NAMAZ BÖLÜMLERÝ

BÖLÜM: 113

Ø NAMAZ VAKÝTLERÝ

149- Ýbn Abbâs (r.a.)’den haber verildiðine göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Cibril (a.s), Ka’be’nin yanýnda bana iki kez imâm oldu. Ýlk seferinde, güneþ batýya kayýp gölgesi takunya tasmasý kadarken öðle namazýný, sonra her þeyin gölgesi kendi boyu kadar olunca ikindi namazýný; sonra güneþin battýðý ve oruçlunun orucunu açtýðý zaman akþam namazýný; Þafak kaybolduðu zaman ise yatsý namazýný, aydýnlýðýn yeni baþlayýp oruçluya yeme içmenin haram olduðu vakitte sabah namazýný kýldýrmýþtý.

Ýkinci seferinde: Her þeyin gölgesi kendi boyu kadar olunca yani bir önceki seferde ikindiyi kýldýrdýðý vakitte öðle namazýný; sonra her þeyin gölgesi kendisinin iki katý olunca ikindi namazýný; Akþam namazýný yine önceki vaktinde kýldý sonra gecenin üçte biri geçince de yatsý namazýný, sonra ortalýk aðarýnca da sabah namazýný kýldýrdý. Sonra da bana dönüp þöyle dedi. Ey Muhammed bu iki vakit arasýnda namaz kýlma geniþliði ve serbestliði senden önceki Peygamberlere tanýnan vakitler gibi olup sana da bu iki vakit arasýnda namaz kýlabilmen mümkün olmuþtur.” (Ebû Dâvûd, Salat: 2; Buhârî, Mevâkît: 1)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Büreyde, Ebû Musa, Ebû Mes’ûd El Ensârî, Ebû Saîd, Câbir, Amr b. Hazm, Berâ ve Enes (r.a.)’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

150- Câbir (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtu: “Cibril bana imâm oldu…” Ýbn Abbâs hadisini ayný mana ile rivâyet etmekle sadece: “Dünkü ikindi vaktinde” cümlesini söylememektedir. (Buhârî, Mevâkît: 1; Ebû Dâvûd, Salat: 2)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahih garibtir. Ýbn Abbâs hadisi ise hasen sahihtir.

Muhammed diyor ki: Namaz vakitleri hakkýnda Câbir (r.a.)’ýn hadisi en sahih olandýr.

Tirmîzî: Câbir’in namaz vakitleri hakkýndaki bu hadisinin benzerini Atâ b. ebî Rebah, Amr b. Dinar ve Ebû’z Zübeyr yoluyla Vehb b. Keysân’ýn, Câbir’den rivâyetini aktarmýþtýr.

Bölüm: 114

Ø NAMAZ VAKÝTLERÝNÝN DEVAMI

151- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Namaz vakitlerinin ilk ve son vakitleri vardýr. Öðle namazýnýn ilk vakti güneþin batýya kaymasýndan baþlayýp ikindi vaktinin giriþine kadardýr, Ýkindi namazýnýn ilk vakti bu vaktin giriþinden baþlayýp sonu güneþin sarardýðý zamandýr, Akþam namazýnýn ilk vakti güneþin battýðý zaman sonu ise ufukta kýzýllýðýn kaybolduðu zamandýr, yatsý namazýnýn ilk vakti ufuktaki kýzýllýðýn kaybolduðu vakit baþlayýp gece yarýsýna kadardýr. Sabah namazýnýn ilk vakti fecrin aðarmaya baþladýðý zamandan güneþin doðacaðý zamana kadardýr.” (Müsned: 6875)

ž Tirmîzî: Bu konuda Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet etmiþtir.

Tirmîzî: Muhammed’den iþittim dedi ki: Namaz vakitleri hakkýnda A’meþ’in, Mücahid’den rivâyeti Muhammed b. Fudayl’in, A’meþ’den rivâyetinden daha sahihtir. Hennâd bize Ebû Usame’den, Ebû Ýshâk el Fezarî’den, A’meþ ve Mücahid’den hadis rivâyet etmiþtir. “Namaz vakitlerinin ilk ve son vakti” hadisinin benzerini A’meþ’den Muhammed b. Fudayl rivâyet etmiþtir.

Bölüm: 115

Ø NAMAZ VAKÝTLERÝNÝN DEVAMI

152- Süleyman b. Büreyde (r.a.)’in babasýndan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’e bir adam gelerek: “Namaz vakitlerini” sordu. Rasûlullah (s.a.v.)’de: “Bizimle beraber kal öðrenirsin” buyurdular.

Sabah namazý vakti gelince Bilâl’e emretti fecr doðunca ezan okudu sonra tekrar emretti güneþ batýya kayýnca öðle ezanýný okudu ve öðle namazýný kýldý, sonra emretti ezan okundu güneþ bembeyaz ve yüksekte iken ikindi namazýný kýldý, sonra güneþ batýda kaybolunca akþam namazý için ezan okunmasýný emretti, sonra ufuktaki kýzýllýk kaybolunca yatsý namazýnýn ezaný için emretti.

Ertesi gün yine Bilâl’e emretti, ortalýðýn aðarmasýna kadar sabah namazýný geciktirdi, sonra havanýn serinlemesine kadar bekleyerek öðleyi serinlikte kýldý, sonra güneþin son parlaklýðý vaktine kadar ikindiyi geciktirdi sonra emrederek akþam namazýný þafaðýn kaybolacaðý vakitte kýldý sonra yatsý için gecenin üçte birinde emretti ve yatsý namazý kýlýnmýþ oldu, sonra namaz vakitlerini soran nerede buyurdu o adam da benim dedi. “Namazlarýn vakitleri bu iki zaman arasýndadýr buyurdular.” (Ýbn Mâce, Namaz: 1; Nesâî, Mevâkît: 1)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garib sahihtir. Þu’be bu hadisi Alkame b. Mirsed’den hadis rivâyet etmiþtir.

Bölüm: 116

Ø SABAH NAmAZININ ALACA KARANLIKTA KILINMASI

153- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle buyurmuþtur: Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber bazý kadýnlar sabah namazýný kýlar ve daðýlýrlardý. Ensarî diyor ki: Kadýnlar elbiselerine bürünüp geçerlerken alaca karanlýk dolayýsýyla tanýnmazlardý. Kuteybe: “Çarþaflarýna bürünmüþ olarak” demiþtir. (Buhârî, Mevâkît: 28; Ýbn Mâce, Salat: 2)

ž Bu konuda Ýbn Ömer, Enes, Kayle binti Mahreme’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu Âiþe hadisi hasen sahihtir. Zührî bu hadisi Urve ve Âiþe yoluyla rivâyet etmektedir. Peygamber (s.a.v.) ashabýndan pek çok kimse ve Ebû Bekir, Ömer’inde bulunduðu bir kýsým kimselerde tabiinden bazý ilim adamlarýnýn görüþü bu doðrultudadýr.

Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’da ayný görüþte olup, “Alaca karanlýkta sabah namazýný kýlmayý” müstehab kabul ederler.

Bölüm: 117

Ø SABAH NAMAZININ GÜN AÐARIRKEN KILINMASI

154- Rafi’ b. Hadîç (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’den þöyle buyurduðunu iþittim: “Sabah namazýný gün aðarýnca kýlýn o anda kýlmanýn mükafatý daha büyüktür. (Nesâî, Mevâkît: 1; Ýbn Mâce, Salat: 2)

ž Tirmîzî: Bu hadisi Þu’be ve Sevrî, Muhammed b. Ýshâk’tan rivâyet etmiþlerdir.

Tirmîzî: Muhammed b. Aclan da ayný þekilde Âsým b. Ömer b. Katâde’den rivâyet etmektedir.

Tirmîzî: Yine bu konuda Ebû Berze el Eslemî, Câbir ve Bilâl’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve tabiinden pek çok ilim adamlarý “Sabah namazýnýn günün aðarmasýyla” kýlýnmasý görüþündedirler. Sûfyân es Sevrî’de bu görüþtedir. Þâfii, Ahmed ve Ýshâk diyorlar ki: Günün aðarmasý (Ýsfar) demek aydýnlýðýn apaçýk ortaya çýkmasý demektedir, namazýn geciktirilmesi deðildir.

Bölüm: 118

Ø ÖÐLE NAMAZININ ERKEN KILINMASI

155- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Öðle namazýný Rasûlullah (s.a.v.), Ebû Bekir ve Ömer’den daha erken kýlaný görmedim.” (Nesâî, Mevâkît: 2; Ýbn Mâce, Salat: 2)

ž Tirmîzî: Bu konuda Câbir b. Abdillah, Habbab, Ebû Berze, Ýbn Mes’ûd, Zeyd b. Sabit, Enes ve Câbir b. Semure’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âiþe’nin bu hadisi hasendir.

Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve tabiin dönemi ilim adamlarýnýn tercih ettikleri görüþ budur. Ali b. el Medînî, Yahya b. Saîd’den þöyle aktarýr, Þu’be bu hadisi rivâyet edenlerden Hakîm b. Cübeyr’in Ýbn Mes’ûd yoluyla rivâyet ettiði “Kim insanlardan ihtiyacý olmayan bir þeyi isterse…” konusundaki hadisinden dolayý ileri geri konuþmuþtur.

Yahya diyor ki: Bu þahýstan Sûfyân ve Zaide de hadis aktardýklarý için pek sakýncalý bir kimse sayýlmaz.

Muhammed diyor ki: Öðle namazýnýn erken kýlýnmasý hakkýnda Hakîm b. Cübeyr’den, Saîd b. Cübeyr ve Hz. Âiþe hadis rivâyet etmiþlerdir.

156- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) öðle namazýný güneþ batýya kaymaya baþlayýnca kýldý.” (Nesâî, Mevâkît: 4; Ýbn Mâce, Salat: 3)

ž Tirmîzî: Bu hadis sahihtir. Bu konuda en güzel hadis Câbir yoluyla rivâyet edilendir.

Bölüm: 119

Ø ÖÐLE NAMAZININ ÞÝDDETLÝ SICAKLARDA GECÝKTÝRÝLMESÝ

157- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Çok sýcak günlerde öðle namazýný biraz geciktirin çünkü sýcaðýn þiddeti Cehennemin kaynamasýndandýr.” (Buhârî, Mevâkît: 9: Nesâî, Mevâkît: 5)

Tirmîzî: Bu konuda Ebû Saîd, Ebû Zerr, Ýbn Ömer, Muðýre, Kâsým b. Safvân’ýn babasýndan, Ebû Musa, Ýbn Abbâs ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu konuda Ömer yoluyla bir hadis rivâyet edilmiþse de sahih deðildir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre’nin bu hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarýnýn bir kýsmý þiddetli sýcaklarda öðle namazýnýn geciktirilmesini tercih etmiþlerdir.

Ýbn’ül Mübarek, Ahmed ve Ýshâk’ýn görüþü budur.

Þâfii diyor ki: Öðle namazýný havanýn serinlemesine kadar geciktirmek uzak yerden cemaat gelecek mescidler içindir. Kendi baþýna kýlan veya mahalle mescidinde kýlanlar için namazýn geciktirilmemesi benim için daha uygundur.

Tirmîzî: Þiddetli sýcaklarda öðle namazýný geciktirmek daha güzel ve sünnete uygundur. Þâfii’nin “uzaktan gelenler için bir ruhsattýr” görüþüne Ebû Zerr’in hadisinden aykýrý bir mana vardýr. Çünkü Ebû Zerr hadisinde diyor ki: “Bilâl öðle namazý için ezan okumak istedi de Peygamber (s.a.v.) geciktir, biraz hava serinlesin” buyurmuþtur. Mesele Þâfii’nin görüþü olsaydý öðle namazýnýn havanýn serinlemesine kadar geciktirilmesinde bir mana kalmazdý çünkü hepsi bir arada bulunmaktaydýlar namaza gitmek için uzun yol gitme ihtiyaçlarý da yoktu.

158- Ebû Zerr (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: Rasûlullah (s.a.v.), bir yolculukta Bilâl ile beraberdi, Bilâl namaz için kamet getirmek isteyince: “Biraz bekle hava serinlesin” buyurdu, biraz sonra tekrar kamet getirmek isteyince: “Öðle namazý için biraz serinliði bekle” buyurdular. Ebû Zerr diyor ki: Sonunda tepelerin gölgelerini görmeye baþladýk sonra kamet getirip namaz kýldý ve þöyle buyurdu: “Sýcaklýðýn þiddeti Cehennem’in kükremesindendir. Öðle namazý için sýcaklarda havanýn serinlemesini bekleyin.” (Buhârî, Mevâkît: 10; Ebû Dâvûd, Salat: 4)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bölüm: 120

Ø ÝKÝNDÝ NAMAZININ ERKEN KILINMASI

159- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) güneþ Âiþe (r.anha)’nýn odasýndan henüz yükselmeden ikindi namazýný kýlardý.” (Buhârî, Mevâkît: 12; Ebû Dâvûd, Salat: 5)

ž Tirmîzî: Bu konuda Enes, Ebû Erva, Câbir ve Rafi’ b. Hadîç’den de hadis rivâyet edilmiþtir. Yine Rafi’den ikindi namazýnýn geciktirilmesiyle alakalý bir hadis daha rivâyet edilmiþ olup sahih deðildir.

Tirmîzî: Âiþe’nin bu hadisi hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan bir kýsým ilim sahipleri bu görüþtedir. Ömer, Abdullah b. Mes’d, Âiþe ve Enes bunlardandýr. Tabiin’den bir kýsým alimler ise ikindi namazýný erken kýlmayý tercih ederek geciktirmeyi hoþ görmemiþlerdir. Abdullah b. Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedirler.

160- Alâ b. Abdurrahman (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: Bir gün öðle namazýný kýldýktan sonra Enes (r.a.)’ýn Basra’daki evine gitmiþti. Enes (r.a.)’ýn evi mescidle yan yana idi, ikindi namazýnýn vakti girdi namazýnýzý kýlýn dedi. Biz de kalkýp namazýmýzý kýldýk, namazýmýzý bitirince Enes (r.a.) þöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittim þöyle buyurmuþtu: “Vaktinden geç kýlýnan namaz münafýðýn namazýdýr. Güneþin batmasý yaklaþýncaya ve güneþ þeytanýn iki boynuzu arasýna girinceye kadar oturur bekler sonra kuþun yem gagaladýðý gibi acele olarak dört rek’at namaz kýlar ve az okumak suretiyle Allah’ý da çok az zikreder.” (Nesâî, Mevâkît: 7; Ebû Dâvûd, Salat: 5)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bölüm: 121

Ø ÝKÝNDÝ NAMaZININ GECÝKTÝRÝLMESÝ

161- Ümmü Seleme (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) öðle namazýný sizden erken kýlardý siz ise ikindiyi ondan daha erken kýlýyorsunuz.” (Müsned: 25283)

ž Bu hadis Ýsmail b. Uleyye Ýbn Cüreyc, Ýbn ebî Müleyke ve Ümmü Seleme’den benzeri þekilde rivâyet edilmiþtir.

162- Kendi yazdýðým notlar arasýnda bu hadisi Ali b. Hucr, Ýsmail b. Ýbrahim’in, Ýbn Cüreyc’den bize aktardý þeklindedir.

163- Biþr b. Muâz el Basrî bu hadisi bize Ýsmail b. Uleyye ve Ýbn Cüreyc’den aktarmýþtýr ki bu daha sahihtir.

Bölüm: 122

Ø AKÞAM NAmAZININ VAKTÝ

164- Seleme b. Ekvâ’ (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) güneþ batýp ufuk perdesiyle gizlendiði zaman akþam namazýný kýlardý.” (Ýbn Mâce, Salat: 7; Ebû Dâvûd, Salat: 6)

ž Bu konuda Câbir es Sunabihî, Zeyd b. Hâlid, Enes, Rafi’ b. Hadîç, Ebû Eyyûb, Ümmü Habibe, Abbâs b. Abdulmuttalib ve ibn Abbâs’tan da birer hadis rivâyet edilmiþtir. Abbâs hadisi mevkuf olarak rivâyet edilmiþ olup en sahih olan da bu rivâyettir. Çünkü; es Sunabihî, Rasûlullah (s.a.v.)’den iþitmemiþtir. O sadece Ebû Bekir’in arkadaþýdýr.

Tirmîzî: Seleme b. Ekvan’ýn bu hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve tabiinden pek çok ilim adamlarýnýn görüþü budur. Yani “Akþam namazýný acele kýlmayý tercih edip geciktirmeyi hoþ görmemiþlerdir.” Hatta bazý ilim adamlarý da þöyle demektedirler. “Akþam namazý için namaz kýlýnacak tek bir vakit vardýr.” Cibril’in Rasûlullah (s.a.v.)’e kýldýrdýðý namazdaki vakte itibar ederek bu görüþe sahip olmuþlardýr. Ýbn’ül Mübarek ve Þâfii’nin görüþü budur.

Bölüm: 123

Ø YATSI NAMAZININ VAKTÝ

165- Numân b. Beþîr (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Bu yatsý namazýnýn vaktini ben herkesten daha iyi bilirim. Rasûlullah (s.a.v.) yatsý namazýný üç günlük ay battýðý zamanda kýlardý.*” (Nesâî, Mevâkît: 17; Ýbn Mâce, Salat: 8)

* Yani ay her gün takriben 50 dakika birbirinden geç battýðýnda göre güneþin batmasýndan 135 dakika sonra kýlmýþ oluyor.

166- Ebû Bekir Muhammed b. Ebân (r.a.), bize ayný hadisi Abdurrahman b. Mehdî ve Ebû Avâne’den yine ayný senetle rivâyet etmiþtir.

ž Tirmîzî: Hüþeym’in bu hadisi Biþr’in, babasýndan, Habib b. Sâlim’den, Numân b. Beþîr’den rivâyet ediyor ve bu rivâyette “Beþîr b. Sabit’i” söylemeyen Ebû Avâne’nin hadisi daha sahihtir. Çünkü Yezîd b. Harun, Þu’be’den, Biþr’in babasýndan Ebû Avâne’nin rivâyet ettiði gibi aynen rivâyet etmiþtir.

Bölüm: 124

Ø YATSI NAMAZININ GECÝKTÝRÝLEBÝLECEÐÝ VAKÝT

167- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Ümmetime zorluk getirecek olmasaydým yatsý namazýný, gecenin üçte birine veya yarýsýnýn geçmesine kadar geciktirmelerini emrederdim.” (Ýbn Mâce, Salat: 8)

ž Tirmîzî: Bu konuda Câbir b. Semure, Câbir b. Abdillah, Ebû Berze, Ýbn Abbâs, Ebû Saîd el Hudrî, Zeyd b. Hâlid ve Ýbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan, tabiinden ilim adamlarýnýn çoðu yatsý namazýnýn geç kýlýnmasýndan yanadýrlar. Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Bölüm: 125

Ø YATSIDAN ÖNCE UYUMANIN, YATSIDAN SONRA KONUÞMANIN HOÞ OLMADIÐI

168- Ebû Berze (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) yatsýdan önce uyumayý ve yatsýdan sonra konuþmayý sevmezdi.” (Ýbn Mâce, Salat: 12)

ž Tirmîzî: Bu konuda Âiþe, Abdullah b. Mes’ûd ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Berze hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarýnýn çoðu yatsýdan önce uyumayý yatsýdan sonra konuþmayý hoþ karþýlamamýþlar, bir kýsmý ise buna izin vermiþlerdir.

Abdullah b. Mübarek: Pek çok hadis, bu konunun mekruh olduðu yönündedir. Bazý ilim adamlarý da Ramazanda yatsýdan önce uyumaya izin vermiþlerdir.

Seyyar b. Selame’nin adý Ebûl Minhâl er Riyahî’dir.

Bölüm: 126

Ø YATSIDAN SONRA HANGÝ KONULAR KONUÞULABÝLÝR?

169- Ömer b. Hattâb (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), Müslümanlarý ilgilendiren meselede geceleri konuþmalar yapardý, ben de onlarla beraber olurdum.” (Ýbn Mâce, Salat: 12)

ž Bu konuda Abdullah b. Amr, Evs b. Huzeyfe ve Imrân b. Husayn’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu Ömer hadisi hasendir. Bu hadis Hasen b. Ubeydullah, Ýbrahim’den, Alkame’den, Kays adýnda veya Kays’ýn oðlu adýnda Cûf kabilesinden bir adamdan uzun bir hadis içerisinde rivâyet edilmiþtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan tabiin ve sonraki gelen ilim adamlarý bu konuda deðiþik görüþler ortaya koymuþlardýr bir kýsmý yatsýdan sonra oturup konuþmayý hoþ karþýlamamýþlar diðer bir kýsmý ise zaruri durumlarda izin vermiþ olup, çoðu hadislerde dini bir gerek varsa izin verilmiþtir. Rasûlullah (s.a.v.)‘den “Gece konuþma yasaðý namazý kýlmýþ olan ve yolcular içindir” diye bir rivâyette vardýr.

Bölüm: 127

Ø NAMaZ KILMANIn DEÐERLÝ VAKTÝ HANGÝSÝDÝR

170- Ümmü Ferve (r.anha)’dan rivâyet edilmiþtir ki kendisi Peygamberimize biat edenlerdendir, dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.)’e soruldu: “Amellerin hangisi daha deðerlidir.” “Vaktinin öncesinde kýlýnan namazdýr” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Salat: 9)

171- Ali b. ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.), kendisine þöyle buyurdu: “Ey Ali üç þeyi geciktirme; Vakti giren namazý, hazýrlanan cenazeyi, dengini bulduðun zaman bekar kimseleri evlendirmeyi.” (Müsned: 1475)

ž Tirmîzî: Bu hadis garib hasendir.

172- Ýbn Ömer’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Namazýn ilk vakitte kýlýnmasý Allah’ýn razý olmasýný gerektirir, son vaktinde kýlmak ise affedilmeye sebeptir.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis garib’tir. Ýbn Abbâs’tan buna benzer bir hadis rivâyet edilmiþtir. Bu konuda Ali, Ýbn Ömer, Âiþe, Ýbn Mes’ûd’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ümmü Ferve’nin bu hadisi sadece Abdullah b. Ömer el Ömerî’den rivâyet edilmektedir. Bu kimse hadisçiler yanýnda pek saðlam sayýlmayýp hakkýnda söz edilmiþtir. Doðru kimsedir fakat, Yahya b. Saîd’in hafýzasý yönünde söz edilmiþtir.

173- Amr eþ Þeybanî (r.a.)’den rivâyete göre, bir adam Ýbn Mes’ûd’a “Hangi amel daha deðerlidir” diye sordu. Ýbn Mes’ûd’da: Ben bunu Rasûlullah (s.a.v.)’e sordum o þöyle buyurdu: “Namazlarý vakitlerinde kýlmak.” “Ey Allah’ýn Rasûlü baþka” dedim: “Ana babaya iyilik etmen” “Daha baþka” dedim, “Allah yolunda cihad etmektir.” buyurdular. (Buhârî, Mevakît: 5; Nesâî, Mevakît: 51)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Mes’ûdî, Þu’be, Süleyman (Ebû Ýshâk) Þeybânî ve daha baþkalarý bu hadisi el Velid b. Ayzâr’dan rivâyet etmiþlerdir.

174- Âiþe (r.anha)’dan aktarýldýðýna göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) hayatýnýn sonuna kadar hiçbir namazý son vaktinde iki sefer kýlmýþ deðildir.” (Müsned: 23473)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garib olup senedi muttasýl deðildir.

Þâfii: Namazý ilk vaktinde kýlmak daha deðerlidir, ilk vaktin deðerli olmasý, Rasûlullah (s.a.v.)’in Ebû Bekir ve Ömer’in de bunu tercih etmelerinden kaynaklanýr çünkü onlar namazlarý ilk vaktinde kýlarlardý. Þâfii’nin bu sözünü Ebûl Velid el Mekkî bize aktarmýþtýr.

Bölüm: 128

Ø UNUTARAK VEYA DALGINLIKLA ÝKÝNDÝ NAMAZINI GEÇÝRMEK

175- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Ýkindi namazýný geçiren kimse sanki ailesini ve malýný kaybetmiþ gibidir.” (Buhârî, Mevâkît: 16; Nesâî, Mesâcid: 18)

ž Bu konuda Büreyde ve Nevfel b. Muaviye’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Ömer hadisi hasen sahihtir. Zührî bu hadisi aynen Sâlim, babasý ve Ýbn Ömer’den rivâyet etmiþtir.

Bölüm: 129

Ø ÝDARECÝLER GECÝKTÝRSE BÝLE NAMAZI VAKTÝNDE KILMAK

176- Ebû Zerr (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ey Ebû Zerr! Benden sonra bazý idareciler gelecek namazý fazla geciktirmek suretiyle adeta öldürecekler sen namazý ilk vaktinde kýl. Eðer idarecilerin kýldýklarý normal vakit bile olsa sen onlarla tekrar kýl bu senin için nafile namaz olur, onlarla tekrar kýlmazsan kendi namazýný kýlmýþ olursun.” (Müslim, Mesacid: 41; Ebû Dâvûd, Salat: 10)

ž Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd ve Ubade b. es Sâmit’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Zerr’in bu hadisi hasendir.

Ýlim adamlarýnýn pek çoðunun görüþü bu doðrultudadýr. Ýdareciler namazý getirse bile kiþi vaktinde namazýný kýlmalý sonra tekrar kýlmalýdýr. Ýlim adamlarýnýn çoðunluðuna göre ilk kýlýnan namaz farz namazdýr. Ebû Imrân el Cevnî’nin adý “Abdülmelik b. Habib” dir.

Bölüm: 130

Ø UYUYA KALAN KÝMSENÝN UYANINCA NAMAZINI KILMASI

177- Ebû Katâde (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’e uykuda namazýn geçirilmesinden sordular da: “Namazýn uykuda geçirilmesi kusur deðildir. Kusur uyanýklýlýk halinde kýlmamaktýr. Herhangi biriniz uyuyakalýr yada unutursa hatýrlayýnca namazýný kýlsýn.” (Nesâî, Mevâkît: 53; Ýbn Mâce, Salat: 10)

ž Bu konuda Ýbn Mes’ûd, Ebû Meryem, Imrân b. Husayn, Cübeyr b. Mut’ým, Ebû Cühayfe, Ebû Saîd, Amr b. Ümeyye ed Damrî, Zû Mihmer’de denilen Zû Mýhber isimli Necaþi’nin kardeþinin oðlundan da birer hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Katâde hadisi hasen sahihtir. Uykuda veya unutarak namazýný geçirip sonra baþka bir namazýn vaktinde veya güneþ doðarken ve batarken hatýrlayan kimse konusunda alimler deðiþik görüþler ortaya koymuþlardýr. Bir kýsmý: “Güneþ doðarken ve batarken de olsa hatýrladýðý zaman o namazý kýlar” demektedirler. Ahmed, Ýshâk, Þâfii ve Mâlik’in görüþü budur. Bir kýsmý ise: “Güneþ doðuncaya ve batýncaya kadar kýlmaz ondan sonra kýlar” demektedirler.

Bölüm: 131

Ø UNUTAN KÝMSE HATIRLAYINCA NAMAZINI KILAR

178- Enes (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Bir kimse namazýný unutarak geçirmiþ ise onu hatýrladýðý an kýlsýn.” (Nesâî, Mevâkît: 53; Ýbn Mâce, Salat: 10)

ž Bu konuda Semûre ve Ebû Katâde’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu Enes hadisi hasen sahihtir.

Ali b. ebî Tâlib’den þöyle dediði aktarýlmýþtýr: “O geçirdiði namazý vakitli vakitsiz ne zaman hatýrlarsa o zaman kýlar.” Þâfii, Ahmed b. Hanbel ve Ýshâk’ýn görüþü de böyledir.

Ebû Bekre’den rivâyet ediliyor, Ebû Bekre ikindi vaktinde uyuyakalmýþ güneþ batarken uyanmýþ ve namazýný güneþ battýktan sonra kýlmýþtýr.

Küfeliler bu görüþtedirler. Biz hadisçiler ise Ali (r.a.)’ýn görüþündeyiz.

Bölüm: 132

Ø BÝRKAÇ NAMAZI KAÇIRAN KÝMSE HANGÝSÝNDEN

BAÞLAYARAK KILMALI?

179- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Hendek savaþý günü Rasûlullah (s.a.v.)’i dört vakit namazý vaktinde kýlmalarýna engel oldular. Gece epey ilerledikten sonra Bilâl’e emretti O da ezan okudu sonra kamet getirdi ve öðle namazýný kýldý. Sonra kamet getirildi ikindi namazý kýlýndý. Sonra kamet getirildi akþamý, daha sonra da kamet edilerek yatsý namazýný kýldý.” (Nesâî, Mevâkît: 55)

ž Bu konuda Ebû Saîd ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Abdullah b. Mes’ûd’un bu hadisinin senedi pek zararlý deðildir ne var ki Ebû Ubeyde, Abdullah b. Mes’ûd’dan bu hadisi iþitmemiþtir.

Uyku ve unutma yoluyla geçirilmiþ namazlar konusunda alimler bu hadise göre amel etmiþlerdir. Kamet getirmeksizin kýlsa bile yeterlidir. Þâfii bu görüþtedir.

180- Câbir b. Abdillah (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: Hendek gününde Ömer b. Hattâb Kureyþ kafirlerine sövüp saymaya baþladý ve dedi ki: “Neredeyse ikindi namazýný kýlmadan güneþ batacaktý, bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) “Vallahi ben ikindi namazýný henüz kýlmadým” buyurdu. Câbir diyor ki: Bundan sonra Buthan vadisine indik Rasûlullah (s.a.v.) abdest aldý bizde abdest aldýk Peygamber (s.a.v.) güneþ batýþýndan sonra ikindi namazýný arkasýndan da akþam namazýný kýldý. (Nesâî, Mevâkît: 53; Ýbn Mâce, Salat: 6)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

 Bölüm: 133

Ø “ORTA NAMAZ” DENÝLEN NAMAZ HANGÝ NAMAZDIR?

181- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Orta namaz ikindi namazýdýr” (Nesâî, Mevâkît: 55; Ýbn Mâce, Salat: 6)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

182- Semure b. Cündüp (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Orta namaz ikindi namazýdýr.” (Nesâî, Mevâkît: 55; Ýbn Mâce, Salat: 14)

ž Bu konuda Ali, Abdullah b. Mes’ûd, Zeyd b. Sabit, Âiþe, Hafsa, Ebû Hüreyre, Ebû Haþim b. Utbe’den de birer hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Muhammed diyor ki: Ali b. Abdullah þöyle diyor: “Hasan’ýn, Semure b. Cündüp’den rivâyet ettiði bu hadis sahihtir. Hasan, Semure’den hadis iþitmiþtir.

Tirmîzî: Semure hadisi hasen sahihtir, diyor.

 Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönemlerden pek çok ilim adamýnýn görüþü budur. Zeyd b. Sabit ve Âiþe “Orta namaz öðle namazýdýr” derler.

Ýbn Abbâs ve Ýbn Ömer: “Orta namaz, sabah namazýdýr” derler. Ebû Musa, Muhammed b. Müsenna, Kureyþ b. Enes’den, O da Habib b. Þehîd’den rivâyete göre, Habib der ki: Muhammed b. Sirin bana Hasan’a sor Akîka hadisini kimden duymuþ? Sorduðumda Semure b. Cündüp’den iþittiðini söyledi.

Tirmîzî: Muhammed b. Ýsmail’in bize haber verdiðine göre, Ali b. Abdullah el Medinî, Kureþ b. Enes’den bu hadisi rivâyet etmiþtir.

Muhammed b. Ýsmail, Ali’den naklederek þöyle diyor: Hasan’ýn Semure’den iþitmesi doðrudur, der ve bu hadisi delil olarak kabul eder.

Bölüm: 134

Ø ÝKÝNDÝ VE SABAH NAMAZINDAN SONRAKÝ YASAK VAKÝTLER

183- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan pek çok kimseden iþittim bunlar arasýnda en çok sevdiðim Ömer b. Hattâb’da var þöyle diyorlardý: “Rasûlullah (s.a.v.) sabah namazýndan sonra güneþ doðuncaya kadar, yine ikindi namazýndan sonra güneþ batýncaya kadar namaz kýlmaktan bizi yasaklardý.” (Buhârî, Mevâkît: 31; Nesâî, Mevâkît: 35)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ali, Ýbn Mes’ûd, Ukbe b. Âmir ve Ebû Hüreyre, Ýbn Ömer, Semure b. Cündüb, Abdullah b. Amr, Muâz, Ýbn Afrâ ve Sunabîhi (Rasûlullah (s.a.v.)’in kendisinden iþitmemiþtir.) Seleme b. el Ekvâ’, Zeyd b. Sabit, Âiþe, Ka’b b. Mürre, Ebû Ümâme, Amr b. Abese, Ya’la b. Ümeyye ve Muaviye’den de birer hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu Ýbn Abbâs’ýn, Ömer’den rivâyet ettiði hadis hasen sahihtir.

Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki fýkýhçýlarýn çoðunun görüþü budur. Yani sabah namazýndan sonra güneþ doðuncaya kadar ve ikindi namazýndan sonra güneþ batýncaya kadar namaz kýlmayý hoþ karþýlamamýþlardýr. Fakat unutma ve uyku sebebiyle kaçýrýlan namazlarýn kýlýnmasýnda bir sakýnca yoktur. Ali b. el Medînî, Yahya b. Saîd yoluyla Þu’be’den naklederek þöyle diyor: Katâde Ebû’l Âliye’den sadece üç hadis duymuþtur. 1- Ömer’in hadisi ki sabah namazýndan günaeþ doðuncaya kadar, ikindiden gün batýncaya kadar kýlmayý yasaklardý. 2- Ýbn Abbâs’ýn “Benim Metta’nýn oðlu Yunus’tan daha hayýrlý olduðumu söylemesi kimseye yakýþmaz hadisi” 3- Kadýlýk üç çeþittir… hadisi.

Bölüm: 135

Ø ÝKÝNDÝ NAMAZINDAN SONRA NAMAZ KILINABÝLÝR MÝ?

184- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) ikindiden sonra namaz kýlmasýnýn tek sebebi bir mal gelmesi sonunda meþguliyetinden dolayý öðleden sonra kýlmasý gereken iki rek’atý kýlmýþtý bir daha o iki rek’atý hiç kýlmadý. (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Bu konuda Âiþe, Ümmü Seleme, Meymûne ve Ebû Musa’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi hasen sahihtir.

Rasûlullah (s.a.v.)’in ikindi namazýndan sonra iki rek’at namaz kýldýðýný birden fazla kiþi bize bildirmiþtir. Bu rivâyetler Peygamber (s.a.v.)’in ikindiden sonra güneþ batýncaya kadar namaz kýlmayý yasakladýðý rivâyetine aykýrýdýr.

Ýbn Abbâs’ýn “bir daha o namazý kýlmadý” rivâyeti daha sahihtir. Ýbn Abbâs’ýn hadisinin bir benzeri de Zeyd b. Sabit’den rivâyet edilmiþtir. Âiþe (r.anha)’dan bu konuda deðiþik rivâyetler aktarýlmýþtýr. Birisi de þöyledir: “Rasûlullah (s.a.v.) ikindi namazýndan sonra Âiþe’nin yanýna girdiðinde iki rek’at namaz kýlardý.”

Baþka bir rivâyet Âiþe, Ümmü Seleme yoluyla Rasûlullah (s.a.v.)’in ikindi namazýndan sonra güneþ batýncaya kadar, sabah namazýndan sonra güneþ doðuncaya kadar namazý yasakladýðýný, bize aktarýyor.

Ýlim adamlarýnýn çoðunluðu; Ýkindiden sonra gün batýncaya kadar sabah namazýndan sonra gün doðuncaya kadar namaz kýlmanýn hoþ olmadýðý üzerinde birleþmiþlerdir. Ýstisna olarak Mekke’de ve tavaftan sonraki namaz kýlmalara izin verilmiþtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki ilim adamlarýnýn bir kýsmýnýn görüþü budur.

Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’ýn görüþü böyledir. Yine sahabe ve tabiinden bazý ilim adamlarý da ikindi ve sabah namazlarýndan sonra Mekke’de bile olsa namaz kýlmayý hoþ karþýlamazlar. Sûfyân es Sevrî, Mâlik b. Enes ve bazý Küfeliler bu görüþtedirler.

Bölüm: 136

Ø AKÞAM NAMAZINDAN ÖNCE NAMAZ KILINIR MI?

