21: adaklar ve yeminler

bölüm: 1

Ø günah iþlemek için adak yapýlamaz

1524- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Günah iþlemek için nezretmek yoktur; yani böyle bir nezrin yerine getirilmesi yoktur. Bunun keffâreti aynen yemin keffâreti gibidir.” (Buhârî, Eymân ve’n-Nüzûr: 28; Ýbn Mâce, Keffare: 16)

ž Tirmizî: Bu konuda Ýbn Ömer, Câbir Imrân b. Husayn’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Bu rivâyet sahih deðildir, çünkü Zührî, Ebû Seleme’den bu hadisi iþitmemiþtir. Muhammed’den iþittim diyor ki: Bu hadis aralarýnda Musa b. Ukbe, Ýbn ebî Atîk’te bulunan pek çok râvîler vasýtasýyla Zührî’den, Süleyman b. Erkâm’dan, Yahya b. ebî Kesîr’den, Ebû Seleme’den, Âiþe’den rivâyet edilmiþtir ki; gerçek rivâyet budur.

1525- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: Günah iþlemek için nezretmek adak adamak yoktur yani böyle bir adaðýn yerine getirilmesi yoktur. Bunun keffâreti aynen yemin keffâreti gibidir. (Buhârî, Eymân ve’n-Nüzûr: 28; Ýbn Mâce, Keffare: 16)

ž Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bu rivâyet Ebû Safvân’ýn Yunus’tan rivâyetinden daha saðlamdýr. Ebû Safvân Mekkeli olup ismi Abdullah b. Saîd b. Abdulmelik b. Mervan’dýr. Hadiscilerin önde gelenlerinden Humeydî ve pek çok kiþi ondan hadis rivâyet etmiþlerdir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve baþkalarýndan bazý ilim adamlarý “Allah’a isyan yolunda adak yapýlamaz böyle bir þeyin keffâreti yeminin keffâreti gibidir.” Ahmed ve Ýshâk da ayný görüþte olup Zührî’nin Ebû Seleme ve Âiþe’den de rivâyet ettiði hadisi delil olarak kabul etmektedirler. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve baþkalarýndan bazý ilim adamlarý ise: “Allah’a isyan yolunda adak yapýlamaz ve bunun için keffâret de yoktur” derler. Mâlik ve Þâfii’de bu görüþtedir.

bölüm: 2

Ø Allah’a itaat etmeyi adayan kimse adaðýný yerine getirsin

1526- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Allah’a itaat etmeyi adayan kimse adaðýný yerine getirsin, Allah’a isyan etmeyi adayan kimse ise Allah’a isyan etmesin.” (Ýbn Mâce, Keffare: 16; Nesâî, Eymân ve’n-Nüzûr: 28)

ž Hasan b. ali el Hallâl, Abdullah b. Nümeyr vasýtasýyla Ubeydullah b. Ömer’den, Talha b. Abdulmelik el Eylî’den, Kâsým b. Muhammed’den, Âiþe’den bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiþlerdir.

Tirmizî: Bu hadis hasen sahih olup Yahya b. ebî Kesîr, Kâsým b. Muhammed’den rivâyet etmiþtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve baþkalarýndan bazý ilim adamlarýnýn uygulamasý bu hadise göredir. Mâlik ve Þâfii bu görüþte olup derler ki: Allah’a isyan etmezse onda yemin keffâreti gerekmez. Adak Allah’a isyanda olursa o baþka.

bölüm: 3

Ø elde edemeyeceði mÂlik olmadýðý þeyi adayanýn adaðý yoktur

1527- Sabit b. Dahhak (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Bir kulun bir Müslüman’ýn elde edemeyeceði bir þeyi adamasý yoktur, yani; mümkün olmayan þeyler adanmaz.” (Ýbn Mâce, Keffare: 16; Müslim, Nüzür: 3)

ž Tirmizî: Bu konuda Abdullah b. Amr ve Imrân b. Husayn’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 4

Ø adý konulmayan tesbit edilemeyen adaðýn keffâreti yemin keffâretidir

1528- Ukbe b. Âmir (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Adýný anmadan adak adayana yemin keffâreti gereklidir.” (Ebû Dâvûd, Eyman: 25)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir.

bölüm: 5

Ø yemin ettiði þeyden daha hayýrlýsýný gören ona dönmelidir

1529- Abdurrahman b. Semure (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ey Abdurrahman! Ýdarecilik isteme, istediðin halde böyle bir iþin baþýna geçersen aðýr sorumluluklarla baþ baþa ve kendi haline yalnýz býrakýlýrsýn. Eðer idarecilik sana istemeden verilirse bu iþte sana yardým edilir yalnýz kalmazsýn. Bir þey üzerine yemin ederde baþka bir þeyi ondan daha hayýrlý görürsen onu yap ve yemininin keffaretini öde.” (Ebû Dâvûd, Haraç: 2; Nesâî, Eyman: 14)

