin dünür olduðuna dünür olmasýn” hadisinin anlamý þudur. Bir erkek bir kadýný ister, kadýnda o erkeði ister ve ona meylederse hiçbir kimsenin o kadýna dünür olma hakký yoktur. Fakat kadýnýn o erkeði beðenip ona meyletmesini bilmeden önce dünür olmasýnda bir sakýnca yoktur. Kays’ýn kýzý Fatýma hadisi buna delil olabilir. Þöyle ki: “Fatýma b. Kays, Rasûlullah (s.a.v.)’e gelerek Ebû Cehm b. Huzeyfe ile Muaviye b. ebî Sûfyân’ýn kendisine dünür olduklarýný söyledi ve Peygamber (s.a.v.)’in görüþünü almak istedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: Ebû Cehm kadýnlarýna dayak atan bir adamdýr. Muaviye ise parasýz züðürt biridir. Sen evleneceksen Üsâme’yi tercih et.”

Tirmîzî: Bize göre bu hadisin manasý: Allah daha iyisini bilir. Fatýma söylediði iki kiþiden birini beðendiðini söylememiþtir. Eðer bildirseydi üçüncü bir þahsý ona tavsiye etmezdi.

1135- Ebû Bekir b. Cehm (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Ben ve Ebû Seleme b. Abdurrahman Fatýma b. Kays’ýn yanýna gitmiþtik. Bize kocasýnýn kendisini üç talakla boþadýðýný oturacak bir yer göstermeyip yiyecek ve içecek de vermediðinden bahsetti ve dedi ki: “Benim için amca oðlunun yanýna on ölçek yiyecek býrakmýþ beþ ölçek arpa beþ ölçek buðday…”

Fatýma þöyle devam etti: Rasûlullah (s.a.v.)’e geldim durumu anlattým “Kocanýn yaptýðý doðrumudur?” buyurdular ve bana Ümmü Þerîk’in evinde iddet süresini doldurmamý emrettiler sonrada þöyle buyurdular: “Ümmü Þerîk’in evi muhâcirlerin çok girip çýktýklarý bir evdir artýk sen iddet süresini Ýbn Ümmü Mektub’un evinde doldur o gözleri görmediði için senin dýþ elbiseni üzerinden attýðýn takdirde seni görmez ve o evde daha rahat edersin iddetin biter ve sana bir dünür de gelirse bana haber ver..!”

Ýddetim bitince Ebû Cehm ve Muaviye bana dünür oldular. Fatýma diyor ki: Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.)’e gelerek durumdan haber verdim, buyurdular ki: “Muaviye parasý malý mülkü olmayan birisidir. Ebû Cehm ise kadýnlara karþý sert davranan birisidir.” Fatýma dedi ki: Sonra Üsâme b. Zeyd bana dünür olup benimle evlendi ve Allah beni Üsâme ile mutlu kýldý.” (Müslim, Talak: 6; Ebû Dâvûd, Nikah: 39)

ž Tirmîzî: Bu hadis sahihtir. Sûfyân es Sevrî bu hadisi Ebû Bekir b. ebî Cehm’den benzeri þekilde rivâyet etmiþ ve þu fazlalýðý yapmýþtýr: “Rasûlullah (s.a.v.) bana Üsâme ile evlen” buyurdu. Bu hadisi bize Mahmûd, Vekî’ yoluyla Sûfyân’dan, Ebû Bekir b. ebî Cehm’den bu þekilde rivâyet etmiþtir.

bölüm: 39

Ø azil ne demektir?

1136- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Ey Allah’ýn Rasûlü biz Azil yapmak suretiyle cinsel iliþki esnasýnda meniyi dýþarýya aktýrdýk, Yahudiler; bunu çocuklarý küçükken öldürüp topraða gömmek gibi olduðunu iddia ediyorlar dedik” bunun üzerine þöyle buyurdular: “Yahudiler yalan söylüyorlar, Allah’ýn yaratmak istediðine hiçbir þey engel olamaz.” (Buhârî, Nikah: 97; Müslim, Nkah: 22)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ömer, Berâ, Ebû Hüreyre ve Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

1137- Yine Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Kur’ân’ýn indiði vahyin gelmeye devam ettiði dönemlerde biz azil yapardýk.” (Buhârî, Nikah; 97; Müslim, Nikah: 22)

Tirmîzî: Câbir hadisi hasen sahih olup kendisinden deðiþik þekillerde rivâyet edilmiþtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve daha sonraki dönemlerden bazý ilim adamlarý azil yapmaya izin vermiþlerdir.