185- Abdullah b. Muðaffel (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Her ezan ile kamet arasýnda dileyen kimseler için bir namaz vardýr.” (Buhârî, Ezan: 16; Nesâî, Ezan: 39)

ž Bu konuda Abdullah b. Zübeyr’den hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Abdullah b. Muðaffel hadisi hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabý akþamýn farzýndan önce namaz kýlýnmasý konusunda deðiþik görüþ ileri sürmüþlerdir. Kimi akþamýn farzýndan önce namaz olmadýðý görüþündedirler. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan birçok kiþiden rivâyete göre, akþamýn farzýndan önce iki rek’at namaz kýlarlardý.

Ahmed ve Ýshâk þöyle diyorlar: “Bu iki rek’at kýlýnýrsa ne güzel olur” bu iki rek’at namaz kýlmayý müstehab görüyorlar.

Bölüm: 137

Ø GÜNEÞ BATMADAN ÖNCE ÝKÝNDÝNÝN BÝR REK’ATINA YETÝÞEN KÝMSE NAMAZA YETÝÞMÝÞ SAYILIR MI?

186- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Kim güneþ doðmadan önce sabah namazýnýn bir rek’atýný kýlmýþ olursa veya güneþ batmadan önce ikindi namazýnýn bir rek’atýný kýlmýþ olan kimse o vaktin namazýný kýlmýþ sayýlýr.” (Buhârî, Mevâkît: 30; Nesâî, Mevâkît: 11)

ž Bu konuda Âiþe (r.anha)’dan hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre’nin bu hadisi hasen sahihtir.

Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’ýn görüþleri bu merkezde olup, Bu hadis; “Uyuyakalýp veya unutup güneþ doðmak ve batmak üzere hatýrlayan ve uyuyan kimse içindir” þeklinde anlaþýlmalýdýr, demektedirler.

Bölüm: 138

Ø YOLCULUK DIÞINDA ÝKÝ NAMAZI BÝRLÝKTE KILMAK

187- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) Medîne’de korku ve yaðmur olmaksýzýn öðle ile ikindiyi, akþam ile yatsýyý bir arada kýldý ibn Abbâs’a Rasûlullah (s.a.v.) böyle yapmakla ne istedi diye sorulunca; Ümmetinden zorluðu kaldýrdý” dedi. (Buhârî, Mevâkît: 12; Nesâî, Mevâkît: 44)

ž Bu konuda Ebû Hüreyre (r.a.)’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Abbâs’ýn bu hadisi deðiþik yollarla da rivâyet edilmiþ olup Câbir b. Zeyd, Saîd b. Cübeyr, Abdullah b. Þakik el Ukaylî bunlardandýr. Ýbn Abbâs’ýn bu konuda deðiþik bir rivâyeti daha vardýr.

188- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Ýki namazý sebepsiz bir þekilde bir arada kýlarsa büyük günah kapýlarýndan birine adým atmýþ olur.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Hadisi rivâyet edenlerden Haneþ’in künyesi Ebû Ali er Rahabiyyü olup adý Hüseyin b. Kays’týr. Hadisçilerden Ahmed ve baþkalarý bu kimseyi hadis rivâyeti konusunda zayýf sayarlar.

Ýlim adamlarý bu hadise göre uygulama yapmýþlar ve yolculukta ve Arafat’ta namazlar bir arada kýlýnabilir derler. Tabiinden bazý ilim adamlarý hasta olan kimsenin iki vakit namazýný bir arada kýlabileceðine izin vermiþlerdir. Bazý ilim adamlarý aþýrý yaðmurlu havada iki vakit namazýn bir arada kýlýnabileceðini söylemiþlerdir. Þâfii, Ahmed ve Ýshâk gibi, Þâfii hastanýn namazý cem etmesi görüþünde deðildir.

Bölüm: 139

Ø EZAN OKUMAYA BAÞLAMA NASIL OLDU?

189- Abdullah b. Zeyd (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Sabahleyin Rasûlullah (s.a.v.)’e geldik gördüðüm rüya’yý ona haber verdim buyurdular ki: “Gerçekten bu hâk bir rüyadýr” Bilâl ile birlikte kalk çünkü o senden daha uzun boylu ve sesi gürdür. Rüyanda söyleneni ona aktar onunla Müslümanlarý namaza çaðýrsýn.

Abdullah b. Zeyd diyor ki: Ömer b. Hattâb, Bilâl’in namaz için çaðrýsýný iþitince eteðini toplayarak Rasûlullah (s.a.v.)’e çýkýp geldi ve þöyle diyordu: Ey Allah’ýn Rasûlü seni gerçek ile gönderen Allah’a yemin olsun ki bende rüyamda aynen gördüm. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): “Allah’a hamdolsun böylece iþ saðlamlaþtý” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Salat: 28; Ýbn Mâce, Ezan: 1)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Ömer’den hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Abdullah b. Zeyd hadisi hasen sahihtir. Bu hadisi Ýbrahim b. Sa’d, Muhammed b. Ýshâk’tan daha uzun ve tam olarak aktarýyor ve ezanýn sözlerinin ikiþer kamette ise tek tek okunacaðý anlatýlýyor. Abdullah b. Zeyd ki ona Ýbn Abd Rabbih, Ýbn Abdi Rabbin de denilir. Ezan hakkýnda rivâyet edilen bu hadisten baþka bir hadis rivâyet ettiðini bilmiyoruz.

Abdullah b. Zeyd b. Âsým el Mazinî ise Peygamberimiz (s.a.v.)’den deðiþik hadisler rivâyet etmiþtir. Ve o kimse Abbâd b. Temîm’in amcasýdýr.

190- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Müslümanlar Medîne’ye geldiklerinde namaz kýlmak için tahminlerine göre toplanýrlar namaz için bir çaðrýda bulunmazlardý. Bir gün bu konuda konuþtular bir kýsmý Hýristiyanlarýn çaný gibi çan çalalým dediler bir kýsmý da Yahudilerin borularý gibi boru çalalým dediler. Ömer b. Hattâb’ta namaza çaðýracak bir kimse gönderebilir misiniz? Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Ya Bilâl kalk müslümanlarý namaza çaðýr.” (Buhârî, Ezan: 1; Ýbn Mâce, Ezan: 1)

ž Bu hadis hasen sahihtir ve Ýbn Ömer’in rivâyetinden garibtir.

Bölüm: 140

Ø EZANDA ÞEHÂDETLERÝ YÜKSEK SESLE OKUMAK

191- Ebû Mahzûre (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) onu oturttu ve ezaný ona harf harf öðretti, Ýbrahim; Bizim ezanýmýz gibi dedi. Biþr, Ýbrahim’e “Bana ezaný tekrar et” dedim. O da ezaný gerektiði yerlerde yüksek sesle okuyarak ezaný tekrarladý. (Dârimî, Salat: 7; Ýbn Mâce, Ezan: 2)

ž Tirmîzî: Ebû Mahzûre’nin ezan konusundaki hadisi sahihtir, kendisinden deðiþik rivâyetlerde vardýr. Mekkelilerin görüþü ve Þâfii’nin görüþü de ayný þekildedir.

192- Ebû Mahzûre (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) ezaný on dokuz kelime olarak kameti ise on yedi kelime olarak ona öðretti.” (Müslim, Salat: 8; Ýbn Mâce, Ezan: 2)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Ebû Mahzûre’nin ismi Semure b. Mý’yer’dir.

Bazý ilim adamlarý ezan konusunda bu görüþtedir. Ebû Mahzûre’den kametin kelimelerinin birer kere okuduðu da rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 141

Ø KAMETÝN KELÝMELERÝNÝN TEK TEK OLUÞU

193- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Bilâl’e ezaný çift çift okumasý kameti de tek tek okumasý emredildi.” (Buhârî, Ezan: 2; Dârimî, Namaz: 6)

ž Bu konuda Ýbn Ömer’den hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu Enes hadisi hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve tabiinden bazý ilim adamlarýnýn görüþü budur. Mâlik, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’ýn görüþü de bu þekildedir.

Bölüm: 142

Ø KAMETÝN KELÝMELERÝ DE ÝKÝÞER ÝKÝÞER OKUNABÝLÝR

194- Abdullah b. Zeyd (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in ezaný da kameti de ikiþer ikiþerdi.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Abdullah b. Zeyd hadisini Vekî’ Ameþ’den, Amr b. Mürre’den ve Abdurrahman b. ebî Leylâ’dan rivâyet etmiþtir. Muhammed (s.a.v.)’in ashabý Abdullah b. Zeyd’in rüyasýnda ezaný nasýl okuduðunu bize haber vermiþtir.

Þu’be Amr b. Mürre’den ve Abdurrahman b. ebî Leylâ’dan þöyle rivâyet ediyor: “Abdullah b. Zeyd rüyasýnda ezanýn nasýl okunacaðýný gördü.” Bu rivâyet Ýbn ebî Leylâ’nýn rivâyetinden daha sahihtir. Abdurrahman b. ebî Leylâ, Abdullah b. Zeyd’den hadis iþitmemiþtir.

Bazý ilim adamlarýna göre ezan da kamet de ikiþer ikiþerdir. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek ve Küfelilerin görüþü budur.

Tirmîzî: Ýbn ebî Leylâ ki Muhammed b. Abdurrahman b. ebî Leylâ’dýr, Küfe hakimi idi babasýndan hiçbir hadis iþitmemiþtir. Babasýndan bir baþkasý vasýtasýyla rivâyet etmiþtir.

Bölüm: 143

Ø EZANI ACELE ETMEKSÝZÝN UZATARAK YAVAÞ YAVAÞ OKUMAK

195- Câbir b. Abdillah (r.a.)’den rivâyete göre: Rasûlullah (s.a.v.), Bilâl’e þöyle dedi: “Ey Bilâl ezan okuduðun zaman ezanýný rahat ve uzatarak oku kamet ettiðinde ise kýsa ve hýzlý oku ezanla kamet arasýnda yemek yiyenin yemeðini bitirinceye kadar, içmekte olan içmesini bitirinceye kadar, tuvalet ihtiyacý için sýkýþan kimsenin ihtiyacýný giderinceye kadar bir zaman bekle. Beni görmeden farz namazý kýlmaya kalkmayýn.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

196- Abd b. Humeyd, Yunus b. Muhammed yoluyla Abdulmun’ým’dan bize ayný hadisi rivâyet etti.

ž Tirmîzî: Câbir’in bu hadisini sadece bu yolla Abdulmun’ým’in rivâyetiyle bilmekteyiz ki, bu da senedinde meçhul bir kimse olmasýndan dolayý meçhul sayýlýr.

Abdulmun’ým Basra’lý bir ihtiyardýr.

Bölüm: 144

Ø EZAN OKUNURKEN PARMAK KULAÐA TIKANIR

197- Ebû Cuhayfe (r.a.)’nýn babasýndan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Bilâl (r.a.)’ý ezan okurken gördüm dönüyor aðzýný saða sola çeviriyordu. Ýki parmaðý iki kulaðýnda idi. Rasûlullah (s.a.v.) kendisine ait kýrmýzý bir çadýrýn altýnda oturuyordu.

Ebû Cuhayfe zannedersem o çadýr deriden idi diyor. Bilâl çatallý bir deðnek ile gelerek Batha’nýn kumuna sapladý. Rasûlullah (s.a.v.) onu sütre edinerek namaz kýldý. Bu sýrada önünden köpekler ve eþekler geçiyordu, üzerinde kýrmýzý bir elbisesi vardý sanki inciklerinin parlaklýðýný görür gibiyim. Sûfyân: Onun yemen iþi bir elbise olduðunu zannediyoruz” dedi. (Ýbn Mâce, Ezan: 3; Dârimî, Salat: 8)

ž Tirmîzî: Cuhayfe hadisi hasen sahihtir.

Ýlim adamlarýna göre tatbikat bu þekildedir. Yani müezzinin ezan okurken iki parmaðýný iki kulaðýna sokmasý müstehabtýr.

Bazý ilim adamlarý kamet yapýlýrken de parmaklar iki kulaða sokulur diyorlar. Evzâî de bu görüþtedir.

Ebû Cuhayfe’nin adý Vehb b. Abdullah es Suvâi’dir.

Bölüm: 145

Ø SABAH EZANINDA “NAMAZ UYKUDAN HAYIRLIDIR” DEMEK

198- Bilâl (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) bana; “Sabah namazýnýn ezanýndan baþka hiçbir namazýn ezanýnda tesvîb yapma!” buyurdular. (Müsned: 22787)

ž Bu konuda Ebû Mahzûre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bilâl (r.a.)’ýn bu hadisini sadece Ebû Ýsrail el Mülaî’nin rivâyetinden bilmekteyiz. Ebû Ýsrail ise bu hadisi Hakem b. Uteybe’den iþitmemiþtir. Yine þöyle der: Hasen b. Umâra, Hakem b. Uteybe’den rivâyet etmiþtir. Ebû Ýsrail’in adý “Ýsmail b. ebî Ýshâk” dýr. Bu kimse hadisçiler yanýnda pek saðlam deðildir.

Tesvîb; kelimesi anlamýnda ilim adamlarý deðiþik görüþler ileri sürmüþlerdir. Bir kýsmý “tesvîb” sabah namazýnda “namaz uykudan hayýrlýdýr.” Ýbn’ül Mübarek ve Ahmed bu görüþtedir.

Ýshâk: “tesvîb” kelimesine deðiþik anlam vererek tesvib mekruhtur ve Rasûlullah (s.a.v.)’in vefatýndan sonra insanlarýn ortaya koyduklarý bir þeydir, þöyle ki: Müezzin ezaný okurken cemaati bekletir ve ezanla kamet arasýnda: “Namaz kýlýnmak üzeredir haydin namaza haydin kurtuluþa” der.

Ýshâk’ýn söylediði bu tesvîb ilim adamlarý tarafýndan mekruh görülmüþtür. Ve Peygamber (s.a.v.)’den sonra ortaya konmuþtur.

Ýbn’ül Mübarek ve Ahmed: “tesvîb” kelimesini müezzinin sabah ezanýnda “Namaz uykudan hayýrlýdýr” demesidir þeklindeki sözü daha doðrudur. Ýlim adamlarýnýn tercih ettikleri görüþ budur. Abdullah b. Ömer’in sabah namazýnda “Namaz uykudan hayýrlýdýr” dediði rivâyet edilmiþtir.

Mûcâhid þöyle der: Bir gün mescide Abdullah b. Ömer ile birlikte girmiþtim, ezan okunmuþtu. Biz de orada namaz kýlmak istiyorduk. O esnada müezzin tesvib yaparak “Namaz kýlýnmak üzeredir haydin namaza, haydin kurtuluþa” demeye baþladý. Bunun üzerine Abdullah b. Ömer mescidden çýktý ve bu bidatçinin yanýndan çýk dedi ve namazý o mescidde kýlmadý. Abdullah b. Ömer Rasûlullah (s.a.v.)’den sonra ortaya çýkan “tesvîbi” hoþ görmemektedir.

 

Bölüm: 146

Ø EZANI OKUYANIN KAMET GETÝRMESÝ GEREKTÝÐÝ

199- Ziyâd b. Hâris es Sudaî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) bana sabah ezanýný okumamý emretti ben de ezaný okudum, namaz kýlýnacaðýnda Bilâl kamet etmek istedi bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Suda’lý kardeþ ezan okudu, kim ezaný okursa kameti de o yapsýn.” (Ebû Dâvûd, Salat: 30; Ýbn Mâce, Ezan: 3)

ž Bu konuda Ýbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ziyâd’ýn bu hadisini sadece Ýfrîkî’nin rivâyetinden bilmekteyiz Ýfrîkî ise hadisçiler arasýnda zayýf görülür. Yahya b. Saîd ve diðerleri Ýfrîkî’yi zayýf kabul ederler. Ahmed diyor ki: Ýfrîkî’nin hadisini yazmam.

Muhammed b. Ýsmail’in, Ýfrîkî’nin hadis rivâyeti konusundaki durumunu kuvvetlendirerek Ýfrîkî’nin orta halli bir rivâyetçi olduðunu ortaya koyar.

Ýlim adamlarýnýn çoðunluðu bu hadise göre amel ederler ve “Ezaný kim okursa kameti de o getirir” demektedirler.

 

Bölüm: 147

Ø EZAN ABDESTLÝ OLARAK OKUNMALIDIR

200- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Ezan abdestli olarak okunmalýdýr.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

201- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Namaza abdestli olan çaðýrýr” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis önceki hadisten daha sahihtir.

Tirmîzî: Ýbnü Vehb Ebû Hüreyre’nin hadisini merfu olmaksýzýn rivâyet etmiþtir. Bu hadis Velid b. Müslim’in hadisinden daha sahihtir. Çünkü Zührî, Ebû Hüreyre’den hadis iþitmemiþtir.

Abdestsiz ezan okuma konusunda ilim adamlarý deðiþik görüþler ortaya koymuþlar. Bir kýsmý mekruh olduðunu söylemiþ. Þâfii ve Ýshâk gibi bir kýsmý da abdestsiz ezanýn okunabileceði görüþündedirler.

Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek ve Ahmed de bu görüþtedirler.

 

Bölüm: 148

Ø KAMET VAKTÝNÝ BÝLDÝRMEK ÝMÂM’A AÝTTÝR

202- Câbir (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in müezzini ezandan sonra biraz bekler kamet getirmez, Peygamber (s.a.v.)’in mescide çýktýðýný görünce hemen kamet getirdi.” (Ebû Davûd, Salat: 45; Buhârî, Ezan: 22)

ž Tirmîzî: Câbir b. Semure hadisi hasen sahihtir.

Ýsrail’in, Simâk’den rivâyetini ancak bu yolla bilmekteyiz. Ýlim adamlarý: “Müezzin ezanýn vaktini imâm da namaza durularak vakti daha iyi bilir” demiþlerdir.

Bölüm: 149

Ø SABAH EZANINI ÇOK ERKENDEN OKUMAK

203- Sâlim (r.a.)’ýn babasýndan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Bilâl sabah namazýný haber vermek için ezaný erkenden okur siz oruç tutacak iseniz Ümmü Mektûm’un ezanýný iþitinceye kadar yeyin için” (Buhârî, Ezan: 13; Dârimî, Salat: 4)

ž Bu konuda Ýbn Mes’ûd, Âiþe, Üneyse, Enes, Ebû Zerr ve Semure’den birer hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Ömer hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý gece ezan okuma hakkýnda farklý görüþtedirler. Bir kýsmý: Gece okunan ezan sabah azaný yerine geçer ve iadesi gerekmez. Mâlik, Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedirler. Bir kýsmý ise: Geceleyin okunan ezan sabah namazý yerine geçmez, gece okunan ezanýn tekrarý gerekir. Sûfyân es Sevrî bu kanaattedir.

Hammad b. Seleme, Eyyûb, Nafi’, Ýbn Ömer yoluyla “Bilâl geceleyin ezan okudu Rasûlullah (s.a.v.) ona kul uyuya kaldý diye çaðýrmasýný emretti” hadisini rivâyet ediyor.

Tirmîzî: Bu hadis pek sahih deðildir. Sahih olan: Ubeydullah b. Ömer’in ve baþkalarýnýn Nafi’ ve Ýbn Ömer’den rivâyetleri olan hadistir ki: “Bilâl geceleyin ezan okur siz Ümmü Mektum okuyuncaya kadar yeyin için”

Abdulaziz b. ebî Revvâd, Nafi’den þöyle rivâyet etmiþtir. “Ömer’in bir müezzini geceleyin ezan okudu da Ömer ona ezaný iade etmesini emretti.” Bu hadiste, yukarýdaki gibi sahih deðildir. Çünkü Nafî’den ve Ýbn Ömer’den munkatý olarak rivâyet edilmiþtir. Hammâd b. Seleme, Ýbn ebi Ravvad’ýn hadisini kastetmiþ olacak ki böyle söylemiþtir. Sahih olan rivâyet, Ubeydullah ve pek çok kimsenin Nafî’ vasýtasýyla Ýbn Ömer’den yine Zührî vasýtasýyla Salim ve Ýbn Ömer’den rivâyet ettikleri: “Bilâl geceleyin ezan okudu” hadistir.

Tirmîzî: Hammâd’ýn hadisi sahih olsaydý bu hadisin bir manasý kalmazdý. Dolayýsýyla Rasûlullah (s.a.v.)’in “Bilâl ezaný geceleyin okur” demekle ileride olacak bir þeyi yani Bilâl’in ezaný erkenden geceleyin okuyacaðýný bildirmektedir. Eðer Rasûlullah (s.a.v.), fecr’in baþlamasýndan önce okunan ezan, ezan yerine geçmemiþ olsaydý ve o ezanýn iadesi gerekseydi, “Bilâl ezaný geceleyin okur” buyurmazdý.

Ali el Medinî diyor ki: Hammâd b. Seleme’nin, Eyyûb’dan, Nafî’den ve Ýbn Ömer’den yaptýðý rivâyet pek kabul görmeyen tek kalan rivâyetlerdendir. Hammâd b. Seleme bu hadiste yanýlmýþtýr.

Bölüm: 150

Ø EZAN OKUNDUKTAN SONRA MESCÝDDEN ÇIKILMAZ

204- Ebûþ Þa’sa (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Ýkindi ezaný okunduktan sonra bir adam mescidden çýktý bunun üzerine Ebû Hüreyre (r.a.) þöyle dedi: “Bu adam Rasûlullah (s.a.v.)’e isyan etmiþ oldu.” (Ýbn Mâce, Ezan: 7; Ebû Dâvûd, Salat: 42)

ž Tirmîzî: Bu konuda Osman’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Peygamber (s.a.v.)’in ashabý ve sonraki alimlerin görüþü bu doðrultuda olup, bir özrü olursa veya abdesti bozulmasý durumunda çýkýlabilir.

Ýbrahim Nehai: Müezzin kamete baþlamadýkça çýkýlabilir demektedir. Tirmîzî: Bize göre bu hüküm özür sahibi olan kimse için geçerlidir.

Ebûþ Þa’sa’nýn adý “Süleym b. Esved” olup Eþ’as b. ebi’þ Þa’sâ’nýn babasýdýr. Eþ’as b. ebiþ Þa’sa bu hadisi babasýndan bize aktarmýþtýr.

Bölüm: 151

Ø YOLCULUKTA DA EZAN OKUNMALIDIR

205- Mâlik b. Huveyris (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Amca oðlumla beraber Rasûlullah (s.a.v.)’e geldim, bize buyurdu ki: “Yolculuða çýktýðýnýzda ezan okuyun, kamet getirin büyüðünüz size imâm olsun.” (Buhârî, Ezan:18; Nesâî, Ezan: 26)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Ýlim adamlarýnýn çoðu yolculukta ezan okunmasý görüþündedirler bir kýsmý ise sadece kamet getirmenin kafi geleceðini ve ezanýn ancak cemaat toplamak için yapýlabileceðini söylemektedirler. Birinci görüþ daha sahihtir. Ahmed ve Ýshâk’da ayný kanaattedirler.

Bölüm: 152

Ø EZAN OKUMANIN DEÐER VE KIYMETÝ

206- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur. “Kim yedi sene Allah rýzasý için müezzinlik yaparsa Cehennem ateþinden kurtulacaðý yazýlýr.” (Ýbn Mâce, Ezan: 5)

ž Tirmîzî: Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd, Sevbân, Muaviye, Enes, Ebû Hüreyre ve Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi garibtir.

Ebû Tümeyle’nin adý: “Yahya b. Vazýh” dýr. Ebû Hamza es Sükkerî’nin adý ise “Muhammed b. Meymun” dur.

Câbir b. Yezîd el Cufî zayýf kabul edilmiþtir. Bu yüzden Yahya b. Saîd ve Abdurrahman b. Mehdî, bunun hadislerini kabul etmeyip terk etmiþlerdir.

Tirmîzî: Carud’tan iþittim Vekî’den naklederek diyor ki: “Câbir el Cufî olmasaydý Kufe toplumu hadissiz, Hammad olmasaydý fýkýhsýz kalýrdý.”

Bölüm: 153

Ø ÝMAM KOLLAYIP GÖZETEN, MÜEZZÝN ÝSE GÜVENÝLEN KÝMSEDÝR

207- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Ýmam mü’minleri kollayýp gözetendir, müezzin ise güvenilen kimsedir. Ey Allah’ým imâmlarý doðru yoldan ayýrma, müezzinleri de baðýþla.” (Ebû Dâvûd, Salat: 32)

ž Tirmîzî: Bu konuda Âiþe, Sehl b. Sa’d ve Ukbe b. Âmir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre’nin hadisini Sûfyân es Sevrî, Hafs b. Gýyas ve daha baþkalarý A’meþ ve Ebû Salih’den de rivâyet etmektedirler.

Esbât b. Muhammed, A’meþ’den þöyle aktarýyor: “Bana Rasûlullah (s.a.v.)’den bu hadisi Ebû Salih ve Ebû Hüreyre yoluyla rivâyet edildi”

Nafi’ b. Süleyman bu hadisi Muhammed b. ebî Salih’den, babasýndan ve Âiþe’den rivâyet etmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Zür’a’nýn þöyle dediðini iþittim: “Ebû Salih’in Ebû Hüreyre’den rivâyet ettiði hadis Âiþe’den rivâyet ettiði hadisten daha sahihtir.”

Muhammed, Ebû Salih’in bu konuda ne Ebû Hüreyre’den ne de Âiþe’den rivâyet ettiði hadisi Ali el Medînî böyle bir hadis yoktur demektedir.

Bölüm: 154

Ø EZANI ÝÞÝTEN MÜSLÜMAN NE YAPMALI?

208- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Müezzini ezan okurken iþittiðinizde müezzinin söylediðini söyleyin.” (Buhârî, Ezan: 14; Nesâî, Ezan: 33)

ž Bu konuda Ebû Rafî, Ebû Hüreyre, Ümmü Habibe, Abdullah b. Amr, Abdullah b. Rabia, Âiþe, Muâz b. Enes ve Muaviye’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Saîd hadisi hasen sahihtir.

Ma’mer ve daha baþka kimseler Zührî’den, Mâlik’in hadisinin benzerini bize aktarmýþlardýr. Bu hadis Saîd b. Müseyyeb ve Ebû Hüreyre yoluyla da rivâyet edilmiþ olup Mâlik’in rivâyeti daha sahihtir.

Bölüm: 155

Ø MÜEZZÝNÝN EZAN OKUMA KARÞILIÐI ÜCRET ALMAMASI GEREKTÝÐÝ

209- Osman b. ebî’l Âs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’in bana son sözü: “Ezan okuduðu için ücret almayan bir müezzin tut sözü oldu.” (Nesâî, Ezan: 32; Ebû Davud, Salat: 39)

ž Tirmîzî: Osman’ýn bu hadisi hasen sahihtir.

Ýlim adamlarýnýn görüþü bu doðrultuda olup Müezzinin ücret almasýný hoþ karþýlamayýp Allah rýzasý için yapmasýný uygun görmüþlerdir.

Bölüm: 156

Ø EZANI ÝÞÝTEN MÜSLÜMAN NE SÖYLEMELÝ?

210- Sa’d b. ebî Vakkâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle demiþtir: “Her kim müezzinin ezan okurken “eþhedü en la ilahe illallah” dediðini iþitince “ ve ene eþhedu en la ilahe illallahu vahdehu la þerîkeleh ve enne Muhammeden abduhu ve rasuluhu Raziytü billahi Rabben ve bi Muhammedin rasûlen ve bil islâmý dinen” derse günahlarý baðýþlanýr. (Müslim, Salat: 7; Ýbn Mâce, Ezan: 4)

* Ben Allah’tan baþka ilah olmadýðýna sadece tek olan Allah’ýn var olduðuna ve onun da ortaðý olmadýðýna inanýr ve þahidlik ederim ve yine þahidlik ederim ki Muhammed o Allah’ýn kulu ve Rasûlüdür. Rab olarak Allah’tan ben razýyým, elçi olarak Muhammed’in olmasýndan da razýyým. Ben hayat tarzý olarak ta Ýslam dininden razýyým, elçi olarak Muhammed’in olmasýndan da razýyým ben, hayat tarzý olarak ta Ýslam dininden razýyým ben, hoþnudum ben.

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahih garibtir. Bu hadisi sadece Leys b. Sa’d’ýn, Hukeym b. Abdullah b. Kays’dan yaptýðý rivâyetiyle bilmekteyiz.

Bölüm: 157

Ø EZANI DÝNLEYENÝN YAPACAÐI DEÐÝÞÝK BÝR DUA

211- Câbir b. Abdillah (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Her kim müezzinin okuduðu ezaný dinledikten sonra: Allahümme Rabbe hazihidda’vetittammeti vessalatil kaimeti Ati Muhammeden elvesilete velfazilete vebeashü mekâmen mahmüden illezî veaddehû”* derse kýyamet günü ona þefaat helal olur. (Buhârî, Ezan: 8; Ýbn Mâce, Ezan: 4)

* “Ey þu tam ve mükemmel davetin ve dinimi ayakta tutacak namazýn Rabbi olan Allah’ým Peygamber Muhammed (s.a.v.)’e Cennet’te vaat ettiðin övgüye layýk en yüce makam ve en büyük dereceleri ver.”

ž Tirmîzî: Câbir’in bu hadisi Muhammed b. Münkedir yoluyla geldiði için sahih hasen garibtir.

Bu hadisi Þuayb b. ebî Hamza’dan baþka Muhammed b. el Münkedir’den rivâyet eden birini bilmiyoruz. Ebû Hamza’nýn ismi ise “Dinar” dýr.

Bölüm: 158

Ø EZANLA KAMET ARASINDA YAPILAN DUA MUTLAKA KABUL OLUR

212- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ezan ile kamet arasýnda yapýlan dua geri çevrilmez.” (Ebû Dâvûd, Salat: 35)

ž Tirmîzî: Enes’in bu hadisi hasen sahih’tir.

Ebû Ýshâk el Hemedanî bu hadisi Büreyd b. ebî Meryem ve Enes yoluyla aynen rivâyet etmiþtir.

Bölüm: 159

Ø ALLAH NAMAZI KAÇ REK’AT FARZ KILMIÞTI?

213- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Peygamber (s.a.v.)’e Ýsra gecesi namaz elli vakit olarak farz kýlýndý sonra azaltýlarak beþ vakte indirildi ve þöyle seslenildi: ey Muhammed benim katýmda söz deðiþmez senin için bu beþ vakit namaz sebebiyle elli vakit sevâbý vardýr.” (Nesâî, Salat: 1)

ž Bu konuda Ubâde b. es Sâmit, Talha b. Ubeydullah, Ebû Zerr, Ebû Katâde, Mâlik b. Sa’sa ve Ebû Saîd el Hudrî’den de birer hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Enes’in bu hadisi hasen sahih garibtir.

Bölüm: 160

Ø BEÞ VAKÝT NAMaZIN DEÐER VE KIYMETÝ

214- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Beþ vakit namaz kendi aralarýnda, Cuma Cuma’ya kadar büyük günah iþlenmedikçe diðer günahlara keffârettir.” (Müslim, Tahara: 5; Ýbn Mâce, Ýkametüs Salat: 79)

ž Tirmîzî: Bu konuda Câbir, Enes ve Hanzala el Üseydî’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre’nin bu hadisi hasen sahihtir.

Bölüm: 161

Ø CEMAATLE KILINAN NAMAZIN DEÐERÝ VE KIYMETÝ

215- Ýbn Ömer (r.a.)’den bildirildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Cemaatle kýlýnan namaz tek baþýna kýlýnan namazdan yirmi yedi derece daha üstündür.” (Nesâî, imâme: 42; Ýbn Mâce, Mesacid: 16)

ž Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd, Ubey b. Ka’b, Muâz b. Cebel, Ebû Saîd, Ebû Hüreyre ve Enes (r.a.)’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Ömer hadisi hasen sahihtir.

Ayný þekilde Nafi’, Ýbn Ömer’den “Cemaatle kýlýnan namazýn tek baþýna kýlýnan namazdan yirmi yedi kat daha deðerli olduðu” rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu konudaki rivâyetlerin çoðu “yirmi beþ” kat derken sadece Ýbn Ömer rivâyetinde “yirmi yedi” kat denmektedir.

 216- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Kiþinin cemaatle kýldýðý namaz kendi baþýna kýldýðý namazdan yirmi beþ derece daha üstündür.” (Nesâî, imâme: 42; Ýbn Mâce, Mesacid: 16)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

 Bölüm: 162

Ø EZANI ÝÞÝTTÝÐÝ HALDE MESCÝDE GELMEYEN KÝMSENÝN DURUMU

217- Ebû Hüreyre (r.a.)’den bildirildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Allah’a yemin olsun ki içimden þöyle geçiriyorum, adamlarýma odun kümeleri toplatayým sonra namaz kýlýnmasýný emredeyim de namaz için mescide gelmeyen kimselerin evlerini kendileri içerde iken cayýr cayýr yakayým.” (Ýbn Mâce, Mesacid: 17; Nesâî, Ýmame: 49)

ž Tirmîzî: Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd, Ebû’d Derdâ, Ýbn Abbâs, Muâz b. Enes ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.

Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan pek çok kiþi “Ezaný iþitip de mescide namaz için gelmeyen kiþinin namazý kabul edilmez.” Bazý ilim adamlarý ise: “Bu konuda þiddet ve zorlama anlamýnda olduðunu” söylemiþler. Fakat özürsüz olarak hiç kimseye cemaati terk etme izni yoktur, demiþlerdir.

218- Mûcâhid’den aktarýldýðýna göre: Ýbn Abbâs (r.a.)’a gündüzleri oruç tutan geceleri namaz kýlan fakat cemaate gelmeyen kimsenin durumu hakkýnda sorulduðunda dedi ki: “O kiþi Cehennem’dedir.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Hennâd bu hadisi bize Leys, Mûcâhid ve Muharîbî’den rivâyet etmiþtir. Bu hadisin manasý: Cuma ve cemaatle namazý hiçe sayarak ve küçümseyerek katýlmamasýdýr, þeklindedir.

Bölüm: 163

Ø TEK BAÞINA NAMAZ KILIP BÝR CEMAATE YETÝÞEN KÝMSENÝN DURUMU

219- Yezîd b. Esved (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) ile Hac’da beraberdim. Sabah namazýný Hayf mescidinde Onunla birlikte kýldým. Namazý bitirip dönünce arka tarafta cemaatle namaz kýlmayan iki kiþi gördü ve o ikisini bana getir buyurdular. Adamlar getirildiðinde korkudan göðüsleri titriyordu, Rasûlullah (s.a.v.): Bizimle namaz kýlmanýza engel nedir deyince; Ey Allah’ýn Rasûlü biz çadýrlarýmýzda namazý kýlmýþtýk dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) böyle yapmayýn evinizde veya çadýrýnýzda namaz kýlar sonra bir cemaate rastlarsanýz onlarla birlikte tekrar namaz kýlýnýz bu sizin için nafile namaz olur” buyurdular. (Nesâî, Ýmame: 53)

ž Bu konuda Mýhcen ed Dîlî, Yezîd b. Âmir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Yezîd b. Esved’in hadisi hasen sahihtir.

Ýlim adamlarýndan pek çok kiþinin görüþü böyledir. Sûfyân es Sevrî, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bunlardan olup þöyle diyorlar: “Kendi baþýna namazýný kýlan kimse bir cemaate rastlarsa o cemaatle tekrar o namazý kýlmalýdýr. Eðer bir kimse akþam namazýný kýlarda bir cemaate rastlarsa o cemaatle akþam namazýný kýlýp bir rek’at daha ilave eder önce kendi baþýna kýldýðý namaz farz namaz yerine geçer bu kýldýðý ise nafile olur.”

Bölüm: 164

Ø CEMAATLE NAMAZ KILINDIKTAN SONRA TEKRAR cemaat

olunur mu?

220- Ebû Saîd (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) namaz kýldýktan sonra bir adam çýkageldi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) bu kimseyle cemaatle namaz kýlmakla kim sevap kazanmak ister deyince bir adam kalktý ve onunla cemaat olarak namaz kýldý.” (Müsned: 10596)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Ümâme, Ebû Musa ve el Hakem b. Umeyr’den de birer hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Saîd’in bu hadisi hasendir.

Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabý ve tabiin dönemindeki ilim adamlarýnýn pek çoðu bu görüþte olup cemaatle namaz kýlýnan bir mescidde tekrar cemaatle namaz kýlýnabilir demektedirler. Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Bazý ilim adamlarý ise: Cemaate yetiþemeyenler tek tek namazlarýný kýlarlar demektedirler. Sûfyân, Ýbn’ül Mübarek, Mâlik, Þâfii, böyle derler. Süleyman en Nacî Basra’lýdýr, kendisine Süleyman b. el Esved de denilir. Ebü’l Mütevekkilin adý Ali b. Davut’tur.

