ÖNSÖZ

 

اعوذ بالله من الشيطان الرجيم بسم الله الرحمن الرحيم

الحمد لله رب العالمين والصلاة والسلام على رسولنا محمد وآله وأصحابه أجمعين

“Sözlerin en hayýrlýsý Allah’ýn sözü, Allah’ýn kitabýdýr. Yollarýn en hayýrlýsý ise Muhammed (s.a.v.)’in yoludur.”1 Bu hadisi þerife göre; Müslüman en doðru sözü Allah’ýn Kitabýndan öðrenmek için çalýþýp çabalamalý ve en hayýrlý yola girebilmek için de Peygamberimiz (s.a.v)’in hadislerini ihtiva eden hadis kitaplarýný daima okuyup öðrenmeye çalýþmalýdýr. 1975 yýlýnda, Tirmîzî’nin Þemâil-i Þerif kitabýný bugünkü Türkçe’ye aktarmýþtýk, Nevevî’nin 40 Hadis ve Riyazü’s Salihin’den sonra Þimdi de yine Tirmîzî’nin Sünen-i (sahihi) ni Türkçe’ye çevirimiz, Allah’ýn yardýmýyla sizlerin eline ulaþmýþ bulunmaktadýr. Yusuf sûresi 76. ayeti sonunda Rabbimiz: “… Her bilgi sahibinin üzerinde, her þeyi bilen Allah vardýr.” buyurmaktadýr. Bu sebeple bu çalýþmamýzda da mutlaka hata ve eksiklerimiz olacaktýr. Ýnsanýz, beþeriz þaþabiliriz. Hatalar bizim doðrular Allah ve Rasûlüne aittir. Hatalarýmýz tarafýmýza bildirilirse düzelteceðimizi bildirir, Hz. Ömer’in þu sözünü hatýrlatýrým: “En sevdiðim insan bana kusurlarýmý hatýrlatandýr.” “En çok hoþuma giden insan da haksýz bir iþ teklif edildiðinde kendi menfaatine bile olsa tüm gücü ile HAYIR diyebilen kimsedir.”

Pek çok alim tarafýndan Kütüb-i Sitte denilen altý hadis kitabýnýn üçüncü sýrasýna yerleþtirilen Sünen-i Tirmîzî, kullaným yönünden ve istifadesinin çok olmasý açýsýndan bazý özellikleri vardýr ki bunlarý þöylece sýralayabiliriz;

Hadisin hemen altýnda çoðunlukla þu bilgiler verilir:

1-       Hadisin baþka hangi rivâyet edenler tarafýndan da rivâyet edildiðini,

2-       Hadisin senedinde zikredilmeyen veya fazladan zikredilen raviler olduðunu,

3-       Benzeri rivâyetlerin kimler tarafýndan yapýldýðýný,

4-       Tirmîzî ile ayný çaðda yaþayan Buharî’ye hadisin sýhhati veya ravilerin durumlarý hakkýnda bilgi edinmek üzere soru sorduðunu,

5-       Hadisin senedinde ismi geçen ravinin meþhur ismini, künyesini veya benzer þahýslar varsa hangisinin nereli olduðunu, yaþça hangisinin büyük olduðunu ve güvenilirlik durumlarýný,

6-       Deðiþik ravilerin ayný hadisteki farklýlýklarý ortaya konur,

7-       Okundukça karþýlaþýlacak daha nice açýklamalar gelecektir.

 

Tercemede takip ettiðimiz yol hakkýnda da biraz malumat verip sizi kitapla baþ baþa býrakacaðým.

a)      Tercümede esas alýnan nüsha Ahmed Muhammed Þakir nüshasý olup Arapça metin de bilgisayar ortamýndan nakledilmiþtir.

b)      Kitap baþlýklarý “Kitab-ut Tahara” (Temizlik bölümleri) þeklinde tercüme edilmiþ olup bab baþlýklarýna “Bölüm” adý verilmek suretiyle bazen soru þeklinde bazen da deðiþik þekillerde Arapça aslýna baðlý kalmadan baþlýk verilmiþtir. Tirmîzî’nin bazen bab (bölüm) diyerek baþlýk vermeden geçtiði yerlere hadisin içeriðine göre bir baþlýk konulmuþtur. Hadisin metninden hemen sonra açýklama bölümünde: “Kale Ebû Ýsa (Ebû Ýsa diyor ki)” denilen yerleri sadece ž Tirmîzî: diyerek açýklamayý verdik. Yine açýklama bölümünde hadisi rivâyet edenler sayýlýp sonunda …Peygamber (s.a.v)’den denilen yerlerde ise tekrar gibi olacaðýndan dolayý “…Peygamber (s.a.v)’den” denilmemiþtir. Ýlk ravide (r.a.) denmiþ diðer sahabe ve tabiin isimleri geçtiðinde dile aðýrlýk olacaðý için (r.a.) denmemiþtir.

Rasûlullah ve Peygamber denildiðinde de mutlaka (s.a.v.), denmiþtir. Oðul manasýna gelen Ýbn kelimeleri çoðunlukla (b.) olarak gösterilmiþtir. Bab’lar bölüm olarak isimlendirilmiþtir.Arapça aslýnda kitap baþlýklarýnýn baþ tarafýna konulan bazen besmele ve “an rasûlillahi sallallahü aleyhi vessellem” ifadeleri Arapçalarýndan çýkarýlmýþtýr.

Okuyucuya kolaylýk olmasý için bir sahife Arapça metin diðer sahife Türkçe olarak düzenlenmiþ, böylelikle de arzu edenlerin karþý sahifeden arapçasýna bakmalarý kolaylaþtýrýlmýþtýr.

