14: DÝYET BÖLÜMLERÝ

bölüm: 1

Ø diyet kaç deveden oluþur?

1386- Ýbn Mes’ûd (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.), yanlýþlýkla öldürülen kimsenin diyeti þu kadar deveden oluþacaðýna hüküm vermiþtir: “Ýki yaþýna girmiþ yirmi diþi deve, iki yaþýna girmiþ yirmi erkek deve, üç yaþýna girmiþ yirmi diþi deve, beþ yaþýna girmiþ yirmi diþi deve dört yaþýna girmiþ yirmi diþi deve. (Ki tamamý yüz deve ediyor) (Ýbn Mâce: Diyet: 6; Ebû Dâvûd, Diyat: 16)

ž Tirmizî: Bu konuda Abdullah b. Amr’dan, Ebû Hiþâm er Rifâî, Ýbn ebî Zaide ve Ebî Hâlid el Ahmer ve Haccac b. Ertae’den bu hadisin bir benzeri rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Ýbn Mes’ûd hadisini sadece bu þekliyle merfu olarak biliyoruz. Abdullah b. Mes’ûd’tan mevkuf alarak ta rivâyet edilmiþtir. ilim adamlarýnýn bir kýsmýnýn uygulamasý bu hadise göre olup Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Âlimler diyetin üç senede ve her sene üçte biri ödenmek suretiyle alýnabileceðine topluca hükmetmiþlerdir. Hata ile öldürme diyeti = âkile varislerin üzerine yüklenmesi görüþündedirler. Kimi âlimler ise: Âkile’nin öldüren kimsenin baba tarafýndan erkek akrabalarýndandýr demektedirler. Mâlik ve Þâfii bunlardandýr.

Bazý ilim adamlarý ise diyetin baba tarafýndan akraba olanlardan kadýn ve çocuklar dýþýnda erkekler üzerine yüklenir. Her erkek çeyrek dinar kadar ödemelidir demektedirler. Bir kýsým âlimler ise yarým dinar öder demektedirler. Bu durumda diyet ödeme iþi biterse bitmiþ olur deðilse çevre kabilelere de müracaat edilerek onlarýn ödemeleri de istenir.

1387- Amr b. Þuayb (r.a.)’ýn babasýndan ve dedesinden rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Bir kimse bir mü’mini bile bile öldürürse; öldürülen kimsenin velilerine býrakýlýr dilerlerse öldürülmesini isterler dilerlerse diyet alýrlar. Diyet ise dört yaþýna girmiþ otuz diþi deve, beþ yaþýna girmiþ otuz diþi deve, ve kýrk hamile deveden oluþur. Anlaþtýklarý bir miktar varsa o miktar onlara aittir bu hüküm diyeti aðýrlaþtýrmak için böyle verilmiþtir.” (Ebû Dâvûd, Diyât: 16; Ýbn Mâce, Diyât: 6)

ž Tirmizî: Abdullah b. Amr hadisi hasen garibtir.

bölüm: 2

Ø diyet para olarak ne kadardýr?

1388- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.), diyetin para olarak kýymetini oniki bin dirhem olarak kararlaþtýrdý.” (Ebû Dâvûd, Diyat: 16; Ýbn Mâce, Diyat: 6)

1389- Saîd b. Abdurrahman el Mahzûmî, Sûfyân b. Uyeyne vasýtasýyla Amr b. Dînâr’dan, Ýkrime’den bu hadisin benzerini rivâyet etmiþ olup bu rivâyetinde “Ýbn Abbâs’tan” dememiþtir. Ýbn Uyeyne’nin rivâyeti hakkýnda pek çok söz söylenmiþtir.

ž Tirmizî: Muhammed b. Müslim’den baþka bu hadisi Ýbn Abbâs’tan rivâyet eden kimse bilmiyoruz. Bazý ilim adamlarýnýn uygulamasý bu hadise göre olup Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr. Bazý ilim adamlarý ise diyetin on bin dirhem olduðu görüþündedirler. Sûfyân es Sevrî ve Küfeliler bunlardandýr.

Þâfii diyor ki: Ben diyetin sadece deveden olduðunu biliyorum o da yüz deve veya onun bedelidir.

bölüm: 3

Ø yaralamalardaki diyetin miktarý ne kadardýr?