Bölüm: 165

Ø YATSI VE SABAH NAMAZINI CEMAATLE KILMANIN DEÐER VE KIYMETÝ

221- Osman b. Afvân (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Yatsý namazýný cemaatle kýlan kimse gece yarýsýný ibadetle geçirmiþ gibi sevap kazanýr. Yatsý ve sabah namazýný cemaatle kýlan kimse ise tüm geceyi ibadetle geçirmiþ gibi sevap kazanýr.” (Müslim, Mesacid: 46)

ž Bu konuda Ýbn Ömer, Ebû Hüreyre, Enes, Umare b. Ruveybe, Cündüp b. Abdullah b. Sûfyân el Becelî, Übey b. Ka’b, Ebû Musa ve Büreyde’den de bir hadis aktarýlmýþtýr.

Tirmîzî: Bu Osman (r.a.) hadisi hasen sahihtir.

Bu hadis Abdurrahman b. ebî Amre yoluyla Osman’dan mevkuf olarak aktarýlmýþtýr. Ayný zamanda bu hadis merfu olarak ta pek çok yollarla rivâyet edilmiþtir.

222- Cündüp b. Sûfyân (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdular: “Her kim sabah namazýný cemaatle kýlarsa Allah’ýn korumasý altýna girmiþ demektir. Öyle ise Allah’ýn korumasýný bozmayýn.” (Müslim, Mesacid: 46)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

223- Büreyde el Eslemî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Karanlýklarda mescidlere yürüyenleri kýyamet gününde tam bir nur ile müjdele.” (Ebû Dâvûd, Salat: 49)

ž Tirmîzî: Bu hadis bu yolla merfu sahihtir. Yani Peygamber (s.a.v.)’e kadar ulaþtýrmýþtýr. Fakat Peygamber (s.a.v.)’e ulaþtýrmaksýzýn “sahabe sözü” þeklinde mevkuf olarak da rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 166

Ø BÝRÝNCÝ SAFTA NAMAZ KILMANIN DEÐERÝ VE KIYMETÝ

224- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Erkek saflarýnýn en hayýrlýsý birinci saf, en az sevaplýsý ise sonuncu saftýr. Kadýn saflarýnýn en hayýrlýsý son saf olup en sevâbý az olan ise erkeklere en yakýn olan saftýr.” (Nesâî, Ýmame: 20)

ž Tirmîzî: Bu konuda Câbir, Ýbn Abbâs, Ýbn Ömer, Ebû Saîd, Übey, Âiþe, Irbad b. Sariye ve Enes’den de birer hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre’nin bu hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in birinci safta namaz kýlanlar için üç kere ikinci saf için bir kere “Ýstiðfar (Baðýþlanma)” talebinde bulunduðu rivâyet edilmiþtir.

225- Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdular: “Ýnsanlar ezan okumakta ve ilk safta namaz kýlmanýn ne kadar deðerli olduðunu bilseler ve kur’a çekmekten baþka yol bulamazlar ve kur’a çekerlerdi.” (Buhârî, Ezan: 73; Ýbn Mâce, Ýkame: 51)

ž Tirmîzî: Ýshâk b. Musa el Ensarî bu hadisi bize Maa’n, Mâlik, Sümey, Ebû Salih ve Ebû Hüreyre’den böylece aktarýlmýþtýr.

226- Kuteybe Mâlik (r.a.)’den bu hadisin benzerini rivâyet etmiþtir.

Bölüm: 167

Ø SAFLARIN DÜZELTÝLMESÝ

227- Numân b. Beþîr (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) her zaman saflarýmýzý düzeltirdi. Bir seferinde göðsü dýþarý çýkmýþ bir adam gördü ve þöyle buyurdu: “Ya saflarýnýzý düzeltirsiniz veya Allah düþünce ve fikirlerinizde aranýza baþkalýklar sokacaktýr.” (Nesâî, Ýmame: 25; Ýbn Mâce, Ýkame: 50)

ž Bu konuda Câbir b. Semure, Berâ, Câbir b. Abdillah, Enes, Ebû Hüreyre ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu Numân b. Beþîr hadisi hasen sahihtir. Yine Rasûlullah (s.a.v.)’den þöyle buyurduðu da rivâyet edilmiþtir: “Saflarý düzeltmek namazýn tamamlayýcý bir unsurudur.”

Ömer (r.a.)’ýn saflarý düzeltmek için özel görevliler tayin ettiðini onlardan haber almadan namaza baþlamadýðý da rivâyet edilmektedir.

Ali ve Osman’dan da; Saflarý bizzat kendileri düzelttirip “saflarý düzeltin” dedikleri de rivâyet edilmiþtir. Ali (r.a.), ey filan öne çýk ey falan geriye çekil diyerek saflarý düzelttiði de bize bildirilmiþtir.

Bölüm: 168

Ø ÝMAMIN ARKASINA YETKÝLÝ VE EHÝL KÝMSELERÝN DURMASI GEREKTÝÐÝ

228- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Ýçinizden yetkili, olgun, aklý baþýnda kimseler arkamdaki birinci safta yer alsýnlar, sonra gelenler ondan sonraki safta yer alsýnlar, daha sonraki gelenler de bir sonraki safta yer alsýnlar. Her konuda olduðu gibi saf düzeninde de ayrýlýða düþmeyin ki kalpleriniz de birbirinize karþý deðiþmesin. Çarþý ve pazarlardaki kargaþadan da sakýnýn.” (Müslim, Salat: 28; Nesâî, imâme: 23)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ubey b. Ka’b, Ebû Mes’ûd, Ebû Saîd, Berâ ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Mes’ûd’un hadisi hasen sahih garibtir. Rasûlullah (s.a.v.) Muhâcir ve Ensâr’ýn namazda okuduklarýný ezberlemek için hemen arkasýna durmalarýndan hoþlanýrdý.

Tirmîzî: Hâlid el Hazza’nýn adý Hâlid b. Mihran’dýr. Ebül Münazil künyesiyle tanýnýr.

Muhammed b. Ýsmail’den þöyle dediðini iþittim: Hâlid el Hazza (Ayakkabýcý demektir) fakat hiçbir zaman ayakkabýcýlýk yapmamýþtýr. Ayakkabýcýnýn yanýnda çok oturduðu için Hazza (ayakkabýcý) denilmiþtir. Ebû Ma’þer’in adý “Ziyâd b. Küleyb” tir.

Bölüm: 169

Ø ÝKÝ SÜTÜN ARASINDA NAMAZ KILINABÝLÝR MÝ?

229- Abdulhamid b. Mahmûd (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Bir komutanýn arkasýnda cemaatle namaz kýlmýþtýk cemaatin kalabalýk oluþu bizi iki sütün arasýnda namaz kýlmaya mecbur etti. Namazý kýlýp bitince Enes b. Mâlik dedi ki: Biz Rasûlullah (s.a.v.)’in zamanýnda iki sütün arasýnda namaz kýlmaktan sakýnýrdýk.” (Ebû Dâvûd, Salat: 94; Nesâî, Ýmâme: 33)

ž Bu konuda Kurre b. Ýyas el Müzenî’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Enes (r.a.)’ýn bu hadisi hasen sahihtir. Bazý ilim adamlarý sütunlar arasýnda saf tutarak namaz kýlmayý hoþ görmemiþlerdir. Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedir. Kimi ilim adamlarý ise buna izin vermiþlerdir.

Bölüm: 170

Ø SAFLARIN SONUNDA TEK BAÞINA NAMAZ KILINIR MI?

230- Hilâl b. Yisâf (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rakkâ bölgesinde iken Ziyâd b. ebî’l Ca’d elimden tuttu. Esed oðullarýndan Vâbisa b. Ma’bed denilen bir ihtiyarýn yanýna götürdü ve bu ihtiyar bana þu hadisi aktarmýþtý dedi: “Bir adam saffýn arkasýnda tek baþýna namaz kýlmýþtý. O ihtiyar dinliyordu. Rasûlullah (s.a.v.) ona namazýný iade etmesini emretti.” (Ebû Dâvûd, Salat: 99; Ýbn Mâce, Ýkame: 54)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ali b. Þeyban ve Ýbn Abbâs’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Vâbisa’nýn hadisi hasendir. Bazý ilim adamlarý saflarýn arkasýnda tek olarak namaz kýlmayý hoþ karþýlamamýþlar ve “Saffýn arkasýnda tek olarak namaz kýlan namazýný iade eder” demektedirler. Ahmed ve Ýshâk bu þekilde düþünmektedirler. Kimi ilim adamlarý ise: “Saffýn arkasýnda tek baþýna kýlan kimse namazý iade etmez” demektedirler. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek ve Þâfii bu görüþtedir.

Küfelilerden bir gurup Vâbisa’nýn bu hadisine dayanarak: “Saffýn arkasýnda tek baþýna namaz kýlan namazýný iade eder” demektedirler. Hammad b. ebî Süleyman, Ýbnü ebî Leylâ ve Vekî’ bunlardandýr.

Husayn’ýn, Hilâl b. Yisâf’tan rivâyet ettiði bu hadisi pek çok kimse Ebûl Ahvas’ýn, Ziyâd b. ebil Ca’d’den, Vâbisa b. Ma’bed’den rivâyeti gibi rivâyet etmiþtir.

Husayn’ýn hadisinde Hilâl’in, Vâbisa’ya yetiþip ondan hadis dinlediðine iþaret vardýr. Hadisçiler bu konuda deðiþik görüþler ortaya koymuþlardýr.

Bir kýsmý: Amr b. Mürre’nin, Hilâl b. Yisâf’tan, Amr b. Râþid’den, Vâbisa b. Ma’bed’den rivâyeti daha sahihtir, demektedirler.

Bir kýsmý ise: Husayn’ýn Hilâl b. Yisâf’tan, Ziyâd b. ebil Ca’d’den, Vâbisa b. Ma’bed’den rivâyeti daha sahihtir.

Tirmîzî: Bence bu hadis Amr b. Mürre’nin hadisinden daha sahihtir. Çünkü Hilâl b. Yisâf’ýn, Ziyâd b. ebî’l Ca’d’den, Vâbisa’dan rivâyetinden baþka yollarla da rivâyet edilmiþtir.

231- Vâbisa b. Ma’bed (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: “Bir kimse saflarýnýn arkasýnda kendi baþýna namaz kýlmýþtý da Rasûlullah (s.a.v.) ona namazýný iade etmesini emretti.” (Ebû Dâvûd, Salat: 99; Ýbn Mâce, Ýkame: 54)

ž Tirmîzî: Carud’tan iþittim þöyle diyordu: Vekî’ þöyle derken iþittim: “Bir kimse saflarýn arkasýnda tek baþýna namaz kýlarsa namazýný iade eder.”

Bölüm: 171

Ø ÝKÝ KÝÞÝ CEMAAT OLURSA NASIL DURULUR?

232- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Bir gece Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber cemaat olup namaz kýlmak için soluna durdum, Peygamber (s.a.v.) beni baþýmdan tuttu ve sað tarafýna geçirdi.” (Nesâî, Ýmame: 19; Ebû Dâvûd, Salat: 97)

ž Tirmîzî: Bu konuda Enes’den hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi hasen sahihtir.

Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönemlerden pek çok ilim adamý uygulamalarýný bu hadise göre yapmýþlardýr ve “Tek kiþi cemaat olursa imâmýn saðýnda durmalýdýr” demiþlerdir.

Bölüm: 172

Ø ÜÇ KÝÞÝ CEMAAT OLURSA NASIL DURULUR?

233- Semure b. Cündüb (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) bize üç kiþi olarak cemaat olmak istediðinizde birimizin imâm olarak öne geçmesini emrederdi.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Bu konuda Ýbn Mes’ûd, Câbir ve Enes b. Mâlik’den de birer hadis rivâyet etmiþlerdir.

Semure’nin hadisi hasen garibtir. Ýlim adamlarý: “Cemaat üç kiþi olursa iki kiþi imâmýn arkasýna durur” demektedirler. Ýbn Mes’ûd’tan þöyle rivâyet edilmiþtir. “Ýbn Mes’ûd, Alkame ve Esved’e imâmlýk yapmýþtý da onlardan birini saðýnda diðerini solunda durdurmuþtu.” Ýbn Mes’ûd bu hadisi merfu olarak rivâyet etmiþtir. Bazý hadisçiler bu hadisi rivâyet edenler arasýndaki Ýsmail b. Müslim el Mekkî’nin hafýzasý yönünde eleþtirmiþlerdir.

Bölüm: 173

Ø ERKEK VE KADINLAR CEMAAT OLURSA SAF DÜZENÝ NASIL YAPILMALI?

234- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre: “Enes’in ninesi Müleyke, Rasûlullah (s.a.v.) için hazýrladýðý yemeðe çaðýrmýþtý. Yemek yedikten sonra sizinle cemaat olarak namaz kýlalým dedi. Enes diyor ki: Çok kullandýðýmýzdan dolayý siyahlaþmýþ bir hasýrý sermek için kalktým su serperek onu sildim. Rasûlullah (s.a.v.) kalktý imâm olarak öne durdu, ben ve bir yetim çocuk onun arkasýna saf olduk ihtiyar kadýn ise bizim arkamýza durdu. Rasûlullah (s.a.v.) iki rek’at namaz kýldýrdý ve selam vererek namazýný bitirdi.” (Nesâî, Ýmame: 20; Ebû Dâvûd, Salat: 97)

ž Enes’in hadisi hasen sahihtir. Pek çok ilim adamý bu hadisle amel etmiþ olup, “imâmla beraber bir erkek ve bir kadýn olursa erkek imâmýn saðýnda, kadýnda onlarýn arkasýna durur” demektedirler.

Kimi ilim adamlarý ise; saffýn arkasýnda kendi baþýna namaz kýlan kimsenin namazýnýn geçerli olduðuna bu hadisle delil getirerek þöyle demiþlerdir: Çocuk için namaz yoktur, sanki Enes’te Peygamber (s.a.v.)’in arkasýnda tek baþýna namaz kýlmýþtýr. Gerçekten bu görüþ doðru deðildir çünkü çocuk için namaz olmasaydý Peygamber (s.a.v.) yetim çocuðu Enes’le beraber durdurmaz sadece Enes’i saðýna durdururdu. Musa b. Enes’in Enes’den rivâyeti þöyledir: “Enes, Peygamber (s.a.v.) ile birlikte namaz kýldý. Rasûlullah (s.a.v.) onu saðýna durdurmuþtu.”

Bu hadis, Peygamber (s.a.v.)’in cemaatle nafile namaz kýlýp onlarýn evlerini bereketlendirmek isteðine iþaret eder.

Bölüm: 174

Ø ÝMAM OLMAYA KÝM YETKÝLÝDÝR?

235- Ebû Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Cemaate Allah’ýn kitabýný en iyi okuyan ve bilen kimse imâm olur; bu konuda eþit iseler sünneti en iyi bilen kimse imâm olur, bu konuda da eþit iseler hicrette en öncelikli olan imâm olur, hicrette de eþit olurlarsa yaþý en büyük olan imâm olur. Bir kimseye kendi yetkisi alanýnda olan yerde imâm olunmaz evinde kendisinin özel oturma yerine de oturulmaz ancak izin verirse imâm olunur ve oturduðu yere oturulabilir. Mahmûd b. Gaylân diyor ki: Ýbn Numeyr rivâyetinde buradaki “yaþý en büyük olan” ifadesi yerine “yaþý en eski olan” denmektedir. (Ýbn Mâce, Ýkame: 46; Nesâî, Ýmame: 3)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Saîd, Enes b. Mâlik, Mâlik b. Huveyris ve Amr b. Seleme’den de birer hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Mes’ûd’un bu hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu hadise göre amel etmekte ve þöyle demektedirler: “Ýnsanlarýn imâmlýða en ehil olaný Allah’ýn kitabýný en iyi okuyan ve Peygamberin sünnetini en iyi bilenidir.” Ayný þekilde “bir yerin sahibi orada imâmlýða daha layýktýr” derler. Bazý ilim adamlarý: “O yerin sahibi baþka birine imamlýk için izin verirse bir sakýnca yoktur” derlerken bir kýsmý bunu hoþ karþýlamayýp þöyle demektedirler: “Sünnet olan o yerin sahibinin namazý kýldýrmasýdýr” demektedirler.

Ahmed b. Hanbel bu hadisteki Peygamber (s.a.v.)’in: “Kiþinin kendi yetkisi alanýnda olan yerde imâmlýk yapýlmaz kendisine ait yere de oturulmaz ancak izin verirse olabilir” sözünü bu izin meselesi hem imâmlýk için hem de özel oturma yerine oturmak için geçerli olacaðýný ümit ederim diyor. Ev sahibi izin verirse baþkalarýnýn ona imâm olmasýnda da bir sakýnca görmüyor.

Bölüm: 175

Ø ÝMÂM CEMAATE NAMAZI HAFÝF KILDIRMALI

236- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Sizden biriniz bir cemaate imâm olduðu vakit namazýný çok uzatmasýn hafifçe kýldýrsýn çünkü cemaat arasýnda küçük, yaþlý, güçsüz ve hasta bulunabilir. Ama kendi baþýna kýldýðýnda dilediði kadar uzatarak kýlsýn.” (Müslim, Salat: 37; Nesâî, Ýmame: 35)

ž Tirmîzî: Bu konuda Adiyy b. Hatîm, Enes, Câbir b. Semure, Mâlik b. Abdillah, Ebû Vakîd, Osman b. ebî’l As, Ebû Mes’ûd, Câbir b. Abdillah ve Ýbn Abbâs’tan birer hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre’nin hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarýnýn çoðunluðu bu görüþte olup hasta, güçsüz ve yaþlý kimselere güçlük getirmemek için namazýn uzatýlmamasýný tercih etmiþlerdir.

Tirmîzî: Ebû’z Zinad’ýn adý Abdullah b. Zekvan’dýr. A’rec ise, Abdurrahman b. Hürmüz el Medini’dir. Ve Ebû Dâvûd künyesiyle bilinir.

237- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Ýnsanlardan imâmlýk yapanlar içerisinde en hafif namaz kýldýran kimse Rasûlullah (s.a.v.) idi.” (Buhârî, Ezan: 64; Müslim, Salat: 37)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Avâne’nin adý Veddah’týr.

Tirmîzî: Kuteybe’ye Ebû Avâne’nin adý nedir? Diye sordum Veddah’dýr dedi. Kimin oðludur deyince, bilmiyorum: Basra’da bir kadýnýn kölesiydi dedi.

Bölüm: 176

Ø NAMAZA BAÞLAMA VE BÝTÝRME NASILDIR?

238- Ebû Saîd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Namazýn anahtarý abdest; namazda yapýlmayacak þeylerin baþlangýcý, tekbîrle namaza baþlamaktýr. Bazý hareket ve davranýþlarýn serbest olabilmesi ise selamla namazdan çýkmakla mümkün olur. Farz ve sünnet tüm namazlarda Fatiha sûresi ve bir sûre okumayanýn namazý olmaz.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 4; Dârimî Salat: 31)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasendir.

Bu konuda Ali ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ali b. ebî Tâlib’in bu konudaki hadisi sened yönünden Ebû Saîd’in hadisinden daha ceyyid ve sahihtir. Bu hadis abdest bölümünde geçmiþti. Peygamber (s.a.v.)’in ashabý ve sonraki dönemlerde bu hadisle amel edilmiþtir. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’ýn görüþü budur. Yani bir kimse namaza ancak tekbîr ile baþlar ve girmiþ olur.

Tirmîzî: Veki’den dinleyen Ebû Bekir, Muhammed b. Ebân’dan iþittiðime göre, þöyle diyordu. Abdurrahman b. Mehdî’nin þöyle dediðini kendisinden iþittim: “Bir kimse namaza baþlarken tekbîr getirmeksizin Allah’ýn yetmiþ ismini de söylese namaza girmiþ olmaz ve bu tekbîr yerine geçmez. Selam vermeden Abdesti bozulan kimseye abdest almasýný ve namaz kýldýðý yere dönerek tekrar selam vermesini emrederim. Çünkü hüküm hadisin gerçekten görünen manasýna göredir.

Ebû Nadre’nin adý el Münzir b. Mâlik b. Kutaa’dýr.

Bölüm: 177

Ø TEKBÎR ALIRKEN PARMAKLARI AÇIK TUTMAK

239- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) namaz için tekbîr aldýðýnda parmaklarýný açarak tekbîr alýrdý.” (Dârimî, Salat: 35; Ebû Dâvûd, Salat: 116)

ž Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasendir. Pek çok kimse bu hadisi Ýbn ebî Zi’b’den, Saîd b. Siman’dan ve Ebû Hüreyre’den rivâyet ederek þöyle demiþlerdir: “Rasûlullah (s.a.v.) namaza baþlayacaðýnda ellerini uzatarak kaldýrdý.” Bu rivâyet Yahya b. el Yeman’ýn rivâyetinden daha sahihtir.

240- Saîd b. Siman (r.a.), Ebû Hüreyre (r.a.)’den þöyle iþittiðini söylemiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) namaza baþlayacaðýnda ellerini uzatarak kaldýrdý.” (Dârimî, Salat: 41; Ebû Dâvûd, Salat: 114)

ž Tirmîzî: Abdullah b. Abdurrahman diyor ki: Bu hadis Yahya b. el Yeman’ýn hadisinden daha sahihtir. Yahya b. el Yemân’ýn hadisinde yanlýþlýk vardýr.

Bölüm: 178

Ø CEMAATLE NAMAZDA ÝLK TEKBÎRE YETÝÞMENÝN DEÐER VE KIYMETÝ

241- Enes (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Her kim kýrk gün süreyle cemaate devam eder ve ilk tekbîre yetiþirse: Allah o kimseye iki kurtuluþ yazar birisi ateþten diðeri münafýklardan kurtuluþ.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis Enes (r.a.)’den mevkuf olarak rivâyet edilmiþ olup bu hadisi merfu olarak sadece Selm b. Kuteybe’nin, Tu’me b. Amr’dan, Habib b. ebî Sabit’in Enes yoluyla rivâyetinden bilmekteyiz.

Bu hadis Habib b. ebî Habib el Becelî yoluyla Enes b. Mâlik’den kendi sözü olarak rivâyet edilmiþtir. Hennâd bu hadisi Vekî’, Hâlid b. Tahman’dan, Habib b. ebî Habib el Becelî ve Enes’den ayný hadisi rivâyet etmiþ ve hadisi merfu olmadan rivâyet etmiþtir.

Ýsmail b. Ayyaþ bu hadisi Umare b. Gaziyye’den, Ömer ve Enes b. Mâlik yoluyla rivâyet etmiþtir. Bu hadis hadis olarak mahfuz olmayýp mürsel’dir. Yani rivâyette sahabeyi atlayarak tabiinin direkt olarak Peygamber (s.a.v.)’den aktardýðý bir hadistir. Çünkü Umare b. Gaziyye, Enes b. Mâlik’e yetiþmemiþtir. Muhammed b. Ýsmail diyor ki: Habib b. ebî Habib “Ebûl Keþusâ” diye künyesi ile bilinir ve kendisine “Ebû Umeyre” de denilir.

Bölüm: 179

Ø TEKBÎRDEN SONRA NE OKUNACAÐI

242- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) gece namazý için kalktýðýnda tekbîr alýr þöyle okurdu: “Sübhaneke Allahümme ve bihamdike ve tebarekesmüke ve teala ceddüke vela ilahe gayruke” sonra “Allahü ekber kebîran” der daha sonra: “Euzu billahissemiil alim mimineþþeytanirracimin hemzihi ve nefihî ve nefsihî” derdi. (Nesâî, Ýftitah: 18; Dârimî, Salat: 33)

ž Tirmîzî: Ebû Saîd’in bu hadisi bu konudaki rivâyetlerin en meþhurudur. Ýlim adamlarý bu hadisle amel etmiþlerdir. Pek çok ilim adamý Ömer b. Hattâb ve Abdullah b. Mes’ûd’dan rivâyet edilen þu rivâyete göre, amel etmiþlerdir. Yani “Sübhaneke Allahümme ve bihamdike ve tebarekesmüke ve teala ceddüke vela ilahe gayru-ke” demiþtir. Tabiin ve sonraki dönemin ilim adamlarýnýn çoðu bu hadis dönemin ilim adamlarýnýn çoðu uygulamalarýný bu hadise göre amel ederler. Ebû Saîd’in bu hadisinin senedinden söz edilmiþtir. Yahya b. Saîd, Ali b. Ali er Rýfaî hakkýnda hoþ olmayacak þekilde konuþmuþtur. Ahmed diyor ki: Bu hadis sahih deðildir.

243- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) namaza baþladýðýnda þöyle derdi: “Sübhaneke Allahümme ve bihamdike ve tebarekesmüke ve teala ceddüke vela ilahe gayruke.” (Dârimî, Salat: 33)

ž Bu hadisi Âiþe rivâyetiyle sadece bu þekilde bilmekteyiz. Râvîlerden Hârise’nin hafýzasý hakkýnda söz edilmiþtir. Ebûr Rical’in ismi; Muhammed b. Abdurrahman el Medini’dir.

Bölüm: 180

Ø BESMELEYÝ SESsÝZ OKUMAK

244- Abdullah b. Muðaffel (r.a.)’in oðlundan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Namaz kýlarken babam benim besmeleyi açýkça söylediðimi iþitti ve þöyle dedi: Ey oðlum, bu yaptýðýn bid’attýr. Bid’atten sakýn diyerek þöyle devam etti; Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan Ýslam da bid’at çýkarma konusundan daha fazla kýzdýklarý bir þey görmedim dedi ki: Ben Rasûlullah (s.a.v.) ile Ebû Bekir, Ömer ve Osman’la birlikte namaz kýldým, hiçbirinin sesli olarak besmele okuduðunu iþitmedim sende Besmeleyi sesli olarak okuma namaza baþladýðýnda “Elhamdülillahi Rabbil Alemin” diyerek okumaya baþla.” (Dârimî, Salat: 34; Nesâî, Ýftitah: 21)

ž Tirmîzî: Abdullah b. Muðaffel’in hadisi hasendir.

Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan pek çok ilim adamý bu hadisle amel etmiþlerdir. Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ali ve daha baþkalarý ve tabiin alimleri bunlardandýr.

Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Ahmed ve Ýshâk’ýn da görüþü bu þekilde olup besmeleyi açýktan okumazlar gizli okunmasý görüþündedirler.

Bölüm: 181

Ø BESMELEYÝ AÇIK OKUMAK

245- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) namaza baþladýðýnda Besmele okuyarak okumaya baþlardý.” (Nesâî, Ýftitah: 22)

ž Tirmîzî: Bu hadisin senedi böyle deðildir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan pek çok kimseler uygulamalarýný bu görüþe göre yapmýþlar olup, Ebû Hüreyre, Ýbn Ömer, Ýbn Abbâs, Ýbn Zübeyr ve tabiinden bir kýsým ilim adamlarý “Besmele”nin açýkça okunmasý görüþündedirler, Þâfii’de ayný görüþü benimser.

Ýsmail b. Hammad, Ebû Süleyman’ýn oðludur. Ebû Hâlid el Va’libî’nin adý “Hürmüz” dür ve Küfelidir.

Bölüm: 182

Ø NAMAZDA OKUMAYA FATÝHA SÛRESÝYLE BAÞLAMAK

246- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) Ebû Bekir, Ömer ve Osman namazda kýraate “Elhamdülillahi Rabbil Alemin” diye baþlayan sûre ile baþlardý.” (Nesâî, Ýftitah: 24; Müslim, Salat: 11)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan, tabiinden ve sonraki dönem ilim adamlarýnýn pek çoðunun görüþü bu hadise göre olup namaza Fatiha sûresiyle baþlarlardý.

Þâfii diyor ki: Rasûlullah (s.a.v.), Ebû Bekir, Ömer ve Osman, namaza “Fatiha” sûresi ile baþlarlardý hadisinin manasý: Onlar Fatiha’yý sûreden önce okurlardý demektir. Besmeleyi okumazlardý anlamýnda deðildir.

Þâfii: Namazda okumaya besmeleyle baþlanmalýdýr. Eðer okuma açýktan oluyorsa besmele de açýktan okunur demektedir.

Bölüm: 183

Ø FATÝHA SÛRESÝ OKUNMAZSA NAMAZ OLMAZ

247- Ubade b. Sâmit (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Fatihayý okumayanýn namazý yoktur” (Nesâî, Ýftitah: 24; Müslim, Salat: 11)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Âiþe, Enes, Ebû Katâde ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ubade hadisi hasen sahihtir.

Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan pek çok kiþi bu hadisle amel ederler. Ömer b. Hattâb, Ali b. ebî Tâlib, Câbir b. Abdullah, Imrân b. Husayn ve baþka ilim adamlarý bunlardan olup, Fatiha sûresi okunmaksýzýn namaz caiz olmaz görüþündedirler.

Ali b. ebî Tâlib diyor ki: “Fatiha okunmadan kýlýnan namaz tamam olmaz noksandýr.” Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed, Ýshâk’da bu görüþtedir.

Ebû Ömer’in oðlundan iþittim þöyle diyordu: Ýbn-i Uyeyne ile on sekiz sene karþýt görüþte oldum. Humeydi benden bir yaþ büyüktü.

Ýbn ebî Amr’dan iþittim þöyle diyordu: “Ayaklarýmla yürüyerek yetmiþ sefer Hac yaptým.”

Bölüm: 184

Ø FATÝHADAN SONRA “AMÝN” DEMEK

248- Vâil ibn Hucr (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittim: “…Gayrilmaðdubi aleyhim ve lazzallin” ayetini de okuduktan sonra “Amin” dedi ve bu kelimede sesini yükselterek, uzatarak söyledi demiþtir. (Nesâî, Ýftitah: 33; Dârimî, Salat: 38)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ali ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Vâil ibn Hucr’un hadisi hasendir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan tabiin ve sonraki dönem alimlerinden pek çok ilim adamlarýnýn görüþü böyledir. Erkeklerin “Amin” derken seslerini yükseltmeleri gerektiði görüþündedirler. Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr. Þu’be bu hadisi; Seleme b. Küheyl’den, Hucr b. Anbes’den, Alkame b. Vâil ve babasýndan þöyle rivâyet ediyor: Rasûlullah (s.a.v.) “Gayril ma’dubi aleyhim ve lazzallin” dedi ve sesini fazla çýkarmaksýzýn “Amin” dedi.

Tirmîzî: Muhammed’den þöyle dediðini iþittim: Bu konuda Sûfyân es Sevrî’nin hadisi, Þu’be’nin hadisinden daha sahihtir. Þu’be bu hadiste yanýlmýþtýr, þöyle ki: Râvîler arasýnda bir kimseye “Hucr ebil Anbes” diyor oysa o “Hucr ibn Anbes” dir ve Ebûs Seken künyesi ile bilinir. Bir baþka hatasý ise: “Alkame b. Vâil” den diyor oysa ki hadisin senedinde “Alkame” yoktur, ve o “Vâil b. Hucr” dur. Ayrýca “Amin” kelimesinde “sesini alçalttý” diyor halbuki bu kelime “sesini yükseltti” þeklindedir.

Tirmîzî: Ebû Zür’aya bu hadis hakkýnda sordum þöyle dedi: Sûfyan’nýn bu hadisi Þu’be’nin hadisinden daha sahih olup, Alâ b. Salih el Esedî, Seleme b. Küheyl’den, Sûfyân rivâyetine benzer bir hadis daha rivâyet edilmiþtir.

249- Vâil b. Hucr (r.a.), Peygamber (s.a.v.)’den Seleme b. Küheyl’den Sûfyân’ýn hadisinin benzerini rivâyet etmiþtir.

Bölüm: 185

Ø FATÝHADAN SONRA “AMÝN” DEMENÝN DEÐERÝ VE KIYMETÝ

250- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: imâm Amin deyince sizde Amin deyin. Kimin “Amin” demesi meleklerin “Amin” demesine denk gelirse o kiþinin geçmiþ günahlarý affedilir. (Nesâî, Ýftitah: 35; Dârimî, Salat: 38)

ž Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.

Bölüm: 186

Ø NAMAZDA OKUMA ARASINDA YAPILAN DUraklAma

251- Semure (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’den namazýndaki okumada: “iki sefer durakladýðýný biliyorum” Imrân b. Husayn bu görüþümü kabul etmeyip, “Bir sefer duraklardý” dedi. Bunun üzerine Medîne’de bulunan Übey b. Ka’b’a bu durumu mektupla sorduk; Übey cevap olarak Semure bunu ezberlemiþtir diye yazdý. Saîd diyor ki: Katâde’ye “Bu iki duraklama nedir?” diye sorduk o da þöyle cevap verdi: Birinci duraklama “namaza baþladýðý” anda ikincisi, “okumayý bitirdiði” zamandýr. “Okumayý tamamlayýnca rükû’a gitmeden önce biraz ara vermekten hoþlanýrdý” demektedir. (Dârimî, Salat: 37; Ýbn Mâce, Ýkame: 12)

ž Bu konuda Ebû Hüreyre (r.a.)’den hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Semure’nin hadisi hasendir. Ýlim adamlarýnýn pek çoðu bu görüþte olup, Ýmam’ýn namaza baþladýðý anda ve okumayý bitirdiðinde iki defa duraklama yapmasýný müstehap görmektedirler. Ahmed, Ýshâk ve arkadaþlarýmýzýn görüþleri böyledir.

Bölüm: 187

Ø NAMAZDA SAÐ ELÝ SOL EL ÜZERÝNE KOYMAK

252- Kabisa b. Hülb (r.a.)in babasýndan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) bize imâm olurdu ve sol elini sað eliyle tutardý.” (Nesâî, Ýftitah: 9; Dârimî, Salat: 35)

ž Bu konuda Vâil b. Hucr, Gutayf b. Hâris, Ýbn Abbâs, Ýbn Mes’ûd, ve Sehl b. Sad’den birer hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Hülb’ün hadisi hasendir. Peygamber (s.a.v.) tabiin ve daha sonraki ilim adamlarý bu hadisle amel ederler ve namazda sað el sol elin üzerine konmalýdýr derler. Bir kýsým ilim adamlarý eller göbeðin üzerinde bulunmalýdýr derken, bir kýsmý da göbeðin altýnda olmalýdýr demektedirler ve her iki tarafýnda görüþü geniþ ve kapsamlýdýr. Hülb’ün adý: “Yezîd b. Kunafe et Taî” dir.

Bölüm: 188

Ø RüKû’A GÝDERKEN ELLERÝ KALDIRMAK

253- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), Ebû Bekir ve Ömer namazda iniþ ve kalkýþlarda yani kýyam ve kuud’ta tekbîr alýrlardý.” (Dârimî, Salat: 41; Ebû Dâvûd, Salat: 115)

ž Bu konuda Ebû Hüreyre, Enes, Ýbn Ömer, Ebû Mâlik el Eþ’arî, Ebû Musa, Imrân b. Husayn, Vâil b. Hucr ve Ýbn Abbâs’tan da birer hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Abdullah b. Mes’ûd’un hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan pek çok kimse bu hadisle amel etmiþlerdir. Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ali ve baþkalarý bunlardandýr. Tabiin dönemi alimleriyle tüm fýkýhçýlar ve alimler bu görüþtedirler.

Bölüm: 189

Ø RÜKÛ’A GÝDERKEN TEKBÎR ALMAK

254- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) kýyamdan rükû’a giderken tekbîr alýrdý.” (Ebû Dâvûd, Salat: 115; Dârimî, Salat: 40)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve onlardan sonra gelen tabiin döneminin ilim adamlarýnýn görüþü budur. Yani kiþi: “Rükû’a ve secdeye giderken mutlaka tekbîr almalýdýr.”

Bölüm: 190

Ø RÜKÛ’A GÝDERKEN ELLERÝ KALDIRMAK

255- Sâlim (r.a.)’in babasýndan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’i gördüm namaza baþlarken, rükû’a giderken ve ruk’u’dan kalkarken ellerini omuzlarý hizasýna kadar kaldýrýrdý. Ýbn ebî Ömer kendi rivâyetinde þu ilaveyi yaptý: “Ýki secde arasýnda ellerini kaldýrmazdý.” (Ebû Dâvûd, Salat: 115; Dârimî, Salat: 40)

256- Fadl b. es Sabbah el Baðdadî, Sûfyân b. Uyeyne ve Zührî’den ayný sened ile Ýbn ebî Ömer’in hadisinin benzerini rivâyet etmiþtir.

ž Bu konuda Ömer, Ali, Vâil b. Hucr, Mâlik b. Huveyris, Enes, Ebû Hüreyre, Ebû Humeyd, ebû Useyd, Sehl b. Sa’d, Muhammed b. Mesleme, Ebû Katâde, Ebû Musa el Eþarî, Câbir ve Umeyr el Leysî’den de birer hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Ömer hadisi hasen sahihtir.

Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan bazý ilim adamlarýnýn görüþü böyledir. Ýbn Ömer, Câbir b. Abdullah, Ebû Hüreyre, Enes, Ýbn Abbâs, Abdullah b. Zübeyr ve baþkalarýnýn görüþü böyledir. Tabiin döneminden de Hasan el Basrî, Atâ, Tavus, Mûcâhid, Nafi’, Sâlim b. Abdullah, Saîd b. Cübeyr ve daha baþkalarý ayný görüþü benimsemiþlerdir.

Mâlik, Ma’mer, Evzâî, Ýbn Uyeyne, Abdullah b. el Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’da dönemlerinin ayný görüþü benimseyen alimlerindendir. Abdullah b. Mübarek: Zührî’nin, Sâlim’den, babasýndan rivâyet ettiði bir hadisi zikrederek þöyle demiþtir: Ýbn Mes’ûd’un “Rasûlullah (s.a.v.) sadece namaza baþlarken ellerini kaldýrýrdý” hadisi sabit olmayýp; “Her tekbîr anýnda ellerin kaldýrýlmasý” hadisi sabittir.

Abdullah b. Mübarek’in bu sözünü, Ahmed b. Abde el Amulî, Vehb b. Zem’a’dan, Sûfyân b. Abdulmelik’den bize aktarmýþtýr. Yahya b. Musa, Ýsmail b. ebî Üveys’den naklederek dedi ki: “Mâlik b. Enes namazda tekbîr esnasýnda ellerin kaldýrýlmasý görüþünde” idi. Yine Yahya da Abdurrazzak’tan naklederek þöyle der: “Ma’mer de namazda tekbîr esnasýnda ellerin kaldýrýlmasý” görüþündeydi.

Carud b. Muâz’dan þöyle dediðini iþittim: Sûfyân b. Uyeyne, Ömer b. Harun ve Nadr b. Sümeyl namaza baþlarken rükû’a giderken ve rükû’dan doðrulurken ellerini kaldýrýrlardý.

Bölüm: 191

Ø SADECE NAMAZA BAÞLARKEN ELLERÝN KALDIRILMASI

257- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Size Rasûlullah (s.a.v.)’in namazý gibi bir namaz kýldýrayým mý? dedi ve namaz kýldý sadece baþlangýç tekbîrinde ellerini kaldýrdý.” (Nesâî, Ýftitah: 1; Ebû Dâvûd, Salat: 116)

ž Bu konuda Berâ b. Âzib’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Mes’ûd’un bu hadisi hasendir. Sahabe ve tabiin alimlerinden pek çoðunun görüþü bu hadis üzeredir. Sûfyân es Sevrî ve Küfeliler gibi.

Bölüm: 192

Ø RÜKÛ’ ANINDA ELLERÝ DÝZLER ÜZERÝNE KOYMAK

258- Ömer b. Hattâb (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Ruku anýnda elleri dizlere tutmak sünnet kýlýnmýþtýr, sizde rükû’da ellerinizi dizlerinize tutunuz.” (Nesâî, Tatbik: 93; Ebû Dâvd, Salat: 145)

ž Bu konuda Sa’d, Enes, Ebû Humeyd, Ebû Üseyd, Sehl b. Sa’d Muhammed b. Mesleme ve Ebû Mes’ûd’tan da birer hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ömer’in bu hadisi hasen sahihtir. Sahabe, Tabiin ve sonraki dönemlerin ilim sahibleri bu konuda hemfikirdirler. Sadece Ýbn Mes’ûd ve arkadaþlarýndan bir kýsmý, “Tatbik” denilen rükû’da iki eli birbirine yapýþtýrarak dizler arasýna koymayý rivâyet etmiþlerdir ki, ilim adamlarýnýn yanýnda bu tür yapmak þekli kaldýrýlmýþtýr.

259- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle diyor: Biz önceleri rükû’da deðiþik bir þekil yapardýk sonra bize bu þekil yasaklandý ve ellerimizi dizlerimiz üzerine koymamýz emredildi. (Nesâî, Ýftitah: 93; Buhârî, Sýfatýssalat: 37)

ž Kuteybe bu hadisi bize Ebû Avâne, Ebû Ya’fûr, Musab b. Sad ve babasý Sa’d b. ebî Vakkâs’tan bu þekilde rivâyet etmiþtir. Ebû Humeyd es Saidî’nin ismi ise, Abdurrahman b. Sa’d b. el Münzir’dir. Ebû Useyd es Saidî’nin ismi ise, Mâlik b. Rabiâ’dýr. Ebû Hasîn adý ise: Osman b. Âsým el Esedî’dir. Ebû Abdurrahman es Sülemî’nin adý ise Abdullah b. Habib’tir. Ebû Ya’fûr’un ismi, Abdurrahman b. Ubeyd b. Nistas’dýr. Ebû Ya’fûr el Abdî’nin adý ise Vakîd olup Vakdan olduðuda söylenir. Abdullah b. ebî Evfâ’dan rivâyet eden budur. Her ikisi de Küfelidir.

Bölüm: 193

Ø RÜKÛ’DA KOLLARI KOLTUKTAN AYIRMAK

260- Sehl b. Sa’d (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Ebû Humeyd, Ebû Üseyd, Sehl b. Saîd ve Muhammed b. Mesleme bir araya gelip Rasûlullah (s.a.v.)’in kýldýðý namazýndan bahsettiler, Ebû Humeyd dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.)’in kýldýðý namazý en iyi bileniniz benim, “Rasûlullah (s.a.v.) rükû’a vardýðýnda diz kapaklarýný tutar gibi ellerini diz kapaklarý üzerine koydu ellerini gererek koltuklarýndan araladý.” (Buhârî, Sýfat-ýs Salat: 39; Nesâî, Ýftitah: 93)

ž Bu konuda Enes (r.a.)’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hümeyd’in hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu hadisteki þekli benimsemiþler ve erkeðin rükû’da ve secdelerde ellerini yanlarýndan aralamasýný kabul etmiþlerdir.

Bölüm: 194

Ø RÜKÛ’ VE SECDELERDE OKUNACAK DUALAR

261- Ýbn Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Sizden biriniz rükû’a varýnca rükû’ halinde iken üç sefer; “Sübhane Rabbiyelazim” derse yaptýðý rükû’ tamam olur, bu en azýdýr. Secdeye varýnca secdelerinde de üç kez “Sübhane Rabbiyel a’la derse secdeleri tamam olmuþ olur, buda en az söylenmesi gereken miktarýdýr.” (Buhârî, Sýfat-ýs Salat: 42; Nesâî, Ýftitah: 102)

ž Bu konuda Huzeyfe ve Ukbe b. Âmir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Mes’ûd’un hadisinin senedinde kopukluk vardýr. Çünkü Avn b. Abdullah b. Utbe, Ýbn Mes’ûd’a ulaþmamýþtýr. Ýlim adamlarý bu hadise göre amel etmiþlerdir. Namaz kýlan kimsenin rükû’ ve secdelerinde üçten az tesbih yapýlmamasýný benimsemiþlerdir.

Abdullah b. Mübarek’den þöyle rivâyet ediliyor: “Ben imâmýn namazýnda beþ tesbih getirmesini severim ki böylece cemaat üç tesbihe yetiþebilir. Ýshâk ve Ýbrahim de bu görüþtedir.”

262- Huzeyfe (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte namaz kýlmýþtý. Rasûlullah (s.a.v.) rükû’da “Subhane Rabbiyelazim” secdelerinde ise; “Subhane Rabbiyel A’la” derdi. Okumasý anýnda rahmet ayeti gelince duraklar ve Allah’tan rahmetini isterdi, azab ayetine gelince de duraklar ve Allah’a sýðýnýrdý.” (Buhârî, Sýfat-ýs Salat: 42; Nesâî, Ýftitah: 102)

263- Þu’be’den de bunun bir benzeri hadis rivâyet edilmiþtir.

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bölüm: 195

Ø RÜKÛ’ VE SECDELERDE KUR’ÂN OKUNMAZ

264- Ali b. ebî Talib (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) ipekli ve sarýya boyanmýþ elbise giymekten, altýn yüzük kullanmaktan ve rükû’da Kur’ân okumaktan yasakladý.” (Müslim, Salat: 41; Nesâî, Ýftitah: 97)

ž Bu konuda Ýbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ali (r.a.)’in hadisi hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan tabiinden ve sonraki dönem alimlerinin görüþü böyle olup ruku ve secdelerde Kur’ân okumayý mekruh görmüþlerdir.

Bölüm: 196

Ø RÜKÛ’ VE SECDELERDEN SONRA BEL DOÐRULTULMALIDIR

265- Ebû Mes’ûd el Ensarî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Rükû’ ve secdelerden sonra belini doðrultmayanýn namazý caiz olmaz.” (Buhârî, Sýfat-ýs Salat: 42; Nesâî, Ýftitah: 88)

ž Bu konuda Ali b. Þeyban, Enes, Ebû Hüreyre ve Rifâa ez-Zürakî’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Mes’ûd’un hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönem ilim adamlarý bu görüþte olup secde ve rükû’ dan sonra bel doðrultulmalýdýr.

Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bu hadisten dolayý, secdelerden ve rükû’ dan belini doðrultmayan kimsenin namazýnýn fasid olduðuna kanaat getirmiþlerdir. Ebû Ma’mer’in adý “Abdullah b. Sahbere” dir. Ebû Mes’ûd el Ensarî el Bedrî’nin adý ise Ukbe b. Amr’dýr.

Bölüm: 197

Ø RÜKÛ’ DAN KALKINCA NE SÖYLENÝR?

266- Ali b. ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) rükû’ dan baþýný kaldýrdýðýnda “Semiallahü limen hamideh, Rabbena ve lekel hamd milessemavati ve milel arzý ve mile ma beyne hüma ve mile ma þi’te min þey’in ba’du” derdi. (Buhârî, Sýfat-ýs Salat: 45; Müslim, Salat: 42)

ž Bu konuda Ýbn Ömer, Ýbn Abbâs, Ýbn ebî Evfâ, Ebû Cuhayfe ve Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ali (r.a.)’ýn bu hadisi hasen sahihtir. Bir kýsým ilim adamýnýn görüþü böyledir. Þâfii’de ayný kanaatte farz ve nafile tüm namazlarda böylece söylenmelidir der. Bazý Küfeliler bu þekilde farz namazlarda söylenmez nafilelerde söylenmelidir derler. Tirmîzî: Hadisin râvîlerinden Ebû Seleme’ye Maciþunî denmesi maciþun’un oðlu olmasýndandýr.

 

Bölüm: 198

Ø RÜKÛ’ DAN KALKýncA BAÞKA NE SÖYLENÝR?

267- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “imâm, Semiallahü limen hamideh dediðinde; siz, Rabbena ve lekel hamdü deyin, çünkü bu sözü meleklerin sözüne denk gelen kiþinin geçmiþ günahlarý baðýþlanýr.” (Buhârî, Sýfat-ýs Salat: 44; Müslim, Salat: 42)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönem ilim adamlarýndan bir kýsmýnýn görüþü budur. Ve, imâm: “Semiallahu limen hamideh” deyince arkasýndaki cemaat “Rabbena lekel hamd” demelidir derler. Ahmed bunlardandýr. Ýbn Sirîn ve baþkalarý imâmýn arkasýndaki cemaat aynen imâmýn söylediði gibi “Semiallahu limen hamideh” ve “Rabbena lekel hamd” demelidir derler. Þâfii ve Ýshâk bu görüþtedirler.

 

Bölüm: 199

Ø SECDEYE GÝDERKEN DÝZLERÝ ELLERDEN ÖNCE YERE KOYMAK

268- Vâil b. Hucr (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’i namaz kýlarken gördüm secdeye giderken dizlerini ellerinden önce yere koyar ve ayaða kalkacaðý zaman ellerini dizlerinden önce kaldýrýrdý.” (Müslim, Salat: 45; Nesâî, Ýftitah: 128)

ž Tirmîzî: Hasan b. Ali’nin hadisinde þu fazlalýk vardýr, Yezîd b. Harun diyor ki: Þerik Âsým b. Kuleyb’den sadece bu hadisi rivâyet etmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir. Þerik’den baþka bu hadisi rivâyet eden bilmiyoruz. Ýlim adamlarýnýn çoðunluðu bu hadise göre amel ederler ve secdeye gider ken dizlerin ellerden önce konulmasý ayaða kalkarken de eller dizlerden önce kaldýrýlmalýdýr demektedirler. Hemmâm b. Âsým bu hadisi rivâyet ederken sahabeyi atlýyarak yani Vâil b. Hucr’u söylemeksizin Rasûlullah (s.a.v.)’den rivâyet etmiþ gibi bize aktarmýþtýr.

 

Bölüm: 200

Ø SECDEYE GÝDERKEN DÝZLERÝ MÝ YOKSA ELLERÝ MÝ ÖNCE KOYMALI?

269- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Sizden herhangi biriniz namazda devenin çömelmesi gibi yani önce ellerini sonra dizlerini koyuyor.” (Nesâî, Ýftitah: 128; Dârimî, Salat: 74)

ž Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen garibtir. Bu hadisi Ebû’z Zinad’ýn bu rivâyetini sadece bu þekliyle biliyoruz. Bu hadis ayrýca Abdullah b. Saîd el Makburî ve babasýndan ve Ebû Hüreyre’den de rivâyet edilmiþtir.

Abdullah b. Saîd el Makburî’yi hadisçilerden Yahya b. Saîd el Kattan ve baþkalarý zayýf sayarlar.

Bölüm: 201

Ø SECDE ANINDA ALIN VE BURUN NASIL OLMALIDIR?

270- Ebû Humeyd es Saidî (r.a.): “Rasûlullah (s.a.v.) namazda secdeye vardýðýnda alnýný ve burnunu yere koyar, kollarýný yanlarýna yapýþtýrmaz ellerini de omuz hizasýna gelecek þekilde koyardý.” (Müslim, Salat: 46; Nesâî, Ýftitah: 143)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Abbâs, Vâil b. Hucr ve Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiþtir. Ebû Humeyd’in hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu hadise göre amel ederler ve secde esnasýnda alýn ve burun yere konulmalýdýr. Burun konulmaksýzýn sadece alýn konulursa bazý ilim adamlarýna göre caiz olurken kimileri de caiz olmaz demektedirler.

Bölüm: 202

Ø SECDEDE YÜZ NEREYE KONMALI?

271- Ebû Ýshâk (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Berâ b. Âzib’e; Rasûlullah (s.a.v.) secdeye vardýðýnda yüzünü nereye koyardý diye sormuþtum da o da iki ellerinin arasýna diye cevap verdi.” (Nesâî, Ýftitah: 129)

ž Tirmîzî: Bu konuda Vâil b. Hucr ve Ebû Hümeyd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Berâ hadisi hasen sahih garibtir. Bazý ilim adamlarý bu hadise göre amel etmekte olup ellerini kulaklarý hizasýna yakýn koyarlardý.

Bölüm: 203

Ø SECDE YEDÝ ORGAN ÜZERÝNDE YAPILMALIDIR

272- Abbâs b. Abdulmuttalib (r.a.)’den rivâyete göre, O, Rasûlullah (s.a.v.)’den þöyle iþitmiþtir: “Kul secde ettiðinde yedi organý da secde etmiþ olur yüzü, iki eli, iki ayaðý.” (Müslim, Salat: 44; Nesâî, Ýftitah: 130)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Abbâs, Ebû Hüreyre, Câbir, Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Abbâs hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu hadise göre amel etmiþlerdir.

273- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), yedi organý üzerine secde etmesi emredildi saç ve elbisesini toplamasý da yasaklandý.” (Müslim, Salat: 44; Nesâî, Ýftitah: 130)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bölüm: 204

Ø SECDEDE KOLLAR KOLTUKLARDAN ARALANMALI

274- Ubeydullah b. Abdullah b. Akram el Huzaî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Babamla birlikte Arafat’ta bulunan Nemîre ovasýnda bulunuyordum bir kafile oraya gelmiþti bir de gördüm ki; Rasûlullah (s.a.v.) namaz kýlýyor. Abdullah diyor ki: secde esnasýnda kollarýný koltuklarýna yapýþtýrmadýðý için koltuk altýnýn beyazlýðýný görüyor gibiyim.” (Müslim, Salat: 45; Nesâî, Ýftitah: 142)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Abbâs, Ýbn Buhayne, Câbir, Ahmer b. Cez’, Meymûne, Ebû Humeyd, Ebû Mes’ûd, Ebû Useyd, Sehl b. Sad, Muhammed b. Mesleme, Berâ b. Âzib, Adiyy b. Amîre ve Âiþe (r.anha)’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ahber b. Cez’ Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan olup bir tek hadis rivâyet etmiþtir.

Tirmîzî: Abdullah b. Akram hadisi hasendir. Bu hadisi sadece Dâvûd b. Kays’ýn rivâyetiyle bilmekteyiz. Abdullah b. Akram’ýn Peygamber (s.a.v.) bundan baþka hadis rivâyet ettiðini bilmiyoruz. Sahabeden pek çok ilim adamlarý bu hadise göre amel etmiþlerdir. Abdullah b. Erkâm ez-Zührî, Peygamber (s.a.v.)’in arkadaþlarýndan olup Ebû Bekir (r.a.)’ýn katibidir.

 Bölüm: 205

Ø SECDEDE BAÞKA KÝMSELERÝ RAHATSIZ ETMEMEK

275- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Sizden biriniz secdeye vardýðý zaman köpeðin kollarýný yaymasý gibi yaymak suretiyle baþkalarýný rahatsýz etmesin, normal bir þekilde dursun.” (Nesâî, Ýftitah: 140; Müslim, Salat: 45)

ž Tirmîzî: Bu konuda Abdurrahman b. Þibl, Enes, Berâ, Ebû Humeyd ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Câbir’in hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu hadise göre amel etmekte olup secdede normal durulmasý gerektiðini yýrtýcý hayvanlarýn yayýlmasý gibi yayýlmayý hoþ görmemiþlerdir.

276- Katâde (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir. Enes (r.a.)’den iþittiðime göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Secdede kollarýnýzý; köpeðin kollarýný yaymasý gibi yayarak çevrenizdekileri rahatsýz etmeyin, normal bir þekilde durun.” (Nesâî, Ýftitah: 140; Müslim, Salat: 45)

ž Bu hadis hasen sahihtir.

Bölüm: 206

Ø SECDE ANINDA ELLERÝ YERE KOYUP AYAKLARIN DÝKÝLMESÝ

277- Sa’d b. ebî Vakkâs (r.a.)’ýn babasýndan rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) secde anýnda ellerin yere konulmasý, ayaklarýn ise dikilmesini emretti.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

278- Âmir b. Sa’d’den rivâyet edildiðine göre Rasûlullah (s.a.v.) secde anýnda ellerin yere konulmasýný emretti diyerek hadisin aynýsýný aktarmýþ fakat “babasýndan” kaydýný zikretmemiþtir.

ž Tirmîzî: Yahya b. Saîd el Kattan ve pek çok kimsenin Muhammed b. Aclan, Muhammed b. Ýbrahim, Âmir b. Sa’d’den rivâyet edilen; “Peygamber (s.a.v.)’in secde anýnda ellerini yere yayýp ayaklarýn ise dikilmesini” emrettiði hadisi mürsel olup Vüheyb’in hadisinden daha sahihtir, ilim adamlarý bu konuda birleþmiþler ve bu hadis-i þerifteki þekli tercih etmiþlerdir.

Bölüm: 207

Ø SECDE VE RÜKÛ’ DAN DOÐRULUNCA BELÝN DOÐRULTULMASI

279- Berâ b. Âzib (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), rükû’ dan ve secdeden doðrulduðu anda dimdik duruma gelirdi.” (Müslim, Salat: 46; Nesâî, Ýftitah: 88)

ž Tirmîzî: Bu konuda Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

280- Muhammed b. Beþþâr bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiþtir.

ž Tirmîzî: Berâ hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý, uygulamalarýný bu hadis-i þerife göre yapmýþlardýr.

Bölüm: 208

Ø RÜKÛ’ VE SECDELERDE ÝMAMDAN ÖNCE DAVRANmaMAK

281- Berâ (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber namaz kýldýðýmýzda, O rükû’ dan baþýný kaldýrýp secdeye gidinceye kadar hiçbirimiz belimizi eðmezdik o secdeye varýnca bizde secde ederdik.” (Müslim, Salat: 25; Dârimî, Salat: 72)

ž Bu konuda Enes, Muaviye, Sahib-ül Cüyûþ lakabýyla anýlan, Ýbn Mes’ade ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Berâ’nýn hadisi hasen sahihtir.

Ýlim adamlarý bu hadise göre amel ederler ve derler ki: imâmýn arkasýndaki cemaat imâma her yönden uyacaklardýr. imâm rükû’a gidince rükû’a varacaklar kalkýnca onlarda kalkacaklardýr. Bu konuda ayrý düþünen yokur.

Bölüm: 209

Ø ÝKÝ SECDE ARASINDA TOPUKLARI YAYIP KALÇA ÜZERÝNE OTURMAMAK

282- Ali (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle demiþtir: “Ya Ali kendim için sevdiðimi; senin için de severim, kendim için hoþlanmadýðým bir þeyi; senin için de hoþlanmam öyleyse iki secde arasýnda topuklarýný yayýp kalçanýn üzerine oturma!” (Ýbn Mâce, Ýkame: 22)

ž Tirmîzî: Bu hadisi sadece Ebû Ýshâk’ýn, Hâris’den gelen bu þekliyle bilmekteyiz. Bazý ilim adamlarý hadisi rivâyet eden tek gözlü olan Hâris’in zayýf olduðunu kaydetmiþlerdir. Pek çok ilim adamý da bu hadisle amel ederek topuklarý dikerek oturmayý hoþ görmemiþlerdir. Yine bu konuda Âiþe, Enes ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 210

Ø NAMAZDA TOPUKLAR DÝKÝLEREK OTURULABÝLÝR MÝ?

283- Ebû’z Zübeyr (r.a.)’den rivâyete göre, o Tavûs’dan þöyle iþitmiþtir: Ýbn Abbâs (r.a.)’ya: “Topuklarý dikerek oturmanýn hükmünü sorduk.” “Sünnettir” dedi. “Kiþiye veya ayaðýna zahmet verir görüþündeyiz” dedik. “O, Peygamber (s.a.v.)’in sünnetidir” dedi. (Ýbn Mâce, Ýkame: 22; Müslim, Salat: 46)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bazý ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yapmakta olup, ayaklarý dikerek oturmakta bir sakýnca görmemektedirler. Mekkeli bazý alim ve fýkýhçýlar da bu görüþtedirler.

Ýlim adamlarýnýn çoðu ise iki secde arasýnda ayaklarý dikerek oturmayý hoþ karþýlamamýþlardýr.

Bölüm: 211

Ø ÝKÝ SECDE ARASINDA NASIL DUA EDÝLÝR?

284- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre: Rasûlullah (s.a.v.), iki secde arasýnda: “Allahümmâðfirli verhamnî vecburnî vehdinî verzuknî” (Ey Allah’ým beni baðýþla bana acý bana afiyet ver beni doðru yoluna hidayet et ve beni dünyada ve ahirette hayýrlý rýzýklarla rýzýklandýr) derdi. (Müslim, Salat: 42; Ýbn Mâce: Ýkame: 23)

285- Hasan b. Ali el Hallâl (Hulvanî), Yezîd b. Harun, Zeyd b. Hubab, Kamil Ebûl A’lâ’dan da bu hadisin bir benzeri rivâyet edilmiþtir.

ž Tirmîzî: Bu hadis garibtir.

Ayný þekilde, Ali (r.a.)’den de böylece rivâyet edilmiþtir. Ýmâm-ý Þâfii, Ahmed ve Ýshâk farz ve nafile tüm namazlarda bu duanýn okunmasýný caiz görmüþlerdir. Kimi ilim adamlarý ise bu hadisi Kamil ve Ebûl A’lâ’dan mürsel olarak rivâyet etmiþlerdir.

Bölüm: 212

Ø SECDEYÝ RAHAT BÝR BÝÇÝMDE YAPMAK

286- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabý secdede elleri yanlardan, karný, dizlerden aralamanýn zorluk vereceðinden þikayet ettiler de “Dirsekleri dizlere dayamakla rahatlayýn” buyurdular. (Dârimî, Salat: 79; Ýbn Mâce: Ýkame: 21)

ž Tirmîzî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Ebû Salih’in, Ebû Hüreyre’den rivâyetiyle bilmekteyiz Leys ve Ýbn Aclan da hadisin râvîlerindendir.

Bölüm: 213

Ø SECDELERDEN KALKIÞ NASIL OLMALI?

287- Mâlik b. Hüveyris el Leysî (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre: “Mâlik, Rasûlullah (s.a.v.)’i namaz kýlarken gördü. Namazýn tek rek’atlarýnda istirahat oturmasý denilen oturmayý yapmadan kýyama kalkmazdý.” (Nesâî, Ýftitah: 179)

ž Tirmîzî: Mâlik b. Hüveyris’in hadisi hasen sahihtir. Bir kýsým ilim adamlarý bu hadisle amel ederler. Ýshâk ve bazý arkadaþlarýmýzýn görüþü de böyledir. Mâlik’in künyesi Ebû Süleyman’dýr.

Bölüm: 214

Ø SECDEDEN KIYAMA KALKIÞTA NASIL YAPILMALI?

288- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edildiðine þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) secdelerden kalkarken ayaklarýnýn sýrtý yere deðmeksizin kalkardý.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Ýlim adamlarýnýn ameli bu hadis üzere olup, birinci ve üçüncü rek’atlarda ayaklarýn üstü yere deðdirilmeksizin ayaða kalkmaya tercih etmiþlerdir.

Hâlid b. Ýyas, Muhaddisler tarafýndan zayýf kabul edilir. Kendisine Hâlid b. Ýyas’da denilir. Tev’eme’nin azatlýsý Salih’e, Salih b. ebi Salih denilir. Ebû Salih’in ismi Nebhan olup Medînelidir.

Bölüm: 215

Ø NAMAZLARDA OTURUÞLARDA NE OKUNMALI?

289- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) çift rek’atlarda oturttuðumuzda þöyle okumayý bize öðretti:

التَّحِيَّاتُ لِلَّهِ وَالصَّلَوَاتُ وَالطَّيِّبَاتُ السَّلامُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ وَرَحْمَةُ اللَّهِ وَبَرَكَاتُهُ السَّلامُ عَلَيْنَا وَعَلَى عِبَادِ اللَّهِ الصَّالِحِينَ أَشْهَدُ أَنْ لا إِلَهَ إِلا اللَّهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ

“Dilimizle, vücudumuzla ve tüm mallarýmýzla yapýlan ibadetlerin hepsi sadece Allah’a mahsustur. Tüm kulluk ve ibadetler ondan baþkasýna yapýlamaz. Ey son Peygamber olan Muhammed (s.a.v.)! Allah’ýn rahmeti, bereketi selam ve selameti senin üzerine olsun. Yine Allah’ýn selam ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ýn; hayýrlý ve iyi iþler iþleyen kullarýna olsun. Ben kabul eder ve þâhidlik yaparým ki Allah’tan baþka gerçek ilah yoktur. Yine kabul eder ve þâhidlik yaparým ki Muhammed (s.a.v.), Allah’ýn kulu ve peygamberidir.” (Nesâî, Ýftitah: 193; Ýbn Mâce, Ýkame: 24)

ž Bu konuda Ýbn Ömer, Câbir, Ebû Musa ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Mes’ûd’un hadisi baþka yollarla da rivâyet edilmiþtir. Teþehhüd hakkýnda Peygamber (s.a.v.)’den rivâyet edilen en sahih hadis budur. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve tabiinden pek çok kiþi bu hadisle amel ederler. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Ahmed ve Ýshâk’ta bunlardandýr.

Ahmed b. Muhammed b. Musa bize bildirmiþtir. Abdullah b. Mübarek, Ma’mer’den, Husayf’tan aktararak þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’i rüyamda gördüm ve Ey Allah’ýn Rasûlü! Ýnsanlar teþehhüd konusunda ayrýlýða düþtüler ne yapmalýyýz dedim. “Ýbn Mes’ûd’un teþehhüdüne sarýlýn” buyurdular.

 

Bölüm: 216

Ø NAMAZDA OTURUNCA NE OKUNUR?

290- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) bize Kur’ân öðrettiði gibi teþehhedü öðretirdi ve derdi ki:

التَّحِيَّاتُ الْمُبَارَكَاتُ الصَّلَوَاتُ الطَّيِّبَاتُ لِلَّهِ سَلامٌ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ وَرَحْمَةُ اللَّهِ وَبَرَكَاتُهُ سَلامٌ عَلَيْنَا وَعَلَى عِبَادِ اللَّهِ الصَّالِحِينَ أَشْهَدُ أَنْ لا إِلَهَ إِلا اللَّهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ

“Dilimizle, vücudumuzla ve tüm mallarýmýzla yapýlan ibadetlerin hepsi sadece Allah’a mahsustur. Tüm kulluk ve ibadetler ondan baþkasýna yapýlamaz. Ey son Peygamber olan Muhammed (s.a.v.)! Allah’ýn rahmeti, bereketi selam ve selameti senin üzerine olsun. Yine Allah’ýn selam ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ýn; hayýrlý ve iyi iþler iþleyen kullarýna olsun. Ben kabul eder ve þâhidlik yaparým ki Allah’tan baþka gerçek ilah yoktur. Yine kabul eder ve þâhidlik yaparým ki Muhammed (s.a.v.), Allah’ýn kulu ve peygamberidir.” (Nesâî, Ýftitah: 191; Ýbn Mâce, Ýkame: 24)

ž Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi hasen garib sahihtir. Abdurrahman b. Humeyd er Ruâsî bu hadisi Leys b. Sa’d’ýn rivâyeti gibi Ebû’z Zübeyr’den rivâyet etmiþtir. Eymen b. Nabil el Mekkî bu hadisi Ebû’z Zübeyr’den, Câbir’den rivâyet etmiþ olup mahfuz deðildir. Ýmâm-ý Þâfii: Teþehhüt konusunda bu Ýbn Abbâs hadisini yol tutmuþtur.

Bölüm: 217

Ø NAMAZLARDA OTURUÞLARDA OKUMA SESSÝZ OLUR

291- Ýbn Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Teþehhüdü gizli okumak sünnettendir.” (Ebû Dâvûd, Salat: 179)

Tirmîzî: Ýbn Mes’ûd hadisi hasen garibtir.

Ýlim adamlarý uygulamalarýný bu hadise göre yapmýþlardýr.

Bölüm: 218

Ø NAMAZIN OTURUÞUNDA OTURMA ÞEKLÝ NASIL OLMALIDIR?

292- Vâil b. Hucr (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Medîne’ye geldim, Rasûlullah (s.a.v.)’in namazýný nasýl kýldýðýný görmek istedim teþehhüt için oturunca sol ayaðýný yaydý sað ayaðýný dikerek ellerini uyluklarý üzerine koydu.” (Nesâî, Ýftitah: 186; Ýbn Mâce, Ýkame: 22)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Pek çok ilim adamý bu hadisle amel ederler Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek ve Küfeliler bu görüþtedirler.

Bölüm: 219

Ø NAMAZLARDA OTURUÞ NASIL OLMALIDIR?

293- Sehl b. Sa’d es Saidî (r.a.)’in bize aktardýðýna göre, þöyle demiþtir: Ebû Humeyd, Ebû Useyd, Sehl b. Sa’d ve Muhammed b. Mesleme bir araya gelerek Rasûlullah (s.a.v.)’in nasýl namaz kýldýðýný müzakere etmeye baþladýlar ve Ebû Humeyd dedi ki: “Peygamber (s.a.v.) namazda oturduðu zaman sol ayaðýný yayar sað ayaðýnýn üst tarafýný kýbleye doðru çevirir ellerini dizleri üzerine koyar þehâdet parmaðý ile iþaret ederdi.” (Nesâî, Ýftitah: 186; Ýbn Mâce, Ýkame: 22)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bazý ilim adamlarýnýn görüþü böyledir. Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bunlardan olup, “Ebû Humeyd’in hadisine dayanarak; ilk oturuþta sað ayaðýný dikerek sol ayaðýnýn üzerine; ikinci oturuþta ise ayaklarý saða çýkararak kalçalar üzerine oturulmalýdýr” demektedirler.

Bölüm: 220

Ø NAMAZIN OTURUÞUNDA PARMAKLA NASIL ÝÞARET EDÝLÝR?

294- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: “Peygamber (s.a.v.) namazýn teþehhüdünde oturduðunda ellerini dizleri üzerine koyar sað elinin baþparmaðýndan sonra gelen parmaðýyla iþaret ederek dua ederdi.” (Dârimî, Salat: 83; Nesâî, Ýftitah: 189)

ž Bu konuda Abdullah b. Zübeyr, Numeyr el Huzaî, Ebû Hüreyre, Ebû Hümeyd ve Vâil b. Hucr’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Ömer’in hadisi hasen garib olup bu þekliyle Ubeydullah b. Ömer rivâyetiyle biliyoruz. Sahabe ve tabiinden bir kýsým ilim adamlarý bu hadise göre amel etmekte olup teþehhütte parmak kaldýrmayý tercih etmiþlerdir.

Hadisçilerde ayný görüþtedirler.

Bölüm: 221

Ø NAMAZIN BÝTÝRÝLMESÝNDE SELAM VERME ÞEKLÝ

295- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) namazýn bitiminde saðýna ve soluna Esselamü aleyküm ve Rahmetullah diyerek selam verirdi.” (Dârimî, Salat: 87; Ýbn Mâce, Ýkame: 28)

ž Bu konuda Sa’d b. ebî Vakkâs, Ýbn Ömer, Câbir b. Semure, Berâ b. Âzib, Ebû Saîd, Ammâr, Vâil b. Hucr, Adiyy b. Amire ve Câbir b. Abdillah’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Mes’ûd hadisi hasen sahihtir. Sahabe ve tabiin dönemi pek çok ilim adamlarý böylece uygulamýþlar Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Bölüm: 222

Ø NAMAZIN BÝTÝMÝNDE SELAM ÞEKLÝ

296- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edildiðine göre: “Rasûlullah (s.a.v.) namazdan çýkacaðýnda önüne doðru bir kere selam verirdi ve sað tarafýna biraz eðilirdi.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 29)

ž Bu konuda Sehl b. Sa’d’dan hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âiþe (r.anha)’nýn hadisini Rasûlullah (s.a.v.)’e ulaþtýrýlmýþ þekilde bu þekiliyle bilmekteyiz.

Muhammed b. Ýsmail diyor ki: Züheyr b. Muhammed’den Þam’lýlar hoþ olmayan hadisler aktarýyorlar. Iraklýlarýn rivâyeti ise daha sahihtir.

Muhammed Ahmed b. Hanbel’den naklederek þöyle diyor: Züheyr b. Muhammed Irak’ta kendisinden rivâyet edilen kimse olmayýp ismini deðiþtirdikleri baþka bir kimsedir.

Tirmîzî: Bazý ilim adamlarý selam konusunda þöyle derler: Peygamber (s.a.v.)’den gelen rivâyetlerin en doðrusu iki sefer selam vermektir. Sahabe tabiin ve sonraki gelen ilim adamlarýnýn görüþü budur.

Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan tabiin ve sonraki gelenlerden bir kýsmý farz namazlarda selam tek olarak verilir görüþündedirler. Þâfii ise diyor ki dilerse kiþi tek selam verir dilerse iki selam verir, ilk selam olmazsa namaz caiz olmaz ikinci selam ise sünnettir.

Bölüm: 223

Ø SELAMI UZATMAKSIZIN VERMEK

297- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Selamýn kelime ve harflerini uzatmamak sünnettir.” (Ebû Dâvûd, Salat: 183)

ž Ali b. Hucr bu hadisi Ýbn’ül Mübarek’in þöyle yorumladýðýný söylüyor. Yani “Selamýn harflerini uzatmadan” verir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu þekli müstehab görmüþlerdir. Ýbrahim Nehaî’nin þöyle dediði rivâyet olunur: Tekbîr ve selam uzatýlmaksýzýn yapýlmalýdýr.

Hýkl’ýn, Evzâî’nin katibi olduðu söyleniyor.

Bölüm: 224

Ø NAMAZIN BÝTÝMÝNDE HANGÝ DUA OKUNUR?

298- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) selam verdikten sonra “Allahümme entesselam veminkes selam tebarekte zelcelali velikram” diyecek kadar otururdu. (Ey Allah’ým sen her türlü kötülük ve eksikliklerden uzaksýn, hertürlü huzur rahat ve afiyetler de sendedir. Celal ve ikram sahibi olan sen ne mübareksin.)” (Müslim, Mesacid: 26; Ýbn Mâce, Ýkame: 32)

299- Hennâd (r.a.), ayný senedle bu hadisin benzerini bize aktardý ve “Tebarekte” kelimesinden sonra “Ya” yý ilave etti. (Müslim, Mesacid: 27)

ž Bu konuda Sevbân, Ýbn Ömer, Ýbn Abbâs, Ebû Saîd, Ebû Hüreyre ve Muðîre b. Þu’be’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âiþe’nin (298) nolu hadisi hasen sahihtir.

Hâlid el Hazza Âiþe’nin hadisinin bir benzerini Abdullah b. Hâris ve Âsým yoluyla bize aktarmýþtýr.

Yine Rasûlullah (s.a.v.)’den; selamdan sonra:

لا إِلَهَ إِلا اللَّهُ وَحْدَهُ لا شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ يُحْيِي وَيُمِيتُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ اللَّهُمَّ لا مَانِعَ لِمَا أَعْطَيْتَ وَلا مُعْطِيَ لِمَا مَنَعْتَ وَلا يَنْفَعُ ذَا الْجَدِّ مِنْكَ الْجَدُّ

(Allah’tan baþka hiçbir ilah yoktur sadece o vardýr O’nun ortaðý yoktur, her türlü otorite ve saltanat onundur, her türlü eksiksiz övgüler de ona aittir. Hayat veren ve ölümü de meydana getiren o’dur onun gücü her þeye yeter. Allah’ým senin verdiðine engel olabilecek kimse yoktur, vermediðini de verebilecek yoktur, senin yardýmýn olmadan hiçbir kuvvet sahibine kuvveti fayda vermez.)

Yine Rasûlullah (s.a.v.)’den rivâyet edildiðine göre namazýn bitiminde o þöyle derdi.

سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ وَسَلامٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

 (Çok güçlü ve üstün olan Rabbin tüm kafirlerin vasfettiklerinden yücedir. Selam, gönderilen tüm Peygamberlere olsun, eksiksiz tüm övgüler alemleri yaratan Allah’a mahsustur.) (37 Saffat 180-182)

300- Rasûlullah (s.a.v.)’in azatlý kölesi Sevbân’dan aktarýldýðýna göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) namazdan çýkmak istediðinde üç sefer estaðfirullah der sonra Allahümme entesselamü veminkesselamü tebarekte yazelcelali velikrami” duasýný okurdu. (Müslim, Mesacid: 26; Ýbn Mâce, Ýkame: 32)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Ammâr’ýn ismi Þeddâd b. Abdullah’týr.

Bölüm: 225

Ø ÝMAM NAMAZINI BÝTÝRÝNCE HANGÝ TARAFA DÖNEREK YERÝNDEN AYRILIR

301- Kabîsa b. Hülb (r.a.)’ýn babasýndan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) bize imâm olur namazýn bitiminde sað ve sol her iki tarafýnda da dönerek yerinden ayrýlýrdý.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 33)

ž Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd, Enes, Abdullah b. Amr ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Hülb’ün bu hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu hadisle amel ederek imâmýn dilediði yönde dönerek yerinden ayrýlabileceðini söylerler. Sað ve sol taraftan dönme meselesi sahih olarak rivâyet edilmiþtir.

Ali b. Ebi Tâlib: Ýmamýn ihtiyacý ne tarafta ise o taraftan kalkar demektedir.

Bölüm: 226

Ø NAMAZ NASIL KILINMALIDIR?

302- Rifâa b. Rafi’ (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte mescidde otururken bedevi gibi biri geldi hafifçe bir namaz kýlarak gelip Rasûlullah (s.a.v.)’e selam verdi Rasûlullah (s.a.v.) selamýný aldý ve dön tekrar namaz kýl çünkü sen namaz kýlmýþ olmadýn. Adam dönerek namaz kýldý ve geri gelerek tekrar selam verdi Rasûlullah (s.a.v.) tekrar selamý alarak, dön tekrar namaz kýl çünkü sen namaz kýlmýþ sayýlmazsýn buyurdu bu kimse iki yada üç sefer bu durumu tekrarladý, her seferinde de selam verdiðinde namazýný hafifçe kýlan bu kiþiye dön ve tekrar namaz kýl demesi insanlarý tedirgin etti ve durum onlara aðýr geldi. Son seferinde adam: Bana göster ve öðret çünkü ben insaným doðru da yapabilirim hata da edebilirim dedi. Rasûlullah (s.a.v.) evet öyledir diyerek þöyle buyurdular: Namaz kýlacaðýnda Allah’ýn emrettiði gibi abdest al sonra þehâdet getir, kamet et, Kur’ân’dan bir þeyler bilirsen oku bilmezsen Allah’a hamdet tekbîr getir Lailahe illallah de sonra rükû’a git rükû’ü rahat bir biçimde yap sonra doðrul dimdik dur sonra uygun bir biçimde secdeyi yap sonra otur oturumu dimdik durarak yap sonra kalk ve tüm rek’atlarý bu þekilde tamamla. Böyle yaparsan namazýn tamam olmuþtur bunlardan herhangi birini eksik yaparsan namazýn eksik olmuþ olur.”  Rifâa diyor ki: Bu hüküm önceki bildikleri hükümden daha kolay geldi böylece namazýný eksik yapan kimsenin sevâbýnýn azalacaðý ve büsbütün namazýnýn yok olmayacaðýný öðrenmiþ oldular. (Dârimî, Salat: 78)

ž Bu konuda Ebû Hüreyre ve Ammâr b. Yâsir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Rifâa hadisi hasendir. Bu hadisi Rifâa’dan baþka þekillerde de rivâyet edilmiþtir.

303- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) mescide girdi. Bir adamda mescide girdi ve namaz kýldý namazýný bitirince gelip Rasûlullah (s.a.v.)’e selam verdi Rasûlullah (s.a.v.) o kimsenin selamýný aldý ve dön tekrar namaz kýl çünkü sen namaz kýlmýþ olmadýn buyurdular. O adam döndü tekrar ayný þekilde namaz kýldý, gelip Peygamber (s.a.v.)’e selam verdi, Peygamber (s.a.v.) onun selamýný aldý ve tekrar geri dön namazýný tekrar kýl çünkü senin namazýn olmadý buyurdular o kiþi bu durumu üç sefer tekrar etti ve dedi ki: Seni hak ile gönderen Allah’a yemin ederim ki bundan iyisini bilmiyorum bana doðrusunu öðret. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Namaz kýlacaðýnda tekbîr al sonra Kur’ân’dan kolayýna geleni oku sonra rükû’ü rahat bir biçimde yerine getir sonra kalk dimdik dur sonra secdeleri uygun biçimde yerine getir sonra kalk oturumu dimdik yap namazýnýn tüm rek’atlarýný böylece yap.” (Dârimî, Salat: 78

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Ýbn Numeyr bu hadisi Ubeydullah b. Ömer’den, Saîd el Makburî’den ve Ebû Hüreyre’den rivâyet etmiþ olup “Saîd’in babasýndan” bölümünü kaydetmemiþtir. Yahya b. Saîd’in Ubeydullah b. Ömer’den rivâyeti daha sahihtir. Saîd el Makburî, Ebû Hüreyre’den bizzat iþitmiþ fakat babasý yoluyla rivâyet etmiþtir. Ebû Saîd el Makburî’nin ismi Keysân’dýr. Keysân, Ebû Saîd diye künyelenir. Keysân bir kabilenin anlaþmalý kölesidir.

Bölüm: 227

Ø NAMAZ NASIL KILINMALIDIR?

304- Ebû Humeyd es Saidî (r.a.)’den aktardýðýna göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan on kiþilik bir guruptan birisi olan Ebû Katâde er Rib’î’den iþittim þöyle diyordu; Rasûlullah (s.a.v.)’in namazýný en iyi bileniniz benim bunun üzerine dediler ki: “Müslüman olmada bizden eski deðilsin Rasûlullah (s.a.v.)’in yanýna en çok gidip gelenlerimizden de deðilsin” dedi ki: Evet o halde anlat bakalým dediler; O’da dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.) namaza baþladýðýnda ayakta dosdoðru durur, ellerini omuz hizasýna kadar kaldýrarak tekbîr alýrdý, sonra rükû’a varmak istediðinde yine ellerini omuzlarý hizasýna kadar kaldýrýr ve tekbîr getirerek rükû’a varýrdý. Rükû’da düzgün vaziyette durur baþýný ne aþaðý sarkýtýr nede yukarýya doðru dikerdi ellerini de dizleri üzerine koyardý sonra “Semiallahü limen hamideh” diyerek ellerini kaldýrýr ve doðrulurdu vücudunu aynen ayakta durduðu þekle gelirdi. Sonra secdeye gitmek üzere eðilir Allahü ekber der kollarýný koltuklarýndan aralar ayak parmaklarýný serbest býrakýr sol ayaðýný bükerek üzerine oturur ve dimdik dururdu sonra Allahü ekber diyerek ikinci secdeye iner sol ayaðýný bükerek üzerine oturur ve dimdik durur ve sonra ikinci rek’at için ayaða kalkardý ve ikinci rek’atta da aynen yapardý iki secdeden kalkýnca tekbîr alýr ellerini omuzlarý hizasýna kadar kaldýrýrdý ilk namaza baþlarken aldýðý tekbîr gibi tüm rek’atlarý bu þekilde kýlar namazýn biteceði son rek’atýn oturumunda sol ayaðýný çýkararak kalçasý üzerine oturur ve selam vererek namazdan çýkardý. (Dârimî, Salat: 92)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Hadiste geçen “iki secdeden kalkýnca” ifadesi iki rek’atý tamamlayýnca anlamýndadýr.

 

305- Muhammed b. Amr b. Atâ (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Ebû Humeyd es Saidî’yi Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan on kiþinin arasýnda dinledim onlarýn içinde Ebû Katâde b. Rýb’î’de vardý” diyerek önceki hadisin benzerini aktardý sadece þu ilaveyi yaptý: “Doðru söyledin. Rasûlullah (s.a.v.) namazýný böyle kýlardý.” (Dârimî, Salat: 92)

ž Tirmîzî: Ebû Âsým Zahhak b. Mahled bu hadisi Abdulhamid b. Cafer’den rivâyet ederek: “Doðru söyledin. Rasûlullah (s.a.v.) aynen böyle kýlardý” ilavesini yapmýþtýr.

 

Bölüm: 228

Ø SABAH NAMAZINDA RASÛLULLAH (s.a.v.) NE OKURDU?

306- Kutbe b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’i sabah namazýnýn birinci rek’atýnda Kaf süresinin onuncu ayetini okurken dinledim.” (Nesâî, Ýftitah: 38; Dârimî, Salat: 66)

ž Tirmîzî: Bu konuda Amr b. Hureys, Câbir b. Semure, Abdullah b. Sâib, Ebû Berze ve Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Kutbe b. Mâlik hadisi hasen sahihtir.

Rasûlullah (s.a.v.)’in sabah namazýnda vakýa sûresini okuduðu da rivâyet edilmiþtir. Yine sabah namazýnda Rasûlullah (s.a.v.)’in 60’la 100 ayete kadar okurdu rivâyeti de vardýr.

Yine Tekvir sûresini okuduðu da rivâyet edilmiþtir. Ömer (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre Ebû Musa’ya sabah namazýnda uzun sûrelerden okumasýný yazýlý olarak bildirmiþtir.

Tirmîzî: Ýlim adamlarý bu hadisle amel etmiþlerdir. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek ve Þâfii bu görüþtedir.

Bölüm: 229

Ø ÖÐLE VE ÝKÝNDÝ NAMAZLARINDA RASÛLULLAH (s.a.v.) NE OKURDU?

307- Câbir b. Semure (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) öðle ve ikindi namazlarýnda Bürüç, Tarýk ve benzeri sûrelerden okurdu.” (Nesâî, Ýftitah: 55; Müslim, Salat: 34)

ž Bu konuda Habbab, Ebû Saîd, Ebû Katâde, Zeyd b. Sabit ve Berâ b. Âzib’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Câbir b. Semure’nin hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in öðle namazýnda secde sûresi kadar okuduðu da rivâyet edilmiþtir. Yine öðle namazýnýn ilk rek’atýnda otuz, ikinci rek’atta ise on beþ ayet kadar okuduðuda rivâyet edilmiþtir. Ömer’in, Ebû Musa’ya öðle namazýnda orta sûrelerden okumasýný yazýlý olarak bildirdiði de rivâyet edilmiþtir. Bazý ilim adamlarý ikindi namazýnda da akþam namazý gibi kýsa sûreler okunacaðý rivâyet edilmiþtir. Ýbrahim Nehaî: Ýkindi namazýnýn kýraatý akþam namazýnýn kýraatine eþittir demektedir. Ýbrahim diyor ki: öðle namazýnýn kýraati ikindi namazýna göre dört kat fazladýr.

Bölüm: 230

Ø RASÛLULLAH (s.a.v.) AKÞAM NAMAZINDA NE OKURDU?

308- Ümmül Fadl (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) son hastalýðý anýnda baþýný sarmýþ olduðu halde bize akþam namazýný kýldýrdý ve Mürselat sûresini okumuþtu ondan sonra bir daha akþam namazý kýlmadan vefat etti.” (Müslim, Salat: 36; Nesâî, Ýftitah: 62)

ž Tirmîzî: Bu konuda Cübeyr b. Mut’ým, Ýbn Ömer, Ebû Eyyûb, Zeyd b. Sabit’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ümmül Fadl hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in akþam namazýnýn iki rek’atýnda Araf sûresini tamamen okuduðu da rivâyet edilmiþtir. Yine Akþam namazýnda Tûr sûresini okuduðu da rivâyet edilmiþtir. Yine Ömer (r.a.)’den Ebû Musa’ya akþam namazýnda kýsa sûreler okumasýný yazýyla bildirdiði de rivâyet edilmiþtir.

Ebû Bekir (r.a.)’in akþam namazýnda kýsa sûrelerden okuduðu da rivâyetler arasýndadýr, ve ilim adamlarý böylece amel etmiþlerdir. Ýbn’ül Mübarek Ahmed ve Ýshâk’da bunlardandýr.

Þâfii diyor ki: Akþam namazýnda Tur ve Mürselat gibi uzun sûreleri okumanýn mekruh olduðu Mâlik’den rivâyet edilmiþtir. Fakat ben bu ve benzeri sûrelerin akþam namazýnda okunmasýný müstehab görürüm.

Bölüm: 231

Ø RASÛLULLAH (s.a.v.) YATSI NAMAZINDA NE OKURDU?

309- Abdullah b. Büreyde (r.a.)’ýn babasýndan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) yatsý namazýnda Þems ve benzeri sûreleri okurdu.” (Müslim, Salat: 36)

ž Tirmîzî: Bu konuda Berâ b. Âzib ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Büreyde hadisi hasendir. Rasûlullah (s.a.v.)’in yatsý namazýnda Tîn sûresini okuduðu da rivâyet edilmiþtir. Osman (r.a.)’den rivâyete göre, Yatsý namazýnda Münafýkûn ve benzeri sûreleri okurdu.

Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve tabiinden gelen rivâyetlere göre yatsý namazýnda ne okunacaðý konusunda geniþlik vardýr söylenenlerden daha uzun ve daha kýsa sûreler de okunabilir denmektedir. Bu konuda en güzel rivâyet yatsý namazýnda Þems ve Tîn sûrelerinin okunmasýyla alakalý gelen rivâyettir.

310- Berâ b. Âzib (r.a.)’den rivâyete göre, “Rasûlullah (s.a.v.) yatsý namazýnda “Tîn” sûresini okurdu.” (Müslim, Salat: 36; Nesâî, Ýftitah: 70)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bölüm: 232

Ø ÝMAMIN ARKASINDA CEMAAT NE OKUMALI?

311- Ubade b. es Sâmit (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) bir seferinde sabah namazýný kýldýrdý ve okumada zorlandý ve namazýný bitirince dedi ki: “Gördüðüme göre imâmýn arkasýnda sizlerde okuyorsunuz.” Bizde evet vallahi okuyoruz dedik. Bunun üzerine öyle yapmayýn sadece Fatihayý okuyun yeterlidir, çünkü “Fatiha sûresini okumayanýn namazý yoktur” buyurdular. (Müslim, Salat: 12; Nesâî, Ýftitah: 28)

ž Bu konuda Ebû Hüreyre, Âiþe, Enes, Ebû Katâde ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ubade hadisi hasendir. Zührî bu hadisi Mahmûd b. Rabi ve Ubade b. Samit yoluyla nakleder ve der ki: “Fatihayý okumayanýn namazý yoktur.” bu rivâyet daha sahihtir.

Sahabe ve tabiinden pek çok ilim adamý imâmýn arkasýnda okumanýn gerektiðini söylemiþler ve uygulamalarýný bu hadisle yapmýþlardýr. Mâlik b. Enes, Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk imâmýn arkasýnda okumanýn gerekliliði görüþündedirler.

Bölüm: 233

Ø ÝMÂMIN SESLÝ OKUDUÐU NAMAZLARDA CEMAATÝN OKUMAMASI GEREKTÝÐÝ

312- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) sesli okuduðu bir namazda namazýný bitirince þöyle sordular: Ben namazda okurken sizden biriniz de benimle birlikte okudu mu? Bir adam, evet Ya Rasûlullah deyince; “Bende niçin benim okumama karýþýlýyor diyordum!” buyurdular. Bunu duyan sahabîler Rasûlullah (s.a.v.)’in sesli okuduðu namazlarda onunla beraber okumalarýna son verdiler.” (Nesâî, Ýftitah: 29; Müslim, Salat: 12)

ž Bu konuda Ýbn Mes’ûd, Imrân b. Husayn, Câbir b. Abdullah’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasendir. Ýbn-ü Ükeyme Elleysî’nin adý Umare’dir kendisine Amr b. Ükeyme de denilir.

Zührî’nin arkadaþlarýndan bir kýsmý ayný hadisi rivâyet ederek þu ilaveyi yapmýþlardýr: “Ýnsanlar bunu Rasûlullah (s.a.v.)’den iþitince okumaya son verdiler.”

Bu hadiste imâmýn arkasýnda okumayý kabul edenlere ters düþen bir durum yoktur. Çünkü bu hadisi rivâyet eden Ebû Hüreyre’nin þöyle bir rivâyeti daha vardýr “Bir kimse namaz kýlar kýldýðý namazda fatiha sûresini okumazsa namazý eksiktir; tamam deðildir. Hadis râvîlerinden biri Ebû Hüreyre’ye þöyle dedi: “Bazen imâmýn arkasýnda oluyorum ne yapmalýyým? Ebû Hüreyre de, “Ýçinden oku” buyurdular.

Ebû Osman en Nehdî, Ebû Hüreyre’den rivâyet ettiði bir hadiste þöyle diyor: “Fatiha sûresi okunmaksýzýn namaz olmadýðý ilan etmemi Rasûlullah (s.a.v.) bana emretti.”

Hadisçiler ise: imâmýn sesli okuduðu namazlarda okumaksýzýn imâmý dinlemeleri gerektiði, imâmýn okuma anýndaki yaptýðý durak yerlerini takip ederek o esnalarda okumalýdýr” demektedirler.

Ýlim adamlarý imâmýn arkasýnda okuma konusunda ayrý görüþler ortaya koymuþlar, Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve tabiinden pek çok kimse “imâmýn arkasýnda okunmasý kanaatindedirler.” Mâlik b. Enes, Abdullah b. Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedirler. Abdullah b. Mübarek’in þöyle dediði rivâyet olunmuþtur. “Ben imâmýn arkasýnda okurum, herkes de okur, sadece Küfeli bazý kimseler okumazlar ben onlarýn namazlarýnýn da caiz olduðu görüþündeyim.”

Bazý ilim adamlarý bu konuda þiddetli davranarak: “Gerek kendi baþýna gerek imâmýn arkasýnda olsun fatiha okunmadan namaz olmaz” diyerek Ubade b. Sâmit’in hadisine dayanmýþlardýr. Ubade b. Sâmit Peygamber (s.a.v.)’in vefatýndan sonra da imâmýn arkasýnda fatiha sûresini okumuþ olup “Fatiha sûresi okunmadan namaz olmaz” hadisiyle amel etmiþtir. Þâfii, Ýshâk ve diðer bir kýsým kimseler bu görüþtedirler.

Ahmed b. Hanbel diyor ki: Rasûlullah (s.a.v.)’in “Fatihayý okumayanýn namazý yoktur.” hadisinin manasý cemaat olmaksýzýn kendi baþýna namaz kýlanlar içindir. Ahmed b. Hanbel 313 numaralý Câbir hadisini delil göstererek bu kanaate sahip olmuþtur ve þöyle demektedir. Bu hadisi rivâyet eden kimse Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan olup “Fatiha sûresi okunmadan namaz olmaz” sözünü tek baþýna namaz kýlanlar için diyerek yorumlanmýþtýr. Tüm bunlara raðmen Ahmed b. Hanbel: imâmýn arkasýnda veya kendi baþýna bile olsa kiþinin fatihayý okumasý gerektiðini tercih etmektedir.

313- Vehb b. Keysân, Câbir b. Abdillah (r.a.)’den þöyle iþittiðini söylemiþtir: “Her kim bir namaz kýlar da o namazýnda Fatiha sûresini okumazsa namaz kýlmamýþ sayýlýr. Ancak imâmla birlikte kýlarsa o zaman Fatiha okumasa da namazý olur.” (Nesâî, Ýftitah: 24; Müslim, Salat: 11)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bölüm: 234

Ø MESCÝDE GÝRERKEN OKUNACAK DUA

314- Fatimatül-Kübrâ (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) mescide girdiði zaman salat ve selam getirir ve: Rabbim günahlarýmý baðýþla Rahmet kapýlarýný aç” derdi. Yine mescidden çýkarken salat ve selam getirir ve: Rabbim günahlarýmý baðýþla tüm nimet kapýlarýný aç” diye dua ederdi. (Nesâî, Mesacid: 16; Ýbn Mâce, Mesacid: 13)

315- Ýsmail b. Ýbrahim (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Abdullah b. Hasan’la Mekke’de karþýlaþtým ve bu hadis hakkýnda sordum O’da þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) mescide girerken “Rabbim Rahmet kapýlarýný aç” derdi. Mescidden çýkarken ise: “Tüm nimet kapýlarýný aç” diyerek dua ederdi. (Nesâî, Mesacid: 16; Ýbn Mâce, Mesacid: 13)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Humeyd, Ebû Useyd ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Fatýma hadisi hasen olup senedinde kopukluk vardýr. Çünkü Hüseyin’in kýzý Fatýma büyük annesi Fatýma-tül Kübra’ya yetiþip ondan hadis rivâyet edememiþ ve Fatýma-tül Kübra Peygamber (s.a.v.)’in vefatýndan sonra ancak birkaç ay yaþamýþtýr.

Bölüm: 235

Ø MESCÝDE GÝREN KÝMSENÝN ÝKÝ REK’AT NAMAZ KILMA GEREÐÝ

316- Ebû Katâde (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Biriniz mescide girdiði zaman oturmadan önce iki rek’at namaz kýlsýn.” (Nesâî, Mesacid, 37; Dârimî, Salat: 114)

ž Tirmîzî: Bu konuda Câbir, Ebû Ümâme, Ebû Hüreyre, Ebû Zerr ve Ka’b b. Mâlik’dende hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Katâde’nin hadisi hasen sahihtir.

Bu hadis Muhammed b. Aclan ve deðiþik kimselerden Âmir b. Abdullah b. Zübeyr vasýtasýyla Mâlik b. Enes’in rivâyetine benzer þekilde hadis rivâyet edilmiþtir.

Yine Süheyl b. Ebû Salih bu hadisi Âmir b. Abdillah b. Zübeyr ve Amr b. Süleym ez-Zürakî ve Câbir yoluyla rivâyet etmiþtir ki sahih deðildir. Ebû Katâde hadisi sahihtir. Hadisçiler bu hadisle amel ederek “mescide giren kimsenin bir özrü olmadýðý sürece oturmadan önce iki rek’at namaz kýlmasýný müstehab görmüþlerdir.”

Ali b. el Medînî diyor ki: Süheyl b. Ebû Salih’in hadisi yanlýþtýr. Ýshâk b. Ýbrahim, Ali b. el Medînî vasýtasýyla bunu bana haber vermiþtir.

Bölüm: 236

Ø MEZARLIK VE BANYOLAR DIÞINDA YERYÜZÜNÜN HER TARAFI MESCÝDDÝR

317- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Mezarlýklar ve banyo (hamam)’lar dýþýnda yeryüzünün tamamý mescidtir yani namaz kýlýnabilir.” (Ebû Dâvûd, Salat: 24; Dârimî, Salat: 111)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ali, Abdullah b. Amr, Ebû Hüreyre, Câbir, Ýbn Abbâs, Huzeyfe, Enes, Ebû Ümâme, Ebû Zerr’den de hadis rivâyet edilmiþ olup Peygamber (s.a.v.)’in þu hadisini bize aktarmýþlardýr: “Bütün yeryüzü bana mescid ve temizleyici kýlýndý.”

Tirmîzî: Ebû Saîd’in bu hadisi Abdulaziz b. Muhammed’den iki ayrý rivâyet olarak gelmiþ olup, bazen Ebû Saîd rivâyet edenler arasýnda geçiyor bazýsýnda ise geçmiyor dolayýsýyla bu hadiste karýþýklýk vardýr.

Ayný hadisi Sûfyân es Sevrî, Amr b. Yahya ve babasýndan Mürsel olarak rivâyet etmiþtir. Yine Hammad b. Seleme de Amr b. Yahya, babasýndan ve Ebû Saîd yoluyla bu hadisi bize aktarmýþtýr. Muhammed b. Ýshâk’da, Amr b. Yahya ve babasýndan rivâyet ederek þöyle diyor: Yahya’nýn rivâyeti çoðunlukla Ebû Saîd yoluyladýr bu rivâyette ise Ebû Saîd’i zikretmemiþtir.

Sevrî’nin Amr b. Yahya’dan ve babasýndan rivâyeti mürsel olarak daha saðlam ve daha sahih gibidir.

Bölüm: 237

Ø MESCÝD YAPTIRMANIN DEÐER VE KIYMETÝ

318- Osman b. Affân (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’ den þöyle söylediðini iþitmiþtir: “Her kim Allah’ýn rýzasýný kazanmak için bir mescid yaptýrýrsa Allah’ta onun için Cennet’te ona bir ev yapar.” (Ebû Dâvûd, Salat: 12; Dârimî, Salat: 113)

ž Bu konuda Ebû Bekir, Ömer, Ali, Abdullah b. Amr, Enes, Ýbn Abbâs, Âiþe, Ümmü Habibe, Ebû Zerr, Amr b. Abese, Vâsile b. Eskâ, Ebû Hüreyre, ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Osman’ýn bu hadisi hasen sahihtir.

Mahmûd b. Lebîd, Peygamber (s.a.v.)’i görmüþ kimselerdendir. Mahmûd b. Rabi’ ise Rasûlullah (s.a.v.)’e yetiþmiþ kimselerden olup her ikisi de Medîneli küçük gençlerdendir.

319- Rasûlullah (s.a.v.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle buyurmuþtur: “Allah’ýn rýzasýný kazanmak için küçük veya büyük kim bir mescid yaptýrýrsa Allah’ta ona Cennet’te bir ev yapar.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Bu hadis ayný þekilde Rasûlullah (s.a.v.)’den Kuteybe, Nuh b. Kays, Kays’ýn azat edilmiþ kölesi Abdurrahman, Ziyâd en Numeyrî ve Enes yoluyla da rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 238

Ø MEZARLIKLAR ÜZERÝNDE NAMAZ KILINMAYACAÐI

320- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) kabirleri ziyaret eden kadýnlara, kabirler üzerinde namaz kýlanlara ve kabirler üzerine kandil yakanlara lanet etmiþ yani Allah’ýn rahmetinden uzak kalmalarý için beddua etmiþtir.” (Nesâî, Cenaiz: 106; Ýbn Mâce, Cenaiz: 49)

ž Bu konuda Ebû Hüreyre ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir

Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi hasendir. Burada geçen Ebû Salih, isimli kimse Ebû Tâlib’in kýzý Ümmü Hanî’nin azat edilmiþ kölesi olup ismi Bazan’dýr. Bazam’da denilir.

Bölüm: 239

Ø MESCÝD VE CAMÝLERDE UYUNABÝLÝR MÝ?

321- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Bizler genç olduðumuz halde Rasûlullah (s.a.v.) zamanýnda mescidde uyurduk.” (Ýbn Mâce, Mesacid: 6; Dârimî, Salat: 117)

ž Tirmîzî: Ýbn Ömer hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarýndan bir kýsmý mescidde uyunabileceðini caiz görmüþlerdir. Ýbn Abbâs, mescid gece ve gündüz uykularý için yatma yeri haline getirilmemelidir der. Ýlim adamlarýndan bir kýsmý da bu görüþtedirler.

Bölüm: 240

Ø MESCÝDLERDE alýþveriþ yapmak, þiir söylemek ve yitik aramanýn yasaklýlýðý

322- Amr b. Þuayb (r.a.), babasýndan o da dedesinden rivâyet ettiðine göre: “Rasûlullah (s.a.v.) mescidde karþýlýklý þiirler okumaktan, alýþveriþ yapmaktan ve Cuma günü namazdan önce mescidde toplanýp halka olmayý yasakladý.” (Dârimî, Salat: 118; Nesâî, Mesacid: 23)

ž Tirmîzî: Bu konuda Büreyde, Câbir ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Abdullah b. Amr b. As hadisi hasendir. Amr b. Þuayb, Amr b. As’ýn oðludur. Muhammed b. Ýsmail diyor ki: Ahmed Ýshâk ve diðer bazý kimseler Amr b. Þuayb’ýn hadisiyle hüküm vermiþler ve amel etmiþlerdir. Muhammed diyor ki: Þuayb b. Muhammed dedesi Abdullah b. Amr’dan iþitmiþtir.

Tirmîzî: Amr b. Þuayb hadisi hakkýnda söz edenler dedesinin sayfasýndan hadis rivâyet ettiði için onu zayýf saymýþlardýr. Sanki onlar aktardýðý hadisleri dedesinden iþitmediði görüþündedirler.

Ali b. Abdillah diyor ki: Yahya b. Saîd’in þöyle dediði rivâyet edilmiþtir. Amr b. Þuayb’ýn hadisi bizce makbul sayýlmaz. Ýlim adamlarýndan bir kýsmý mescidde alýþveriþi hoþ karþýlamamýþlar, Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr. Tabiin alimlerinden bir kýsmýndan da mescidde alýþveriþ yapýlabileceðine cevaz verdikleri rivâyet edilmiþtir.

Rasûlullah (s.a.v.)’den mescidde þiir söylenebileceðine ruhsat veren hadis rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 241

Ø temelleri takva üzerine atýlan mescid

323- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Hudre oðullarýndan bir kimse ile Amr b. Avf oðullarýndan bir kimse temelleri takva üzerine atýlan mescid konusunda münakaþa ettiler. El Hudrî O, Rasûlullah (s.a.v.)’in mescididir dedi diðeri de Kuba mescididir dedi. Bunun üzerine bu konuyu Rasûlullah (s.a.v.)’e getirip sordular O’da o mescid burasýdýr. “Yani kendi mescidini kastediyor” ve burada çok hayýrlar vardýr” buyurdu. (Müslim, Hac: 96; Nesâî, Mesacid: 8)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Ebû Bekir, Ali b. Abdillah’tan naklen þöyle diyor: Yahya b. Saîd’e Muhammed b. Yahya el Eslemî’yi sordum dedi ki: O zararsýz biridir fakat kardeþi Üneys b. ebî Yahya, ondan daha saðlam biridir.

Bölüm: 242

Ø kuba mescidinde kýlýnan namazýn deðer ve kýymeti

324- Useyd b. Zuhayr el Ensarî (r.a.)’den iþitildiðine göre, ki bu kimse Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndandýr ve hadis rivâyet ederdi dedi ki: “Kuba mescidinde namaz kýlmak Umre sevâbý gibi sevap kazandýrýr.” (Müslim, Hac: 97; Nesâî, Mesacid: 9)

ž Tirmîzî: Bu konuda Sehl b. Huneyf’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Üseyd’in hadisi hasen garibtir.

Useyd b. Zuheyr’in, bu hadisi dýþýnda sahih bir rivâyetini bilmiyoruz. Bunu da sadece Ebû Usame’nin Abdulhamid b. Cafer yoluyla yaptýðý rivâyetten öðreniyoruz.

Ebûl Ebred’in ismi Ziyâd Medenî’dir.

Bölüm: 243

Ø hangi mescidler fazilet bakýmýndan daha hayýrlýdýr?

325- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Benim þu mescidimde kýlýnan namaz Mescid’i Haram dýþýndaki diðer mescidlerde kýlýnan bin namazdan daha hayýrlýdýr.” (Müslim, Hac: 94; Nesâî, Mesacid: 10)

ž Tirmîzî: Kuteybe bu hadisi Ubeydullah’ý” atlayarak Zeyd b. Rebah ve Ebû Abdullah el Eðar diyerek hadisi aktarýyor.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Abdullah el Eðar’ýn ismi Selman’dýr.

Bu hadis Ebû Hüreyre yoluyla deðiþik þekillerde de rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu konuda; Ali, Meymûne, Ebû Saîd, Cübeyr b. Mut’ým, Ýbn Ömer, Abdullah b. Zübeyr ve Ebû Zerr’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

326- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Ancak üç mescidi ziyaret için veya namaz kýlmak için yolculuða çýkýlýr; Mekke’deki Mescid’i Haram, Medîne’deki benim mescidim ve Kudüs’teki Mescid’i Aksa.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 195; Müslim, Hac: 95)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bölüm: 244

Ø namaza yetiþmek için yürüyerek rahat bir þekilde gelmek

327- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Namaz’a baþlandýðýnda namaza yetiþebilmek için koþarak deðil yürüyerek rahat bir þekilde cemaati rahatsýz etmeksizin gelin yetiþebildiðiniz rek’atlarý kýlýn yetiþemediðiniz ve geçirdiðinizi sonradan tamamlayýn.” (Müslim, Mesacid: 28; Nesâî, Ýmâme: 57)

ž Bu konuda Ebû Katâde, Übey b. Ka’b, Ebû Saîd ve Zeyd b. Sabit, Câbir ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu konuda ilim adamlarý deðiþik görüþlere sahip olmuþlardýr, kimisi namaza ilk baþlangýç tekbîrini kaçýrmaktan korkan kimsenin hýzlýca koþarak yetiþmesi görüþündedirler, kimileri ise koþarak yetiþmeyi hoþ karþýlamamýþ rahat bir þekilde yürüyerek namaza yetiþilmesini tercih etmiþlerdir. Ahmed ve Ýshâk aynen Ebû Hüreyre hadisine göre amel ederler Ýshâk der ki: Ýlk tekbîri kaçýracaðýndan korkarsa hýzlýca yürümesinde bir sakýnca yoktur.

328- Hasan b. Ali el Hallâl yoluyla yukarýdaki hadisin bir benzeri daha rivâyet edilmiþtir. Abdurrezak ta ayný þekilde Said b. Müseyyeb ve ebu Hüreyre yoluyla rivâyet etmiþtir. Bu rivâyet Zürey’in hadisinden daha sahihtir.

329- Yine Ýbn ebî Ömer yoluyla bir önceki hadisin benzeri daha rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 245

Ø mescidde oturup namazý beklemenin deðer ve kýymeti

330- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Sizden biriniz namaz için beklediði sürece namazdaymýþ gibi sevap kazanýr. Mescidde bulunduðu sürede melekler hades yapýncaya kadar o kimseye Allah’ým onu baðýþla ona merhamet et diye dua ederler dedi. Hadramevtli bir adam Hades nedir? Ey Ebû Hüreyre deyince; Ebû Hüreyre sesli veya sessiz bir þekilde yellenmek, yani abdestin bozulmasýdýr” diye cevap verdi. (Nesâî, Sehv: 103; Müslim, Mesacid: 49)

ž Bu konuda Ali, Ebû Saîd, Enes, Abdullah b. Mes’ûd ve Sehl b. Sa’d’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.

Bölüm: 246

Ø secde edilecek yere serilen küçük seccade üzerinde namaz kýlmak

331- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) küçük seccade üzerinde de namaz kýlardý.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 63)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ümmü Habibe, Ýbn Ömer, Ümmü Süleym, Âiþe, Meymûne’den de hadis rivâyet edilmiþ olup Ümmü Gülsüm binti ebî Seleme b. Abdil Esed, Ümmü Seleme’den ve Peygamber (s.a.v.)’den hadis iþitmemiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi hasen sahihtir. Bazý ilim adamlarý bu görüþtedirler. Ahmed ve Ýshâk diyorlar ki: Böylece Peygamber (s.a.v.)’in seccade üzerine namaz kýldýðý sabit olmuþtur.