Her hadisin tercümesinin altýna o hadisin baþka hadis kitaplarýmýzdan Buharî, Müslim, Ebû Davut, Nesei, Ýbn Mace, Darimi ve Muvatta isimli hadis kitaplarýnýn kitap ismi bab (bölüm)numarasý verilmek suretiyle Ahmed b. Hanbel’in müsnedinden ise “Dâr-u Ihyâ-üt Tûrâs el Arabî” baskýsý olan 9 ciltlik (son iki cildi fihrist) 27100 hadisten oluþan ve “Rýyaz Abdullah Abdulhâdî” tarafýndan hazýrlanýp tertip edilen baský esas alýnarak o baskýdaki numaralamaya göre hadis numaralarý yine bilgisayar ortamýndan alýnarak verilmiþtir. Bu tahriç çalýþmalarýmýz bilgisayar ortamýndaki Sahr programý ile CONCORDANCE ismi verilen, el Mu’cemül müfehres li elfaz-ýl hadis-in nebevî isimli kitap esas alýnarak kitap adý ve bab numaralarý verilmek süretiyle yapýlmýþtýr. Türkiye’deki Buhari, (Ötüken); Müslim, (Sönmez); Ebû Davud, (Þamil); Ýbn Mace, (Kahraman); Nesai, (Kalem); Muvatta, (Beyan); Darimi, (Madve) baskýlarýna da uygun hale getirilmiþtir. Ayný hadisi bu kitaplardan bulmak isteyenlere de kolaylýk saðlanmýþtýr.

Ayrýca hadis okuyucusu ve araþtýrýcýsýna faydalý olmak için özet hadis usulü bilgileriyle ayet ve hadislerde geçen ölçü birimlerinin çaðdaþ ölçüler cinsinden bir deðerlendirmesi ve fýkýh kitaplarýmýzdaki uzunluk, aðýrlýk ve hacim ölçüleri de sunulmuþtur.

Tashih, tahriç ve dizgi aþamasýnda emeði geçen baþta oðlum Muhammed Ali’ye ve tüm kardeþlerimize teþekkürü bir borç bilir hepsine Allah razý olsun derim.

Bu çalýþmalarýmýzda da Müslümanlara faydalý olmuþ isek bu fayda Allah yardýmý sebebiyledir.

Tüm hata, kusur ve yanlýþlar bize, doðrular ise Allah ve Rasûlü’ne aittir.

Çalýþma gayret ve samimiyet bizden, faydasýný bol kýlýp hidayet vermesi Allah’tandýr.

رَبَّنَا لاَ تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ اِذْ هَدَيْتَنَا …

“... Ey Rabbimiz! Bizi doðru yola ilettikten sonra kalblerimizi bu gerçekten bir daha saptýrma...” (3 Al-i Ýmran 8)

 

Abdullah PARLIYAN

1 Þubat 2004

10 Zilhicce 1424

KONYA

 

 

 

 

Neþrettiðimiz her eserde olduðu gibi bu eserimizin de hiçbir hakký mahfuz olmayýp,

ÜCRETSÝZ DAÐITILMAK ÞARTIYLA,

 isteyen þahýs ve kurumlar tarafýndan çoðaltýlýp bastýrýlabilir.


 

ÖZLÜ USÛLÜ HADÝS BÝLGÝLERÝ

Usûlü Hadis: Hadis ilminin esas konusundan önce öðrenilmesi gerekli kurallar, prensipler ve baþlangýç bilgileri yani teknik bilgiler demektir.

Kur’an’dan sonra Ýslam dininin ikinci kaynaðý olan (sünnet) hadis; 59 Haþr 7, 4 Nisa 79, 3 Al-i Imran 31, 33 Ahzab 21, 4 Nisa 65 ve 16 Nahl 44 ayetleriyle Müslüman’ýn hayatýnda en büyük önemi taþýmaktadýr. Çünkü, sünnet ve hadisler Kur’an’ýn açýklamasý durumundadýr.

Ayette geçmeyen fakat sadece hadisle bildirilen bazý konular da vardýr ki: “Ýpek elbisenin erkeklere haramlýðý” “Denizin suyunun temiz, içersindekilerin de helal olup yenebileceði” “Yýrtýcý hayvanlardan ve bazý kuþlardan eti yenmeyecek olanlarýn bildirilmesi” gibi pek çok konular da hadislerle bildirilmiþtir.

Bu sebeple Hadis (sünnet) ayrý bir deðer ifade etmektedir.

Necm sûresi 4. ayeti de Hadislerin de vahye dayandýðýný bildirir 42 Þura 51. ayeti de bu konuyu vurgular.

Vahyedilen þeylerin iki bölüm olduðunu biliyoruz.

                                 I.           Okunan Vahiy: Namazda ve namaz dýþýnda okunarak kulluk yapýlýr. Kur’an gibi.

                               II.           Okunmayan Vahiy: Yani hadisler ve sünnaet sadece içeriði ile kulluk yapýlmýþ olur. Hadisler içerisinde Kudsî, ilâhî ve Rabbanî, hadis denilen bir kýsým daha vardýr ki hem sözü hem de manasý Allah’tan olup Kur’an’a girmeyen hadis kitaplarýnda: “Rabbinden rivâyet ettiði bir hadiste” veya “Rasûlullah (s.a.v.), Allah’tan þöyle rivâyet etmiþtir.” þeklinde gelen sözlerdir ki bunlara Kudsi hadisler denilir.

Hadisler, Asrý saadette bir araya toplanmaya baþlamýþtýr. H. 150 yýlýndan itibaren de tasnif edilerek çeþitli kitaplar haline getirilmiþtir. Hicri 3. asýrda ise “Kütüb-ü Sitte” ve “Müsned” türü kitaplarýn bir araya getirildiði devirdir. 3. asýrdan 7. asrýn ortalarýna kadar özel metotlarla pek çok hadis alimi deðiþik özelliklerdeki eserlerini meydana getirmiþlerdir.

Ýlk asýrda hadisin metni ve senedi yönünde söz eden sahabilerden, Ýbn Abbas, Ubade b. Samit, Enes b. Malik ve Âiþe (r.anhüm) sayýlabilir, bunlarý takip eden dönemde büyük tabiilerden diyebileceðimiz Þa’bî, Said b. Müseyyeb ve Ýbn Sirîn’de bazý rivâyet ve raviler hakkýnda söz etmiþlerdir.