1390- Amr b. Þuayb (r.a.)’ýn babasýndan ve dedesinden rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.): “kemiðe dayanacak kadar derin yaralamalarda her bir yaralama da beþer deve diyet vardýr.” (Ýbn Mâce, Diyât: 20; Ebû Dâvûd, Diyât: 18)

ž Tirmizî: Bu hadis hasendir. Ýlim adamlarýnýn uygulamasý bu hadise göredir. Sûfyân es Sevrî, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk yaralamalarda beþer deve verilmesi görüþündedirler.

bölüm: 4

Ø parmaklarýn diyeti ne kadardýr?

1391- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “El ve ayak parmaklarýnýn diyeti eþittir. Her parmak için diyet on devedir.” (Ebû Dâvûd, Diyât: 18; Ýbn Mâce, Diyât: 18)

ž Tirmizî: Bu konuda Ebû Musa ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Ýbn Abbâs hadisi bu þekliyle hasen sahih garibtir. ilim adamlarýnýn uygulamasý bu hadise göredir. Þâfii, Ahmed, Ýshâk ve Sûfyân es Sevrî bunlardandýr.

1392- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: “Þu ve þu yani serçe parmak ile baþparmak diyette eþittir.” (Ýbn Mâce, Diyât: 19; Ebû Dâvûd, Diyât: 18)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 5

Ø kýsas ve yaralamalarda hakime intikal etmeden baðýþlamak

1393- Ebûs Sefer (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Kureyþ’den bir adam Ensâr’dan bir adamýn diþini kýrmýþtý. Muaviye diþi kýran kimseye arka çýkýnca diþi kýrýlan adam Muaviye’ye: “Ey Mü’minlerin emiri bu adam benim diþimi kýrmýþtýr” dedi. Muaviye de: “Seni razý edeceðiz” dedi. Karþý taraf Muaviye üzerine baskýn çýkýp Muaviye’yi bezdirip üstün çýkmaya çalýþýnca bu iþe razý olmadý ve hasmýnla ne halin varsa kendin hallediver dedi. Muaviye’nin yanýnda oturmakta olan Ebû’d Derdâ þöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittim þöyle buyurmuþtur: Ýki kulaðýmýn iþittiði kalbimin ezberlediði o söz þöyledir: “Bir kimsenin vücuduna bir zarar gelir de onu baðýþlarsa Allah bu yaptýðý affetmeden dolayý onun derecesini yükseltir ve günahýný siler.” Ensârlý adam: “Bunu Rasûlullah (s.a.v.)’den bizzat kendin iþittin mi?” diye sordu, Ebû’d Derdâ: “Kulaklarým dinledi kalbim kavradý” dedi. Ensârlý: “O halde o diþi ona baðýþlýyorum” dedi. Muaviye: Seni mutlaka ödüllendireceðim dedi ve kendisine bir miktar mal verilmesini emretti. (Ýbn Mâce, Diyât: 35)

ž Tirmizî: Bu hadis garib olup sadece bu þekliyle bilmekteyiz. Ebûs Sefer’in, Ebû’d Derdâ’dan hadis dinlediðine ait bir bilgimiz yoktur. Ebûs Sefer’in adý; Saîd b. Ahmed Ýbn Muhammed es Sevrî olduðu da söylenmektedir.

bölüm: 6

Ø baþý taþla ezenin kýsasý nasýl yapýlýr?

1394- Enes (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Üzerinde gümüþten ziynet eþyasý olan bir cariye þehrin dýþýna çýkmýþtý. Bir Yahudi onu yakalayýp baþýný taþla ezerek ziynet eþyalarýný almýþtý. Son anlarýnda cariyeye ulaþýldý ve Rasûlullah (s.a.v.)’e getirildi de Rasûlullah (s.a.v.), sordu: Seni kim öldürmek istedi falan mý? Cariye baþý ile iþaret ederek hayýr dedi o halde falan mý? dedi. Sonunda Yahudi’nin adýný söyleyince baþý ile evet dedi ve Yahudi yakalandý, suçunu da itiraf etti. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) emretti de o Yahudi’nin baþý da ayný þekilde iki taþ arasýnda ezildi.” (Müslim, Kasame: 3; Nesâî, Kasame: 11)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. bazý ilim adamlarýnýn uygulamasý bu hadise göredir. Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr. Bazý ilim adamlarý ise: “Kýsasýn ancak kýlýçla yapýlabileceði” görüþündedirler.