Tirmîzî: Hurma, küçük hasýr parçasýdýr.

Bölüm: 247

Ø hasýr üzerinde namaz kýlmak

332- Ebû Saîd (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) hasýr üzerinde namaz kýlmýþtýr.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 63)

ž Tirmîzî: Bu konuda Enes ve Muðýre b. Þu’be’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Saîd hadisi hasendir.

Ýlim adamlarýnýn pek çoðu bu hadisle amel etmiþlerdir. Bir kýsým ilim adamlarý ise toprak üzerinde namaz kýlmayý hoþ görmüþlerdir. Ebû Sûfyân’ýn ismi Talha b. Nafi’dir.

Bölüm: 248

Ø bir sergi üzerinde namaz kýlmak

333- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) biz çocuklarýn arasýna katýlýrdý ve küçük kardeþime; Ey Ebû Umeyr, yavru kuþ ne yapýyor derdi. Enes diyor ki: Bir yaygýmýz vardý üzerine su serpilerek temizlendi ve Peygamber (s.a.v), onun üzerinde namaz kýldý.” (Buhârî, Edeb: 64; Müslim, Mesacid, 54)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbni Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Enes hadisi hasen sahihtir. Sahabe ve tabiin dönemi ilim adamlarýnýn çoðunluðu bu hadisle amel etmiþ olup deðiþik sergiler (Halý, kilim, battaniye) üzerinde namaz kýlmakta bir sakýnca görmemektedirler. Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr. Ebûtteyyah’ýn ismi Yezîd b. Humeyd’dir.

Bölüm: 249

Ø açýk yerlerde (bostanlarda) namaz kýlmak

334- Muâz b. Cebel (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre: “Rasûlullah (s.a.v.) açýk yerlerde (bostanlarda) namaz kýlmaktan hoþlanýrdý.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Ebû Dâvûd diyor ki: Hýytan (Bostanlar) demektir.

Tirmîzî: Muâz hadisi garibtir. Bu hadisi sadece Hasen b. ebî Cafer rivâyetinden bilmekteyiz. Yahya b. Saîd ve baþkalarý Hasan b. ebî Caferî zayýf saymýþlardýr. Ebû’z Zübeyr’in ismi Muhammed b. Müslim b. Tedrüs’tür. Ebût-Tufeyl’in ismi ise Âmir b. Vâsile’dir.

Bölüm: 250

Ø namaz kýlanýn önüne koyacaðý sütre (iþaret)

335- Musa b. ebî Talha (r.a.), babasýndan rivâyetle þöyle demiþtir: “Sizden biriniz namaz kýlarken önüne hayvana binerken dayandýðý tahta parçasý büyüklüðünde bir þey koysun ve namazýný kýlsýn ve onun arkasýndan geçenlere artýk aldýrmasýn.” (Müslim, Salat: 50; Ebû Dâvûd, Salat: 110)

ž Bu konuda Ebû Hüreyre, Sehl b. ebî Hamse, Ýbn Ömer, Sebre b. Mabed el Cühenî, Ebû Cuhayfe ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Talha hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu hadisle amel ederek imâmýn sütresi cemaati için de geçerlidir, demiþlerdir.

Bölüm: 251

Ø namaz kýlanla sütresi arasýndan geçme yasaðý

336- Büsr b. Saîd (r.a.)’den rivâyete göre, Zeyd b. Hâlid el Cühenî, Ebû Cüheym’e namaz kýlanýn önünden geçilmesi durumunda Rasûlullah (s.a.v.)’den ne iþittiðini sordu da Ebû Cuheym dedi ki; Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Namaz kýlan kimsenin önünden geçen kimse ne kadar günah iþlediðini bilmiþ olsaydý, onun önünden geçmek yerine kýrk bu kadar zaman beklemesi daha hayýrlý olurdu.” Ebûn Nadr diyor ki: Kýrk gün mü? Kýrk ay mý? Kýrk yýl mý? dedi bilemiyorum. (Ebû Dâvûd, Salat: 108; Nesâî, Kýble: 8)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Saîd el Hudrî, Ebû Hüreyre, Ýbn Ömer ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Cüheym hadisi hasen sahihtir.

Rasûlullah (s.a.v.)’den þöyle buyurduðu da rivâyet edilmiþtir: “Sizden birinizin yüz yýl durup beklemesi namaz kýlan kardeþinin önünden geçmesinden daha hayýrlýdýr.

Ýlim adamlarý bu hadise göre amel etmiþler olup namaz kýlanýn önünden geçmeyi mekruh saymýþlar, fakat namazýný kesip bozmadýðýna kanaat getirmiþlerdir.

Ebûn Nadr’ýn ismi Sâlim olup, Amr b. Abdullah el Medinî’nin azat edilmiþ kölesidir.

Bölüm: 252

Ø namaz kýlanýn önünden geçen hiçbir þeyin namazý bozmayacaðý

337- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Bir binit üzerinde Fazl’ýn arkasýnda idim Rasûlullah (s.a.v.) ve ashabý Minâ’da namaz kýlarken onlarýn yanýna geldik binitten inerek saffa durduk merkeb saflarýn önünden geçti ve namazlarýna engel olmadý.” (Ebû Dâvûd, Salat: 112)

ž Tirmîzî: Bu konuda Âiþe, Fadl b. Abbâs ve Ýbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi hasen sahihtir.

Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve tabiin dönemi alimlerinden pek çoðu bu hadisle amel ederek þöyle demiþlerdir: “Namazý hiçbir þey kesmez, yani engel olmaz.” Sûfyân es Sevrî ve Þâfii bu görüþtedirler.

Bölüm: 253

Ø namaz kýlanýn önünden köpek, eþek ve kadýn geçerse

338- Ebû Zerr (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Bir kimse önüne hayvan semerinin önündeki veya arkasýndaki tahta kadar da olsa bir þeyi koymaksýzýn namaz kýlarsa önünden geçen siyah köpek, kadýn ve eþek onun namazýný keserek bozar. Ebû Zerr’e sordum; Kara köpeðin kýrmýzý ve beyaz köpekten farký nedir? Dedi ki: Ey kardeþimin oðlu benim Rasûlullah (s.a.v.)’e sorduðum þeyi sende bana sordun, siyah köpek þeytandýr” buyurdular. (Nesâî, Kýble: 7; Ebû Dâvûd, Salat: 113)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Saîd, Hakem b. Amr el Gýfârî, Ebû Hüreyre ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Zerr hadisi hasen sahihtir.

Bazý ilim adamlarý bu hadisle amel ederek, eþek, kadýn ve siyah köpek namazý keser demiþlerdir.

Ahmed diyor ki: Siyah köpek namazý keser bunda þüphem yok fakat kadýn ve eþek konusunda þüpheliyim.

Ýshâk diyor ki: Namazý kara köpekten baþka hiçbir þey kesmez.

Bölüm: 254

Ø tek kat elbiseyle namaz kýlýnabilir mi?

339- Amr b. ebî Seleme (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Amr: Rasûlullah (s.a.v.)’i Ümmü Seleme’nin evinde tek kat elbiseyle namaz kýldýðýný görmüþtür. (Nesâî, Kýble: 15)

ž Bu konuda Ebû Hüreyre, Câbir, Seleme b. el Ekva, Enes, Amr b. ebî Üseyd, Ubade b. Sâmit, Ebû Saîd, Keysân, Ýbn Abbâs, Âiþe, Ümmü Hanî ve Ammâr b. Yâsir, Talk b. Ali, Þamil el Ensârî’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Amr b. ebî Seleme hadisi hasen sahihtir.

Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönemlerdeki ilim adamlarýnýn pek çoðu bu hadise göre amel etmiþler olup: “Tek elbiseyle namaz kýlmakta bir sakýnca yoktur” demektedirler.

Bazý ilim adamlarý ise, kiþinin iki kat elbiseyle namaz kýlmasý daha güzeldir, demektedirler.

 

Bölüm: 255

Ø kýblenin kudüs’den kÂbe’ye çevrilmesi

340- Berâ b. Âzib (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) Medîne’ye geldikten sonra on altý ve on yedi ay kadar Kudüs’teki Beyti Makdis’e doðru namaz kýlmýþtý. Rasûlullah (s.a.v.) Kâbe’ye doðru yönelerek namaz kýlmayý çok arzu ederdi. Derken þu ayeti kerime nazil oldu; “Ey Peygamber! Biz senin yüzünün göðe doðru çevrilip durduðunu, Allah ve Cibril’den haber beklediðini görüyoruz merak etme elbette seni hoþlanacaðýn bir kýbleye döndüreceðiz. Bundan böyle yüzünü Mescidi Haram tarafýna çevir, nerede olursanýz yüzlerinizi o yöne çevirin.” (2 Bakara 144)

Onun yönü böylece Kâbe’ye çevrilmiþ oldu bunu çok istiyordu. Bir adam Peygamberle birlikte ikindi namazýný Kâbe’ye doðru kýldýktan sonra Ensâr’dan bir topluma uðradý, onlar ikindi namazýný Beyti Makdis’e doðru kýlmakta ve rükû’ vaziyetinde idiler. Kendisinin Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber Kâbe’ye doðru namaz kýldýðýna þehâdet ederek Kâbeye dönülerek namaz kýlýnmaya baþlandýðýný söyledi. Onlar da rükû’ da olmalarýna raðmen yönlerini deðiþtirdiler. (Nesâî, Kýble: 1; Muvatta, Kýble: 4)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Ömer, Ýbn Abbâs, Umare b. Evs, Amr b. Avf el Müzenî ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Berâ hadisi hasen sahihtir. Sûfyân es Sevrî ve Ebû Ýshâk’tan da ayný þekilde rivâyet edilmiþtir.

341- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Onlar sabah namazýnda ve rükû’ vaziyetinde idiler.” (Nesâî, Kýble: 34)

ž Tirmîzî Ýbn Ömer hadisi hasen sahihtir.

 

Bölüm: 256

Ø doðu ile batý arasý kýble sayýlýr

342- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Doðu ile batý arasý kýble sayýlýr.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 60)

343- Ebû Ma’þer (r.a.)’den de benzeri bir hadis rivâyet edilmiþtir.

ž Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi deðiþik þekillerde de rivâyet edilmiþtir. Bazý ilim adamlarý Ebû Ma’þer’i hafýzasý yönünden tenkit etmiþlerdir. Ýsmi Necîh olup Haþim oðullarýnýn azatlý kölesidir. Muhammed diyor ki: Ben ondan bir þey rivâyet etmem fakat insanlar rivâyet ediyorlar. Yine Muhammed diyor ki: Abdullah b. Cafer el Mahremî’nin Osman b. Muhammed el Ahnesî, Saîd el Makburî ve Ebû Hüreyre’den yaptýðý rivâyet Ebû Ma’þer’in rivâyetinden daha kuvvetli ve sahihtir.

344- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Doðu ile batý arasý kýble sayýlýr.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 56)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Abdullah b. Cafer’e “Mahremî” denmesinin sebebi Misver b. Mahreme’nin oðlu olmasýndandýr.

“Doðu ile batý arasý kýble sayýlýr” hadisini Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan pek çok kiþi rivâyet etmiþ olup Ömer b. Hattâb, Ali b. ebî Talib ve Ýbn Abbâs bunlardandýr.

Ýbn Ömer þöyle derdi: Batýyý sað tarafýna doðuyu da sol tarafýna alýrsan bu ikisinin arasý kýble sayýlýr. Kýbleyi araþtýrdýðýnda böyle yapabilirsin Ýbn’ül Mübarek ise diyor ki: “Doðu ile batý arasý kýble sayýlýr.” Hadisi doðulular içindir, Merv’liler için sola dönmek gerekir yani her bölgeye göre kýble yönü deðiþik olacaktýr.

Bölüm: 257

Ø bulutlu havada kýble yönünden baþka bir yöne doðru namaz kýlmanýn durumu

345- Abdullah b. Âmir b. Rabia babasýndan rivâyet ederek þöyle demiþtir: Karanlýk bir gecede Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber bir yolculukta idik. Kýblenin ne taraf olduðunu tespit edemedik, her birimiz deðiþik yönlere doðru namaz kýldý. Sabah olunca durumu Rasûlullah (s.a.v.)’e aktardýk bunun üzerine þu ayeti kerime nazil oldu: “Doðu da batý da Allah’ýndýr. Nereye dönerseniz dönün, Allah’a dönmüþ olursunuz. Þüphesiz Allah’ýn imkanlarý ve bilgisi sýnýrsýzdýr.” (2 Bakara 115) (Ýbn Mâce, Ýkame: 56)

ž Tirmîzî: Bu hadisin senedi böyle deðildir. Bu hadisi sadece Eþ’as b. Semman’ýn rivayetiyle bilmekteyiz. Bu kimsenin de hadis konusunda zayýf olduðu söylenmiþtir. Yine de ilim adamlarýnýn çoðunluðu bu hadise göre amel etmekte olup þöyle demektedirler: “Bulutlu havada kýbleyi þaþýrarak namaz kýlýnsa sonra baþka tarafa doðru kýlýndýðý belli olsa kýlýnan namaz caizdir.” Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Bölüm: 258

Ø namaz kýlmanýn yasak olduðu yerler

346- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) yedi yerde namaz kýlmayý yasaklamýþtýr. Çöplükler, hayvan kesim yerleri, mezarlýklar, yol ortasý, hamam ve banyolar, deve ahýrlarý ve Kâbe’nin damýnda.” (Dârimî, Salat: 111; Nesâî, Cenaiz: 106)

347- Ýbn Ömer (r.a.)’den bu hadise yakýn manada hadis rivâyet edilmiþtir.

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Mersed, Câbir ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir. Ebû Mersed’in ismi Kennaz b. Husayn’dir.

Tirmîzî: Ýbn Ömer hadisinin senedi bu þekilde pek saðlam deðildir. Hadisin râvilerinden Zeyd b. Cabir hafýzasý yönünden tenkid edilmiþtir.

Tirmîzî: Zeyd b. Cübeyr el Kûfî daha saðlam ve daha yaþlýdýr ve Ýbn Ömer’den hadis iþitmiþtir.

Leys b. Sa’d bu hadisi, Abdullah b. Ömer el Umerî’den, Nafi’den, Ýbn Ömer ve Ömer yoluyla benzeri þekilde rivâyet etmiþtir. Dâvûd’un Nafi’ ve Ýbn Ömer yoluyla rivâyet ettiði hadis Leys b. Sa’d’ýn hadisinden daha sahih ve saðlamdýr. Abdullah b. Ömer el Umerî bazý hadisçiler tarafýndan hafýzasý yönüyle tenkit edilmiþ olup Yahya b. Saîd el Kattan bunlardandýr.

Bölüm: 259

Ø koyun ve deve aðýllarýnda namaz kýlýnýrmý?

348- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Koyun aðýllarýnda namaz kýlýn fakat deve aðýllarýnda kýlmayýn.” (Ýbn Mâce, Mesacid: 12; Ebû Dâvûd, Salat: 25)

349- Ebû Hüreyre (r.a.)’den aynen ve yaklaþýk olarak bir hadis daha rivâyet edilmiþtir.

ž Tirmîzî: Bu konuda Cabir b. Semure, Berâ, Sebre b. Mâbet el Cühenî, Abdullah b. Muðaffel, Ýbn Ömer ve Enes’ten de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Hadisçiler, uygulamalarýný bu hadisle yaparlar. Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr. Ebû Husayn’ýn, Ebû Salih, Ebû Hüreyre yoluyla aktardýðý hadis garibtir. Ýsrail bu hadisi, Ebû Husayn, Ebû Salih, Ebû Hüreyre’den mevkuf olarak rivâyet etmekte ve Rasûlullah (s.a.v.)’e ulaþtýrmamaktadýr. Ebû Husayn’ýn ismi Osman b. Asým el Esedî’dir.

350- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) “Koyun aðýllarýnda namaz kýlardý.” (Ebû Dâvûd, Salat: 25)

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Ebûtteyyah Eddubaî’nin ismi Yezîd b. Humeyd’tir.

Bölüm: 260

Ø hareket halindeki binit üzerinde namaz kýlýnabilir mi?

351- Câbir (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) bir iþ için beni bir yere göndermiþti. Oradan döndüðünde doðuya doðru gitmekte olan biniti üzerinde namaz kýlmaktaydý secdesini rükû’ undan daha fazla eðilerek yapmaktaydý.” (Nesâî, Mesacid: 46; Dârimî, Salat: 181)

ž Tirmîzî: Bu konuda Enes, Ýbn Ömer, Ebû Saîd, Âmir b. Rabia’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Câbir hadisi hasen sahihtir.

Bu hadis baþka bir yolla yine Câbir tarafýndan rivâyet edilmiþtir. Tüm ilim adamlarý bu hadisle amel etmiþler olup ihtilaf edildiðini bilmiyoruz. Kiþinin nafile namazlarýný biniti üzerinde, ne tarafa yönelirse yönelsin kýlmasýnda bir sakýnca görmemiþlerdir.

Bölüm: 261

Ø biniti, sütre yaparak namaz kýlýnabilir mi?

352- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) binitini ve devesini sütre yaparak namaz kýlardý. Ayrýca binitinin üzerinde binit ne tarafa yönelirse yönelsin nafile namazlarýný kýlardý.” (Buhârî, Salat: 121; Ebû Dâvûd, Salat: 93)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Bir kýsým ilim adamlarý deveyi sütre olarak kullanýp namaz kýlmakta bir sakýnca görmezler.

Bölüm: 262

Ø akþam yemeði ile yatsý namazý biraraya gelirse hangisinden baþlanmalý

353- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demektedir: “Akþam yemeði hazýr olur yatsý namazý vakti de girerse yemeðe öncelik verin.” (Buhârî, Ezan: 42; Dârimî, Salat: 58)

ž Tirmîzî: Bu konuda Âiþe, Ýbn Ömer, Seleme b. Ekva ve Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Enes hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.) ashabýndan bir kýsým ilim adamlarý bu görüþte olup Ebû Bekir, Ömer ve Ýbn Ömer bunlardandýr. Ahmed ve Ýshâk’da ayný görüþte olup “Cemaatle namaz kaçýrýlsa yemeðe öncelik verilir” derler.

Tirmîzî: Carud’tan iþittim Veki’den þöyle söylediðini iþitmiþtir: “Yemeðin bozulmasýndan korkulursa yemeðe öncelik verilmelidir.” Kalbin yemekle meþgul olmamasý için böyle bir görüþe giden Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki gelenlerin görüþlerine uymak daha uygundur. Ýbn Abbâs’dan þöyle rivâyet edilmiþtir: “Ýçimizi meþgul eden bir þey varken namaza baþlamayýnýz.”

354- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Akþam yemeði hazýr olur namaz vakti de girerse siz akþam yemeðinden baþlayýn.” (Buhârî, Ezan: 42; Dârimî, Salat: 58)

ž Ýbn Ömer, imâmýn okuyuþunu iþite iþite akþam yemeðini yerdi.

Tirmîzî: Hennâd yoluyla Abde, Ubeydullah Nafi’ ve Ýbn Ömer’den de bu konuda hadis rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 263

Ø uykulu vaziyette namaz kýlýnabilir mi?

355- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edildiðine göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Namaz kýlacak kimse uykusu gelmiþse uykusu gidinceye kadar yatýp uyusun çünkü uykulu kimse namaz kýlarken istiðfar edeyim derken kendi kendine sövebilir.” (Dârimî, Salat: 107; Nesâî, Tahara: 117)

ž Tirmîzî: Bu konuda Enes ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âiþe hadisi hasen sahihtir.

Bölüm: 264

Ø her topluluða kendilerinden biri imâm olmalý

356- Ýbn Atýyye (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Mâlik b. Huveyris bazen bizim bölgemize gelir sohbet ederdi. Bir gün namaz vakti girmiþti ki öne geç bize imâmlýk yap dedik. Biriniz öne geçsin namaz kýldýrsýn niçin kýldýrdýðýma gelince: “Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittiðime göre, þöyle buyurmuþtu: Her kim bir topluluðu ziyaret ederse onlara imâm olmasýn. Onlara kendilerinden biri imâmlýk yapsýn.” (Nesâî, Ýmâme: 6; Ebû Dâvûd, Salat: 60)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönemlerden pek çok ilim adamlarý bu hadisle amel ederler ve þöyle derler: “Ýmamlýk yapmak ziyaretçiden fazla ev sahibinin hakkýdýr.

Bir kýsým ilim adamlarý ise: Ev sahibi izin verirse imâmlýk yapmasýnda bir sakýnca yoktur” derler. Ýshâk; Mâlik b. Huveyris hadisi hakkýnda çok þiddetli davranarak, ev sahibi izin verse bile imâm olmamasý gerektiðini söyleyerek evde böyle olduðu gibi mescidde de ayný olmalý oradaki kimselerden biri namaz kýldýrmalýdýr, demektedirler.

Bölüm: 265

Ø imâm olan kimsenin sadece kendisine dua etmemeli

357- Sevbân (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Ýzinsiz olarak hiçbir kimsenin bir baþkasýnýn evinin içine bakmasý helal deðildir. Eðer bakarsa eve girmiþ gibi olacaðýndan suç iþlemiþ olur. imâm olan kimse yaptýðý duayý baþkalarýný dahil etmeksizin sadece kendisine yapmasýn böyle yaparsa hainlik etmiþ olur abdestine sýkýþmýþ olarak kimse de namaz kýlmaya kalkmasýn.” (Nesâî, Ýmâme: 6)

ž Tirmîzî: Sevbân hadisi hasendir. Bu hadis Muaviye b. Salih, Sefr b. Nuseyr, Yezîd b. Þüreyh ve Ebû Ümâme yoluyla da rivâyet edilmiþtir. Ayrýca Yezîd b. Þüreyh ve Ebû Hüreyre yoluyla da rivâyet edilmiþtir. Yezîd b. Þüreyh’in, Ebû Hayy’den aktardýðý rivâyet sened yönünden daha saðlam ve meþhurdur.

Bölüm: 266

Ø bir kiþi kendisini istemeyen kimselere imâm olmasýn

358- Hasan (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir; Enes b. Mâlik’den iþittiðime göre, þöyle diyordu: “Rasûlullah (s.a.v.) üç kiþiye lanet ederek onlarýn Allah’ýn rahmetinden uzak olmalarýný istemiþtir. Kendisini istemeyen kimselere imâm olan kiþiye, kocasý kendisine kýzgýn olarak geceleyen kadýna, Ezaný iþitip de namazý kýlmayan kimseye.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Abbâs, Talha, Abdullah b. Amr ve Ebû Umare’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Enes’in bu hadisi sahih deðildir. Çünkü Hasan’dan mürsel olarak yani rivâyet zincirinden bir kiþi atlanarak rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ahmed b. Hanbel hadisin râvîlerinden Muhammed b. Kâsým hakkýnda ileri geri konuþmuþ olup, hafýz olmadýðýný ve zayýf olduðunu söylemiþtir.

Ýlim adamlarýndan bir kýsmý istenmeyen imâmýn cemaate imâmlýk yapmasýný hoþ görmemiþler, bilgisiz, cahil ve zalim deðilse, günah onu istemeyen kimseleredir, demiþlerdir.

Ahmed ve Ýshâk bu konuda þöyle derler: Ýstemeyen birkaç kiþi olursa bir sakýnca yoktur, çoðunluk istemezse o zaman bu durum geçerli olur.

359- Amr b. Hâris b. el Mustalýk (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Kýyamet günü azabý en þiddetli olan iki kiþiden bahsedildi; Kocasýna isyan eden kadýnla, kendisini istemedikleri halde onlara imâmlýk yapan kimse.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Hennâd ve Cerir’den aktarýldýðýna göre Mansur þöyle demiþtir: imâmlar konusunda sormuþtuk ta bize þöyle denildi; “Buradaki azab zalim haksýzlýk yapan ve cahil imâmlar içindir, sünnete göre yaþayan imâmlara gelince, günah o imâmý istemeyen kimselere aittir.

360- Ebû Gâlib (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Ebû Ümâme’den iþittim þöyle diyordu: Üç kiþi vardýr ki namazda kýlsalar namazlarý kulaklarýndan öteye geçmez sahibinden kaçan köle dönüp gelinceye kadar, kocasý kendisini öfkeli durumda geceyi geçiren kadýn ve istenmediði halde cemaate imâm olan kiþi.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Ebû Gâlib’in, bu hadisi bu yönden hasen garibtir. Ebû Gâlib’in ismi ise Hazevver’dir.

Bölüm: 267

Ø imâm oturarak namaz kýlarsa cemaatte oturarak kýlmalý

361- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) attan düþtü, biraz rahatsýzlandý ve bize oturarak namaz kýldýrdý bizde oturarak onunla birlikte namaz kýlmýþtýk, namazdan sonra dönüp bize þöyle buyurdu: “imâm kendisine uyulmak için imâm olmuþtur tekbîr aldýðýnda sizde tekbîr alýn rükû’ a vardýðýnda sizde rükû’ edin rukudan doðrulunca sizde doðrulun “semiallahû limen hamideh” dediðinde siz de “Rabbena lekel hamd” deyin, secdeye gittiðinde sizde secdeye gidin, oturarak namaz kýldýðýnda sizde hep birlikte oturarak namaz kýlýn.” (Buhârî, Ezan: 51; Muvatta, Salat-ül Cemaa: 5)

ž Tirmîzî: Bu konuda Âiþe, Ebû Hüreyre, Câbir Ýbn Ömer ve Muaviye’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Enes’in “attan düþmeyi anlatan” hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan bir kýsým kimseler bu hadise göre amel etmiþler olup Câbir b. Abdillah, Useyd b. Hudayr, Ebû Hüreyre ve baþkalarý bunlardandýr. Ahmed ve Ýshâk’ta ayný görüþtedirler.

Bazý ilim adamlarý ise: “imâm oturarak namaz kýlarsa cemaat ayakta kýlmalýdýr, oturarak kýlmalarý caiz deðildir” derler. Sûfyân es Sevrî, Mâlik b. Enes, Ýbn’ül Mübarek ve Þâfii bunlardandýr.

Bölüm: 268

Ø imâmýn namaz kýlmasýna cemaat mutlaka uymalý

362- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) vefatýyla sonuçlanan hastalýðýnda Ebû Bekir’in arkasýnda oturarak namaz kýlmýþtý.” (Buhârî, Ezan: 51; Muvatta, Salat-ül Cemaa: 5)

ž Tirmîzî: Âiþe’nin bu hadisi hasen sahih garibtir.

Âiþe (r.anha)’dan ayrýca “Ýmâm oturarak namaz kýlarsa siz de oturarak namaz kýlýn” þeklinde de hadis rivâyet edilmiþtir.

Yine Âiþe (r.anha)’dan þöyle bir rivâyet daha vardýr: “Rasûlullah (s.a.v.) hastalýðýnda mescide çýkmýþtý, Ebû Bekir namaz kýldýrýyordu, Ebû Bekir’in yanýnda namazý kýlmýþtý cemaat Ebû Bekir’e uymuþtu Ebû Bekir’de Rasûlullah (s.a.v.)’e uyarak namaz kýlmýþtý.” Yine Âiþe (r.anha)’dan Rasûlullah (s.a.v.) Ebû Bekir’in arkasýnda oturarak namaz kýldý þeklinde bir rivâyet daha vardýr. Ayný þekilde Enes’den de Rasûlullah (s.a.v.)’in Ebû Bekir’in arkasýnda oturarak namaz kýldýðýna dair bir rivâyeti de vardýr.

363- Enes (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) hastalýðý anýnda Ebû Bekir’in arkasýnda oturarak namaz kýlmýþtý, elbisesi koltuk altýndan omuza dolanmýþ vaziyette idi.” (Buhârî, Ezan: 51; Muvatta, Salat-ül Cemaa: 5)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Tirmîzî: Ayný þekilde bu hadisi Yahya b. Eyyûb, Humeyd’den, Sabit ve Enes’den de rivâyet etmiþtir. Enes ve Humeyd yoluyla gelen bu hadisi pek çok kimselerde rivâyet ettiler “Sabit”i zikretmemiþlerdir. Sabit’in zikredildiði rivâyet daha sahihtir.

Bölüm: 269

Ø imâmýn, ikinci rek’atta oturacaðý yerde unutarak kalkmasý

364- Þa’bi (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Muðîre b. Þu’be bize namaz kýldýrdý ve ikinci rek’atta oturmasý gerekirken kalktý cemaat ona hatýrlatma yapmak üzere sübhanallah dedi o da cemaate sübhanallah dedi. Namazýn kalan bölümünü bitirince oturduðu halde iki sehv secdesi yaptý ve Rasûlullah (s.a.v.)’in kendisi gibi yaptýðýný haber verdi.” (Nesâî, Sehv: 22; Dârimî, Salat: 176)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ukbe b. Âmir, Sa’d ve Abdullah b. Buhayne’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bazý hadisçiler hafýzasý yönünden Ýbn ebî Leylâ’yý tenkit ederler.

Ahmed diyor ki: “Ýbn ebî Leylâ’nýn hadisi delil olarak kullanýlamaz.”

Muhammed b. Ýsmail ise þöyle diyor: “Ýbn ebî Leylâ doðru bir kimsedir fakat ben ondan hadis rivâyet etmem çünkü hadisin saðlamýyla saðlam olmayaný ayýrt edemez dolayýsýyla ben böyle olan hiçbir kimseden hadis rivâyet etmem.”

Bu hadis Muðîre b. Þu’be’den deðiþik yollarla da rivâyet edilmiþtir. Sûfyân; Câbir, Muðîre b. Þübeyl, Kays b. Hazým ve Muðîre b. Þu’be’den bu hadisi rivâyet etmiþtir. Bazý ilim adamlarý Câbir el Cu’fî,nin zayýf olduðunu söylemekte olup, Yahya b. Saîd, Abdurrahman b. Mehdî ve baþka kimseler onun rivâyetini terk etmiþlerdir.

Ýlim adamlarý bu hadisle amel etmekte ve þöyle demektedirler. Bir kimse namazýn ikinci rek’atýnda ayaða kalkmýþ olsa namazýna devam eder sonunda iki sehv secdesi yapar secdeleri selamdan önce de yapar sonra da yapabilir. Selamdan önce secdeler yapýlýr diyenlerin hadisi daha sahihtir. Bu hadisi Zührî, Yahya b. Saîd el Ensarî, Abdurrahman el A’rec ve Abdullah b. Buhayne’den rivâyet etmiþtir.

365- Ziyâd b. Ýlaka (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Muðîre b. Þu’be bize namaz kýldýrmýþtý iki rek’at kýlýnca oturmaksýzýn ayaða kalkmýþtý cemaat sübhanallah diyerek onu uyardýlar fakat o kalkýn ve namaza devam edin diye onlara iþaret etti namazýný tamamlayýnca selam verdi iki sehv secdesi yaptý tekrar selam verdi ve Rasûlullah (s.a.v.)’de aynen bu þekilde yapmýþtý” dedi. (Nesâî, Sehv: 22; Dârimî, Salat: 176)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bu hadis Muðîre b. Þu’be yoluyla deðiþik þekillerde de rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 270

ilk oturuþtaki oturma süresi ne kadardýr?

366- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’in babasýndan rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) ilk oturuþta sanki kýzgýn taþlar üzerinde oturur gibi acele ederdi.” Þu’be diyor ki: Sa’d, bir þey söyler gibi dudaklarýný hareket ettirirdi. Ben diyorum ki: “Üçüncü rek’ata kalkýncaya kadar” demek istiyordu o da ayný þekilde demiþti. (Nesâî, Ýftitah: 179; Ebû Dâvûd, Salat: 175)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasendir, ne var ki Ebû Ubeyde babasýndan duymuþtur.

Ýlim adamlarý bu hadisle amel etmiþler ve ilk oturuþta teþehhüde bir þey ilave edilmemesini tercih etmiþler ve “eðer bir þeyler ilave ederse sehv secdesi yapmasý gerekir” demiþlerdir. Þa’bî ve baþkalarýndan böyle aktarýlmýþtýr.

Bölüm: 271

Ø Rasûlullah (s.a.v.)’e namaz kýlarken selam verilmiþ miydi?

367- Suheyb (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’e uðramýþtým namaz kýlýyordu selam verdim iþaretle selamýmý aldý. Râvî diyor ki: “Parmaðýyla iþaret ederek dediðini biliyorum.” (Nesâî, Sehv: 6; Ebû Dâvûd, Salat: 165)

ž Tirmîzî: Bu konuda Bilâl, Ebû Hüreyre, Enes ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

368- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in kendisine namazda iken selam verildiðinde selamý nasýl alýrdý diye Bilâl (r.a.)’e sordum. Dedi ki: Eli ile iþaret ederek alýrdý.” (Ebû Dâvûd, Salat: 92)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Suheyb’in hadisi (367) de hasen olup onu sadece Leys’in, Bükeyr’den yaptýðý rivâyetle bilmekteyiz.

Zeyd b. Eslem’in, Ýbn Ömer’den rivâyetine göre, þöyle demiþtir: Bilâl’e sordum: “Rasûlullah (s.a.v.), Amr b. Avf oðullarýnýn mescidinde namaz kýldýrýrken kendisine verilen selamý nasýl alýrdý? Dedi ki: Ýþaret ederek alýrdý.

Tirmîzî: Bence her iki hadiste sahihtir. Bilâl’in hadisinin hikâyesiyle Suheyb’in hadisinin hikâyesi baþka baþkadýr, Ýbn Ömer’in her iki râvîden de iþitmiþ olmasý muhtemeldir.

Bölüm: 272

Ø imâm yanýlýrsa erkekler sübhanallah der, kadýnlar ise el çýrpar

369- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Ýmâmýn yanýldýðýný bildirmek üzere Sübhanallah demek erkekler için, el çýrpmak ta kadýnlar içindir.” (Nesâî, Sehv: 15; Ebû Dâvûd, Salat: 168)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ali, Sehl b. Sa’d, Câbir, Ebû Saîd ve Ýbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Ali diyor ki: Rasûlullah (s.a.v.)’den içeri girmek için izin istediðimde, namazda ise sübhanallah derdi.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu hadisle amel ederler. Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Bölüm: 273

Ø namazda esnemenin hoþ olmadýðý

370- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Namazda esnemek þeytandandýr sizden birinize esneme gelince gücü yettiði kadar önlemeye çalýþsýn.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 89; Buhârî, Bed’ül Halk: 11)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Saîd el Hudrî ve dedesi Adýy b. Sabit’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.

Ýlim adamlarýndan bir gurup namazda esnemeyi hoþ karþýlamazlar.

Ýbrahim diyor ki: Ben esnemeyi yapmacýk öksürükle önlemeye çalýþýrým.

Bölüm: 274

Ø oturarak namaz kýlmanýn sevâbý ayakta kýlmanýn yarýsý kadardýr

371- Imrân b. Husayn (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’e oturarak namaz kýlan kimsenin namazý hakkýnda sordum þöyle buyurdular. Ayakta kýlmak daha kýymetli ve deðerlidir. Oturarak namaz kýlana ayakta kýlanýn yarýsý kadar sevap vardýr, yatarak kýlana ise oturarak kýlanýn yarýsý kadar sevap vardýr.” (Nesâî, Kýyam-ül leyl: 20; Ýbn Mâce, Ýkame: 141)

ž Tirmîzî: Bu konuda Abdullah b. Amr, Enes, Sâib ve Ýbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Imrân b. Husayn hadisi hasen sahihtir.

372- Imrân b. Husayn (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’e hastanýn nasýl namaz kýlacaðýný sordum þöyle buyurdular: “Ayakta kýl gücün yetmezse oturarak kýl buna da gücün yetmezse yan üstü yatarak kýl.” (Nesâî, Kýyam-ül leyl: 20; Ýbn Mâce, Ýkame: 141)

ž Bu hadisi bu þekilde Hennâd; Vekî, Ýbrahim b. Tahman, Hüseyin el Muallim’den rivâyet etmiþtir.

Tirmîzî: Hüseyin b. Muallim’den Ýbrahim b. Tahman’ýn rivâyetine benzer bir rivâyet eden kimseyi bilmiyoruz. Ebû Usame ve daha baþka kimseler Hüseyin el Muallim’den, Ýsa b. Yunus’un rivâyetine benzer þekilde hadis rivâyet etmiþlerdir.

Bir kýsým ilim adamlarýna göre bu hadisten anlaþýlmasý gereken farz namaz deðil nafile namazlardýr.