Ýkinci asýrda -orta yaþlý tabiin dönemi- hadislerin metin ve sened tetkiki ve tenkidi biraz daha hareketlenmiþ çeþitli mezhebler ve pek çok milletler ve kültürlerle  temas neticesinde ve sünnete karþý bidatçýlarýn hadis uydurmalarý karþýsýnda bu konuda çalýþan ve  konuþan pek çok kiþi çýkmýþtýr. A’meþ, Þu’be, Malik b. Enes, Ma’mer, Hiþam, Evzâî, Süfyan es Sevrî, Hammad b. Seleme ve Leys b. Sa’d bunlar arasýnda sayýlacak gözde þahsiyetlerdendir. Bu asýrda usulu hadis ilmine ait, Râmehurmuzî, Hatîb Baðdadî, Neysabûrî, Ýbn-ü Salah eserler kaleme almýþlardýr. Daha sonralarý bu konuda pek çok eser kaleme alýnmýþ ve usûlü hadis ilmi içersinde: “Cerh ve Ta’dil (Tenkid ve düzeltmek), Sahabeyi iyi tanýma, Hadis rivâyet edenlerin hayatý, Hadis rivâyet edenlerin deðiþik isim ve lakaplarý, birbirine zýd gibi görünen hadislerin birbirleriyle çeliþkisiz hale getirilmesi, Manasý zor anlaþýlan hadislerdeki bazý kelimelerin açýklanmasý, uydurma sözlerin tesbiti ve teþhiri” bir de en zor ilim kolu denilebilcek “Ýllet-ül hadis (Hadisin metin ve senedinde herkesin anlayamayacaðý sadece yetkili kimsenin bilebileceði kusurlardan bahseden ilimlerde ortaya çýkmýþ ve bu konularda da pek çok eserler kaleme alýnmýþtýr. Bu konuda en özlü eseri Tirmîzî vermiþ olup 3. cildin sonunda 51: Kitab-ül Ýlel olarak terceme edilmiþtir.

Yine hadisler deðiþik konularda da kaleme alýnarak Akaid (Ýman esaslarý), Ahkâm (Ýbadet ve muamele), Rikak (Ýman ve ibadet duygusunu kuvvetlendiren dünyaya baðýmlýlýðý zayýflatan), Adab (Yeme içme giyim kuþam ve ahlakî konularý konu edilen) Tefsir (Taberi ve Süyutî’nin tefsirleri gibi sadece hadislerle Kur’an tefsiri, tarih ve Peygamberlerin hayatlarý) Þemail (Peygamberimiz (s.a.v) þekil ve davranýþlarý, Fiten (Kýyamet alametleri gibi konularda da özel kitaplar yazýlmýþtýr.

Yazýlýþ metotlarýna göre de hadis kitaplarý:

Camiler: Bir önceki paragrafta sayýlan sekiz konuyu içeren kitaplardýr ki; Buharî, Müslim ve Tirmîzî’nin sahihleri bunlardandýr.

Müsnedler: Hadisi rivâyet eden ravilerin isim sýrasýna göre düzenlenmiþ kitaplardýr. Tek þahýþ olarak düzenlenmiþ müsnedler olduðu gibi tüm ulaþabildiði hadisleri ravilerine göre kaleme alanlar da olmuþtur. Ahmed b. Hanbel’in müsnedi gibi.

Mu’cemler: Bir hadisçinin rivâyet ettiði þeyhinin ismine göre düzenlediði hadis kitaplarýdýr. Taberânî’nin Mu’cemleri gibi

Cüzler: Muayyen kiþilerin veya muayyen konularda meydana getirilen hadis kitapçýklarýdýr. Kýrk hadisler veya Ru’yetullah konusundaki hadisleri toplayan hadisler gibi.

Müstahraç: Bir hadisçinin kendisinden önce meydana getirilen bir eseri esas alarak kendi rivâyet ettiði þeyhinin rivâyetini alarak kitap sahibinin rivâyet yolundan ayrý kendi isnadýyla rivâyet ettiði hadis kitabýdýr. En çok Buharî ve Müslim üzerine yapýlmýþtýr.

Müstedrek: Genellikle bir hadisçinin þartýna uyduðu halde kitabýna almadýðý hadisleri toplayan kitaplardýr. Hâkim’in Buharî ve Müslim’e yaptýðý gibi.

Etraf: Bir hadisin sadece bir bölümü alýnarak meydana getirilen kitaplar olup yine Buharî ve Müslim üzerine pek çok hadisçiler tarafýndan yapýlmýþtýr.

Ahkam: Dini hükümleri içeren hadislerin bir araya getirildiði cami’ ve musennef türünden kitaplardýr. Sünen ismi de verilir.

Ilel: Dýþ görünüþü olarak bir þey görülmeyen fakat yetkili kiþilerin bilebildiði hadislerin sened ve metinlerindeki kusurlarý tespit edip bulan bir ilim dalýdýr. En küçük þekli Tirmîzî’nin kaleme aldýðý olup 3. cildin sonunda 51: Kitab-ül Ýlel olarak tercemesi sunulmuþtur.

Sahih: Sahih hadisleri içeren kitablara verilen bir isim olup Buhari, Müslim, Ýbn Hýbban ve Ýbn Huzeyme’nin sahihleri gibi.

… olmak üzere çeþitlere ayrýlýr.

Sadece Müslümanlara has olan isnad ve sened ilmi ki hadis bu bilgiden ve metinden oluþur. Peygamberimizden baþlayarak bize o hadisi aktaran hadisçiye kadar “üç-dört-beþ kiþiden oluþan sahabi, tabiin, tebe-i tabiin ve hadis kitabýnýn yazarý ve Peygamberimiz (s.a.v.)’den aktarýlan sözü ki ilk bölümüne “sened” ikinci bölümüne de “metin” adý verilir.

Bize kadar ulaþan hadisler bazen manasýný muhafaza ederek baþka bir ifadeyle, bazen aynen, bazen dinlenme ve iþitme yoluyla bazen da okuma yoluyla, bazen da hoca durumunda olan hadis rivâyetçisinin talebe durumunda olan kimseden dinleyip doðrudur demesi þekli olan “Ýcazet” yoluyla veya elden ele yazýlý belgeler aktarmak suretiyle, yazarak, haber vererek vasiyet yoluyla ve herhangi bir yerden yazýlý belge bulma “Vicadet” yollarlarýyla bize ulaþtýrýlmýþtýr.