bölüm: 7

Ø müslüman kimsenin öldürülmesi büyük bir felakettir

1395- Abdullah b. Amr (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Allah katýnda dünyanýn yok olmasý Müslüman bir kimsenin öldürülmesinden daha iyidir.” (Nesâî, Tahrîmüddem: 5)

ž Muhammed b. Beþþâr, Muhammed b. Cafer yoluyla Ya’la b. Atâ’dan, babasýndan, Abdullah b. Amr’dan bu hadisin bir benzerini merfu olmaksýzýn rivâyet etmiþtir.

Tirmizî: Bu rivâyet Ýbn ebî Adiyy’in rivâyetinden daha sahihtir.

Tirmizî: Bu konuda Sa’d Ýbn Abbâs, Ebû Saîd, Ebû Hüreyre, Ukbe b. Âmir, Ýbn Mes’ûd ve Büreyde’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Abdullah b. Amr hadisini bu þekilde Ýbn ebî Adiyy, Þu’be’den, Ya’la b. Atâ’dan, babasýndan Abdullah b. Amr’dan rivâyet etmiþtir. Muhammed b. Cafer ve baþkalarý Þu’be’den, Ya’la b. Atâ’dan merfu olmaksýzýn rivâyet ettiler. Ayný þekilde Sûfyân es Sevrî, Ya’la b. Atâ’dan mevkuf olarak rivâyet etmiþtir ki bu rivâyet merfu olan rivâyetten daha sahihtir.

bölüm: 8

Ø kýyamette ilk önce görülecek dava hangisidir?

1396- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Kýyamette kullar arasýnda ilk görülecek dava kan davalarýdýr.” (Buhârî, Rýkaak: 48; Müslim, Kasame: 8)

ž Tirmizî: Abdullah hadisi hasen sahihtir. Pek çok kimse bu hadisi A’meþ’den bu þekilde merfu olarak rivâyet etmiþlerdir. Bazýlarý da yine Â’meþ’ten merfu olmaksýzýn rivâyet etmiþlerdir.

1397- Yine Abdullah (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Kullar arasýnda hükme baðlanacak ilk dava kan davalarýdýr.” (Buhârî, Rýkaak: 48; Müslim, Kasame: 8)

1398- Ebûl Hakem el Becelî’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Ebû Saîd el Hudrî ve Ebü Hüreyre’den iþittim; Rasûlullah (s.a.v.)’in þöyle buyurduðunu hatýrlattýlar: “Gök ve yeryüzü halký bir Müslüman’ýn kanýný akýtmak için birleþseler, Allah onlarýn hepsini yüzüstü Cehenneme yuvarlar.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Bu hadis garibtir. Ebûl Hakem el Becelî ise Abdurrahman b. Nu’min olup Küfelidir.

bölüm: 9

Ø çocuðunu öldürene kýsas yapýlýr mý?

1399- Suraka b. Mâlik b. Cu’þum (r.a.)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber oldum, baba öldürülmesinden dolayý çocuða kýsas yapar, çocuðunu öldürdüðünden dolayý babaya kýsas uygulamazdý.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Bu hadisi Suraka’nýn rivâyetinden olduðunu sadece bu þekliyle bilmekteyiz. Bu hadisin senedi pek saðlam deðildir çünkü bu hadisi Ýsmail b. Abbâs, Müsenna b. Sabbah’tan rivâyet etmiþtir. Müsenna b. Sabbah hadiste zayýf görülen bir kimsedir. Yine bu hadis Ebû Hâlid el Ahmer vasýtasýyla Haccac b. Ertae’den, Amr b. Þuayb’den, babasýndan ve dedesinden de rivâyet edilmiþtir. yine bu hadis Amr b. Þuayb’den mürsel olarakta rivâyet edilmiþtir. Bu hadiste karýþýklýk vardýr. Ýlim adamlarýnýn uygulamasý bu hadise göre olup; “Bir baba oðlunu öldürdürse onun karþýlýðýnda kendisi öldürülmez yine bir baba oðluna zina suçu isnad ettiðinde de kazf cezasý tatbik edilmez.”