Muhammed b. Beþþâr, Ýbn ebî Adiyy, Eþ’as b. Abdülmelik ve Hasan’dan rivâyete göre, þöyle demiþlerdir: “Kiþi isterse nafile namazlarýný ayakta, oturarak ve yan üstü yatarak kýlabilir.” Ýlim adamlarý hastanýn namazý hakkýnda deðiþik görüþler ortaya koymuþlardýr. Bir kýsmý gücü yetmezse oturarak kýlabilir demekte diðer bir kýsmý da yan üstü yatarak kýlabilir derler. Diðer bir kýsmý ise sýrt üstü yatarak ayaklarýný kýbleye çevirerek kýlar demektedirler. Sûfyân es Sevrî (371. hadis hakkýnda) Bu hüküm özrü olmayan kimsenin nafile namazý içindir, hastalýk ve baþka bir özrü olan kimse oturarak namazýný kýlar ve ayakta kýlan gibi sevap alýr. Bazý hadislerde Sûfyân es Sevrî’nin sözü gibi rivâyetlerde vardýr.

Bölüm: 275

Ø nafile namazlar oturarak kýlýnabilir

373- Peygamberimizin hanýmlarýndan Hafsa (r.anha)’dan rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in vefatýndan bir yýl öncesine kadar nafile namazlarýný oturarak kýldýðýný görmedim. Fakat bu süreden sonra nafile namazlarýný oturarak kýlar okuduðu sûreyi tertil üzere okur bu þekilde o okuduðu sûre kendisinden daha uzun sûrelerden daha uzun olurdu.” (Müslim, Salat-ül Müsafirin: 16; Nesâî, Kýyam-ül leyl: 19)

ž Bu konuda Ümmü Seleme, Enes b. Mâlik’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Hafsa hadisi hasen sahihtir.

Peygamber (s.a.v.)’den þöyle de rivâyet edilmiþtir: “Geceleyin oturarak namaz kýlar, okumasýnýn bitmesine otuz kýrk ayet kalýnca ayaða kalkar kalan okumasýný ayakta tamamlar sonra rükû’ a giderdi. Ýkinci rek’atta da ayný þekilde yapardý.” Rasûlullah (s.a.v.)’den þöyle de rivâyet edilmiþtir: “Oturarak namaz kýldýðý zaman, kýraat, rükû’ ve secdeleri oturduðu halde yapar, ayakta namaz kýldýðýnda ise rükû’ ve secdeleri ayakta iken yapardý.”

Ahmed ve Ýshâk diyorlar ki: Her iki hadisle de amel edilmiþtir, iki hadiste sahih olup ikisiyle de amel edilmiþtir.

374- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edildiðine göre: “Rasûlullah (s.a.v.) oturarak namaz kýlar oturarak okur okumasýnýn bitmesine otuz kýrk ayet kalýnca ayaða kalkar, kalan okumasýný ayakta tamamlar sonra rükû’ ve secdeleri yapar ikinci rek’atý da ayný þekilde kýlardý.” (Müslim, Salat-ül Müsafirin: 16; Nesâî, Kýyam-ül leyl: 19)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

375- Abdullah b. Þakîk (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Âiþe (r.anha)’ya Rasûlullah (s.a.v.)’in nafile namazýndan sormuþtum. Dedi ki: “Bazen uzun gecelerde ayakta bazý uzun gecelerde ise oturarak kýlardý ayakta kýldýðý zaman rükû’ ve secdeleri ayakta olduðu halde yapar oturarak kýldýðýnda ise oturduðu halde rükû’ ve secdelerini yapardý.” (Müslim, Salat-ül Müsafirin: 16; Nesâî, Kýyam-ül leyl: 19)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bölüm: 276

Ø Peygamber (s.a.v.) namaz kýlarken çocuk aðlamasý duyunca namazý kýsaltýrdý

376- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Vallahi ben namaz kýldýrýrken bir çocuðun aðlamasýný iþitirim de annesinin rahatsýz olmamasý için okumayý kýsaltýrým.” (Buhârî, Ezan: 65; Müslim, Salat: 37)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Katâde, Ebû Saîd ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Enes hadisi hasen sahihtir.

Bölüm: 277

Ø akýl balið olan kadýnýn baþörtüsüz namazý kabul olmaz

377- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edildiðine göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur. “Hayýz görecek yaþa gelen kadýnýn namazý ancak baþörtüsü ile kabul edilir.” (Ebû Dâvûd, Salat: 84, Ýbn Mâce, Tahara: 132)

ž Tirmîzî: Bu konuda Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Hadiste geçen “Haiz” kelimesi hayýz görme yaþýna gelmiþ yani Akýl balið olmuþ demektir.

Tirmîzî: Âiþe hadisi hasendir.

Ýlim adamlarý bu hadisle amel ederek; “Kadýn akýl balið olduktan sonra saçýndan bir parça görülebilecek þekilde namaz kýlarsa namazý kabul edilmez” demektedirler.

Þâfii diyor ki: Kadýnýn vücudundan bir tarafý açýk olursa namaz caiz olmaz. Þâfii yine diyor ki: Kadýn el, yüz ve ayaklarýnýn sýrtý dýþýnda hiçbir tarafý açýk býrakýlmaksýzýn namaz kýlmalýdýr.

Bölüm: 278

Ø namazda elbisenin uygunsuz dikkat çekecek þekilde baþtan ayaða sarkýtarak giyilmesi hoþ deðildir

378- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) namazda elbiseyi baðlamaksýzýn dikkat çekecek, avret yerlerini belirtecek þekilde býrakývermeyi yasaklamýþtýr.” Ebû Dâvûd, Salat: 85)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Cuhayfe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadisi Atâ’nýn, Ebû Hüreyre’den merfu olarak rivâyet ettiðini ancak Isl b. Sûfyân’ýn rivâyetiyle bilmekteyiz. Namazda sarkýtma konusunda ilim adamlarý deðiþik görüþler ortaya koymuþlar olup, bir kýsmý Yahudiler böyle yaparlar diyerek hoþ karþýlamamýþlardýr. Bir kýsmý ise tek kat elbisesi olan kiþinin yapmamasý gerektiðini söylemiþlerdir. Gömlek üzerinde ikinci bir elbisenin sarkýtýlmasýnda bir sakýnca yoktur diyerek Ahmed b. Hanbel görüþünü belirtmiþtir. Ýbn’ül Mübarek ise namazda her türlü sarkýtmayý hoþ karþýlamamýþtýr.

Bölüm: 279

Ø namazda secdedeki çakýl taþlarýnýn düzeltilmesinin hoþ olmadýðý

379- Ebû Zerr (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Biriniz namaza baþladýðýnda Allah’ýn rahmeti ona yönelir. Bu nedenle secde yerindeki çakýllarla meþgul olmakla kendisini meþgul etmesin.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 62; Nesâî, Sehv: 7)

ž Tirmîzî: Bu konuda Muaykîb, Ali b. ebî Tâlib, Huzeyfe ve Câbir b. Abdillah’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Zerr hadisi hasendir.

Peygamber (s.a.v.)’den “Namazda çakýl taþlarýný düzlemeyi hoþ karþýlamadýðýna ve “Mutlaka yapacaksan bir defa yap” þeklinde de hadis rivâyet edilmiþtir. Böylece tek sefer yapmaya müsaade etmiþ gibi görünüyor. Ýlim adamlarý da böylece amel ederler.

380- Muaykîb’den rivâyet edildiðinde göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’den namazda iken çakýl taþlarýnýn düzeltilebilmesi konusunu sordum þöyle buyurdular: “Mutlaka yapman gerekiyorsa bir defa yap.” (Nesâî, Sehv: 7)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bölüm: 280

Ø secde durumunda üflemenin hoþ olmayýþý

381- Ümmü Seleme (r.anha)’dan rivâyet edilmiþtir. Rasûlullah (s.a.v.), Eflah denilen bir kimsenin secde anýnda üflediðini gördü ve dedi ki: “Ey Eflah yüzünü topraklandýrdýn veya hoþ bir iþ yapmadýn.” (Müsned: 25360)

ž Ahmed b. Menî’ diyor ki: Abbâd b. Avvam namazda üfürmeyi hoþ karþýlamayýp þöyle der: “Eðer namazda üfürürse bu yaptýðý onun namazýný iptal etmez biz böyle düþünürüz.”

382- Ebû Hamza (r.a.)’den bu senedle yaklaþýk olarak geçen hadisin bir benzeri rivâyet edilmiþ olup þu ilave vardýr: “Rebah denilen bizden bir kiþi.” (Müsned: 6878)

ž Tirmîzî: Ümmü Seleme’nin bu hadisinin isnadý pek saðlam deðildir. Bazý ilim adamlarý, Meymun ve Ebû Hamza’nýn hadis rivâyeti yönünden zayýf olduðunu söylemiþlerdir. Namazda üfleme konusunda ilim adamlarý deðiþik görüþler ortaya koymuþlardýr. Bir kýsmý namazda üfüren kimse namazýný yeniden kýlar demektedirler ki Sûfyân es Sevrî ve Küfeliler bunlardandýr. Bir kýsmý ise namazda üfürmeyi hoþ karþýlamazlar ve namazýn bozulmadýðýna kanaat getirmiþlerdir. Ahmed ve Ýshâk’ta bu görüþte olanlar arasýndadýr.

Bölüm: 281

Ø namazda elleri bel üzerine dayamak þeklinde durmanýn yasak oluþu

383- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre “Rasûlullah (s.a.v.) elleri böðüre (bele) dayamak suretiyle namaz kýlmayý yasakladý.” (Nesâî, Ýftitah: 12; Dârimî, Salat: 138)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Ömer (r.a.)’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.

Bazý ilim adamlarý namazda namaz da elleri bele dayamanýn hoþ olmadýðýný söylemiþlerdir. Bir kýsým ilim adamý ise elleri bele dayamak suretiyle yürümeyi hoþ görmemiþlerdir. Ýhtisar: namazda eli bele dayamak suretiyle durmaktýr. Þeytanýn yürürken elini beline dayamak suretiyle yürüdüðü rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 282

Ø namazda saçý arka tarafa topuz yapmanýn yasaklýlýðý

384- Ebû Rafi’ (r.a.)’den rivâyete göre, Ebû Rafi’ bir gün Hasan b. Ali namaz kýlarken onun yanýna gelmiþti saçýný topuz yaparak ensesinde toplamýþtý onlarý çözdü, Hasan buna öfkelendi, Ebû Rafi’ dedi ki: Kýzma namazýna devam et; Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittim “o þeytanýn oturacaðý yerdir” buyurmuþtu. (Dârimî, Salat: 105)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ümmü Seleme ve Abdullah’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Rafi’ hadisi hasendir.

Ýlim adamlarý namazda saçlarý topuz yapmanýn hoþ olmadýðýný söylemiþlerdir.

Tirmîzî: Imrân b. Musa Mekkeli ve Kureyþli olup Eyyûb b. Musa’nýn kardeþidir.

Bölüm: 283

Ø namazda allah’a sevgi ve saygýdan dolayý gönül huzuru

385- Fadl b. Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Namaz ikiþer rek’attýr her iki rek’atta bir oturum vardýr. Allah’a sevgi ve saygýdan dolayý gönül huzuru, tevazu, yalvarma, aciz ve zayýf görünme vardýr. Ellerin içini yüzüne doðru çevirip kaldýrarak Ya Rabbi! Ya rabbi! Diye dua edersin kim böyle yapmazsa onun namazý þöyle böyledir.” (Müsned: 16868)

ž Tirmîzî: Ýbn’ül Mübarek’den baþkasý bu hadisin sonunda þöyle demiþlerdir: “Her kim bu þekilde yapmazsa o namaz noksandýr.”

ž Tirmîzî: Muhammed b. Ýsmail’den iþittim dedi ki: Þu’be bu hadisi Abdurabbih b. Saîd’den rivâyet eder ve bazý yerlerde hata etmiþtir. Mesela Enes b. ebî Enes’den diyor halbuki o, Imrân b. Imrân b. ebî Enes’tir. Abdullah b. el Hâris’den diyor halbuki o Abdullah b. Nafi’ b. el Amya’nýn Rabia b. Hâris’den rivâyetidir. Ayný þekilde Þu’be, Abdullah b. Hâris’den, Muttalib’den ve Peygamber (s.a.v.)’den diyor oysa o Rabia b. Hâris b. Abdulmuttalib, Fadl b. Abbâs ve Peygamber (s.a.v.)’den olacaktýr. Muhammed diyor ki: Leys b. Sa’d’ýn hadisi Þu’be’nin hadisinden daha sahihtir.

Bölüm: 284

Ø mescidde parmaklarý birbirine kenetlemek hoþ deðildir

386- Ka’b b. Ucre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Biriniz güzelce abdest alýp namaz kýlmak için mescide çýkarsa parmaklarýný birbirine kenetlemesin çünkü o namazda gibidir.” (Ebû Dâvûd, Salat: 50)

ž Tirmîzî: Ka’b b. Ucre’nin hadisini Ýbn Aclan’dan pek çok kimse Leys’in hadisi gibi rivâyet ettiler. Þerik, Muhammed b. Aclan’dan, babasýndan Ebû Hüreyre’den bu hadisin benzerini rivâyet etmiþtir. Þüreyk’in hadisi pek meþhur sayýlmaz.

 Bölüm: 285

Ø namazda ayakta duruþu uzatmanýn deðer ve kýymeti

387- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’e hangi namaz daha deðerli ve kýymetlidir diye soruldu da “Kunutu uzun olanýdýr” diye cevap verdi. (Kunut pek çok manalara gelmekle birlikte bu hadiste kýyam yani ayakta duruþ anlamýnda kullanýlmýþtýr.) (Ýbn Mâce, Ýkame: 200; Nesâî, Ýftitah: 61)

ž Tirmîzî: Bu konuda Abdullah b. Hubþî ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Câbir hadisi hasen sahihtir. Yine bu hadis deðiþik þekillerde Câbir’den tekrar rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 286

Ø secde ve rükû’ larý çoðaltmanýn deðer ve kýymeti

388- Madan b. Talha el Yaðmerî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’in azatlýsý Sevbân’ý gördüm ve ona dedim ki: “Beni Cennete koyacak ve onunla faydalanacaðým bir amel göster.” Biraz sustu ve bana dönerek þöyle dedi: “Secdeleri artýrmaya devam et Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittim buyurdu ki; Herhangi bir kul Allah için bir secde yaparsa Allah onun makamýný bir derece yükseltir, bir hatasýný da silip affeder. (Ýbn Mâce, Ýkame: 201)

389- Ma’dan b. Talha (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: Ebû’d Derdâ’yý gördüm Sevbân’a sorduðum þeyi ona da sordum dedi ki: “Secdelere devam et” Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittim, “Herhangi bir kul Allah için bir secde yaparsa Allah onun makamýný bir derece yükseltir, bir hata ve günahýný da silip affeder.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 201)

ž Ma’dan b. Talha el Yaðmeri’ye, Ýbn ebî Talha’da denilir.

Tirmîzî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Ebû Ümâme ve Fatýma’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Rükû’ ve secdelerin fazlalaþtýrýlmasýyla ilgili Sevbân ve Ebû’d Derdâ hadisleri hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu konuda deðiþik görüþler ortaya koymuþlar. Bir kýsmý: Namazda ayakta duruþu uzatmak rükû’ ve secdeleri uzatmaktan daha hayýrlýdýr derken, Bir kýsmý da: Rükû’ ve secdelerin çokluðu ayakta durmanýn uzunluðundan daha hayýrlýdýr.

Ahmed b. Hanbel diyor ki: Bu konuda iki hadis rivâyet edilmiþ olup hiçbir hüküm içermemektedir. Ýshâk þöyle diyor: Gündüz namazlarýnda rükû’ ve secdenin çokluðu gece namazlarýnda ise ayakta durmanýn uzunluðu deðerli ve kýymetlidir. Fakat bir kimse gece Kur’ân’dan bir miktar okumayý adet edinmiþ ise bu durumda rükû’ ve secdeleri çoðaltmak bana daha sevimlidir, çünkü hem okuyacaðý Kur’ân-ý bitirmiþ hem de secde ve rûku’sunu çoðaltmýþ olur.

Tirmîzî: Ýshâk’ýn böyle söylemesinin sebebi Rasûlullah (s.a.v.)’in gece namazýnýn uzunluðunu anlatmak istemesindendir. Rasûlullah (s.a.v.)’in gündüz namazlarýna gelince; gece namazlarý gibi gündüz namazlarýnda da ayakta duruþu aynen gece namazý gibi uzun idi.

Bölüm: 287

Ø namazda yýlan ve akrep öldürülebilir mi?

390- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) namazda iki siyah þey (yýlan ve akrep)’in öldürülmesini emretti.” (Nesâî, Sehv: 12; Dârimî, Salat: 178)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Abbâs ve Ebû Rafî’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Sahabe ve tabiin dönemi ilim adamlarýndan bir kýsmý bu hadisle amel ederler. Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr. Bazý ilim adamlarý ise namazda yýlan ve akrep öldürmeyi hoþ karþýlamazlar.

Ýbrahim diyor ki: “Namaz baþlý baþýna bir meþguliyettir.” Dolayýsýyla böyle þeyler namazda yapýlmaz, fakat birinci görüþ daha doðrudur.

Bölüm: 288

Ø unutma secdelerinin selamdan önce yapýlmasý

391- Abdullah ibn Buhayne (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre: “Rasûlullah (s.a.v.) bir gün öðle namazýnda ikinci rek’atta oturacaðý yerde ayaða kalktý namazý bitirince, her bir secde için tekbîr getirerek selam vermezden önce iki secde yaptý, cemaat de ayný þekilde oturmanýn unutulmasýndan dolayý iki secde yaptýlar.” (Nesâî, Sehv: 76; Ýbn Mâce, Ýkame: 135)

ž Tirmîzî: Bu konuda Abdurrahman b. Avf’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Muhammed b. Beþþâr’dan aktarýldýðýna göre Abdû’l A’lâ ve Ebû Dâvûd þöyle demiþlerdir. Hiþâm, Yahya b. ebî Kesir ve Muhammed b. Ýbrahim’den bize bildirildiðine göre Ebû Hüreyre ve Abdullah ibn Sâib “Unutma secdelerini selamdan önce yaparlardý.”

Tirmîzî: Buhayne hadisi hasen sahihtir. Bazý ilim adamlarý bu hadise göre uygulama yapmýþlardýr.

Þâfii: Tüm unutma secdeleri selamdan önce yapýlýr. Bu hadis bu uygulamanýn dýþýndaki hadislerin hükmünü kaldýrmýþtýr. Çünkü Rasûlullah (s.a.v.)’in son tatbikatý bu hadis üzeredir.

Ahmed ve Ýshâk’da derler ki: Kiþi ikinci rek’atta oturmaksýzýn kalkýverirse Buhayne hadisine göre selamdan önce iki secde yapmasý yeterlidir.

Abdullah b. Buhayne, Abdullah b. Mâlik’tir ve Buhayne’nin oðludur, babasýnýn ismi Mâlik annesinin ismi ise Buhaynedir.

Ýshâk b. Mansur, Ali b. Abdullah el Medenî’den bize bu þekilde haber vermiþtir.

Tirmîzî: Ýlim adamlarý unutma secdelerinin selamdan önce mi? sonra mý? olduðu konusunda deðiþik görüþler ortaya koydular bir kýsmý selamdan sonra yapýlacaðýný söylerler. Sûfyân es Sevrî ve Küfeliler bunlardandýr. Bir kýsmý ise selamdan önce yapýlacaðý görüþünde olup, pek çok fýkýhçýlar ve Medîneliler bu görüþte olup Yahya b. Saîd, Rabia, Þâfii ve baþka kimseler bunlardandýr.

Bir kýsmý da unutma secdeleri namazda fazlalýk yapýlmýþsa selamdan sonra, eksiklik yapýlmýþsa selamdan yapýlmalýdýr derler. Mâlik b. Enes gibi.

Ahmed diyor ki: Unutma secdeleri konusunda bize gelen her hadis kendi yapýlýþ þekliyle deðer bulur. Buhayne hadisinde oturulmasý gereken yerde kalkýldýðý için secdeler selamdan önce yapýlýr. Diðer rivâyette: Öðle namazýný beþ rek’at kýlmýþ ve secdeleri selamdan sonra yapmýþtý.

Diðer rivâyette: Öðle ve ikindi namazlarýnda iki rek’atta selam vermiþse yine secdeleri selamdan sonra yapmýþtý. Dolayýsýyla yapýlan hata ve fazlalaþtýrma durumuna göre hepsi kendi konusunda yapýldýðý þekliyle deðerlendirilip uygulanýr. Peygamber (s.a.v.) tarafýndan örneði gösterilmeyen her olayda secdeler selamdan önce yapýlmalýdýr. Ýshâk’da aynen Ahmed’in dediði gibi demekte ve þu ilaveyi yapmaktadýr. “Rasûlullah (s.a.v.) tarafýndan örneði gösterilmeyen her yanýlmada yanýlmanýn sebebi namazda fazlalýk ise selamdan sonra, eksiklik ise selamdan önce iki secde yapýlmalýdýr.”

Bölüm: 289

Ø selamdan ve konuþmalardan sonra unutma secdesi

392- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre; “Rasûlullah (s.a.v.) bir sefer öðle namazýný unutarak beþ rek’at olarak kýldý da kendisine namaz mý artýrýldý? Denildi, o da selam verilmiþ durumda olduðu için selamdan sonra iki secde yaptý.” (Nesâî, Sehv: 75; Ýbn Mâce, Ýkame: 135)

ž Bu hadis hasen sahihtir.

393- Yine Abdullah (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre: “Rasûlullah (s.a.v.) konuþtuktan ve selam verdikten sonra iki secde yapmýþtý.” (Nesâî, Sehv: 76; Ýbn Mâce, Ýkame: 135)

ž Bu konuda Muaviye b. ebî Sûfyân, Abdullah b. Cafer ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

394- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) selamdan sonra iki secde yapmýþtý.” (Nesâî, Sehv: 76; Ýbn Mâce, Ýkame: 135)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Eyyûb ve baþkalarý da Ýbn Sirin’den bu hadisi rivâyet etmiþlerdir. Bazý ilim adamlarý bu hadisle amel ederek þöyle derler: Kiþi öðle namazýný dördüncü rek’atta oturmaksýzýn beþ rek’at olarak kýlsa namazý caizdir, iki secde yapar namazý tamam olmuþ olur. Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’ýn görüþü de böyledir.

Bir kýsým ilim adamlarý ise: Öðle namazýný dördüncü rek’atta tahiyyat okuyacak kadar oturmaksýzýn beþ rek’at olarak kýlsa namazý bozulmuþ sayýlýr. Sûfyân es Sevrî ve bazý Küfeliler bu görüþtedirler.

Bölüm: 290

Ø unutma secdelerinden sonra oturup tekrar selam vermek

395- Imrân b. Husayn (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) cemaate namaz kýldýrdý ve yanýldý sonra iki secde yaparak oturdu ve tekrar selam verdi.” (Nesâî, Sehv: 76; Ýbn Mâce, Ýkame: 136)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahih ve garibtir.

Bu konuda Muhammed b. Sirin, Ebû Kýlâbe’nin amcasý olan Ebû Mühelleb’den bu hadisten baþka hadiste rivâyet etmiþtir.

Muhammed bu hadisi Hâlid el Hazza’dan Ebû Kýlâbe’den ve Ebû Mühelleb’den rivâyet etmiþtir. Ebû Mühelleb’in adý Abdurrahman b. Amr’dýr. Muaviye b. Amr da denilir.

Abdulvehhab es Sekafî, Hüþeym ve baþkalarý bu hadisi Hâlid el Hazza’dan ve Ebû Kýlâbe’den uzunca rivâyet etmektedirler ki, bu Imrân b. Husayn’ýn hadisidir. “Rasûlullah (s.a.v.) bir seferinde ikindi namazýnda üçüncü rek’atta selam verdi. Hýrbak isimli biri dördüncü rek’ata kalktý.” Unutma secdesinde oturma var mýdýr yok mudur konusunda alimler ayrý görüþler ortaya koymuþlardýr. Bir kýsmý iki secdeden sonra oturur ve selam verir demiþlerdir. Bir kýsmý da oturma ve selam yoktur selamdan önce secdeleri yaptýðý için derler. Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr ve þöyle derler: “Selamdan önce iki secdeyi yaparsa oturmak gerekmez.”

Bölüm: 291

Ø fazla ve eksik kýldýðýnda þüphe eden iki secde yapar

396- Iyâd b. Hilâl (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Ebû Saîd’e sordum: “Kiminiz namaz kýlýyor nasýl kýldýðýný bilmiyor” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.)’in þöyle dediðini bize haber verdi: “Biriniz namaz kýlar ve nasýl kýldýðýný bilmezse oturduðu yerde iki secde yapsýn.” (Nesâî, Sehv: 27)

ž Tirmîzî: Bu konuda Osman, Ýbn Mes’ûd, Âiþe ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Saîd hadisi hasendir. Bu hadis Ebû Saîd vasýtasýyla deðiþik þekillerde de rivâyet edilmiþtir.

Rasûlullah (s.a.v.)’den þu þekilde de rivâyet edilmiþtir: “Bir mi? iki mi? diye þüpheye düþerseniz bir kabul edin, iki mi? üç mü? diye þüpheye düþerseniz iki kabul edin ve selam vermeden önce iki secde yapýverin.” Hadisçiler bu hadise göre amel ederler. Bazý ilim adamlarý da “Namazýn da þüpheye düþen kaç rek’at kýldýðýný bilemeyen namazýný yeniden kýlsýn.” Demektedirler.

397- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Þeytan namaz kýlarken size gelir ve ne kadar kýldýðýný bilmeyesiniz diye kafanýzý karýþtýrýr ve siz de ne kadar kýldýðýnýzý bilmezsiniz. Kim böyle bir þey hissederse oturduðu halde iki secde yapsýn.” (Nesâî, Sehv: 27)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

398- Abdurrahman b. Avf (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittim þöyle diyordu; “Sizden biriniz namazda yanýlýr veya unutursa iki rek’at mý? Tek rek’at mý? Kýldýðýný bilemezse bir rek’at kabul ederek namazýna devam etsin. Ýki mi? Üç mü? Kýldýðýný bilemez ise iki kabul ederek namazýna devam etsin. Üç mü? Dört mü? Kýldýðýný bilemez ise üç kabul ederek namazýna devam etsin ve selam vermeden önce iki secde yapsýn.” (Nesâî, Sehv: 25)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garib sahihtir.

Yine bu hadis Abdurrahman b. Avf yoluyla deðiþik bir biçimde de rivâyet edilmiþtir. Zührî bu hadisi Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe’den, Ýbn Abbâs’tan, Abdurrahman b. Avf’tan da rivâyet etmiþtir.

Bölüm: 292

Ø dört rek’atlý namazlarýn iki rek’atýnda selam verilirse ne yapýlýr?

399- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) bir gün dört rek’atlý namazý iki rek’at kýlarak namazdan ayrýldý. Zülyedeyn isimli bir kimse: “Namaz mý kýsaldý yoksa unuttun mu? Ey Allah’ýn Rasûlü!” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): “Zülyedeyn doðru mu söylüyor” dedi. Cemaatte: “Evet” dediler. “Rasûlullah (s.a.v.)’de kalktý ve son iki rek’atý kýldýrdý ve selam verdi, sonra tekbîr alarak normal secdeleri gibi veya daha uzun bir secde daha yaptý. Sonra tekbir alarak doðruldu tekrar normal secdesi gibi veya uzun bir secde daha yaptý.” (Nesâî, Sehv: 22; Ýbn Mâce, Ýkame: 134)

ž Tirmîzî: Bu konuda Imrân b. Husayn, Ýbn Ömer, Zülyedeyn’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Bu hadis hakkýnda alimler deðiþik görüþler ortaya koymuþlardýr. Küfelilerden bir kýsmý: “Unutarak, bilmeyerek veya hangi þekilde olursa olsun konuþan kimse namazýný tekrar eder.” Bu hadisin namazda konuþmanýn haram kýlýnýþýndan önce olduðunu ileri sürerler. Þâfii, bu hadisi sahih olarak kabul eder ve der ki: Bu hadis Rasûlullah (s.a.v.)’den; “Unutarak yiyen içen oruçlunun orucunu kaza etmeyeceði yiyip içtiði þeylerin Allah’ýn bir rýzký olduðunu açýklayan hadisten daha sahihtir.”

Yine Þâfii diyor ki: Ebû Hüreyre hadisiyle oruçlunun bilerek ve unutarak yeme ve içmesi arasýnda ayýrým yapmýþlardýr.

 imâm Ahmed: Ebû Hüreyre’nin bu hadisi hakkýnda: imâm namazýnýn tamam olduðunu tahmin ederek namazý ile ilgili bir konuda konuþur ve namazýnýn eksik olduðunu öðrenirse namazýný tamamlar. Her kim namazýnýn noksan olduðunu bildiði halde imâma arkasýndan konuþursa o kimsenin namazýný yeniden kýlmasý gerekir diyor ve þöyle delil getiriyor. Rasûlullah (s.a.v.) zamanýnda farzlar artýrýlýr ve eksiltilebilirdi. Zülyedeyn de bundan dolayý konuþmuþtur. Bugün ise böyle deðildir, Zülyedeyn’in konuþtuðu gibi kimse o anlamda konuþmaz çünkü farzlar ne artýrýlýr nede eksiltilir.

 Ýmâm-ý Ahmed’de yaklaþýk olarak böyle demiþtir. Ýshâk’ta bu konuda Ahmed’in dediði gibi demektedir.

Bölüm: 293

Ø ayakkabýlarla namaz kýlýnabilir mi?

400- Ebû Mesleme (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Enes b. Mâlik’e sordum; “Rasûlullah (s.a.v.) ayakkabýlarý ile namaz kýlarmýydý?” “Evet” cevabýný verdiler. (Nesâî, Kýble: 24; Dârimî, Salat: 103)

ž Tirmîzî: Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd, Abdullah b. ebî Habibe, Abdullah b. Amr, Amr b. Hureys, Þeddâd b. Evs, Evs es Sekafî, Ebû Hüreyre ve Þeybe oðullarýndan A’ta’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Enes hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu hadisle amel ederler.

Bölüm: 294

Ø kunut (kafir ve zalimlere beddua) namazlarda nasýl yapýlýr?

401- Berâ b. Âzib (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) sabah namazlarýnda kunut yapardý.” (Müslim, Mesacid: 54; Dârimî, Salat: 216)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ali, Enes, Ebû Hüreyre, Ýbn Abbâs, Hufaf b. Ýyma b. Rahdete el Gýfârî’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Berâ hadisi hasen sahihtir.

Sabah namazýnda kunut hakkýnda ilim adamlarý ayrý görüþler ileri sürmüþlerdir. Bir kýsmý sabah namazýnda kunut yapýlmasý gereðini kabul etmiþlerdir. Mâlik ve Þâfii bunlardandýr. Ahmed ve Ýshâk þöyle diyorlar: Sabah namazýnda ancak Müslümanlarýn baþýna gelen bir felaket anýnda kunut yapýlabilir. Bir sýkýntý ve felaket anýnda imâm Ýslam ordularýna dua edebilir.

 

Bölüm: 295

Ø kunutun yapýlmadýðý zamanlarda olur mu?

402- Ebû Mâlik el Eþcaî (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Babama “Ey babacýðým” dedim. “Sen Rasûlullah (s.a.v.)’in, Ebû Bekir’in, Ömer’in, Osman’ýn ve Küfe’de beþ yýl kadar Ali’nin arkasýnda namaz kýldýn onlar namazlarýnda kunut yaparlar mýydý? Dedi ki: “Ey oðulcaðýzým bu iþ sonradan çýkmadýr.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 145: Nesâî, Ýftitah 120)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Pek çok ilim adamlarý bu hadisle amel ederler.

Sûfyân es Sevrî der ki: Sabah namazýnda kunut yapýlsa da yapýlmasa da hoþtur. Ben yapýlmamasýný tercih ederim.

Ýbn’ül Mübarek: Sabah namazýnda kunut yapýlmamasý taraftarýdýr.

Tirmîzî: Ebû Mâlik el Eþcaî’nin ismi Sa’d b. Tarýk b. Eþyem’dir.

403- Ebû Avâne (r.a.)’yoluyla Ebû Mâlik el Eþcaî bu hadisi bize bu manada rivâyet etmiþtir.

Bölüm: 296

Ø namazda aksýran kimseye dua edilir mi?

404- Muâz b. Rýfaa (r.a.)’ýn babasýndan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’in arkasýnda namaz kýldým, aksýrdým arkasýndan da: “Elhamdü lillahi hamden kesîran tayyiben mübareken fihi mübareken aleyhî kema yuhibbû rabbuna ve yerza (Rabbimizin razý olduðu ve sevdiði þekilde tüm bereketleriyle eksiksiz övgüler Allah’adýr)” dedim. Rasûlullah (s.a.v.) namazý kýlýp bitirince: “Namazda konuþan kimdi?” Buyurdu, kimse ses çýkarmadý, ikinci seferde ayný þekilde sordu, yine kimseden ses çýkmadý, üçüncü sefer sorunca; Rifâa b. Rafî b. Afrâ: “Benim Ya Rasûlullah!” dedi. “Nasýl demiþtin?” buyurdu, bende dediðimi aynen tekrar ettim. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki otuzdan fazla melek o söylediðin sözü Allah’ýn huzuruna çýkarabilmek için harekete geçtiler.” (Nesâî, Ýftitah: 36; Ebû Dâvûd, Salat: 166)

ž Bu konuda Enes, Vâil b. Hucr, Âmir b. Rabia’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Rifâa hadisi hasen sahihtir. Bir kýsým ilim adamlarýna göre bu hadisteki hüküm nafile namazlar hakkýndadýr. Tabiinden pek çok kiþi þöyle demektedirler: “Bir kimse farz namazda aksýrsa içinden sadece hamdeder, bundan fazla söylenecek sözlere cevaz vermemiþlerdir.”

Bölüm: 297

Ø namazda konuþulabilir mi?

405- Zeyd b. Erkâm (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Namazda Rasûlullah (s.a.v.)’in arkasýnda konuþurduk. Bir kimse yanýndaki kimseyle konuþurdu. “Allah’ýn huzurunda içten bir baðlýlýkla durun.” Bakara 238. ayet inince konuþma yasaklandý, susmakla emrolunduk. (Ebû Dâvûd, Salat: 123; Nesâî, Sehv: 20)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Mes’ûd ve Muaviye b. Hakem’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Zeyd b. Erkâm’ýn hadisi hasen sahihtir.

Ýlim adamlarýnýn çoðu bu hadisle amel ederler ve þöyle derler: “Bir kimse namazda bile bile veya unutarak konuþursa namazýný tekrar kýlar.” Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek ve Küfeliler bunlardandýr. Kimi alimlerde þöyle derler. “Namazda bile bile konuþursa namazýný tekrar kýlar unutarak konuþursa namazý caizdir.” Þâfii bunlardandýr.

Bölüm: 298

Ø tevbe edildikten sonra namaz kýlýnýr mý?

406- Esmâ b. Hakem el Fezarî (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Ali (r.a.)’den þöyle dediðini iþittim: “Ben Rasûlullah (s.a.v.)’den bir hadis iþittiðimde Allah o hadisten beni dilediði þekilde faydalandýrýrdý. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan bir kiþi bana hadis aktarýnca ona yemin verdirirdim. Þayet yemin ederse o hadisi kabul ederdim. Bir seferinde Ebû Bekir bana bir hadis aktardý Ebû Bekir doðru insandý, þöyle demiþti. Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittim þöyle buyurmuþtur. Bir kimse bir günah iþler sonra kalkar abdest alýr namaz kýlar sonra Allah’tan baðýþlanmasýný isterse Allah onu mutlaka affeder sonra Rasûlullah (s.a.v.), 3 Âl-i Ýmrân 135. ayetini sonuna kadar okudu þöyle ki: “…Ve onlar utanç verici bir iþ yaptýklarýnda veya varlýk sebeplerine aykýrý bir davranýþta bulunduklarýnda Allah’ý hatýrlar ve günahlarýnýn affý için yalvarýrlar. Zaten Allah’tan baþka kim günahlarý affedebilir. Onlar iþledikleri günah ve hatalý iþlerde de bilerek ýsrar etmezler.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 138)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Mes’ûd, Ebû’d Derdâ, Enes, Ebû Ümâme, Muâz, Vâsile, Ka’b b. Amr ismi verilen Ebûl Yeser’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ali hadisi hasen sahihtir. Bu hadisi bu þekliyle sadece Osman b. Muðîre’nin rivâyetiyle bilmekteyiz.