Hadisleri bize nakledenler, ilk asrýn insanlarý olan sahabiler ki 2 Bakara: 143, 3 Al-i Imran: 110, 8 Enfal: 64, 9 Tevbe: 100, 48 Feth: 18, 59 Haþr: 8. ayetleriyle övülmüþ kimselerdir. Pek çok hadislerle de bize; En hayýrlý insanlar olduklarý ve incitilmemeleri gereði bildirilmiþtir. Hadis kitaplarýmýzda çok hadis rivâyet ederek meþhur olanlarý: “Ebû Hüreyre, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Mes’ud, Enes b. Malik, Cabir b. Abdullah, Ebû Said el Hudrî ve Abdullah b. Amr, bunlardandýr. Bunlarý da kendi aralarýnda derecelendiren alimler olmuþtur. Sayýsýnýn 114 bin olduðu da tesbitler arasýndadýr. Yine sadece sahabenin hayatýndan bahseden eserlerde meydana getirilmiþtir.

Yine ikinci asýr insanlarý denilen “Tabiûn” neslide Peygamberimiz (s.a.v)’in hadislerini bize aktarmada en büyük görevlerini yapmýþlardýr. Bunlarýn da en meþhurlarý: “Üveys el Karani, Said b. el Müseyyeb, Hasan-ý Basrî, Ata b. ebî Rebah” bunlardandýr. Bunlarý da tabakalara ayýrýp derecelendiren alimler olmuþtur.

Üçüncü Asrýn insanlarý ki Peygamberimiz (s.a.v)’in en hayýrlý nesiller diye haber verdiði kimselerin üçüncü nesli de bunlardýr. Bunlarýn da en meþhurlarý: “Malik b. Enes, Þafii, Evzâî, Sevrî, Þu’be, Ýbn-ül Mübarek” tir.

Bize bu hadisleri aktaran her üç asrýn insanýnda aranan bazý özellikler de vardýr ki, bunlar: Müslüman, ergenlik çaðýna gelmiþ, aklý baþýnda, günah ve edep dýþý hareketlerden uzak duran, dikkatli, uyanýk, hafýzasý saðlam olmasýdýr. Bu þartlarý kendisinde bulunduran ve deðiþik isimler altýnda, “Muhaddis, Hafýz, Huccet, Hakim” diye adlandýrýlan deðiþik konularda mütehassýs bilginler de gelip geçmiþtir.

O derece ki hadis rivâyet edenleri tenkid için yazýlan kitaplarýn cilt sayýsý büyük rakamlara ulaþmaktadýr. Bu mütehassýs bilginler hadis rivâyet eden kimseleri yalan söylemesi veya yalan söylemekle itham edilmesi, çok yanýlmasý, Dikkatsizlik, günahkarlýk doðru zanný ile bazý hatalarda bulunmak (vehm) ve hafýza bozukluðu ve benzeri hususlarda süzgeçten geçirip hadisin saðlam bir þekilde sonraki nesillere ulaþtýrýlmasýna yardýmcý olmuþlardýr. Bu iþi yaparken de “Ýnsanlarýn en saðlamý, Adil, çok doðru, üstad, hadisi kabul eden kiþi” diyerek hadisi rivâyet edenlere isimler vermiþler. Rivâyette kusurlu gördüklerini de “Gevþek, kuvvetli biri deðil, hadis konusunda zayýftýr, hakkýnda konuþulmuþtur, hadisleri kabul edilmez, meçhuldür, çok hata yapar, hadisi hiçe sayýldý, beþ para etmez, mahvolmuþ, sözkonusu bile edilmez, terk edilmesinde görüþ birliðine varýlmýþ, çok yalancý, yalanýn direðidir, hadis uydurdu” gibi sözlerle tenkid edip o kimseleri kabul etmemiþlerdir.

Hadisleri de kendi aralarýnda çeþitlere ayýrýp derecelendirmiþlerdir. Tirmîzî dönemine kadar hadisler, sahih ve zayýf diye iki bölümde mütalaa edilirken Tirmîzî bu derecendirmeye “Hasen” diye üçüncü bir ilave daha getirmiþtir.

                          I.      SAHÝH HADÝS: Güvenilir ve adaletli kiþilerin birbirlerinden kesiksiz olarak rivâyet ettikleri her türlü teknik hastalýktan uzak hadislere denir. Buharî, Müslim, ve bazý hadis kitaplarý bu tür hadislerle doludur. Aklýn kabul edemeyeceði kadar çok sayýda kiþilerin ve yalan söylemek üzere birleþmeleri mümkün olmayan topluluklarýn görerek veya iþiterek naklettikleri haber ve hadislere de “Mütevatir hadis” denilir.

                        II.      HASEN HADÝS: Kesiksiz ve teknik hatadan uzak fakat adalet ve zapt bakýmýndan biraz gevþek kimselerin rivâyet ettikleri sahih hadis derecesine ulaþamayan hadislere denir hasen hadisle ilgili Tirmîzî’nin ortaya koyduðu bazý terimler vardýr ki þunlardýr:

·   Hasen sahih: Hadisin birkaç senedinin olduðunu ve þahitlik derecesine ulaþtýðýný gösterir. Bu ifade bir yönden hasen diðer yönden sahih anlamýnda da anlaþýlmýþtýr.

·   Hasen garib: Gariblik hem sened hem de metinde olur ve tekbir senedle rivâyet edilir ve manasýný takviye eden baþka deliller de bulunursa Tirmîzî bu tür hadislere bu ismi vermiþtir. Çünkü garib hadis bazen sahih, bazen hasen, bazen de zayýf olabilir. Rivâyet edenin tereddüdünden dolayý garib adýný almýþtýr.

Hasen sahih: Ayný hadis metni birkaç senedle gelmiþse bu hadis bazen sahih bazen hasen senedle gelmiþ demektir. Bu sebeple senedler  birbirini takviye etmiþ olacaðýndan hasen sahih denilen hadis, sahihten daha kuvvetli sayýlýr.