ž Tirmizî: Bu konuda Ali, Câbir, Adiyy b. Hatîm, Ebû’d Derdâ, Enes, Âiþe, Abdullah b. Amr, Ebû Hüreyre, Ümmü Seleme ve Ebû Musa’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Abdurrahman b. Semure hadisi hasen sahihtir.

bölüm: 6

Ø yemini bozmadan keffâret ödemek

1530- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Her kim bir þeyi yapmamaya veya yapmaya yemin ederse sonra da yeminini bozmayý daha hayýrlý bulursa yeminin yerine keffâret ödesin ve yemin ettiði þeyi yapsýn.” (Müslim, Eyman: 3; Nesai, Eyman: 14)

ž Tirmizî: Bu konuda Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve baþkalarýndan bazý ilim adamlarýnýn uygulamasý bu hadise göredir. Yemini bozmadan önce keffâret ödemek caizdir. Mâlik, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedir. Bazý ilim adamlarý ise þöyle derler: Yeminini bozduktan sonra keffâret ödemesi daha uygundur demektedirler. Sûfyân es Sevrî diyor ki: Yemini bozduktan sonra keffâret ödemesi bana göre daha hoþtur. Yemini bozmadan önce keffaretini öderse bu da yeterlidir.

bölüm: 7

Ø “inþaallah” diyerek yemin eden yeminini bozsa bozmuþ sayýlmaz

1531- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Her kim bir þeye yemin ederse ve inþallah derse isterse o þeyi yapar isterse yapmaz yeminini bozmuþ sayýlmaz.” (Ebû Dâvûd: Eyman: 9; Nesâî, Eyman: 18)

ž Tirmizî: Bu konuda Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Ýbn Ömer hadisi hasendir. Ubeydullah b. Ömer’den ve daha baþkalarý bu hadisi Nafi’ vasýtasýyla Ýbn Ömer’den mevkuf olarak rivâyet etmiþlerdir. Ayný þekilde Sâlim ve Ýbn Ömer’den de mevkuf olarak rivâyet edilmiþtir. Eyyûb es Sahtiyani’den baþka bu hadisi merfu rivâyet eden kimse tanýmýyoruz. Ýsmail b. Ýbrahim diyor ki: Eyyûb bu hadisi bazen merfu bazen de mevkuf olarak rivâyet ederdi. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve baþkalarýndan ilim adamlarýnýn uygulamasý bu hadise göre olup istisna yani inþallah sözü yaptýðý yemine bitiþik olursa yeminini bozmuþ sayýlmaz. Sûfyân es Sevrî, Evzâî, Mâlik b. Enes, Abdullah b. Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedirler.

1532- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: Her kim yemin eder ve yemininden sonra inþallah derse o þeyi yapsa bile yeminini bozmuþ sayýlmaz.” (Müslim, Eyman: 5; Ýbn Mâce, Keffarat: 6)

ž Tirmizî: Muhammed b. Ýsmail’e bu hadis hakkýnda sorduðumda þöyle dedi: Bu hadisin rivâyetinde yanlýþlýk vardýr. Abdurrezak bu hadiste yanýlarak Ma’mer’in, Ýbn Tavûs’tan, babasýndan, Ebû Hüreyre’den rivâyet ettiði þu hadisten kýsaltmýþtýr. Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: Dâvûd’un oðlu Süleyman (a.s), Allah’a yemin olsun ki bu gece yetmiþ hanýmýmý da dolaþacaðým ve her biri de bir erkek çocuk dünyaya getirecek dedi ve kadýnlarla birer birer beraber oldu. Fakat kadýnlardan hiçbiri doðurmadý sadece bir kadýn yarým çocuk doðurdu. Rasûlullah (s.a.v.), Süleyman inþallah demiþ olsaydý dediði gibi olacaktý buyurdu.