1400- Ömer b. Hattâb (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’in þöyle buyurduðunu iþittim: “Çocuðunu öldürmesi sebebiyle babaya kýsas uygulanmaz.” (Ýbn Mâce, Diyât: 22)

1401- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Cezalar mescidlerde uygulanmaz! Baba çocuðunu öldürmesi sebebiyle öldürülmez.” (Ýbn Mâce, Diyat: 22)

ž Tirmizî: Bu hadisi merfu olarak bu senedle sadece Ýsmail b. Müslim’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Ýsmail b. Müslim; Mekkelidir. Bazý hadisçiler bu kimse hakkýnda hafýzasý yönünden söz etmiþlerdir.

bölüm: 10

Ø müslümanýn kaný üç þeyden dolayý helaldir

1402- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Allah’tan baþka itaat edilecek kimse tanýmayan benim de Allah’ýn kulu ve elçisi olduðumu kabul ederek Müslüman olan kiþinin kaný ancak þu üç þeyden biri ile helal olur; 1- Zina eden evli kimse, 2- Cana karþý can, 3- Dinini terk edip Ýslam cemaatinden ayrýlan kimse.” (Ebû Dâvûd, Hudud: 1)

ž Tirmizî: Bu konuda Osman, Âiþe ve Ýbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Ýbn Mes’ûd hadisi hasen sahihtir.

bölüm: 11

Ø islam devletinin himayesi altýnda bulunan müslüman olmayan bir kiþi öldürülürse öldürenin durumu nedir?

1403- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Dikkat edin Allah’ýn ve Rasûlünün güvencesi altýnda bulunan bir kimseyi her kim öldürürse Allah’a verdiði sözü bozmuþ olur ve Cennetin kokusunu bile koklayamaz. Oysa Cennetin kokusu yetmiþ yýllýk mesafeden duyulur.” (Ýbn Mâce, Diyât: 32)

ž Tirmizî: Bu konuda Ebû Bekre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Bu hadis Ebû Hüreyre’den deðiþik þekillerde de rivâyet edilmiþtir.

bölüm: 12

Ø Rasûlullah (s.a.v.), islam devleti güvencesindeki öldürülen kimselere ne kadar diyet takdir etti?

1404- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre: “Peygamber (s.a.v.), Âmir kabilesine mensub iki kiþinin hata ile öldürülmesi üzerine onlarýn velilerine Müslüman’a ödenecek kadar diyet verdi. Çünkü bu iki kimse Rasûlullah (s.a.v.)’den güvence almýþlardý.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Bu hadis garibtir. Sadece bu þekliyle bilmekteyiz. Ebû Sa’d el Bakkal’ýn ismi Saîd b. Merzuban’dýr.

bölüm: 13

Ø öldürülenin ailesi ve yetkililer ya kýsas ister ya da affeder

1405- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Allah fethini Peygamberine nasip edince Allah’a hamd-ü sena ederek bir konuþma yaptý ve þöyle dedi: Her kimin bir yakýný öldürülmüþ ise o kimse iki görüþten birini seçmek durumundadýr. Ya affedecek veya kýsas yapýlmasýný isteyecektir.” (Buhârî, Diyât: 7; Ýbn Mâce, Diyât: 3)

ž Tirmizî: Bu konuda Vâil b. Hucr, Enes, Ebû Þüreyh, Huveylid b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

1406- Ebû Þureyh el Ka’bî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Mekke’yi mukaddes kýlan insanlar deðil! Allah, mukaddes kýlmýþtýr. Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse orada asla kan dökmesin ve hiçbir aðacýný da kesmesin. Rasûlullah (s.a.v.)’e fetih günü adam öldürmek mübah kýlýndý diyerek bir kimse öldürmeye ruhsat vermeye kalkýþýrsa dikkat edin onu muayyen bir zaman bana mübah kýlmýþtýr herkese deðil… Kýyamete kadar da haramlýðý ve mukaddesliði devam edecektir. Siz ey Huzaa kabilesi insanlarý! Hüzeyl kabilesinden bu insaný öldürdünüz onun diyetini ben ödeyeceðim bundan sonra her kimin bir yakýný öldürülürse onun ailesi iki þey arasýnda serbesttir. Ya katilin öldürülmesini tercih ederek kýsas isterler veya diyet alýrlar.” (Müslim, Hac, 82; Nesâî, Menasik: 110)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Þeyban ayný þekilde Yahya b. ebî Kesîr benzerini rivâyet etmiþtir.