                      III.      ZAYIF HADÝS: Sahih ve hasen hadisin þartlarýný taþýmayan hadislerdir. Bu özelliklerden herhangi biri eksik olursa hadisçiler tarafýndan pek çok çeþidi ortaya konan zayýf hadisin meþhur olan þu çeþitleri vardýr:

A.     Mu’dal: Senedin herhangi bir yerinden iki ve daha çok ravi atlanýrsa veya isimleri söylenmezse bu çeþit hadislere mu’dal denilir.

B.      Munkatý: Senedinde bir kiþinin hiç adý geçmeyen veya kapalý bir þekilde geçen hadistir.

C.     Müdelles: Seneddeki bir kusurun gizlenmesidir ki birkaç çeþidi vardýr.

D.      Metrûk: Hadisçilerce kusurlu sayýlan bir kimsenin tek baþýna rivâyet ettiði hadistir.

E.       Münker: (Þaz) Ýki zayýf rivâyet edenden daha zayýf olanýn diðerine aykýrý olarak yaptýðý rivâyettir.

F.       Muallel: Sadece hadis bilginlerinin fark edebileceði bir kusuru bulunan hadise muallel veya ma’lul denir.

G.     Müdrec: Senedde veya metinde baþkalarý daha saðlam zannetsinler diye bir ilave yapýlmýþ hadislerdir.

H.      Maklûb: Metin ve senedte yapýlan altýný üstüne getirme olayýdýr.

Ý.        Muzdarib: Deðiþik þekillerde rivâyet edilir ve tercih yapma imkaný da olmasa bu çeþit hadislere de muzdarib denilir.

 

SAHÝH HASEN ZAYIF HADÝSLER ARASINDAKÝ ORTAK TERÝMLER

1-      Müsned: Senedinde hiç atlama bulunmayan hadistir. “Merfu” ve “Muttasýl” da ayný anlamdadýr.

2-      Mevkuf: Ashab’tan nakledilen söz iþ ve takrirlerdir.

3-      Maktû: Tabiilere ait olarak nakledilen söz ve iþlerdir, “Munkatý” da denilir.

                      IV.      MEVZU (UYDURMA) HADÝSLER: Bir kimsenin çeþitli nedenlerle uydurup Rasûlullah (s.a.v.)’e nisbet ettiði hadislerdir ki: “Kim bilerek benim hakkýmda benden olmayan bir þeyi benden imiþ gibi söylerse cehennemdeki yerine hazýrlansýn.” Hadisine göre o kimse mutlaka cehennemliktir.

Bu konuda insanlarý uyarmak için pek çok kitaplar yazýlmýþ içersinde uydurma hadisleri toplayan eserler ortaya konmuþtur.

SÜNEN-Ý (SAHÝH-Ý) TÝRMîZî VE MÜELLÝFÝ

Tirmîzî (Ebû Ýsa), Orta Asya þehirlerinden Termiz, Türmiz þeklinde de telaffuz edilen Tirmiz þehrinde 209/824 yýlýnda doðmuþ olup 279/892 yýlýnda 70 yaþýnda vefat etmiþtir. Künyesi Ebû Ýsa’dýr. Kitabýnda kendi görüþünü sunarken Kale Ebû Ýsa (Tirmîzî der ki): diyerek baþlar. Hadis ilmini elde edebilmek için Horasan, Hicaz, Irak gibi pek çok beldeler dolaþmýþtýr. Hadis öðrenimini Buhara’da yapmýþ olup, Buharî ve Müslim hocalarýndandýr. Tirmîzî’nin yaþadýðý çað hadis ilimlerinin büyük kalkýnma çaðý idi. Kütüb-ü Sitte imamlarý denilen hadisçiler de ayný asýrda yaþamýþlardýr;

Buharî, 194-256

Müslim, 204-261

Tirmîzî, 209-279

Ebû Davud, 202-275

Nesai, 215-303

Ýbn Mace, 209-273

Ayný dönemde yaþayan bu hadis alimlerimizden Buharî, Tirmîzî’ye: “Benim senden faydalanmam senin benden faydalanmandan daha fazladýr” demektedir. Pek çok hadis alimi hadiste güvenirliði ve imam oluþu konusunda ittifak ederler. Kendi dönemindeki pek çok ilim adamý: “Ýlim toplayan te’lif eden ve müzakere eden biri” olarak nitelendirirler. Pek çok hadis sened ve raviler hakkýnda Buharî’ye: “Muhammed b. Ýsmail’e sordum” diyerek o konuda aldýðý bilgileri hadisin açýklama bölümünde aktarýr. Bazý ilim adamlarýnca, Hanbeli bazýlarýnca Þafii mezhebine nisbet edilen Müellifimiz, Ebû Ýsa’nýn, hadis ashabýndan olduðu ve sünnete uyup doðrudan sünnete amel ettiði herhangi bir mezhebi taklid etmeyen müstakil bir Müctehid olduðu görüþü aðýrlýktadýr. Kitabýn içersinde sýkça geçen “Ashabýna” (arkadaþlarýmýz) sözünden Ehli hadis denilen Malik b. Enes, Þafii, Ahmed b. Hanbel ve Ýshak b. Rahuye’yi kasdettiði tahliller sonucunda anlaþýlmýþtýr.

Darîr yani a’ma olduðu da söylenen müellifimizin ömrünün sonlarýna doðru gözünü kaybettiði de söylenir. Saðlam bir hafýzaya sahip olduðu tek dinlemede olduðu gibi ezberlediði kaydedilir. Zehebî: Buharî öldüðü zaman Horasan’da ilim, hýfz, vera’ ve zühd yönleriyle Tirmîzî denginde bir baþkasýný geride bir baþkasýný geride býrakmamýþtý demekle bu üstünlüðünü bildirmiþtir.