Þu’be ve diðerleri bu hadisi Ebû Avâne yoluyla benzer þekilde rivâyet etmiþlerdir. Sûfyân es Sevrî ve Mýs’ar da bu hadisi mevkuf olarak rivâyet etmiþlerdir. Yine Mýs’ar’dan merfu olarak bir rivâyet þekli de vardýr. Esmâ b. Hakem’in bu hadisten baþka merfu olarak rivâyet ettiði bir hadis bilmiyoruz.

Bölüm: 299

Ø çocuða hangi yaþta namaz kýlmasý emredilir?

407- Rabi’ b. Sebre (r.a.), babasýndan ve dedesinden rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Çocuklarýnýza yedi yaþýna geldiklerinde namazý öðretin, on yaþlarýna geldiklerinde kýlmazlar ise dövmek suretiyle namaz kýlmalarýný saðlayýn.” (Dârimî, Salat: 141)

ž Tirmîzî: Bu konuda Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Sebre hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu hadisle amel ederler Ahmed ve Ýshâk gibi; ve þöyle derler: “On yaþýndan sonra geçirdiði namazlarý yeniden kýlmasý gerekir.”

Tirmîzî: Sebre; Ma’bed el Cühenî’nin oðludur. Kendisine Avsece’nin oðludur da denilir.

Bölüm: 300

Ø namazýn son oturuþunda abdesti bozulanýn durumu

408- Abdullah b. Amr (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Namazýn son oturuþunda selam vermeden önce kiþinin abdesti bozulursa namazý geçerlidir.” (Ebû Dâvûd, Salat: 187)

ž Tirmîzî: Bu hadisin isnadý pek saðlam deðildir. Hadisçiler karýþýklýða düþmüþlerdir. Bir kýsým ilim adamlarý: “Tahiyyatý okuyacak kadar oturan kimsenin abdesti bozulursa namazý tamam olur” demektedirler. Bir kýsmý da: “Tahiyyat okumadan ve selam vermeden abdesti bozulursa namazýný yeniden kýlmasý gerekir.” demektedirler ki, Þâfii, bunlardandýr.

Ahmed diyor ki: Tahiyyat okumadan selam verirse namazý caizdir. Çünkü Rasûlullah (s.a.v.) “namazýn bitmesi selamdýr” demektedir. Tahiyyat okumak selam vermekten daha hafiftir çünkü Rasûlullah (s.a.v.) iki rek’atta kalkmýþ tahiyyat okumaksýzýn namazýna devam etmiþtir.

Ýshâk b. Ýbrahim: “Tahiyyat okursa selam vermese bile namazý caizdir” demekte ve Rasûlullah (s.a.v.)’in Ýbn Mes’ûd’a, teþehhüdü öðrettiði þu hadisini delil getirmektedir; “Tahiyyatý okuyup bitirdiðinde gerekeni yapmýþ olursun”

Tirmîzî: Abdurrahman b. Ziyâd b. En’um, Ýfrikî’dir. Bazý hadisçiler bu kimseyi zayýf kabul ederler. Yahya b. Saîd el Kattan ve Ahmed b. Hanbel bunlardandýr.

Bölüm: 301

Ø çok yaðýþlý günlerde namazýn konutlarda kýlýnmasý

409- Câbir (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Bir yolculukta Rasûlullah (s.a.v.) ile beraberdik yaðmura tutulduk, Rasûlullah (s.a.v.) “Dileyen namazýný kendi konutunda kýlsýn.” (cemaate geleceðim diye ýslanmasýn) (Ebû Dâvûd, Salat: 206; Dârimî, Salat: 55)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Ömer, Semure, Ebûl Melih’in babasýndan ve Abdurrahman b. Semure’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Câbir hadisi hasen sahihtir.

Ýlim adamlarý yaðmur ve çamur gibi sýkýntýlý anlarda cuma ve cemaate gidilmemesine ruhsat vermiþler olup; Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Tirmîzî: Ebû Züra’dan þöyle dediðini iþittim: Affân b. Müslim, Amr b. Ali’den sadece bir hadis rivâyet etmiþtir.

Ebû Züra’ diyor ki: Basra’da þu üç kiþiden hafýzasý daha kuvvetli olan kimseyi görmedik: Ali el Medînî, Ýbn Þazekûnî ve Amr b. Ali.

Ebû Melih’in adý Âmir’dir. Kendisine Zeyd b. Üsâme b. Umeyr el Hüzelî’de denir.

Bölüm: 302

Ø namazlardan sonra tesbih çekmek

410- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Fakir kimseler, Rasûlullah (s.a.v.)’e gelerek; Ya Rasûlullah! Dediler. “Zenginler de bizim gibi namaz kýlýyorlar bizim gibi oruç tutuyorlar, imkanlarý olduðu için köleleri hürriyetlerine kavuþturuyorlar bol bol sadaka veriyorlar.” Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Her namazý kýldýðýnýzda otuz üç kere sübhanallah, Otuz üç kere elhamdülillah, otuz dört kere Allahûekber, on kere de lailahe illallah derseniz sizi sevapta geçen zenginlere yetiþmiþ olursunuz ve sizden sonrakiler de bunlarý yapmadýklarý sürece sizi geçemezler.” (Nesâî, Sehv: 91)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ka’b b. Ucre, Enes, Abdullah b. Amr, Zeyd b. Sabit, Ebû’d Derdâ, Ýbn Ömer ve Ebû Zerr’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi hasen garibtir. Yine bu konuda Ebû Hüreyre ve Muðîre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Rasûlullah (s.a.v.)’in þöyle söylediði de rivâyet edilmiþtir. Ýki özellik vardýr ki onlarý yapan mutlaka Cennete girecektir. “Her namazýn arkasýnda on sefer sübhanallah, on sefer elhamdülillah, on sefer Allahüekber, diyen kimse ile uyuyacaðý zaman otuz üç kere sübhanallah, otuz üç kere elhamdülillah, otuz dört kere de Allahuekber diyen kimse.”

Bölüm: 303

Ø yaðmur ve çamurlu zamanlarda binit üzerinde namaz kýlýnýr mI?

411- Ya’la b. Mürre (r.a.)’in babasýndan ve dedesinden aktardýðýna göre: “Bir yolculukta Peygamber (s.a.v.) ile beraber idiler. Dar bir geçide geldiklerinde namaz vakti girmiþti, üstlerinden yaðmur durmaksýzýn yaðýyor altlarýnda da su yükseliyordu, Rasûlullah (s.a.v.) devesinin üzerinde ezan okudu kamet getirdi, devesiyle öne geçerek onlara namaz kýldýrdý. Namazý imâ (hareketle) kýldýrýyordu secdeleri rükû’ dan biraz daha eðilerek yapýyordu.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 35)

ž Tirmîzî: Bu hadis garibtir. Ömer b. Rimah el Belhî tek baþýna rivâyet etmiþtir. Bu hadisinden baþka rivâyeti olmadýðý için tanýnmaz, ilim adamlarýndan pek çok kimse bu hadisi ondan aktarmýþlardýr. Ayný þekilde Enes b. Mâlik’den de yaðmurlu ve çamurlu zamanlarda binit üzerinde namaz kýldýðý da rivâyet edilmiþtir. Ýlim adamlarý bu hadisle amel etmiþlerdir. Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Bölüm: 304

Ø vücuda zarar verecek þekilde namaz kýlmak

412- Muðîre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in ayaklarý þiþinceye kadar namaz kýlardý. Kendisine þöyle denildi: “Geçmiþ ve gelecek günahlarýnýz baðýþlandýðý halde niçin kendini zorlayarak böyle namaz kýlýyorsun?” Buyurdular ki: “Allah’a çok þükreden bir kul olmayayým mý?” (Ýbn Mâce, Ýkame: 184)

ž Bu konuda Ebû Hüreyre ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Muðîre b. Þu’be’nin hadisi hasen sahihtir.

Bölüm: 305

Ø kýyamette ilk hesap namazla baþlayacaktýr

413- Hureys b. Kabîsa (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Medîne’ye geldiðimde þöyle dua etmiþtim: “Allah’ým oturup sohbet edebileceðim bir arkadaþ nasib et.” Ebû Hüreyre’nin yanýna sokulup Allah’tan hayýrlý, sohbet edebileceðim bir kimse nasib etmesini dilemiþtim. Þimdi senden Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittiðin bir hadisi bana aktar ki Allah onunla beni faydalandýrsýn dedim. Bunun üzerine Ebû Hüreyre þöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v.)’den iþitmiþtim þöyle buyurmuþtu: “Kýyamet gününde kulun iþlediði amellerinden ilk olarak hesap vereceði þey namazdýr, namazý tam ve düzgün olursa baþardý ve kurtuldu gitti, namazý bozuk olursa tamamen zarardadýr. Eðer hesabý görülen kimsenin farz namazlarýnda eksiði varsa Allah þöyle diyecek: “Kulumun nafile namazlarýna bakýn ve farzdan eksiðini nafilerle tamamlayýn. Böylece diðer amellerin hesabý da bu þekilde görülür.” (Nesâî, Salat: 9; Ýbn Mâce, Ýkame: 202)

ž Bu konuda Temim ed Dârî’den de hadis rivâyet edilmiþtir. Yine bu hadis Ebû Hüreyre’den baþka þekilde de rivâyet edilmiþtir. Hasan’ýn arkadaþlarýndan bazýlarý Hasan’dan Kabîsa b. Hureys’den baþka bir hadis daha rivâyet edilmiþtir ki meþhur olan rivâyet Kabîsa b. Hureys b. Kabise deðil “Kabîsa b. Hureys” rivâyetidir.

Enes b. Hakîm’den de Ebû Hüreyre yoluyla benzeri bir hadis rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 306

Ø bir gün ve gecede farzlarýn dýþýnda on iki rek’at sünnet kýlýnýr

414- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Her kim bir günde kýlýnmasý gereken on iki rek’at sünnet namaza devam ederse Allah o kimseye Cennet’te bir köþk yapar. Öðleden önce dört rek’at, sonra iki rek’at, akþamnamazýndan sonra iki rek’at, yatsýdan sonra iki rek’at, sabah namazýndan önce iki rek’at.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 100; Dârimî, Salat: 144)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ümmü Habibe, Ebû Hüreyre, Ebû Musa ve Ýbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Aiþenin hadisi bu þekliyle garibtir. Muðýre b. Ziyâd’ýn hafýzasý yönünde bazý hadisçiler söz etmiþlerdir.

415- Ümmü Habibe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Her kim bir gün ve gecede farzlarýn dýþýnda kýlýnmasý gereken on iki rek’at sünneti kýlarsa Allah’ta o kimseye Cennet’te bir köþk yapar. Dört rek’at öðleden önce, iki rek’at öðleden sonra, akþamdan önce iki rek’at, yatsýdan sonra iki rek’at, sabah namazýndan önce iki rek’at.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 100)

ž Tirmîzî: Bu konuda Anbese’nin, Ümmü Habibe’den rivâyet ettiði hadis hasen sahihtir. Bu hadis Anbese’den deðiþik þekillerde de rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 307

Ø iki rek’atlýk sabah namazýnýn deðeri ve kýymeti

416- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Sabah namazýnýn iki rek’atýndan elde edilecek sevap dünya ve içindeki her þeyden daha hayýrlýdýr.” (Dârimî, Salat: 136)

ž Bu konuda Ali, Ýbn Ömer, Ýbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âiþe hadisi hasen sahihtir. Ahmed b. Hanbel, Salih b. Abdullah et Tirmîzî’den, Âiþe’nin bu hadisini rivâyet etmiþtir.

Bölüm: 308

Ø sabah namazýnýn sünnetinin hafif kýlýnmasý ve ne okunduðu

417- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’i bir ay boyunca gözetledim sabah namazýnýn sünnetinde Kafirun ve Ýhlas sûrelerini okuyordu.” (Müslim, Salat-ül Müsafirin: 14; Ebû Dâvûd, Salat-ý Tatavvu: 2)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Mes’ûd, Enes, Ebû Hüreyre, Ýbn Abbâs, Hafsa ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Ömer hadisi hasendir. Ebû Ýshâk’tan, Sevrî’nin rivâyet ettiði hadisi ancak halk arasýnda Ýsrail hadisi diye bilinen Ebû Ahmed’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Ebû Ahmed ayný þekilde Ýsrail’den bu hadisi rivâyet etmiþtir. Ebû Ahmed ez-Zübeyrî güvenilir bir kimse olup hafýzdýr. Bündar’dan þöyle dediðini iþittim: “Ebû Ahmed ez-Zübeyrî’den hafýzasý daha güzel bir kimseyi görmedim.” Ebû Ahmed’in adý: Muhammed b. Abdullah b. Zübeyr el Kûfî el Esedî’dir.

Bölüm: 309

Ø sabah namazýnýn farzýyla sünneti arasýnda konuþulur mu?

418- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) sabah namazýnýn iki rek’at sünnetini kýldýktan sonra bir ihtiyacý olursa benimle konuþurdu, ihtiyacý yoksa farz namazý kýlmak üzere mescide çýkardý.” (Dârimî, Salat: 147)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönemlerin ilim adamlarýndan bir kýsmý sabah namazýnýn vaktinin giriþinden farzý kýlýncaya kadarki zaman içerisinde zaruri olan konuþma ve Allah’ý zikirden baþka lüzumsuz konuþmalarý hoþ karþýlamazlardý. Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Bölüm: 310

Ø sabah namazýnýn vakti girdikten sonra sadece iki rek’at sünnet kýlýnýr

419- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Sabah namazýnýn vakti girdikten sonra sadece iki rek’at sünnet kýlýnýr.” (Dârimî, Salat: 146; Ýbn Mâce, Ýkame: 101)

ž Bu hadisten anlaþýlmasý gereken þudur: Sabah namazýnýn vakti girdikten sonra sadece sabah namazýnýn iki rek’at sünneti kýlýnabilir.

Tirmîzî: Bu konuda Abdullah b. Amr ve Hafsa’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Ömer (r.a.)’in bu hadisi garibtir. Bu hadis sadece Kudame b. Musa’nýn rivâyetiyle bilmekteyiz. Kendisinden, bazý kimseler hadis rivâyet etmiþlerdir.

Ýlim adamlarý bu konuda ittifak ederek þöyle demiþlerdir: “Sabah namazýnýn vakti girdikten sonra sabahýn ilk sünnetinden baþka namaz kýlmak hoþ deðildir.”

Bölüm: 311

Ø sabah namazýnýn sünnetini kýldýktan sonra biraz uzanmak

420- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Biriniz sabah namazýnýn sünnetini kýlýnca sað yaný üzerine yatarak istirahat etsin.” (Ebû Dâvûd, Salat-ý Tatavvu: 3; Dârimî, Salat: 148)

ž Tirmîzî: Bu konuda Âiþe (r.anha)’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi bu þekliyle hasen sahih garibtir. Yine Âiþe (r.anha)’dan þöyle de rivâyet edilmiþtir. “Rasûlullah (s.a.v.) sabah namazýnýn sünnetini kýldýktan sonra sað yaný üzerine uzanýrdý.” Bazý ilim adamlarý böyle yapmayý müstehab görürler.

Bölüm: 312

Ø namaz için kamet getirilince farzdan baþka namaz kýlýnmaz

421- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Herhangi bir vaktin namazý için kamet getirildiðinde o vaktin farzýndan baþka namaz kýlýnmaz.” (Dârimî, Salat: 149; Ýbn Mâce, Ýkame: 103)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Buhayne, Abdullah b. Amr, Abdullah b. Sercis, Ýbn Abbâs, ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasendir. Yine ayný þekilde Eyyûb, Verka b. Ömer, Ziyâd b. Sa’d, Ýsmail b. Müslim, Muhammed b. Cuhade, Amr b. Dinar, Atâ b. Yesâr ve Ebû Hüreyre yoluyla da hadis rivâyet edilmiþtir.

Hammad b. Zeyd, Sûfyân b. Uyeyne, Amr b. Dinar’dan da bir hadis rivâyet edilmiþ olup merfu derecesine çýkmamýþtýr. Merfu olan rivâyet bizce daha sahihtir.

Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve diðer ilim adamlarýndan bir kýsmý bu hadisle amel edip “Kamet getirildiðinde o vaktin farzýndan baþka namaz kýlýnmaz” demektedirler. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’ta bu görüþtedirler.

Bu hadis yine Ebû Hüreyre’den deðiþik bir þekilde de rivâyet edilmiþtir. Ayyaþ b. Abbâs el Kýtbanî el Mýsrî’de, Ebû Seleme ve Ebû Hüreyre’den de benzeri bir hadis rivâyet edilmiþtir.

BÖLÜM: 313

Ø SABAH NAMAZININ SÜNNETÝ GEÇMÝÞSE FARZINDAN SONRA KILINMALIDIR

422- Muhammed b. Ýbrahim’in dedesi Kays (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) namaz için mescide çýktý, hemen kamet getirildi ben onunla sabah namazýný cemaatle kýldým. Rasûlullah (s.a.v.) namazýný bitirip mescidden çýkacaðýnda beni namaz kýlar vaziyette gördü ve “Ey Kays dur bakalým bir namaz vaktinde iki namaz mý? kýlýyorsun buyurdular.” Ben de, Ey Allah’ýn Rasûlü sabah namazýnýn iki rek’at sünnetini kýlamamýþ idim dedim. “O halde bir sakýncasý yok” buyurdular. (Ýbn Mâce, Ýkame: 104; Buhârî, Mevakît: 27)

ž Tirmîzî: Muhammed b. Ýbrahim’in rivâyetinin bu þekilde olduðunu sadece Sa’d b. Saîd’in rivâyetinden bilmekteyiz. Sûfyân b. Uyeyne der ki: Atâ b. ebî Rebah bu hadisi Sa’d b. ebî Saîd’den rivâyet etmiþtir. Bu hadis sadece mürsel olarak rivâyet edilmiþtir. Mekke’lilerden bir kýsmý bu hadisle amel etmekte olup: “Güneþ doðmadan önce farz namazdan sonra namaz kýlmakta bir sakýnca görmemektedirler.”

Tirmîzî: Sa’d b. Saîd, Yahya b. Saîd el Ensarî’nin kardeþidir. Kays ise Yahya b. Saîd’in dedesidir. Kays b. Amr ve Kays b. Kaht olduðu da söylenmektedir. Bu hadisin senedi kopuktur. Çünkü Muhammed b. Ýbrahim et Teymî, Kays’tan iþitmemiþtir.

Kimisi de bu hadisi Sa’d b. Saîd’den ve Muhammed b. Ýbrahim’den “Rasûlullah (s.a.v.) çýktý ve Kays’ý gördü…” diyerek rivâyet etmektedirler. Bu hadis Abdulaziz’in, Sa’d b. Saîd’den rivâyetinden daha sahihtir.

Bölüm: 314

Ø sabah namazý kaçýrýlýrsa güneþ doðduktan sonra bile kýlýnýr

423- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Kim sabah namazýnýn iki rek’atýný kýlamaz ise güneþ doðduktan sonra bile olsa mutlaka kýlsýn.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 104; Ebû Dâvûd, Tatavvu: 6)

ž Tirmîzî: Bu hadisi sadece bu þekliyle bilmekteyiz, Ýbn Ömer’den böyle yaptýðý da rivâyet edilmiþtir. Bazý ilim adamlarý bu hadisle amel etmiþlerdir. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr. Amr b. Âsým el Kilabî’den baþka bu hadisi Hemmâm’dan bu þekliyle rivâyet eden bir kimse bilmiyoruz. Katâde’nin Nadr b. Enes, Beþîr b. Nehik ve Ebû Hüreyre’den bilinen meþhur rivâyeti þöyledir. “Her kim güneþ doðmadan önce sabah namazýnýn bir rek’atýna yetiþirse sabah namazýna yetiþmiþ sayýlýr.”

Bölüm: 315

Ø öðleden önce kýlýnan dört rek’at sünnet

424- Ali (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre: “Rasûlullah (s.a.v.) öðlenin farzýndan önce dört rek’at sonra da iki rek’at sünnet kýlardý.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 105; Ebû Dâvûd, Tatavvu: 7)

ž Tirmîzî: Bu konuda Âiþe ve Ümmü Habibe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ali’nin hadisi hasendir.

Ebû Bekir el Attar der ki: Ali b. Abdullah’tan Yahya b. Saîd’den, Sûfyân’dan þöyle dediði bize aktarýlmýþtýr. “Hâris’in rivâyetine karþý Âsým b. Damre’nin rivâyetinin üstünlüðünü ve deðerini biliriz.” Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve diðer dönemlerden pekçok ilim adamlarýnýn görüþü bu þekilde olup “Öðle namazýnýn farzýndan önce dört rek’at sünnet kýlýnmasýný” tercih etmiþlerdir. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Ýshâk ve Küfeliler böyle yaparlar. Kimi ilim adamlarý da “Gece ve gündüz namazlarý ikiþer ikiþerdir” diyerek bu kýlýnan dört rek’atýn arasýný bölerek, iki iki kýlmanýn uygun olduðunu söylemiþlerdir. Ahmed ve Þâfii bunlardandýr.

Tirmîzî: Bu konuda Ali ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 316

Ø öðle namazýndan sonra kýlýnan iki rek’at sünnet

425- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Peygamber (s.a.v.) ile beraber öðleden önce iki öðleden sonra da iki rek’at sünnet namaz kýldým.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 425; Nesâî, Ýmame: 64)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ali ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Ömer hadisi sahihtir.

Bölüm: 317

Ø öðle namazýnýn farzýndan önceki sünnet mutlaka kýlýnmalýdýr

426- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edildiðine göre: “Peygamber (s.a.v.) öðle namazýnýn farzýndan önce kýlmasý gereken sünneti kýlamaz ise farzdan sonra kýlardý.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 105; Ebû Dâvûd, Tatavvu: 7)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garib olup sadece Ýbn’ül Mübarek’in bu rivâyetinden bilmekteyiz. Kays b. er Rabî’, Þu’be’den ve Hâlid el Hazza’dan buna benzer bir þekilde rivâyet etmiþtir. Kays b. er Rabî’den baþka, Þu’be’den bu hadisi rivâyet eden bir kimse bilmiyoruz. Yine Abdurrahman b. ebî Leylâ’da Peygamber (s.a.v.)’den buna benzer bir hadis rivâyet etmiþtir.

427- Ümmü Habibe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur. “Kim öðle namazýnýn farzýndan önce dört farzýndan sonra da dört rek’at namaz kýlarsa Cehennem’i o kimseye haram kýlar.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu: 7; Ýbn Mâce, Ýkame: 108)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir. Buradakinin dýþýnda da baþka bir yolla rivâyet edilmiþtir.

428- Anbese b. ebî Sûfyân (r.a.)’dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.)’in hanýmý ve kýz kardeþim Ümmü Habibe’den iþittim diyor ki: Peygamber (s.a.v.)’in þöyle dediðini iþittim: “Her kim öðlenin farzýndan önce dört rek’at, sonra dört rek’at kýlmaya devam ederse Allah o kimseye Cehennem ateþini haram kýlar.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu: 7; Ýbn Mâce, Ýkame: 108)

ž Tirmîzî: Bu hadis bu þekliyle hasen sahih garibtir. Râvîlerden Kâsým Abdurrahman’ýn oðludur. Künyesi, Ebû Abdurrahman’dýr. Kendisi Abdurrahman b. Hâlid b. Yezîd b. Muaviye’nin azat edilmiþ kölesidir, Þamlý olup güvenilir bir kimsedir ve Ebû Ümâme’nin de arkadaþýdýr.

Bölüm: 318

Ø ikindi farzýndan önceki dört rek’at sünnet

429- Ali (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) ikindi namazýnýn farzýndan önce dört rek’at sünnet kýlar bu dört rek’at sünnetin arasýný bir selamla ayýrýrdý ki o selamda; “Allah’a yakýn meleklere, peygamberlere ve onlara uyan mü’min ve Müslümanlara selam olsun” dedi. (Ýbn Mâce, Ýkame: 109; Nesâî, Ýmame: 65)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Ömer ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ali hadisi hasendir.

Ýshâk b. Ýbrahim bu hadisle yola çýkarak, ikindiden önce kýlýnan dört rek’atýn bir selam ile kýlýnmasýný tercih etmiþtir.

Ýshâk diyor ki: “Arasýný bir selam ile ayýrýrdý” demek, oturarak teþehhüdü okurdu demektedir.

Þâfii ve Ahmed’in görüþü ise: Gece ve gündüz namazlarý ikiþer ikiþer rek’attýr hadisine göre ikindiden önceki dört rek’atýn iki selamla ayrýlmasý yönündedir.

430- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Ýkindi namazýnýn farzýndan önce dört rek’at kýlan kimseye Allah rahmet etsin.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu: 8)

ž Bu hadis hasen garibtir.

 

Bölüm: 319

Ø akþamýn farzýndan sonraki sünnette ne okunur?

431- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Peygamber (s.a.v.) akþam namazýnýn farzýndan sonraki iki rek’atla, sabah namazýndan önceki iki rek’atta okuduðu “Kafirûn” ve “Ýhlas” sûrelerini kaç kere iþittiðimi sayamam.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 111)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Mes’ûd’un hadisi garibtir. Bu hadisi sadece Abdulmelik b. Ma’dan’ýn, Asýmdan rivâyetiyle bilmekteyiz.

Bölüm: 320

Ø akþamýn son iki rek’at sünnetinin evde kýlýnmasý

432- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Peygamber (s.a.v.) ile birlikte, evinde akþam namazýnýn farzýndan sonra iki rek’at namaz kýldým.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 110; Ebû Dâvûd, Tatavvu: 15)

ž Tirmîzî: Bu konuda Rafî’ b. Hadîç ve Ka’b b. Ucre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Ömer hadis hasen sahihtir.

433- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in gece ve gündüzde kýldýðý on rek’at namazý çok iyi öðrendim þöyle ki: Öðleden önce iki öðleden sonra iki rek’at, ikindiden önce iki rek’at, yatsýdan sonra iki rek’at ve Hafsa’nýn bana bildirdiðine göre; sabahtan önce iki rek’at.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 100)

ž Bu hadis hasen sahihtir.

434- Zührî, Sâlim ve Ýbn Ömer (r.anhüma), yoluyla Rasûlullah (s.a.v.)’den bu hadisin bir benzeri daha rivâyet edilmiþtir.

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bölüm: 321

Ø akþamýn farzýndan sonra kýlýnacak altý rek’at nafile namazýn deðer ve kýymeti

435- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Kim akþam namazýndan sonra altý rek’at nafile namaz kýlar ve aralarýnda da kötü söz söylemezse on iki yýllýk ibadet sevâbýna denk sevap kazanmýþ olur.” (Ýbn Mâce, Ýkame: 113; Ebû Dâvûd, Tatavvu: 15)

ž Tirmîzî: Âiþe (r.anha)’dan þöyle de rivâyet edilmiþtir: “Kim akþam namazýndan sonra yirmi rek’at nafile kýlarsa Allah’ta ona Cennet’te bir ev yapar.”

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi garibtir. Bu hadisi sadece Ömer b. Abdullah b. ebî Has’am’dan, Zeyd b. Hubab’ýn rivâyetiyle bilmekteyiz.

Tirmîzî: Muhammed b. Ýsmail’den iþittim þöyle diyordu: Ömer b. ebî Has’am bilinmeyen ve hoþ karþýlanmayan bir kimsedir. Gerçekten o zayýf sayýlmaktadýr.

Bölüm: 322

Ø yatsýdan sonra kýlýnan iki rek’at sünnet

436- Abdullah b. Þakîk (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir. Âiþe (r.anha)’ya Rasûlullah (s.a.v.)’in namazýndan sordum. Buyurdular ki: “Öðleden önce iki rek’at, öðleden sonra iki rek’at, akþamdan sonra iki, yatsýdan sonra iki rek’at, sabahtan önce iki rek’at sünnet kýlardý.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu: 16)

ž Tirmîzî: Abdullah b. Þakîk ve Âiþe hadisi hasen sahihtir.

Bölüm: 323

Ø gece namazlarýnýn ikiþer ikiþer olduðu

437- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Gece namazlarý ikiþer ikiþer rek’attýr. Sabah namazýnýn vaktinin girmesinden endiþe edersen vitr namazýný bir rek’at olarak kýl gece kýldýðýn son namaz, vitr namazý olsun.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu: 24; Dârimî, Salat: 165)

ž Tirmîzî: Bu konuda Amr b. Abese’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Ömer hadisi hasen sahihtir.

Ýlim adamlarý bu hadisle amel ederler ve gece namazlarýnýn ikiþer ikiþer rek’at olduðunu söylerler. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Bölüm: 324

Ø gece namazýnýn deðer ve kýymeti

438- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Ramazan orucundan sonra en deðerli oruç Allah’ýn ayý olan Muharrem ayýnda tutulan oruçtur. Farz namazlardan sonra en deðerli namaz gece kýlýnan namazdýr.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu konuda Câbir, Bilâl ve Ebû Ümâme’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.

Tirmîzî: Ebû Biþr’in adý Cafer b. Ebû Vahþiyye’dir. Ebû Vahþiyye’nin adý ise Ýyas’týr.

Bölüm: 325

Ø Peygamber (s.a.v.)’in gece namazý nasýldý?

439- Ebû Seleme (r.a.)’dan rivâyet edilmiþtir. Ebû Seleme (r.anha), Âiþe (r.anha)’ya “Rasûlullah (s.a.v.)’in Ramazan’daki kýldýðý gece namazýndan sormuþtu da; Âiþe (r.anha) þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in ne Ramazan’da ne de Ramazan ayý haricinde gece kýldýðý namazlar on bir rek’atý geçmezdi. Dört rek’at kýlardý ki onun güzelliðinden ve uzunluðundan sorma! Sonra yine dört rek’at daha kýlardý ki bununda güzelliðinden ve uzunluðundan hiç sorma! Sonra üç rek’at kýlardý. Âiþe diyor ki: “Ey Allah’ýn Rasûlü vitr namazýný kýlmadan mý uyuyorsunuz? Buyurdular ki: “Benim gözlerim uyur fakat kalbim uyumaz.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu: 26; Dârimî, Salat: 165)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

440- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edildiðine göre: “Rasûlullah (s.a.v.) geceleri on bir rek’at namaz kýlar bunun birini vitr olarak kýlmýþ olurdu. Namazýný bitirdiðinde sað yaný üzerine uzanýrdý.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu: 26)

441- Kuteybe, Mâlik ve Ýbn Þihâb’tan bu hadisin bir benzeri daha rivâyet edilmiþtir.

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bölüm: 326

Ø Rasûlullah (s.a.v.) geceleri on üç rek’atta namaz kýlardý

442- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre: “Rasûlullah (s.a.v.) geceleri nafile namaz olarak on üç rek’at namaz kýlardý.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu: 26; Dârimî, Salat: 165)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Cemre ed Dubaî’nin ismi Nasr b. Imrân ed Dubaî’dir.

Bölüm: 327

Ø Rasûlullah (s.a.v.) geceleri dokuz rek’at namaz kýlardý

443- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) geceleri dokuz rek’at nafile namaz kýlardý.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu: 26; Ýbn Mâce, Ýkame: 123)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Zeyd b. Hâlid ve Fadl b. Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiþtir. Tirmîzî: Âiþe hadisi bu þekliyle hasen sahih garibtir.

444- Sûfyân es Sevrî (r.a.), A’meþ’den bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiþtir.

ž Bu hadisi bize Mahmûd b. Gaylân, Yahya b. Adem’den, Sûfyân’dan ve Ameþ’den bize aktarmýþtýr.

Tirmîzî: Rasûlullah (s.a.v.)’den gece namazý hakkýndaki rivâyetlerin en çoðu vitr ile beraber on üç rek’at en azý ise dokuz rek’attýr.

Bölüm: 328

Ø gece namazýný kýlamayan gündüz kýlabilir

445- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edilmiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) gece namazýný uykudan dolayý kýlamaz ise, gündüz on iki rek’at olarak kýlardý.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu: 20; Dârimî, Salat: 162)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Tirmîzî: Sa’d b. Hiþâm, Âmir el Ensarî’nin oðludur. Hiþâm b. Âmir ise Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndandýr. Abbâs el Anberî, Attâb b. Müsenna, Behz b. Hakîm’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Zürare b. Evfâ, Basra’da kadýlýk görevi yapýyordu. Kuþeyr oðullarýna imâmlýk yapýyordu. Bir gün sabah namazýnda Müddessir sûresi 8. ve 9. ayetleri olan “Yeniden diriliþ için Sur’a üfürüldüðü zaman iþte o gün çok zorlu ve sýkýntýlý bir gündür.” Ayetini okudu ve ölü vaziyette yere düþtü. Bende, onu evine taþýyanlar arasýnda idim.

Bölüm: 329

Ø allahýn her gece kullarýný baðýþlama müjdesi

446- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Gecenin ilk üçte biri geçince Allah dünya semasýna inerek þöyle buyurur. Mülkün sahibi, otorite benimdir, kim bana dua ederse karþýlýðýný veririm, kim benden isterse ona veririm. Kim benden baðýþlanma isterse onu baðýþlarým bu durum sabaha kadar böylece devam eder.” (Dârimî, Salat: 168; Müslim, Salat-ül Müsafirîn: 24)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ali b. ebî Tâlib ve Ebû Saîd el Hudrî, Rifâa el Cühenî, Cübeyr b. Mut’im, Ýbn Mes’ûd, Ebû’d Derdâ, Osman b. ebil As’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Bu hadis Ebû Hüreyre’den deðiþik þekillerde de rivâyet edilmiþtir. Yine Ebû Hüreyre’den “Gecenin üçte biri kalýnca…” þeklindeki rivâyeti de vardýr ki rivayetlerin en sahihi budur.

Bölüm: 330

Ø gece namazlarýnda ne okunur?

447- Ebû Katâde (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) bir gece Ebû Bekir’e uðradý gece namazýnda alçak sesle okuyorsun” dedi. Ebû Bekir ise: “Yalvardýðým kimseye duyuruyorum dedi. Rasûlullah (s.a.v.) ise biraz sesini yükselt” dedi. “Ömer’e uðradý, gece namazýnda sesini çok yükselterek okuyorsun” dedi. Ömer ise: “Uyuklayanlarý uyandýrýyor, þeytaný da kovalýyorum” dedi. “Peygamber (s.a.v.) ise sesini biraz alçalt buyurdular.” (Müslim, Salat-ül Müsafirîn: 27)

ž Tirmîzî: Bu konuda Âiþe, Ümmü Hanî, Enes, Ümmü Seleme ve Ýbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi Hammad b. Seleme’den, Yahya b. Ýshâk aktarmýþtýr. Pek çok kimseler bu hadisi Sabit ve Abdullah b. Rebah’tan mürsel olarak aktarmýþlardýr.

448- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) Kur’ân’dan bir ayet ile gece namazýnýn tümünü kýlmýþtý.” (Ýbn Mâce rivâyetine göre bu ayet; 5 Maide: 118. ayetidir.)(Tirmîzî rivâyet etmiþtir)

ž Tirmîzî: Bu hadis bu þekliyle hasen garibtir.

449- Abdullah b. ebî Kays (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Âiþe (r.anha)’ya sordum, Rasûlullah (s.a.v.)’in gece namazlarýndaki okuyuþu açýktan mý yoksa gizli miydi? Âiþe þöyle dedi: Her iki þekilde de yapmýþtýr, bazen gizli okur, bazen de sesli okurdu. Bunun üzerine ben de: Her türlü ibadet ve iþlerimizde geniþlik vererek kolaylýk saðlayan Allah’a hamdolsun.” (Ebû Dâvûd, Vitr: 11; Müslim, Müsafirîn: 29)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahih garibtir.

Bölüm: 331

Ø nafile namazlarýn evde kýlýnmasý daha deðerlidir

450- Zeyd b. Sabit (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Farz namaz dýþýnda kiþinin en hayýrlý namazý evinde kýldýðý namazdýr.” (Müslim, Müsafirin: 29; Ebû Dâvûd, Vitr: 11)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ömer b. Hattâb, Câbir b. Abdillah, Ebû Saîd, Ebû Hüreyre, Ýbn Ömer, Âiþe, Abdullah b. Sa’d ve Zeyd b. Hâlid el Cühenî’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Zeyd b. Sabit hadisi hasendir. Bu hadisin rivâyeti konusunda ihtilaf vardýr. Musa b. Ukbe ve Ýbrahim b. ebûn Nadr, merfu olarak rivâyet etmiþlerdir. Mâlik b. Enes ise Ebû’n Nadr’den rivâyet etmiþ mevkuf olarak aktarmýþtýr. Merfu olarak aktarýlan daha sahihtir.

451- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Evlerinizde de sünnet namazlarýný kýlýn ki evlerinizi namaz kýlýnmayan kabirlere çevirmeyin.” (Müslim, Müsafirîn: 29)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.