Abdurrezzak bu hadisi, Ma’mer’den, Ýbn Tavûs’tan, babasýndan uzun bir þekilde naklederek “yetmiþ kadýný” demiþtir. Bu hadis deðiþik þekilde Ebû Hüreyre’den de rivâyet edilmiþtir ki þöyle baþlar: “Dâvûd oðlu Süleyman Allah’a yemin olsun ki bu gece yetmiþ kadýný dolaþacaðým…” dedi.

bölüm: 8

Ø Allah’tan baþkasý adýna yemin edilemez

1533- Sâlim’in babasý Abdullah b. Ömer (r.a.)’den rivâyete göre: “Ömer, babam hakký için babam adýna derken Rasûlullah (s.a.v.) onun bu sözünü iþitti ve þöyle buyurdu: Allah atalarýnýz adýna yemin etmekten sizi yasaklýyor. Bunun üzerine Ömer bundan sonra ne kendi sözüm olarak nede bir baþkasýndan naklederek baba adýna yemin etmedim. Bu sözü aðzýma almadým.” (Müslim, Eyman 1; Ýbn Mâce, Keffare: 2)

ž Tirmizî: Bu konuda Sabit b. Dahhâk, Ýbn Abbâs, Ebû Hüreyre, Kuteyle ve Abdurrahman b. Semure’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Ýbn Ömer hadisi hasen sahihtir.

Tirmizî: Ebû Ubeyd diyor ki: Hadiste geçen “Vela Âsiran” kelimesinin anlamý onu baþkasýndan da nakletmedim yani baþkasýnýn sözü olsa bile dilime almadým.

1534- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre: Ömer bir kâfilede iken ve babasý adýna yemin edip dururken Rasûlullah (s.a.v.) ona ulaþtý ve þöyle buyurdu: “Allah atalarýnýz adýna yemin etmekten sizi yasaklýyor. Bundan böyle yemin edecek kimse ya Allah adýna yemin etsin veya sussun.” (Müslim, Eyman: 1; Ýbn Mâce, Keffare: 2)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

1535- Sa’d b. Ubeyde (r.a.)’den rivâyete göre, Ýbn Ömer bir adamýn “Ka’be’ye yemin olsun ki hayýr” dediðimi iþitince þöyle dedi: “Allah’tan baþkasý adýna yemin edilmez. Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittim þöyle diyordu: Kim Allah’tan baþkasý adýna yemin ederse kafir veya müþrik olmuþ olur.” (Müslim, Eyman: 1; Ebû Dâvûd, Eyman: 4)

ž Tirmizî: Bu hadis hasendir. Bu hadis bazý ilim adamlarýnca þöyle tefsir edilmiþtir: “Kafir veya müþrik olmuþ olur.” Sözü hükmü aðýrlaþtýrmak için söylenmiþtir. Ýbn Ömer hadisi buna delildir. Çünkü o hadiste: “Rasûlullah (s.a.v.), Ömer’in babam için babam adýna diyerek yemin ettiðini duyunca Allah sizi bu tür yeminlerden de yasakladý” buyurmuþtur. Yine ayný þekilde Ebû Hüreyre tarafýndan rivâyet edilen: “Kim yemininde lat ve uzza hakký için derse hemen lailahe illallah desin” hadiste buna delil olabilir.

Tirmizî: Bu hadis Rasûlullah (s.a.v.)’den rivâyet edilen “Riya þirktir” hadisine de benzer. Ýlim adamlarýndan bazýlarý (18 Kehf: 110. ayet)’inde geçen “Vela yüþrik” kelimesini “Gösteriþ yapmamak” þeklinde yorumlanmýþtýr.

bölüm: 9

Ø yemin ettiði þeye gücü yetmeyen kimse ne yapmalý?

1536- Enes (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir. Dedi ki: Bir kadýn Ka’be’ye yürüyerek gitmeyi adadý bu adamanýn durumu Rasûlullah (s.a.v.)’e soruldu da buyurdular ki: “Allah’ýn o kadýnýn yürüyerek Ka’be’ye gitmesine ihtiyacý yoktur. Emredin ona binite binsin ve Ka’be’ye öylece gitsin.” (Ebû Dâvûd, Eyman, 19; Müslim, Nüzür: 4)

ž Tirmizî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Ukbe b. Âmir ve Ýbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Enes hadisi bu þekliyle hasen sahih garibtir. Bazý ilim adamlarýnýn uygulamasý bu hadise göre olup derler ki: “Bir kadýn yürümeyi adarsa bir binite binsin ve bir koyun kurban etsin.”