Hadisleri bir araya getirmek ve eser te’lif etmekle kalmamýþ hadis ilminin geliþmesine de katkýda bulunmuþtur. Tirmîzî dýþýndaki hadisçiler sahih ve zayýf tabirlerini kullanýrken, Tirmîzî buna bir de “hasen” tabirini de ortaya koyarak bu ifadenin hadisçiler yanýnda benimsenip þöhret bulmasýna da sebeb olmuþtur. Sadece hasen tabirini kullanmakla kalmayýp “Hasan, sahih, garibtir.” “Hasen sahihtir” gibi terkiplerde ortaya koymuþtur. Bu hasen garib ýstýlahý üzerine Ürdün ünüversitesi hadis ana bilim dalýnda 1995 yýlýnda Tirmîzî’nin sahih-i üzerinde uygulamalý nazari bir çalýþma yapan “Üsame Nemr Abdulkerim Abdulkadir, (Danýþmaný Dr. Sultan Akayile) yaptýðý bu çalýþmanýn sonucunda þu kanaate varmýþtýr.

1- Tirmîzî’nin hadislerinin derecelerini bildirirken, hasen garib demesi diðer hadisçilerin söyledikleri hasen garib anlamýnda deðildir. Yani hasen, garib sözü tek bir terim deðildir; Ýki ayrý sözcükten oluþur. Ýkisinin birbiriyle alakasý yoktur. Birincisi hadisin sýhhat yönünden derecesini bildirir. Ýkincisi ise rivâyet edenler yönünden hadisin özelliðini bildirmektedir.

2- Tirmîzî’ye göre hasen kelimesi deðiþik mertebelerde kullanýlmýþtýr.

         a) Sahih lizatihî

         b) Sahih liðayrihi          Senedin kuvvetini belirtmek ister delil getirmez.

         c) Hasen lizatihî

         d) Hasen liðayrihî    Birbirini destekleyen hadislerle o hadisin derecesini yükseltmiþ olur.

3- Garib kelimesi Tirmîzî’ye göre pek çok anlamlara gelmekte olup çoðunlukla diðer hadisçilerin hasen dedikleri anlamýndadýr.

4- Bu deðiþik terimleri kullanmakla hadislerle hükmetmede kolaylýk saðlamýþtýr. Diðer hadisçilerin cidden zayýf ve illetli dedikleri hadisleri bile hasen kabul edip, bu konudaki geniþ yelpazesiyle farklý farklý yollardan gelen zayýflarýn birbirini desteklemesini ve böylece kuvvet bulup o hadisi de hasen sayýyor. Rivâyeti yalancýlýkla itham edilmeyen bir ravinin rivâyetini bile hasen sayýyor. Hadisçilerin çoðunluðu bu metoda iyi bakmasa da…

Bu nazarî çalýþmayý yapan araþtýrmacýmýz rakamlarla zayýf olduðu söylenen 367 hadisi vererek þu sonuca varmýþtýr. Bu 367 hadisten:

1- 45 tanesi sahih lizatihî durumundadýr ki % 12 eder.

2- 36 tanesi sahih liðayrihî durumundadýr ki % 10 eder.

3- 12 tanesi hasen lizatihî durumundadýr ki % 3 eder.

4- 122 tanesi hasen liðayrihî durumundadýr ki % 33 eder.

5- 54 tanesi ciddi anlamda zayýf ve deðiþik illetlidir % 14 eder.

6- 98 tanesi hiçbir þekilde zayýflýk ve illetten kurtulamayan % 26 eder.

         5-6 bölümler toplamý 152 hadis eder ki % 41 eder.

         1-2-3 bölümler toplamý 93 hadis eder ki % 25 eder.

Tirmîzî Sahihinin son bölümü olan 51. bölümü de Ýlel (Cerh ve Ta’dil) ile ilgili teknik bilgilere ayýrmýþtýr ki bu bilgiler ileride gelecek ve bu konuda eser kaleme alacak kimselere çekirdek eser hizmetini görmüþtür. Bu konularda en özlü bilgi Tirmîzî’nin sahihinin sonundaki bu bölümden de özet olarak öðrenilebilir.

Tirmîzî metod olarak kendisinden sonraki hadisçilere tesir edip onlara da örnek olmuþtur. Darakutnî süneninde, Münzirî de Tergýb ve Terhibinde hadislerin sýhhat durumlarýný belirtmiþlerdir.

Sahabe hayatý ve menkýbelerine ait ilk eser yazan kimsenin de Tirmîzî olduðu kaydedilmiþtir. Þemail konusunda da ilk eser yazma yine Tirmîzî’ye nasib olmuþtur. Ayrýca el Ilel-ül Kübra isimli bir eserinin olduðu da kaydedilmiþtir.

Tirmîzî’nin elimizdeki bu eserindeki tertip güzelliði diðer hadis kitaplarýnda yoktur. Bu sebeble bazý alimler Sahih-i Tirmîzî’yi Kütüb-ü Sitte’nin üçüncü kitabý olarak kabul etmiþlerdir. Tirmîzî bu kitabý hakkýnda þu açýklamayý yapar: “Bu kitabý te’lif edince Hicaz, Irak ve horasan alimlerine takdim ettim hepsi de onu beðendi kimin evinde bu kitab bulunursa sanki o evde konuþan bir peygamber vardýr” dediler.

Ahkam ve Muameleye ait hadislerin altýnda Tirmîzî þöyle der: Diyerek açtýðý bölümdeki yaptýðý açýklamalarla hadis, ravi ve o hadis hakkýndaki sahabe ve tabiin dönemi alimlerin görüþlerini vererek herkesin kitaptan kolayca istifadesine imkan tanýmýþ olur. Bu bölümde hadisin güvenilirlik derecesini, Hadisin taþýdýðý zayýflýklarý rivâyet ve ravilere iliþkin bilgileri, hukukçularýn hadisten çýkardýðý sonuçlarý ve mezheblerin görüþlerine de yer verir ki bu görüþleriyle bir çeþit mukayeseli fýkýh mezhebleri tarihi yapmýþ gibidir.

Tirmîzî bazý hadislerin bulunduðu konu ile ilgili bölümünü alarak hadisi kýsaltýr ve: “Bu hadisi buradakinden uzuncadýr” diyerek kýsalttýðýný da belirtir.

Yine Tirmîzî o hadisin baþka hangi raviler tarafýndan da rivâyet edildiðini hadisin altýna isimlerini vererek zikreder.