Ebû Þureyh el Huzâî’nin Peygamber (s.a.v.)’den þöyle aktardýðý rivâyet edildi: “Her kimin bir yakýný öldürülürse o kimse ya katilin kýsasýný ister veya affeder veya diyet alýr.” Bazý ilim adamlarý bu görüþte olup Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

1407- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) zamanýnda bir adam öldürüldü, katil maktulün velisine teslim edildi. Katil: “Ey Allah’ýn Rasûlü onu öldürmek istememiþtim” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) maktulün velisine þöyle buyurdu: “Dikkat et o doðru söylüyorsa ve buna raðmen sen de onu öldürürsen cehenneme girersin!” Adam da katili serbest býraktý. Katilin elleri arkadan baðlý idi bunun üzerine baðlý bulunduðu kayýþýný sürükleyerek çýkýp gitti de bu adama bundan böyle kayýþlý kimse denildi. (Ebû Dâvûd, Diyât: 3; Ýbn Mâce, Diyât: 34)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. “Nis’a” = ip ve urgan demektir.

bölüm: 14

Ø savaþta öldürülenlerin gözü çýkarýlmaz burnu kulaðý kesilmez

1408- Büreyde (r.a.)’in babasýndan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.), bir orduya komutan göndereceðinde ona þu þekilde tavsiyede bulunurdu: “Allah’a karþý sorumluluk bilincinde olmayý beraberindeki Müslüman askerlere iyi davranmayý söyler þöyle buyurdu: Allah adýyla Allah yolunda savaþýn Allah’tan gelen gerçekleri örtbas eden kafirlerle savaþýn! Savaþýn; fakat hainlik yapmayýn öldürdüðünüz kimselerin gözünü oyup kulak ve burunlarýný kesmeyin çocuklarý öldürmeyin…” Bu hadis uzuncadýr. (Ebû Dâvûd, Cihâd: 140)

ž Tirmizî: Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd’tan, Þeddâd b. Evs’den, Imrân b. Husayn’dan, Enes’den, Semure’den, Muðîre’den, Ya’la b. Mürre’den ve Ebû Eyyûb’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Büreyde hadisi hasen sahih olup ilim adamlarý savaþta düþman askerlerinin gözünü oyup kulak ve burunlarýný kesmeyi hoþgörmezler.

1409- Þeddâd b. Evs (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Allah, her iþte iyi davranmayý emretmiþtir, öldürdüðünüzde bile en az acý verecek þekilde öldürün hayvan boðazlayacaðýnýzda hayvana fazla ýzdýrab verecek þekilde deðil kolay bir þekilde kesin býçaðýnýzý bileyin ve hayvana fazla acý vermeyin.” (Nesâî, Dehaya: 22; Müslim, Sayd: 11)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebûl Eþ’as es San’ani’nin ismi Þurahbil b. Üdde’dir.

bölüm: 15

Ø cenin (ana karnýndaki çocuðun) diyeti ne kadardýr?

1410- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.): “Ana karnýndaki çocuðun düþürülmesine sebep olan kimseye ceza olarak erkek köle veya cariye verilmesini emretti.” Kendisine bu ceza verilen adam dedi ki: “Yemeyen, içmeyen ses çýkarmayan bir çocuk için diyet mi? Vereceðiz bu tip þeylerde bir þey vermek gerekmez” deyince; Rasûlullah (s.a.v.): ”Bu adam þair gibi konuþuyor. Evet Cenin’de gurre yani bir köle ve cariye vermek gerekir.” (Nesâî, Kasame: 38; Müslim, Kasame: 11)

ž Tirmizî: Bu konuda Hamel Ýbn Mâlik b. Nabiða ve Muðîre b. Þu’be’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. ilim adamlarýnýn uygulamasý bu hadise göre olup bazýlarý derler ki: Gurre: Erkek köle veya cariye veya beþyüz dirhem paradýr dediler. Kimi ilim adamlarý da at veya katýrdýr demiþlerdir.