Mâlik b. Enes der ki: Azil konusunda hür kadýnýn izni alýnmalýdýr. Cariye için izin almaya gerek yoktur.

bölüm: 40

Ø Azil yapmak hoþ bir iþ deðildir

1138- Ebû Saîd (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’in yanýnda azil konusu anlatýldý da; “Bunu niçin yapýyorsunuz” buyurdular. (Buhârî, Nikah: 97; Müslim, Nikah: 22)

ž Tirmîzî: Ýbn ebî Ömer’in rivâyetinde þu fazlalýk vardýr: “Hiçbiriniz bunu yapmasýn” demedi. Her ikisi de rivâyetlerinde þöyle dediler: “O yaratýlmasý takdir edilmiþ bir can deðildir. Allah dilediyse onu yaratýrdý.”

Tirmîzî: Bu konuda Câbir’den de hadis rivâyet edilmiþti.

Tirmîzî: Ebû Saîd hadisi hasendir. Bu hadis Ebû Saîd’den deðiþik þekillerde de rivâyet edilmiþ olup Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönemlerden bazý ilim adamlarý azil yapmayý hoþ görmemiþlerdir.

bölüm: 41

Ø yeni evlenen kimse, yeni evlendiði hanýmýnýn yanýnda kaç gün kalmalýdýr

1139- Ebû Kýlâbe, Enes b. Mâlik (r.anhüma)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Ýstesem Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu da derim fakat Enes b. Mâlik þöyle demiþtir: “Bir erkek ikinci bir evliliði bakire biriyle yaparsa o bakirenin yanýnda bir hafta süreyle kalabilir. Ýkinci evliliði dul bir kadýnla yaparsa o dul yanýnda üç gün süreyle kalabilir gün aþýrý hanýnlarýný ziyaret etmesi gerekmez bu sünnettendir.” (Buhârî, Nikah: 101-102; Müslim, Rada: 12)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ümmü Selemeden de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Enes hadisi hasen sahihtir. Muhammed b. Ýshâk bu hadisi Eyyûb’den, Ebû Kýlâbe’den ve Enes’den merfu olarak rivâyet etmiþtir. Bazýlarý da merfu olarak rivâyet etmemiþlerdir.

Tirmîzî: Bazý ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar ve derler ki bir erkek ikinci evliliði bakire birisiyle yaparsa onun yanýnda devamlý olarak bir hafta kalýr sonra günleri ikisi arasýnda eþit olarak bölerek günaþýrý kalmaya devam eder. Ýkinci evliliði dul birisiyle yaparsa o dul yanýnda üç gün kalýr sonra günleri eþit þekilde taksim eder. Mâlik, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedirler.

Tabiin döneminden bazý ilim adamlarý da þöyle derler: “Bir kimse ikinci evliliði bakire ile yaparsa onun yanýnda üç gün kalýr, dul ise iki gün kalýr.” Birinci görüþ daha sahih ve daha saðlamdýr.

bölüm: 42

Ø birden fazla evli kimsenin hanýmlarý arasýnda eþit muamelesi

1140- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) geceleri hanýmlarý arasýnda, paylaþtýrarak adaleti saðlar ve þöyle derdi: “Allah’ým elimden gelen yapabildiðim taksimat budur. Senin gücünün yettiði benim gücüm yetmeyen hususlarda beni kýnayýp hesaba çekme.” (Ebû Dâvûd, Nikah: 37; Buhârî, Nikah: 100)

ž Tirmîzî: Âiþe hadisi bu kadardýr.

Pek çok kimse Hammad b. Seleme’den, Eyyûb’tan, Ebû Kýlâbe’den, Abdullah b. Yezîd’den ve Âiþe’den Rasûlullah (s.a.v.) “Gecelerini taksim ederdi” þeklinde rivâyet etmiþlerdir.

Hammad b. Zeyd ve pek çok kimse Eyyûb’tan, Ebû Kýlâbe’den mürsel olarak: “Rasûlullah (s.a.v.) gecelerini hanýmlarý arasýnda taksim ederdi” þeklinde rivâyet etmiþler olup Hammad b. Seleme’nin rivâyetinden bu rivâyet daha sahihtir.

1141- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Bir erkeðin iki hanýmý olur da onlar arasýnda adaletli davranmazsa kýyamet günü bir tarafý çarpýk ve düþük olarak gelir.” (Ýbn Mâce, Nikah: 18; Ebû Dâvûd, Nikah: 37)

ž Tirmîzî: Bu hadisi sadece Hemmâm b. Yahya, Katâde’den müsned olarak rivâyet etmiþtir. Hiþâm ed Destevaî, Katâde’den rivâyet ederek “denilirdi ki…” diye bize aktarmýþtýr. Bu hadisi merfu olarak sadece Hemmâm’ýn rivâyetiyle bilmekteyiz. Hemmâm güvenilir ve hadis hafýzý bir kimsedir.

bölüm: 43

Ø müþrik karý kocadan biri müslüman olursa ne olur?