Sahih-i Tirmîzî kitabýna, Maliki alimlerinden Ýbn-ül Arabî el Malikî diye þöhret bulan Muhammed b. Abdullah el Ýþbilî “ARIZAT-ÜL AHVEZÎ FÎ ÞERHÝ-T TÝRMÎZΔ adý altýnda (V. 543/1148) þerh yapmýþtýr. Ayrýca, “TUHFETÛL AHVEZÎ ÞERHU CAMÝ ÝT TÝRMÎZΔ adý altýnda, Muhammed Abdurrahman Ýbnü Abdýrrahim el Mübarekfûrî’de (V. 1353/1934) bir þerh yapmýþtýr.

Yine bu eserimiz üzerinde “Nurettin Itr” tarafýndan Buharî ve Müslim’le, Sahih-i Tirmîzî’yi karþýlaþtýrmalý olarak ele alýp geniþ bir tahlil yapmýþtýr.

Baþka þerh ve ihtisar çalýþmalarý da yapýlan eserimizin hadislerini tek bir kelimeden bulmak maksadýyla “Sýddîk el Beyk” tarafýndan “el Mürþid ila ehadisi sünen-i Tirmîzî” ismiyle birde anahtar kitap neþredilmiþtir.

Kullanma ve istifade kolaylýðý yönünden Buharî ve Müslim’den daha kolay olduðu söylenir, çünkü Buharî ve Müslim’den ihtisas sahibi kimseler istifade eder; Tirmîzî’den ise herkes istifade edebilir.

AYET VE HADÝSLERDE GEÇEN ÖLÇÜ BÝRÝMLERÝNÝN ÇAÐDAÞ ÖLÇÜLER CÝNSÝNDEN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ

* Kur’ân-ý Kerîm’de; “Ölçüp tarttýðýnýzda þaþmaz bir teraziyle tartýn”[1] diyerek ölçü iþlerine dikkat edilmesi gereðini vurgulayan Rabbimiz, en küçük aðýrlýk birimi kabul edilebilecek “Zerre” kelimesini, pek çok ayetlerde[2] kullanmýþtýr. Yine aðýrlýk birimi olarak kullanýlan “Hardal tanesi” de bazý ayetlerde geçer[3] “Kýntar”[4] ve çoðu “Kanatîr”[5] de ayetlerde geçen ölçü birimlerindendir. Yine en küçük ölçü birimlerinden olan “Nakîr”[6] Kýl kadar anlamýnda olan: “Fetîl”[7] ve yine en küçük aðýrlýk birimi olan “Kýtmîr”[8] ve en küçük para birimi Dirhem’in çoðulu olarak “Derahim”[9] kelimesi Kur’ân’da geçen ölçeklerdendir.

Ayrýca, ölçü ve tartý iþlerinde dürüst ve duyarlý olunmasý gereðini[10] bizlere bildiren Rabbimiz bir nevi ölçek durumunda olan su kabý “Suvað”[11] kelimesini derleyip toplamak anlamýna gelen “Vesak”[12] kelimesini kitabýmýzda kullanmýþtýr.

Ayrýca deðiþik ölçü birimleri olarak kullanýlan ve en büyük ölçek anlamýnda “Yeryüzü”[13] kelimesini, avuç anlamýndaki “Kabza”[14] kelimesini ve Arþýn anlamýndaki “Zira”[15] kelimesini Kur’an’da kullanmýþtýr.

* Hadis-i þeriflerde de “Mizan, Vezin, Dirhem, Dinar, Okýyye, Kantar, Mûd, Sa’, Farak, Arak, Vesk, Kýst, Mûd, Mekûk, Kafiz, Ýrdeb, Kur`.” Uzunluk ölçüleri olarak ta; “Fersah, Mil, Ðalve, Zira, Kabza” kelimeleri kullanýlmýþtýr. Ondört asýr önce bu ayetler indirildiði ve bu hadisler söylendiði zaman tüm o çaðýn insanlarý anlýyorlardý. Bugün aradan bu kadar zaman geçmesine ve ölçü birimlerinin deðiþime uðramasýyla tüm Coðrafyalarda deðiþik isimler adý altýnda ölçekler kullanýlmaktadýr. Pek çok Ýslam Coðrafyasý deðiþik ölçü birimleri kullanmakla beraber kilo, litre, metre, kilometre ölçülerinde birliktelik gözlemlenmektedir. Bu yüzden okuduðumuz hadislerde geçen bu ölçü birimlerini bir cetvel halinde okuyucu ve araþtýrmacý kardeþlerimize kolaylýk olsun diye bu cetvelleri aþaðýda veriyoruz. Bu cetveller hazýrlanýrken “M. Necmüddin el Kürdî” nin Mastýr tezi olarak hazýrladýðý Ýbrahim tüfekçinin Tükçeye tercüme ettiði, “Þer’i ölçü birimleri ve Fýkhî hükümleri” kitabýndan büyük ölçüde istifade edilmiþtir.

UZUNLUK ÖLÇÜLERÝ

1- Bir katýr kýlý 0,5 mm

2- Altý katýr kýlý normal bir arpa tanesi kadar eder 3.33 mm.

3- Altý normal arpa tanesi, normal bir parmak kalýnlýðý eder “Ýsba” 20 mm

4- Dört parmak kalýnlýðý bir kabza eder ki “Kabza” 80 mm

5- 24 parmak kalýnlýðý bir zira` bir arþýn eder ki, “Zira’, Arþýn” 48 cm. Normal bir kiþinin dirseðinden orta parmak ucuna kadar ki uzunluktur.

6- Dört Zira’ bir ba’ bir “Kulaç” eder ki; 192 cm

7- “Ðalve” bir ok atýmý mesafedir ki; 192 metre

8- “Mil” 3500 Zira’ eder ki; 1680 metre

9- “Fersah” üç mil eder ki; 5,04 km

10- “Berîd” dört fersah eder ki; 20,16 km. dir.