1411- Muðîre b. Þu’be (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir. iki kadýn bir erkeðin nikahýnda (kuma) idiler. Biri diðerine taþ veya çadýr direði atarak karnýndaki ceninin düþmesine sebep oldu. Bunun için Rasûlullah (s.a.v.), düþürülen cenin için gurre yani bir köle veya cariye verilmesi hükmünü verdi, ödeme o kadýnýn erkek akrabalarýna yüklendi. (Buhârî, Diyat: 27; Müslim, Kasame: 17)

Hasan diyor ki: Zeyd b. Hubab, Sûfyân vasýtasýyla Mansur’dan bu hadisin bir benzerini bize aktarmýþtýr.

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 16

Ø bir kafir karþýlýðýnda kýsas olarak bir mü’min öldürülmez

1412- Ebû Cuhayfe (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Ali’ye, Ey Mü’minlerin lideri dedim: Allah’ýn kitabýnda olmayan fakat senin not ettiklerin arasýnda bildiðin þeylerden bahseder misin? Dedi ki: Ekinleri ve her türlü tohumlarý yayarak bitkileri bitiren ve canlýlarý yaratan hakký için bildiðim þey: Allah’ýn bir kiþiyi Kur’ân’da anlayýþlý kýlmasýndan ve yazýlý kaðýtta bulunandan ibarettir. Ben de yazýlý kaðýtta ne var? Diye sordum. Dedi ki: Onda diyetin hükümleri, esirin kurtarýlmasý kafir karþýlýðýnda kýsas olarak bir mü’minin öldürülmemesi vardýr.” (Buhârî, Diyât: 23)

ž Tirmizî: Bu konuda Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Ali hadisi hasen sahihtir. Bazý ilim adamlarýnýn uygulamasý bu hadise göredir. Sûfyân es Sevrî, Mâlik b. Enes, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bunlardan olup þöyle derler: “Bir mü’min, kafir karþýlýðýnda öldürülmez.” Bazý ilim adamlarý ise: “Ýslam devletinin veya bir Müslüman’ýn emanýnda olan kafir bir kimse öldürülürse; öldüren Müslüman o öldürülen kimse karþýlýðýnda öldürülür.”

bölüm: 17

Ø kafir kimsenin diyeti ne kadardýr?

1413- Amr b. Þuayb (r.a.)’in babasýndan ve dedesinden rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Bir Müslüman, bir kafir karþýlýðýnda kýsas yapýlarak öldürülmez.” Ayný senedle rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Kafirin diyeti Müslüman’ýn diyetinin yarýsýdýr.” (Nesâî, Kasame: 36; Ýbn Mâce, Diyât: 13)

ž Tirmizî: Bu konuda Abdullah b. Amr hadisi hasendir. Ýlim adamlarý Yahudi ve Hýristiyanlarýn diyeti konusunda deðiþik görüþler ortaya koymuþlardýr. Bazý ilim adamlarý Yahudi ve Hýristiyan’ýn diyeti konusunda Ömer b. Abdulaziz’den rivâyet edilen hadise dayanarak: “Yahudi ve Hýristiyan’ýn diyeti Müslüman’ýn diyetinin yarýsýdýr” derler. Ahmed b. Hanbel bunlardandýr. Ömer b. Hattâb’ýn þöyle dediði rivâyet edilmektedir: “Yahudi ve Hýristiyan’ýn diyeti dört bin dirhem, Mecusi’nin diyeti sekiz yüz dirhemdir.”

Mâlik b. Enes, Þâfii ve Ýshâk bu görüþtedir. Bazý ilim adamlarý ise Yahudi ve Hýristiyanlarýn diyeti Müslüman’ýn diyeti gibidir demektedirler. Sûfyân es Sevrî ve Küfeliler bunlardandýr.

bölüm: 18

Ø kölesini öldüren kimsenin cezasý nedir?

1414- Semure (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Kim kölesini öldürürse onu öldürünüz kim de kölesinin organlarýný keserse biz de onun organlarýný keseriz.” (Ebû Dâvûd, Diyât: 7; Nesâî, Kasame: 9)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Tabiinden bazý ilim adamlarýnýn uygulamasý bu hadise göre olup Ýbrahim Nehaî bunlardandýr. Bazý ilim adamlarý ise: Hür ile köle arasýnda can meselesinde ve organlar meselesinde kýsas yoktur.” Hasan Basrî, Ata b. ebî Rebah, Ahmed ve Ýshak bunlardandýr. Bir kýsým âlimler de: “Kiþi kendi kölesini öldürürse kýsas yapýlmaz, baþkasýnýn kölesini öldürürse kýsas yapýlýr” derler. Sûfyân es Sevrî ve Küfeliler bunlardandýr.

bölüm: 19

Ø kadýn kocasýnýn diyetinden miras alabilir mi?