1142- Amr b. Þuayb (r.a.)’in babasýndan ve dedesinden rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) kýzý Zeyneb'i yeni bir nikah ve yeni bir mehir ile kocasý Ebûl Âs b. Rabi’e geri verdi.” (Ýbn Mâce, Nikah: 18; Ebû Dâvûd, Nikah: 30)

ž Tirmîzî: Bu hadisin senedine hadisçiler tarafýndan söz edilmiþtir. Diðer hadis hakkýnda da yine söz edilmiþtir. Ýlim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar. Kadýn kocasýndan önce Müslüman olursa sonra da kocasý, kadýn iddet bekleme süresini bitirmeden Müslüman olursa iddette olduðu sürece kadýn o kocasýnýndýr. Mâlik b. Enes, Evzâî, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk ta bu görüþtedirler.

1143- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Peygamber (s.a.v.), kýzý Zeyneb’i altý yýl sonra Ebûl Âs b. Rabi’e ilk nikahý ile geri çevirdi yeni bir nikaha gerek duymadý.” (Ebû Dâvûd, Nikah: 30; Ýbn Mâce, Nikah: 18)

Tirmîzî: Bu hadisin senedinde pek sakýnca yoktur. Fakat bu rivâyetin gerçek yönünü bilmiyoruz. Bu meçhullük Dâvûd b. Husayn’ýn hafýzasýnýn zayýflýðý yönünden olabilir.

1144- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre: “Bir adam Rasûlullah (s.a.v.) zamanýnda Müslüman olarak geldi sonra da karýsý Müslüman olarak gelince o adam: Ya Rasûlullah! Benimle birlikte Müslüman olmuþtu dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) o kadýný o adama iade etti. (Ebû Dâvûd, Talak: 23; Ýbn Mâce, Nikah: 60)

ž Tirmîzî: Bu hadis sahihtir. Abd b. Humeyd’den iþittim bu hadisi Muhammed b. Ýshâk’tan bize aktarmýþtý.

Haccac’ýn Amr b. Þuayb’tan, babasýndan ve dedesinden rivâyet ettiði: Peygamber (s.a.v.), kýzý Zeyneb’i, Ebûl As’a yeni bir mehir ve yeni bir nikahla geri çevirdi” hadisi hakkýnda Yezîd b. Harun diyor ki: Ýbn Abbâs hadisi sened yönünden daha mükemmeldir. Ýlim adamlarýnýn uygulamasý Amr b. Þuayb hadisi üzeredir.

bölüm: 44

Ø evlenip mehir tayin etmeden ölen kimsenin durumu

1145- Ýbn Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre: Bir kadýnla evlenip mehrini tayin etmeden ve kendisiyle cinsel iliþki kurmadan ölen bir kimse hakkýnda soruldu da Ýbn Mes’ûd þöyle cevap verdi: “O kadýna mihri misil denilen kendi seviyesindeki kadýnlarýn mehri verilmesi gerekir ne eksik nede fazla o kadýnýn iddet süresini beklemesi gerekir. Mirastan da payýna düþeni alýr.” Bunun üzerine Ma’kýl b. Sinan el Eþcaî kalkarak dedi ki: “Rasûlullah (s.a.v.) bizim kabilenin kadýnlarýndan Vaþýk’ýn kýzý Birva’ hakkýnda da ayný senin verdiðin hükmün benzerini verdi dedi.” Bunun üzerine Ýbn Mes’ûd sevindi. (Ebû Dâvûd, Nikah: 31; Ýbn Mâce, Nikah: 18)

ž Tirmîzî: Bu konuda Cerrâh’tan da hadis rivâyet edilmiþtir. Hasan b. Ali el Hallâl, Yezîd b. Harun ve Abdurrezzak’tan her biri vasýtasýyla Sûfyân’dan, Mansur’dan geçen hadisin benzerini rivâyet etmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Mes’ûd hadisi hasen sahihtir. Bu hadis kendisinden deðiþik þekillerde de rivâyet edilmiþtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve daha sonraki dönemlerden bazý ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar, Sevrî, Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan bazý ilim adamlarý Ali b. ebî Tâlib, Zeyd b. Sabit, Ýbn Abbâs ve Ýbn Ömer bunlardandýr þöyle derler: Bir adam bir kadýnla evlenir onunla cinsel iliþki kurmadan ve bir mehir tayin etmeden ölürse; o kadýn miras alýr fakat mehir gerekmez iddet beklemesi de gerekir. Þâfii’de böyle düþünür. Þâfii diyor ki: Vaþýk’ýn kýzý Birva’ýn hadisi bence saðlam ve sabit olsaydý bu konuda bir delil olabilirdi. Þâfii’nin bu sözünden sonra Mýsýr’da tekrar Vaþýk’in kýzý Birva’ýn hadisine döndüðü de rivâyet edilmiþtir.