Ýslam ülkelerinin çeþitli bölgelerinde kullanýlan tefsir ve hadis kitaplarýnda isimleri geçen deðiþik zira’ ölçüleri vardýr ki isimleri ve parmak cinsinden ölçüleri þöyledir:

      Sevda              :           27                    parmak kalýnlýðý

      Hadid              :           27                    parmak kalýnlýðý

      Yusufiyye          :           26  1/3             parmak kalýnlýðý

      Kâdiye             :           25  1/3             parmak kalýnlýðý

      Yed                  :           24                    parmak kalýnlýðý

      Mürsele                        :           24                    parmak kalýnlýðý

      Evanî               :           24                    parmak kalýnlýðý

      Kirbâs              :           28                    parmak kalýnlýðý

      Misaha             :           28                    parmak kalýnlýðý

      Kadîm             :           28                    parmak kalýnlýðý

      Küçük hâþimî   :           29  2/3             parmak kalýnlýðý

      Mimariye         :           30                    parmak kalýnlýðý

      Neccar                        :           30                    parmak kalýnlýðý

      Büyük haþimî   :           32  2/3             parmak kalýnlýðý

      Ömeriyye         :           24+4+3=31       parmak kalýnlýðý

      Mizaniyye         :           72  2/3             parmak kalýnlýðý

 

AÐIRLIK ÖLÇÜLERÝ

1- Habbe   :           Buðday ve arpa tanesi                       0,0589 gr.

2- Tusuç     :                                                           0,124 gr.

3- Kýrat      :                                                           0,1856 gr.

4- Danik    :           (Yaklaþýk yarým gram)             0,495 gr.

5- Nevât    :           Beþ dirhem                              14,85 gr.

6- Neþ        :           Yirmi dirhem                            59,4 gr.

7- Ukýyye    :           Kýrk dirhem                              118,8 gr.

8- Rýtýl        :           Dört yüz seken dirhem                        1425,6 gr.

9- Men       :           Dokuz yüz altmýþ dirhem                    2851,2 gr.

10- Kýntar   :           On iki bin dirhem                    35,640 gr.


 

HACÝM ÖLÇÜLERÝ

Rýtýl               :                                                                       416 gr.

Müd             : ¼ Sa’a eþit bir ölçü birimidir.                                    832 gr.

(Normal bir kimsenin iki avucunu buðday yýðýnýna daldýrdýðýnda ele gelen buðday miktarý)

Kýst               : Yarým Sa’ miktarý kadardýr.                          1,664 gr.

Kýlece (Kýst)  : 7/10 Sa’ demektir, veya 3 tam ¾ rýtýl demektir,                         2,425 gr.

Sa’                : Dört Müd miktarýdýr veya 5 tam 1/3 rýtýl demektir,                                    3,328 gr.

Mahtûm       : Beþ tam 1/3 Rýtýl demektir,                           2,218 gr.

Mekûk          : Sekiz Rýtýl demektir veya bir tam ½ Sa’ demektir,                     3,328 gr.

Farak                        : Üç Sa’ veya on altý Rýtýl demektir,                            9,984 gr.

Veybe                      : Altý Sa’ veya Otuz iki Rýtýl demektir,              19,968 gr.

Müdy                        :Yedi tam ve ½ Sa’ demektir veya kýrk rýtýl demektir,                                      16,640 gr.

Kafîz                   : On iki Sa’ veya 64 Rýtýl demektir,                                    26,624 gr.

Arak                   : On beþ Sa’ veya 80 Rýtl demektir,                                 33,280 gr.

Ýrdeb                  : Yirmi dört Sa’ veya 128 Rýtl demektir,                                           53,248 gr.

Cerîb                 : Kýrk sekiz Sa’ veya 256 Rýtl demektir,                                             106,496 gr.

Vesak                                : Altmýþ Sa’ veya 280 Rýtýl demektir,                                 199,680 gr.

Kerr                    : Yediyüz yirmi Sa’ veya 3840 Rýtl demektir,                    1,597,440 gr.

Saf suyun buðday hacmine göre oraný 150/198 yani 198 litre su 158 kg. aðýrlýðýna eþittir. Arpanýn saf suya orantýsý ise 120/198 dir. Yani 198 litre su 120 kg. arpaya eþittir. Bu hesaba göre ayný hacimde fakat farklý aðýrlýkta olan bazý bakliyat çizelgesi aþaðýda sunulmuþtur;

ÝRDEB:  Yirmi dört Sa’ veya 128 Rýtýl miktarýna eþittir.

Maddenin cinsi                                              Hacmi                                   Aðýrlýðý

1- Saf su                                 :               1 irdeb                                   198 kg veya litre

2- Buðday                             :               1 irdeb                                   150 kg veya litre

3- Arpa                                  :               1 irdeb                                   120 kg veya litre

4- Normal mercimek         :               1 irdeb                                   160 kg veya litre

5- Kýrýk mercimek                 :               1 irdeb                                   148 kg veya litre

6- Bakla                                 :               1 irdeb                                   150 kg veya litre

7- Kýrýk Bakla                         :               1 irdeb                                   144 kg veya litre

8- Soðan                                               :               1 irdeb                                   45 kg veya litre

9- Nohut                                               :               1 irdeb                                   150 kg veya litre

10-Susam                              :               1 irdeb                                   120 kg veya litre

11- Yonca                             :               1 irdeb                                   157 kg veya litre

12- Saman                           :               1 irdeb                                   50 kg veya litre

13- Kepek                             :               1 irdeb                                   67,5 kg veya litre

14- Kuru bezelye                  :               1 irdeb                                   160 kg veya litre

15- Her türlü meyve sebze                 1 irdeb                                   45 kg veya litre


 

1 Müslim, Cum’a: 43; Ýbn Mace, Mukaddime: 7

[1] 26 Þuara: 182  

[2]  4 Nisa: 40; 10 Yunus: 61; 34 Sebe’ 3-22; 99 Zilzal 7-8

[3]  21 Enbiya: 47; 31 Lokman: 16

[4]  3 Âl-i Imrân 75; 4 Nisa; 20

[5]  3 Âl-i Imrân:14

[6]  4 Nisa: 53; 4 Nisa: 124

[7]  4 Nisa: 49, 77; 17 Ýsra: 71

[8]  35 Fatýr: 13

[9]  12 Yusuf: 20

[10]  11 Hud: 85; 26 Þuara: 181, 182; 6 Enam: 152

[11]  12 Yusuf: 72

[12]  84 Ýnþikak: 17

[13]  39 Zümer: 67

[14]  20 Taha: 96

[15]  69 Hakka 32