1415- Saîd b. Müseyyeb (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre Ömer: “Diyet baba tarafýndan akrabalar üzerinedir, kadýn kocasýnýn diyetinden miras olarak bir þey almaz” derdi. Dahhâk b. Sûfyân el Kýlâbî kendisine Rasûlullah (s.a.v.)’in Ûþeym ed Dababî’nin karýsýný kocasýnýn diyetinden dolayý mirasçý yap diye yazdýðýný Ömer’e bildirdi. (Ýbn Mâce, Diyât: 12; Ebû Dâvûd, Feraiz: 18)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ýlim adamlarýnýn uygulamasý bu hadise göredir.

bölüm: 20

Ø organlar için kýsas var mýdýr?

1416- Katâde (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Zürare b. Evfâ’nýn, Imrân b. Husayn’dan þöyle aktardýðýný iþittim: Bir adam bir adamýn elini ýsýrmýþtý adam elini çekince diðer adamýn iki diþi sökülmüþtü. Rasûlullah (s.a.v.)’e hükmetmesi için baþvurdular da O’da þöyle buyurdu: “Biriniz kardeþini kuvvetli erkek devenin ýsýrmasý gibi ýsýrýr mý? Senin dökülen diþlerin için diyet yoktur.” Bunun üzerine Allah: “… Diþe diþ, yaralanmalarda da o yaranýn benzeri bir karþýlýk vardýr…” ayetini indirdi.” (5 Maide: 45) (Buhârî, Diyât: 17; Nesâî, Kasame: 18)

ž Tirmizî: Bu konuda Ya’la b. Ümeyye ve kardeþi olan Seleme b. Ümeyye’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Imrân b. Husayn hadisi hasen sahihtir.

bölüm: 21

Ø töhmet (suçlama) altýndaki kimse hapsedilir mi?

1417- Behz b. Hakîm (r.a.)’in babasýndan ve dedesinden rivâyete göre: “Peygamber (s.a.v.), bir töhmet üzerine bir adamý hapsetti sonra suçu sabit olmayýnca onu tahliye etti.” (Ebû Dâvûd, Akdýyye: 29; Nesâî, Kat-us Sarik: 2)

ž Tirmizî: Bu konuda Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Behz’in babasýndan ve dedesinden rivâyet ettiði hadis hasendir. Ýsmail b. Ýbrahim bu hadisi Behz b. Hakîm’den daha uzun bir þekilde rivâyet etmiþtir.

bölüm: 22

Ø malýný müdafâ ederken öldürülen þehîd olur mu?

1418- Saîd b. Zeyd b. Amr b. Nüfeyl (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Her kim malýný müdafaa uðrunda öldürülürse o kimse þehîd hükmündedir. Kim de bir karýþ topraðý çalarsa kýyamet gününde o yer yedi kat olarak halka gibi onun boynuna geçirilir.” (Buhârî, Mezâlim: 13; Müslim, Müsâkât: 30)

ž Hâtým b. Siyah el Mervezî bu hadise ilave yapmýþtýr. Ma’mer diyor ki: Zührî’den bana ulaþtýðýna göre o ondan bir þey iþitmemiþtir. Bu hadisteki fazlalýk þudur: “Malý uðruna öldürülen þehîdtir.” Ayný þekilde Þuayb b. ebî Hamza bu hadisi Zührî’den, Talha b. Abdullah’tan, Abdurrahman b. Amr b. Sehl’den ve Saîd b. Zeyd’den rivâyet etmiþtir. Yine Sûfyân b. Uyeyne, Zührî’den, Talha b. Abdullah’tan, Saîd b. Zeyd’den rivâyet etmiþ olup bu rivâyetinde Sûfyân b. Abdurrahman b. Amr b. Sehl’i zikretmemiþtir.

Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

1419- Abdullah b. Amr (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Kim malýný müdafaa yolunda öldürülürse o þehîdtir.” (Buhârî, Mezâlim: 13; Müslim, Müsakât: 30)

ž Tirmizî: Bu konuda Ali, Saîd b. Zeyd, Ebû Hüreyre, Ýbn Ömer, Ýbn Abbâs ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiþtir. Tirmizî: Abdullah b. Amr hadisi hasen olup deðiþik þekillerde rivâyet edilmiþtir. Bazý ilim adamlarý: “Kiþinin caný ve malý uðrunda dövüþmesine ve müdafaa etmesine izin vermiþlerdir.” Ýbn’ül Mübarek der ki: Kiþi iki dirhem dahi olsa malý için savaþýr.

1420- Abdullah b. Amr’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Kimin malý haksýz yere alýnmak istenir de vuruþur ve öldürülürse o kimse þehîdtir.” (Buhârî, Mezâlim: 13; Müslim, Müsakât: 30)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

Muhammed b. Beþþâr, Abdurrahman b. Mehdî vasýtayla Sûfyân’dan, Abdullah b. Hasen’den, Ýbrahim b. Muhammed b. Talha’dan, Abdullah b. Amr’dan bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiþtir.

1421- Saîd b. Zeyd (r.a.) þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittim þöyle diyordu: “Kim malýný müdafaa uðrunda öldürülürse þehîdtir, kim dini uðrunda öldürülürse þehîdtir, her kim kanýný müdafaa uðrunda öldürülürse þehîdtir, kim çoluk çocuðu uðrunda öldürülürse o da þehîdtir.” (Buhârî, Mezâlim: 33)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ayný hadisi pek çok kimse Ýbrahim b. Sa’d’den benzeri þekilde rivâyet etmiþlerdir.

Yakup, Ýbrahim b. Sa’d b. Abdurrahman b. Avf ez Zührî’nin oðludur.

bölüm: 23

Ø katilin bulunamamasý durumunda yemin ettirme þekli

1422- Rafi’ b. Hadîç (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Abdullah b. Sehl b. Zeyd ile Muhayyýsa b. Mes’ûd b. Zeyd bir yolculuða çýktýlar, Hayber’e vardýklarýnda kendi iþleri için birbirlerinden ayrýldýlar. Bir süre sonra Muhayyýsa, Abdullah b. Sehl’i öldürülmüþ olarak buldu. Birileri onu öldürmüþtü, onu defnetti. Sonra Huveyyýsa b. Mes’ûd, Abdurrahman b. Sehl ve Muhayyýsa Rasûlullah (s.a.v.)’e geldiler. Abdurahman bu kimselerin yaþça en küçüðü olmasýna raðmen arkadaþlarýndan önce konuþmaya davrandý. Rasûlullah (s.a.v.): “Büyüklere karþý saygýlý ol” buyurdu. Bunun üzerine Abdurrahman sustu ve o iki arkadaþý konuþtu, sonra onlarla beraber gerektiði yerde o da konuþtu. Rasûlullah (s.a.v.)’e Abdullah b. Sehl’in öldürüldüðü yeri anlattýlar. Rasûlullah (s.a.v.): “Ölen arkadaþýnýza veya katile karþý hak kazanmak üzere elli sefer yemin eder misiniz? Buyurdu. Öldüreni görmediðimiz halde nasýl yemin edebiliriz dediler. Rasûlullah (s.a.v.), o halde Yahudiler elli yeminle sizi yemin etmekten kurtarsýnlar. Diðerleri ise: Kafir bir toplumun yeminlerini nasýl kabul edebiliriz dediler. Bu durumu görünce; Rasûlullah (s.a.v.), öldürülen kimsenin diyetini kendisi verdi. (Müslim, Kasame: 1; Nesâî, Kasame: 3)

ž Hasan b. Ali el Hallâl; Yezîd b. Harun vasýtasýyla Yahya b. Saîd’den, Büþeyr b. Yesâr’dan, Sehl b. ebî Hasme’den Rafi’ b. Hadîç’den mana olarak bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiþtir.

Tirmizî: Bu hadis hasen sahih olup ilim adamlarýnýn uygulamasý Kasame konusunda bu hadise göredir. Medineli bazý fýkýhçýlar kasame sebebiyle kýsas uygulanabilir görüþündedirler. Küfeliler ve bazý ilim adamlarý ise: “Kasame kýsasý gerektirmez diyeti gerektirir” derler.