1537- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) iki oðlu ile koltuklanarak götürülen bir ihtiyara rastladý ne oluyor buna, nesi var? Diye sordu. Dediler ki: Yürüyerek hacca gitmeyi adamýþ; bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: Allah’ýn bu kimsenin kendisine iþkence etmesine ihtiyacý yoktur. Enes: Rasûlullah (s.a.v.) ona bir binite binmesini emretti.” (Ebû Dâvûd, Eyman: 19; Müslim, Nüzür: 4)

ž Muhammed b. Müsenna, Ýbn ebî Adiyy vasýtasýyla Humeyd’den, Enes’den; Rasûlullah (s.a.v.)’in bir kiþi gördüðünü rivâyet ederek bu hadisin benzerini aktardý. Bu hadis sahihtir.

bölüm: 10

Ø nezir cimri insanlardan mal çýkarma modelidir

1538- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Nezir ve adak denilen þeyi yapmayýn çünkü; kaderden bir þeyi deðiþtirmez; Cimri olanýn elinden mal çýkarýlmýþ olur.” (Müslim, Nüzür: 2; Ýbn Mâce, Keffare: 15)

ž Tirmizî: Bu konuda Ýbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahih olup Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve baþkalarýndan bazý ilim adamlarýnýn uygulamasý bu hadise göredir. Nezr’i hoþ karþýlamazlar. Abdullah b. Mübarek; gerek Allah’a kulluk gerekse Allah’a isyan etmekte nezretmenin hoþ olmayýþý hakkýnda þöyle diyor: Bir kimse Allah’a kulluk konusunda nezir yapar ve nezrini de yerine getirirse bu hususta kendisi sevap kazanýr nezretmesi hoþ olmasada…

bölüm: 11

Ø nezir (adak) mutlaka yerine getirilmesi gerekir

1539- Ömer (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir. “Ey Allah’ýn Rasülû! dedim. Cahiliyye döneminde mescidi haramda bir gün itikaf yapmayý nezir etmiþtim ne yapmalýyým? Rasûlullah (s.a.v.): Nezrini yerine getir” buyurdu. (Müslim, Eyman: 7; Ebû Dâvûd, Eyman: 25)

ž Tirmizî: Bu konuda Abdullah b. Amr ve Ýbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Ömer hadisi hasen sahihtir.Bazý ilim adamlarý bu hadise göre uygulama yapýp þöyle derler: “Müslüman olan bir kimsenin üzerinde cahiliyye döneminden kalma Allah’a itaat ve kulluk olabilecek bir nezri varsa onu hemen yerine getirmelidir.” Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve baþkalarýndan bazý ilim adamlarý ise oruçsuz itikaf olmaz diyorlar. Diðer bazý ilim adamlarý ise itikafý nezreden kimse oruç tutmayý da nezretmedikçe oruç tutmasý lazým gelmez diyorlar ve yukarýdaki Ömer’in hadisini delil getiriyorlar. Þöyle ki: Ömer cahiliyye döneminde bir gece itikafa girmeyi nezretmiþti. Rasûlullah (s.a.v.)’de nezrini yerine getirmeyi emretmiþ ayrýca oruç tutmasýný emretmemiþti. Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedir.

bölüm: 12

Ø Rasûlullah (s.a.v.) nasýl yemin ederdi

1540- Sâlim b. Abdullah (r.a.)’ýn babasýndan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.), çoðu kere þu yemini kullanýrdý: “Kalbleri halden hale deðiþtirene yemin ederim ki hayýr.” (Ebû Dâvûd, Eyman: 9; Ýbn Mâce, Kaffare: 1)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 13

Ø köleyi hürriyetine kavuþturanýn sevâbý

1541- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’den dinlemiþtim þöyle buyuruyordu: “Her kim mü’min bir köleyi hürriyetine kavuþturursa o kölenin her bir organý karþýlýðýnda onun bir organýný hatta o kölenin tenasül uzvu karþýlýðýnda o kimsenin tenasül uzvunu ateþten kurtarýr.” (Buhârî, Itk: 1; Müslim, Itk: 5)

ž Tirmizî: Bu konuda Âiþe, Amr b. Abese, Ýbn Abbâs, Vasile b. Eskâ, Ebû Umâme, Ukbe b. Âmir ve Ka’b b. Mürre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Ebû Hüreyre hadisi bu þekilde hasen sahih garibtir.

Ýbn’ül Hâd’ýn adý: Yezîd b. Abdullah b. Üsâme b. Hâd olup Medîneli güvenilir bir kimsedir. Kendisinden Mâlik b. Enes ve pek çok ilim adamý hadis rivâyet etmiþtir.

bölüm: 14

Ø hizmetçi cariyeyi tokatlayan kimseye Rasûlullah (s.a.v.), ne dedi?

1542- Süveyd b. Mukarrin el Müzenî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Biz yedi kardeþ idik ve sadece bir hizmetçimiz vardý, kardeþlerimden birinin onu tokatlamasý üzerine Rasûlullah (s.a.v.) onu hürriyetine kavuþturmamýzý bize emretti.” (Müslim, Eyman: 8; Ebû Dâvûd, Edep: 123)

ž Tirmizî: Bu konuda Ýbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. pek çok kiþi bu hadisi Husayn b. Abdurrahman’dan rivâyet etmiþtir. Bazý râvîler bu hadiste “Cariyenin yüzüne tokat vurdu” demektedirler.

bölüm: 15

Ø islamdan baþka bir milletten olmaya yemin eden kimsenin durumu

1543- Sabit b. Dahhâk (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Her kim Ýslam dininden ve milletinden baþka bir dinden olmak üzere yalan yere yemin ederse o kimse o söylediði din sahibi gibidir.” (Buhârî, Eyman: 7; Ýbn Mâce, Keffare: 3)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu konuda deðiþik görüþler ortaya koymuþlardýr. Bir kýsmý: Bir kimse Ýslamýn dýþýnda bir din ve sistem adýna yemin ederse yani Yahudi ve Hýristiyan olmaya veya yapacaðý þeyi yaptýðý takdirde büyük bir günah iþlemiþ olur ve böyle bir þey için de keffâret gerekmez derler. Medînelilerin görüþü budur. Mâlik b. Enes ve Ebû Ubeyd’te ayný görüþtedir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan tabiin döneminden ve baþkalarýndan bazý ilim adamlarý ise böyle bir durumda o kiþiye yemin keffâreti gerekir demektedirler.

Sûfyân, Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedirler.

bölüm: 16

Ø zor þeyleri nezredip beceremeyen kimseye Rasûlullah (s.a.v.), ne dedi?

1544- Ukbe b. Âmir (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Ey Allah’ýn Rasûlü! Dedim: Kýz kardeþim Ka’be’ye yalýnayak ve baþý çýplak olarak gitmeyi nezretti. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: Kýz kardeþinin kendine zulmetmesiyle Allah ona sevap yazacak deðildir. Bir binite binsin baþýný örtsün ve üç gün oruç tutsun” buyurdular. (Müslim, Nüzür: 4; Ebû Dâvûd, Eyman: 19)

ž Tirmizî: Bu konuda Ýbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Bu hadis hasen olup ilim adamlarýnýn uygulamasý bu hadise göredir. Ahmed ve Ýshâk’da bunlardandýr.

bölüm: 17

Ø put ve heykeller adýna yemin eden ne yapmalý?

1545- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Kim yemin eder ve yemininde lat ve uzza adýna derse hemencecik Lailahe illallah desin. Her kim de gel kumar oynayalým derse hemen sadaka versin.” (Müslim, Eyman: 2 Ebû Dâvûd, Eyman: 3)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû’l Muðýre Hýmýslý olup Havlanî’dir. Ýsmi Abdulkuddûs b. Haccac’týr.

bölüm: 18

Ø ölen kimsenin nezir borcu varsa ne yapmalý?

1546- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Sa’d b. Ubâde, annesinin üzerinde bulunan ve ödeyemeden vefat ettiði bir nezr hakkýnda Rasûlullah (s.a.v.)’den fetva sorunca; Rasûlullah (s.a.v.): “Onun yerine o borcunu sen yerine getiriver” buyurdular. (Müslim, Nezr: 1; Ýbn Mâce, Keffare: 19)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 19

Ø köleyi hürriyetine kavuþturmanýn deðeri ve kýymeti

1547- Ebû Umâme (r.a.) ve Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan daha baþkalarýndan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Herhangi bir Müslüman kimse Müslüman bir köleyi hürriyetine kavuþturur ise o köle o kimsenin ateþten kurtuluþuna sebep olur. Kölenin her organý onun bir organýný ateþten kurtarýr. Herhangi bir Müslüman kiþi iki Müslüman kadýn köleyi hürriyetine kavuþturur ise o iki kadýn, o hürriyetine kavuþturan kimsenin ateþten kurtuluþuna sebep olur. Onlarýn her bir organý o kimsenin bir organýný ateþten kurtarmýþ olur. Herhangi bir Müslüman kadýn Müslüman kadýn köleyi hürriyetine kavuþturursa kendisinin ateþten kurtuluþuna sebep olur. O cariyenin her bir organý onun her bir organýný ateþten kurtarýr.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Bu hadis bu þekliyle hasen garibtir.

Tirmizî: Bu hadis erkek köleyi hürriyetine kavuþturmanýn cariyeyi hürriyetine kavuþturmaktan daha deðerli olduðunu gösteriyor. Hadiste anlatýldýðý þekilde bu hadis tüm geldiði þekillerde sahihtir.